Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/8 E. 2023/317 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/8 Esas – 2023/317
T.C.

3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/8
KARAR NO : 2023/317

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/01/2022
KARAR TARİHİ : 26/04/2023
K.YAZIM TARİHİ : 28/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili, … dayalı sanayinin ihtiyacı olan mal ve hizmeti üretmek amacıyla kurulmuş ve Ana Statüsünün 5’nci maddesinde faaliyet konuları sıralandığını, ülke çapına yaygın kendisine bağlı tarım işletmeleri ile faaliyetlerini sürdürdüğünü, …tarafından müvekkili idare aleyhine … … Mahkemesinin 2018/270 Esas sayılı dosyası ile açılan davada yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 04/07/2019 tarihli 2019/380 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkili idare lehine yapılan istinaf kanun yolu başvurusu neticesinde … … Dairesinin 2019/3717 Esas 2019/3321 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddedildiğini, yerel mahkeme ilamının kesinleştiğini, davacı vekili tarafından kararda davacı lehine hükmolunan alacakların … …Dairesinin 2020/3044 ve … … Dairesinin 2019/10342 sayılı icra dosyalarına konu edildiğini, 09/09/2019, 31/07/2019, 28/02/2020 ve 06/07/2020 tarihlerinde toplam 26.775,69TL icra dairelerinin hesaplarına idarelerince yatırıldığını, söz konusu ödemenin yüklenici firma davalıdan rücuen tahsili gerektiğini, Sözleşmenin eki niteliğinde olan şartnamelerde, yüklenicinin hak ve yükümlülükleri ayrıntılı olarak düzenlendiğini, nitekim idari ve teknik şartnameler ve sözleşmeler incelendiğinde işçilik alacaklarının ödemesinden de yüklenici firmaların sorumlu olduğunu, müvekkil idare tarafından yapılan 26.775,69TL işçilik alacağı ödemesinin davalı yükleniciden tahsilini talep etme zaruretinin doğduğunu, açıklanan ve resen gözetilecek sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 26.775,69 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan rücuen tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı süresinde cevap vermemiştir.
DELİLLER:
Hizmet alım sözleşmesi ve eki İdari ve teknik dari ve teknik şartnameler,
Ödeme belgesi.
… … Mahkemesinin 2018/270 Esas, 2019/380 dosyasında görülmekte olan Davacı…’nun İşe İade istemli Tespit davasında mahkemece verilen 04.07.2019 tarihli Gerekçeli Kararda özetle;Davanın kabulü ile, Davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının, davalı alt işveren …’da işe iadesine, Davacının karar kesinleştikten sonra yasal süre içinde başvurmasına rağmen işverenin süresi içinde davacıyı işe başlatmaması halinde davalılar tarafından müştereken ve müteselsildi ödenmesi gereken tazminat miktarının davacı işçinin aylık brüt 3.044,40 TL ücreti üzerinden kıdemi ve fesih nedeni dikkate alınarak takdiren 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine. Davacının işe iadesi için işverene yasal süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar davacı işçinin aylık brüt 3.044,40 TL ücret ve net 126,72 TL AGİ olmak üzere en çok 4 aya kadar ücretinin ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan MAHSUBUNA, karar verilmiştir.
… … Dairesi, 2019/3717 E, 2019/3321 K sayılı kararında özetle; “Davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, feshin yazılı şekilde gerçekleştirilmediği, fesih gerekçesi sunulmadığı, davalılardan …’in iç yazışmaları uyarınca davacının iş akdinin, emekli olan personellerin iş akdinin feshedilmesi yönünde alınan karar gereği iş performansı nedeniyle feshedildiği, davacının performansının değerlendirilebilmesine yönelik olarak ve performansının düşük olduğunu ispata yarar şekilde dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı” gerekçesi ile Davanın Kabulüne karar verildiği, davalı vekilince dilekçesinde yazılı hususlar nedeniyle istinaf kanun yoluna başvurduğu hususlarının incelenmesi neticesinde davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddin kesin olarak karar verildiğinden hüküm 11.12.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
… …Dairesinin 2020/3044 sayılı İcra Dosyası ile Dava dışı işçi ve alacaklı…, … ve … aleyhine 8.705,88 TL Dört Aylık İşe Başlatmama Tazminatı, 8.705,88 TL Dört Aylık Boşta Geçen süre Tazminatı, 506,88 TL Dört Aylık AGİ alacağı ve 1.038,29 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 18.956,93 TL alacağın fazlaya ilişkin hakları ile birlikte tahsili talebi ile takibe geçtiği, anılan miktarların … …Dairesinin … nezdindeki hesabına 09.03.2020 tarihinde 17.571,37 TL, 08.07.2020 tarihinde 3.852,57 TL, olarak … tarafından alacaklı vekilinin … nezdindeki hesabına EFT suretiyle ödendiği anlaşılmıştır.
… … Dairesinin 2019/10342 Esas dosyası ile dava dışı alacaklı…, … ve … hakkında 2.725 TL ilam vekalet ücreti, 71,80 TL Harç Alacağı, 480 TL yargılama gideri, ve 20.08 işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.276,88 TL alacak için icra takibi başlatmış, yapılan dosya hesabı neticesinde Yekun alacağın 3.966,19 TL olduğu, yatan para miktarı 3.276,88 TL ‘nin düşülmesi ile 689,31 TL bakiye borcun bulunduğu, anılan miktarların, … … Dairesinin … nezdindeki hesabına 05.08.2019 tarihinde 3.062,24 TL, 12.09.2019 tarihinde 689,31 TL olarak … tarafından alacaklı vekilinin … nezdindeki hesabına EFT suretiyle ödendiği anlaşılmıştır.
…Başkanlığı, … … Müdürlüğünün 20.01.2022 tarihli yazısı ekinde bulunan belgelere göre…’nun 4/1-a kapsamında toplam 5335 gün çalışmasının olduğu, davalı … firmasında; 10.02.2018 tarihli sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ile … sicil nolu işyerinde çalışmaya başladığı, 16.02.2018 tarihli sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi ile çıkışının yapıldığı, 17.02.2018 tarihli sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ile …’ya ait … sicil nolu işyerinde çalışmaya başladığı, 09.04.2018 tarihli sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi ile çıkışının yapıldığı anlaşılmıştır.
20.01.2022 tarihli …Hizmet Dökümünde de; … firmasına ait … sicil nolu iş yerinde anılan tarihler arasında 7 gün, yine … firmasına ait … sicil nolu işyerinde de anılan tarihler arasında (12+30+9 gün)= 51 gün olmak üzere toplam 7+51= 58 gün çalışması bulunmaktadır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 19/09/2022 tarihli raporda; taraflara ait sorumluluğun yarı yarıya olduğunun değerlendirilmekle, davacı …’in ödemek durumunda kaldığı bedelin ancak yarısını davalıya rücu edebileceği değerlendirildiğini, yapılan değerlendirmelere göre davacı ile davalı arasındaki iç ilişki için yapılan nihai hesaplamada; İşe Başlatmama Tazminatı; 4 x 3.044,40 = 12.177,60 TL, Boşta Geçen Süre ücreti : 4 x 3.044,40 = 12.177,60 TL, AGİ: 4 X 126,72 = 506,88 TL, Kıdem Tazminatı : 1.693,28 TL olmak üzere TOPLAM 26.555,36 TL olduğunu, davacı … tarafından rücu edilebilecek miktarın: % 50 x 26.555,36 TL = 13.277,68 TL olduğunu, takdiri mahkemeye ait olmak üzere; hesaplanan, Davacı … …tarafından davalı …’ya rücu edilebilecek 13.277,68 TL ‘nin, Kıdem Tazminatı dışında kalan 13.277,68 TL- (1.693,28 TL/2) = 12.431,04 TL’sinin … … Dairesinin … nezdindeki hesabına ödeme tarihi olan 09.03.2020 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte, 1.693,28/2= 846,64TL’lık kıdem tazminatına ise, çalışanın itibari işten ayrılma tarihi olan 09.08.2018 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davacı tarafından davalıya rücu edilebileceği bildirilmiştir.
Bilirkişiden alınan 16/02/2023 tarihli ek raporda; Davacı …’in dava dışı 3.şahsa ödemek durumunda kaldığı bedelin tamamı ile yargılama giderlerinin davalıya rücu edebileceği değerlendirildiğini, davalı tarafından ileri sürülen 58 günlük çalışmanın kıdem tazminatı şartlarını sağlamadığı yönündeki iddiası ise, dava dışı üçüncünün, münhasıran davalı şirkette ferdi çalışması olmayıp, şahsın davacı kurum adına davalı firmada toplam çalışması içinde davalıya isabet eden çalışması olduğu nedeniyle ayrı bir statüde değerlendirilmediğini, yapılan değerlendirmelere göre davacı ile davalı arasındaki iç ilişki için yapılan nihai hesaplamada; İşe Başlatmama Tazminatı : 4 x 3.044,40 = 12.177,60 TL, Boşta Geçen Süre ücreti: 4 x 3.044,40 = 12.177,60 TL, AGİ: 4 X126,72 = 506,88 TL, Kıdem Tazminatı : 1.693,28 TL olmak üzere toplam: 26.555,36 TL olduğunu, Yargılama giderleri : 44.40TL Harç+2.725,-TL Vek. Üc.= 2.769,40 TL olmak üzere genel toplamda 29.324,76 TL olduğunu, davacı … tarafından rücu edilebilecek miktarın : 29.324,76 TL olduğunu, takdir mahkemeye ait olmak üzere; hesaplanan, rücu edilebilecek 29.324,76 TL ‘den davacı talebi olan, 26.775,69 TL’nin kabulü ile, … … Dairesinin 2020/3044 dosyasına yatırılan 3.852,57 TL.’sinin 08.07.2020 tarihinden itibaren, , talep dahilinde yer alan tutarların, belirtilen tarihlerden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı tarafından davalıya rücu edilebileceği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık; Dava dışı işçi…’nun … … Mahkemesinde hükmolunan işçilik alacaklarının icra takip dosyalarından ödendiği ve taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi gereğince davalı şirketin sorumlu olduğundan bahisle rücuen tahsili istemine ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde, “Asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. ” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (…) müteselsilen sorumludurlar.
İç ilişkide (alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide) ise, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler.
Taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibarıyla (…) müteselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (…Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
İşverenlerin sorumluluğuna ilişkin …Dairesi’nin 21/04/2022 tarih ve 2021/2157 Esas, 2022/2344 Karar sayılı kararında “Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. …kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
…Dairesinin 26/04/2021 tarih, 2021/892 Esas, 2021/1923 Karar sayılı kararında da “…Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. …kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde, dava dışı işçi değişik alt işverenler nezdinde ve son olarak davalı alt işveren nezdinde çalıştığından kıdem tazminatı yönünden davalı yüklenicinin işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı sorumlu olduğu, yıllık izin ve ihbar tazminatından davalı son işverenin sorumlu olduğu…” belirtilmiştir. … Dairesinin 25/06/2020 tarih ve 2019/1035 Esas, 2020/2289 Karar sayılı kararında da aynı yönde içtihatta bulunulmuştur.
Ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından bilirkişi raporları alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından dava dışı işçi için işe iadeden kaynaklı işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, faizler, vekalet ücreti, yargılama giderleri, harç ve ferilerine dayalı olarak toplamda 26.775,69 TL ödeme yapmış olduğu, taraf şirketler arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesi hükümleri uyarınca davacının, dava dışı işçiye icra dosyalarına ödediği işe iade tazminatları ve ferilerine ilişkin ödenen miktarın teyidi ve davalı şirketten rücuen talep edilebileceği miktar bilirkişi raporunda hesaplanmış, dava dışı işçinin sadece davalı yanında çalışması, davalının işçisi olması, kesinleşen mahkeme kararına göre davalı …’nun işyerine iadesine karar verilmesi, haksız fesih sebebiyle açılan işe iade davası ve sonrasında ortaya çıkan tazminat ve ferilerinden davalının neden olması ve ortaya çıkan zarardan da tek başına davalının sorumlu olması gerektiği keza asıl işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği işe başlatmama ve boşta geçen süreye ilişkin olan bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğu ancak kıdem tazminatı bakımından davalı işyerinde çalışan dönemi ile sınırlı olduğu 58 gün olarak kıdem tazminatı hesaplamasına göre alacak miktarı tespit edilmiştir.
Bu durumda yapılan hesaplamada dava dışı işçi…’nun, … bünyesindeki alt işverenlerde 09.10.2014 tarihinde başlamak üzere 2014 yılında 83 gün, 2015 yılında 363 gün, 2016 yılında 360 gün, 2017 yılında 361 gün, 2018 yılında 97 gün olmak üzere toplam 1264 gün çalışmasının bulunduğu, bu çalışmanın 58 gününün …’ iş yerinde olduğu, … nezdindeki çalışmasının toplamda 1 yılı geçtiği, iş akdinin işveren tarafından feshinin mahkemece haksız olduğunun tespit edilmesi nedeniyle dava dışı işçi ve alacaklı…, … ve … aleyhine 8.705,88 TL Dört Aylık İşe Başlatmama Tazminatı, 8.705,88 TL Dört Aylık Boşta Geçen süre Tazminatı, 506,88 TL Dört Aylık AGİ alacağı ve 1.038,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.956,93 TL alacağın fazlaya ilişkin hakları ile birlikte tahsili talebi ile takibe geçtiği, anılan miktarların … …Dairesinin ve 2.725 TL ilam vekalet ücreti, 71,80 TL Harç Alacağı, 480 TL yargılama gideri, ve 20.08 işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.276,88 TL alacak için … … Dairesinde takip başlatıldığı; başlatılan 58 günlük çalışması için yapılan kıdem tazminatı hesaplaması sonucunda; Aylık giydirilmiş brüt ücreti = 3.044,40+ 126,72 = 3.171,12 TL olduğu Kıdem Tazminatına esas 30 günlük brüt ücretinin ise 3.127,68 TL ((3.171,12 x 12/365) x 30) olduğu, 3 yıl 10 ay 4 günlük kıdeminde toplam kıdem tazminatına göre davalı yanında 58 günlük çalışmasına göre kıdem tazminatın 1.693,28 TL’ye tekabül ettiği, İşe Başlatmama Tazminatı : 4 x 3.044,40 = 12.177,60 TL, Boşta Geçen Süre ücreti: 4 x 3.044,40 = 12.177,60 TL, AGİ: 4 X126,72 = 506,88 TL, Kıdem Tazminatının çalışma dönemine göre 1.693,28 TL olmak üzere toplam: 26.555,36 TL olduğu, yargılama giderleri: 44.40TL Harç+2.725,-TL Vek. Üc.= 2.769,40 TL olmak üzere genel toplamda 29.324,76 TL olduğu, davacı … tarafından rücu edilebilecek miktarın 29.324,76 TL olduğu, davacı talebinin 26.775,69 TL olarak kabulü gerekmiş ve İş mahkemesinde açılan davaya dayanılarak alacak talep edildiğinden temerrüt tarihilerinin ödeme tarihleri olarak nazara alınması ve 26.775,69 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bu alacağın tahsilde, ödeme tarihleri olan 18.956,93 TL’sine 28/02/2020 tarihinden, 3.852,57 TL’sine 06/07/2020 tarihinden, 689,31 TL’sine 09/09/2019 tarihinden itibaren, geriye kalan 3.276,88 TL kısmına ise 31/07/2019 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-26.775,69 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bu alacağın tahsilde, ödeme tarihleri olan 18.956,93 TL’sine 28/02/2020 tarihinden, 3.852,57 TL’sine 06/07/2020 tarihinden, 689,31 TL’sine 09/09/2019 tarihinden itibaren, geriye kalan 3.276,88 TL kısmına ise 31/07/2019 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Alınması gereken 1.829,04TL harçtan peşin alınan 457,27TL’nin düşümü ile eksik 1.371,77TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14.md ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan … bütçesinden ödenen 1.360,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan toplam 549,77TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 1.000,00 TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri 244,00TL olmak üzere toplam 1.244,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,

Dair, Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/04/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]