Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/824 E. 2022/987 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/824
KARAR NO : 2022/987

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
K.YAZIM TARİHİ : 16/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … …, müvekkilini resmi kurumlar nezdinde yanlış ve yanıltıcı beyanlarla kötülemiş olduğunu, kendisini, müvekkile göre öne çıkartmaya çalıştığını, hak sahibi olmadığı halde, kendisini tescilli hak sahibi gibi gösterdiğini ve bu şekilde müvekkili aleyhine haksız rekabet yaratacak fiilleri işlediğini, dürüstlük kuralına aykırı hareketlerde bulunduğunu, davalının bu eylemleri TTK nın 54. ve devamı maddeleri gereğince haksız rekabet teşkil ettiğini ifade ederek, davalı yan fiillerinin, TTK anlamında Haksız Rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve fiillerin önlenmesine, haksız rekabetin tespiti ile davanın kabulüne dair verilen kararın masrafları davalı yanca karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması için ülke çapında yayın yapan gazetelerden birinde ilanına, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin dava dilekçesinin giriş kısmında, haksız rekabete ilişkin davalarda, aynı zamanda FSEK kapsamında eser veya SMK kapsamında marka, patent ve faydalı model korumasına ilişkin ise bu durumda görevli mahkemenin Fikri Ve Sınai Haklar Mahkemeleri olacağını iddia etmişse de, hukuka ve yasaya aykırı iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, davanın görevsiz mahkemede ikame edildiğini, buna göre haksız rekabet nedeniyle açılan tüm davalarda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davacı şirketin dava dilekçesinin ilerleyen kısımlarında, davalı müvekkilinin hak sahibi olmadığı halde kendisini tasarım ve faydalı model tescil sahibi olarak göstermek suretiyle EGM nezdinde gerçek dışı beyanlarda bulunarak, müvekkillerini resmi kurum önünde küçük düşüren gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, bu hali ile müvekkilinin TTK’da yer alan haksız rekabet fiilini işlediğini iddia etmişse de, mesnetsiz, gerçeğe aykırı, hukuki dayanaktan yoksun iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, zira haksız rekabet koşullarının gerçekleşmediğini, Yargıtay’ın yasal yollara başvurmayı anayasal şikâyet hakkının kullanılması olarak görmüş ve haksız rekabet konusu yapılamayacağını belirttiğini, müvekkilinin dava ikame etmesinin haksız rekabet yaratmasının mümkün olmadığını, davacı şirketin mesnetsiz, dayanaksız, gerçek dışı, hukuka aykırı ve etiğe aykırı iddialarınının kabulünün mümkün olmadığını, davacının bütünüyle suiniyete dayalı olan haksız ve mesnetsiz davasının bütünüyle reddine, her türlü yargılama giderlerimiz ile vekâlet ücretimizin dahi hasma tahmiline, şimdilik sair her türlü talep, cevap ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Davalı yanın fiilllerinin haksız rekabet olduğunun tespiti ile haksız rekabet yaratan fiillerinin önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Görev konusu dava şartı olup, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında, talep halinde veya resen incelenebilir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticaret mahkemesinin bu davada görevli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunludur.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
HMK’nın 114/1-b maddesine göre, yargı yolunun caiz olması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından resen göz önüne alınabileceğinden, öncelikle yargı yolu yönünden değerlendirme yapılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156. Maddesi gereğince “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir” düzenlemesine yer verildiği davada davalı tarafın tasarım başvurusu ve faydalı model TPMK’nın henüz bir tescil kararı bulunmasa dahi bu durumda davalının fiilinin haksız rekabet teşkil edip etmeyeceğinin tespit ve değerlendirilmesi görevinin ihtisas mahkemesi olarak Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın …. karar sayılı kararı ile 02/11/2015 tarih ve 2015/4432 esas 11344 karar sayılı kararlarının bu doğrultuda olduğu anlaşılmakla, görev kamu düzenine ilişkin olup HMK 114-115 mdleri kapsamında dava şartı olmakla, mahkememizin görevsizliği nedeni ile dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan reddine, görevli mahkemenin Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın görev dava şartı yönünden usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi halde HMK’nun 20/1 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Yargılama giderleri ve harç konusunun görevli ve yetkili Mahkemece karara bağlanmasına,
4-Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce daha önce görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ile görevli Mahkemenin belirlenmesi açısından dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/12/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]