Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/774 E. 2023/598 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/774 Esas – 2023/598
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/774
KARAR NO : 2023/598

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 20/10/2016
KARAR TARİHİ : 19/07/2023
K.YAZIM TARİHİ : 26/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVADA;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … ilçesinde hazır beton sektöründe faaliyet gösterdiğini, 22/09/2015 tarihinde saat … sıralarında kimliği belirsiz kişilerce iş yerine silahlı soygun gerçekleştirdiği, güvenlik görevlilerine bağlanarak etkisiz hale getirildiği, şirket merkezinde bulunan nakit para, kıymetli evraklar, şirket kaşesi, araçların yedek anahtarlarının çalındığı, …. dosyasında soruşturmanın devam ettiği, iş yerinden bir kısmı müşteri çeki, bir kısmı şirkete ait boş ve dol halde çok sayıda çek çalındığı, bu çeklerle ilgili … Esas sayılı dosyasında çek iptali dosyası açıldığı, davaya konu çekinde bu çekler arasında olduğu, müvekkilinin elinden rızası hilafına çıkan … Ticari …. şubesinin … nolu 79.493,00 TL bedelli çekin davalı … A.Ş. tarafından … esas sayılı dosyasında icra takibine konu edildiği, çekin müvekkilinin alacağına karşılık müşterisi olan … … LTD. ŞTİ. tarafından ciro edilmiş olup, müvekkilince iş yeri kasasında muhafaza edilmekteyken çalındığı, bu çekle ilgili ciro silsilesinde görülen herhangi bir şirkete müvekkilinin borcu olmadığı, kendisinden sonra olan… LTD. ŞTİ. yetkilisi ile yaptığı görüşmede bu kişinin de çekten haberdar olmadığı, sahte imza ile ciro edildiğini öğrendikleri iddiaları ile … esas sayılı dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine, müvekkili hakkında haksız ve kötü niyetli olarak takip başlatan davalılardan … A.Ş. ‘nin icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine konu … … Ticari/…. Şubesi’ nin, … nolu, 79.493,00._TL bedelli çeki sebebi ile borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, ancak davacının taleplerinin dayanaksız ve hukuka aykırı olup, davanın reddi gerektiğini, söz konusu çekin müvekkili banka’ya ciro silsilesine uygun şekilde ulaştığını, silsilede herhangi bir kopukluk bulunmadığını, ayrıca, çekin sahte olduğuna ilişkin bir iddianın da mevcut olmadığını, bu meyanda, müvekkili bankanın iyiniyetli 3.kişi sıfatına haiz olduğunu, dava konusu çek müvekkili bankaya ulaştığında, davacının iddia ettiği hususların, müvekkili bankaca bilenebilecek durumda olmadığını, aldı ki; iddia edilen hususları araştırma yükümlülüğü ve sorumluluğunun hukuken bulunmadığını, müvekkili banka, basiretli bir şekilde davrandığını, çekin şekli şartları tam olduğundan, bunun aksinin iddia edilmesi müvekkili banka açısından herhangi bir hukuki sonuç doğurmasının beklenemeyeceğini, davacı taraf icra takip işlemlerini geciktirmek amacı ile huzurda görülen davayı açtığını, dava dilekçesinde de, … E. sayılı dosyası ile konulan haciz ve blokelerin kaldırılması talebi de bunun açık göstergesi olduğunu, davacı, … Mahkemesi’ nde, taşkın hacizlerin kaldırılması, banka hesaplarında bulunan blokelerden tahsilat sağlanabileceğini belirtmiş ancak banka hesapları üzerinde başkaca hacizler ve rehin olması nedeniyle tahsilat sağlanamadığını, sayılan nedenler çerçevesinde, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesi zorunluluğunun doğduğunu, açıklanan nedenler ile; Haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, davacının takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama harç, giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar yapılan tebliğlerde cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
BİRLEŞEN …. KARAR SAYILI DOSYASINDA:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … İli … ilçesinde kurulu hazır beton ve beton ürünleri sektöründe faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkilinin iş yerinde 22/09/2015 tarihinde hırsızlık olayı olduğunu, hırsızlık nedeni ile … soruşturma başlatıldığını, hırsızlık olayı nedeni ile müvekkil şirket ve şirket yetkilisine ait boş ve dolu halde dava konusu çekinde dahil olduğu çeklerle ilgili … Esas sayılı dosası ile çek iptali davası açıldığını, mahkemece verilen 30/09/2015 tarihli kararla çekleri eline geçirenlerin 3 ay içinde ilgili mahkemeye başvurmaları aksi halde çeklerin iptaline karar verileceği hususunda ilan yaptırıldığını ve ilanların 3 defa yayınlandığını, yine aynı mahkemenin 30/09/2015 tarihli ve … nolu ara kararı uyarınca %5 oranında teminat yatıırılarak çekler hakkında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalının takip alacaklısı banka tarafından da çek arkasına çek hakkında … Esas sayılı dosyasınca ödeme yasağı kararı verildiği ve işlem yapılamadığına ilişkin şerh düşüldüğünü, iş bu çeklerden dava konusu olan … Bankası … Ticari Şubesine ait …A.Ş.’ye ait 25/01/2016 vade tarihli … nolu 79.493,00 TL bedelli çek davalı … A.Ş. Tarafından … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, iş bu takibe ilişkin olarak ayrıca … Esas sayılı dosyası ile de menfi tespit davası açıldığını, Türk Ticaret Kanunun 758 maddesi ” Poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde, mahkeme, dilekçe sahibine iade davası açması için uygun bir süre verir ” şeklinde düzenlenmiş olup,… Esas sayılı dosası ile taraflarına ilgili çeke ilişkin iade davası açkamk üzere süre verildiğini, açıklanan nedenlerle davalı elinde bulunan … Bankası … Ticaret Şubesine ait … A.Ş.’ye ait 25/01/2016 vade tarihli … nolu 79.493,00 TL bedelli çekin müvekkile iadesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili davaya cevap verme süresinin uzatılması için süre uzatım dilekçesi sunduğu, mahkemece 13/01/2017 tarihli ara karar ile bir defaya mahsus olmak üzere yasal süreye ek olarak 1 aylık süre verildiği ancak davalının süresi içerisinde davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER:
… E sayılı icra dosyası
…. Hazırlık sayılı dosyası
… E sayılı dosyası
Ticaret Sicil Gazetesi 06.11.2015, 07.12.2015 ve 07.01.2016 Tarihli nüshaları
… Esas ve … E sayılı dosyası
… Esas ve … Esas sayılı dosyaları
… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … A.Ş.’nin, borçlular… A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve diğer çek cirantaları aleyhine 25/01/2016 keşide tarihli 79.493,00 TL bedelli çekle ilgili kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığı anlaşılmıştır
Çek örneğinin incelenmesinden … şubesinden verilme, keşidecisi … İnş. Tur. A.Ş. Olan, çek no … olan 79.493,00 TL bedelli, 25/01/2016 keşide tarihli çekin, lehtar … Ltd. Şti. İçin düzenlendiği, çekin arka yüzünün incelenmesinde … Ltd. Şti.’nin cirolayarak … Ltd. Şti.’ne verildiği, ilgili cirantada kaşe üzerini imzalayıp cirolayarak, sırasıyla davalı… Yapı Ltd. Şti., davalı … Ltd. Şti., davalı … Ltd. Şti., davalı … A.Ş.’nin cirolarının bulunduğu, hamil davalı … tarafından 16/01/2016 tarihinde muhatap bankaya ibrazında mahkemenin ödemeden men kararının bulunduğundan bahisle çek bedelinin ödenmediği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin çekin cirantası görünüp, şirket kaşesi üzerindeki imza ile ilgili açıklama istenmiş, davacı vekilinin UYAP üzerinden gönderdiği 10/07/2017 tarihli dilekçesinde söz konusu çekteki imzanın müvekkili şirketin yetkilisine ait olduğu ancak çekin bir borca karşılık imzalanmadığı, işlerin aksamaması için çeklerin imzalanmış biçimde şirket kasasında muhafaza edildiği, kasadayken çalındığını beyan etmiştir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
… Mahkemesinden istinabe yoluyla alınan 09/02/2018 tarihli raporda; Davacı, … Ltd. Şti.nin 2015 ve 2016 yılı Defter ve Kayıtlanına İlşkın İncelemede Yevmiye ve Kebir defterlerinin 13.12.2011 tarihil ve 28141 saytılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 Sıra Numaralı Elektronik Defter Genel Tebllo hükümlerine göre elektronik ortamda tutulduğunun görüldüğünü, açılış tasdikleri ( E-Defter Ocak/2015 ve Ocak/2016 ayı Beratı olarak) kapanış tasdikleri (E-Defter Aralık/2015 ve Aralık/2016 ayı Berat: olarak) ve Envanter Defterlerinin açılış tasdiki (klasik defter olarak) süresinde yapıldığını, tüm muhasebe kayıtlan usulüne uygun ve süresinde tutulduğunu, Davacı … Ltd. Şti.nin, ibraz ettiği defterler incelendiğinde dava konusu çekin 21/09/2015 tarihinde davacının müşterisi olan … firmasından cari alacaklanna mahsuben alındığı ve yevmiye ile kebir defterinin 21/09/2015 tarih, … yevmiye madde no.lu maddesine kayıtkı olduğu, davalılardan ve dava konusu çekte davacıdan sonra dlranta görünen … Yap, Elm, …. Lab, Ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … A.Ş. ve diğer davalılarla ile aralanında ticari bir İlişkinin bulunduğuna dair herhangi bir kayıt yada belgenin olmadığını, bu nedenle aralannda ticart läşkiden kaynaklı herhangi bir borç-alacak ilişkisinin de bulunmadığının tespit edildiğini, yapılan tespit veaçıklamalara göre; Davacı tarafça TTK, na göre açılış-kapanış tasdiki yapılması gereken defterlerden Yevmiye ve Kebir Defterlerinin, 13.12.2011 tarihli ve 28141 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 1. Sıra Numaralı Elektronik Defter Genel Teb hükümlerine göre elektronik ortamda tutulduğunun görüldüğünü, açılış – kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve envanter defterlerinin açılış tasdıkinin bulunduğunun görüldüğünü, Yevmiye. kebir ve envanter defterl kayıtlan ihtilaf konusu için yeteri kadar açıklayıcı ve birbirini doğrular nitelikte olduğunu, mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı … Ltd. Şti.nin, davalılardan ve dava konusu çekte davacıdan sonra ciranta görünen… Beton Yap. Elm. …. Lab. Ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … A.Ş. ve diğer davalılarla ile aralanında ticari bir lişkinin bulunduğuna dair herhangi bir kayıt yada belgenin olmadığını, dolayısı ile aralarında ticari işkiden kaynaldı herhangi bir borç-alacak ilişkisinin de bulunmadığını, bu nedenle davaa ticari defter kayıtlarına göre dava konusu, … Bankası … Ticari/….. Şubesinin 25.01.2016 keşide tarihli, … no.lu 79.493,00 TL bedelli çekin, borca karşılık verilmiş olamayacağı bildirilmiştir.
Davacı şirketten sonra çek cirantası olan davalı… Ltd. Şti. Adresine ticari defterlerini ibrazının istenmesi için meşruhatlı davetiye gönderilmiş, süresi içerisinde ibraz edilmemiştir.
Davalı … vekilince ibraz edilen çek tevdi bordrosundan 26/10/2015 tarihinde banka müşterisi … A.Ş. tarafından kredi teminatı olarak verildiğine dair belge örneğini dosyaya ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlı asıl davada; İcra takibine konu edilen çek nedeni ile borçlu olmadığının tespiti talepli menfi tespit davası, birleşen Davada davanın; davaya konu çekin iadesi talebine ilişkindir.
Davanın mahkememizin … Esas sayılı dosyasında görülmekte iken yine mahkememizin … Karar sayılı kararı ile ” davaya konu çekin davacı şirkete müşteri çeki olarak geldiği, ticari defterlerinden müşteriden mal bedeline karşılık aldığı, defterine kayıt ettiği, daha sonra davacı şirket yetkilisince şirket kaşesi üzerine imzalanıp ciro edildiği, davacının kabulündedir. Bu aşamadan sonra şirket kaşesi üzerinde imzalı olduğu halde çalındığını hatta bir sonraki ciranta olan… Ltd. Şti. Yetkili ile konuştuğunda imzaların kendilerine ait olmadığının belirtildiğini iddia edildiği, davacı şirketin imzasının kendisine ait olmasına göre öncelikle imzaların istiklali ilkesi gereği cirosu nedeni ile sorumlu olduğu, borçlunun def’ilerini düzenleyen TTK 825 md gereği senet metninden anlaşılmayan (sahtecilik vb iddialar) iddialarla ilgili 3.şahıs konumunda olan hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde sorumsuzluk def’ini ileri sürebileceği, somut olayda son hamil olan davalı … çeki kredi müşterisi … A.Ş.’den 26/10/2015 tarihinde çek senet tevdi bordrosu ile teslim aldığı, … A.Ş.’nin de çekin kendisinden önceki cirantası olduğu, sonuç olarak kambiyo senedi vasfında olan çekin ciro yoluyla tedavüle sunulduğu, davacı şirketin kaşe ve imzası ile ciro edildiği, imzaların istiklali kuralı gereği sorumlu olduğu, son hamil …’ın çeki usulüne uygun olarak önceki cirantadan kredi borcuna karşılık aldığı ve borçlunun zararına hareket ettiğine dair herhangi bir iddia ve delil olmadığı, iyi niyetli 3.şahıs konumunda bulunduğu diğer davalılar yönünden de davacının iddialarını ispatlayamadığı kanaatine varılmakla , asıl dava yönünden borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava yönünden çekin iadesi taleplerinin tümünün reddine karar verildiği, davanın tüm davalılar yönünden reddine,” şeklinde verilen karar davacı tarafından istinaf edilmiştir.
… sayılı kararı ile “HMK’nun karşılık 166.maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı bir dava olup, birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması, harç ve diğer yargılama giderlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Yerel mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler gözardı edilerek, asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması doğru değildir. Kanunda belirtilen sınırlar ve kurallar çerçevesinde hem maddi, hem de hukuki denetim yapılan istinaf kanun yolunda, HMK’nın 353/(1)-b-2, maddesi, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlemesini içermekte ise de, somut olayda maddi ve hukuki denetime elverişli bir hüküm bulunduğundan söz edilemez. Bu durumda Dairemizce, bu husus kamu düzenine ilişkin olmakla HMK’nin 355.maddesi uyarınca esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve usulüne uygun nitelikte karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği” şeklinde karar verildiği ve mahkememizin iş bu esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı … ’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Çek kıymetli evrak olması halinde asıl ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan İİK’nın 169/a-1. maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlanması gerekmektedir.
Borçlunun def’ilerini düzenleyen TTK 825 mdsinde; “Borçlu emre yazılı bir senetten doğan alacağı karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulduğu def’ileri ileri sürebilir.”
“Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayana def’ilerin ileri sürülmesi ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde caizdir. ” hükmüne havidir.
Kıymetli evrak nitelikli borç senedi mahiyetindedir (TTK m. 646). Borç senedi ise borç ikrarını içerir. Kıymetli evrakta -senette- hile veya ağır kusuru bulunmadıkça, borçlu vade geldiğinde senedin niteliğine göre alacaklı olan kimseye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur (TTK m. 646/2).
İlkesel olarak kambiyo senetlerinin illetten mücerret olması ve senedin içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülememesi ve başkalarına da devredilememesi, vasıflı ve soyut bir borç ikrarı olması ilkeleri karşısında; eski borç ”asıl borç ilişkisi olarak” varlığını korumaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir
Çek, 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabı ile 5941 sayılı Çek Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlerle düzenlenen bir kıymetli evraktır. 6102 sayılı TTK’nın 670 vd. düzenlemelerine göre çek de poliçe ve bono gibi bir kambiyo senedidir. 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabında 780-823. maddeleri arasında düzenlenen çeke 818. maddenin yaptığı atıflar çerçevesinde poliçeye ilişkin hükümlerin uygulanması kabul edilmiştir (…).
Çek, 6102 sayılı TTK’da tanımlanmamıştır. Çeke ait hükümler göz önüne tutularak çek şöyle tarif edilebilir: Çek, Kanun’un öngördüğü belirli şekil şartlarına bağlı, soyut ve kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi konusunda sadece bankalar üzerine düzenlenebilen, kıymetli evraktan sayılan özel bir havaledir (…..).
Bu havalenin yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını içermesi ve kayıtsız şartsız bir ödeme yetkisi biçiminde olması gerekir. Çek düzenleyen, muhataba belirli bir bedeli lehtara ödeme, lehtara da tahsil yetkisi veren bir kambiyo senedidir. Çek bir ödeme aracıdır. Ancak poliçe ve bonodaki gibi kredi işlevine haiz değildir. Ticarî hayatta yaygın olarak ileri tarihli çek düzenlenerek çekin kredi veya teminat aracı olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu kullanım şeklinin dahi çekin ödeme aracı olma özelliğini ortadan kaldıramayacağı unutulmamalıdır. Çek muhatap banka tarafından görüldüğünde meşru hamil olan kişiye nakden ödenir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 757/1. maddesine göre, iradesi dışında çek elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatap bankayı çeki ödemekten menedilmesini isteyebilir. Aynı Kanun’un 759. maddesi uyarınca, çeki eline geçiren kişi bilinmiyorsa, çekin iptaline karar verilmesi istenebilir. İptal isteminde bulunan kişi, çek elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 687. maddesine göre, çekten dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’îleri başvuran yetkili hamile karşı ileri süremez. Ancak hamil, çeki iktisap ederken çekin keşidecinin rızası dışında elinden çıktığını ya da çekin karşılığının daha önce çeki elinde bulunduran kişiye keşideci tarafından ödendiğini bile bile keşidecinin zararına hareket etmiş olması durumunda keşideci hamile karşı kötü niyet def’înde bulunabilir.
…. Karar sayılı kararında ”Kıymetli evrak ve bu bağlamda bir kambiyo senedi, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarıdır ( …). Soyutluk (mücerretlik) ise senedin içerdiği hakkın doğumuna sebep olan temel hukuki ilişkinin senet metninden anlaşılamaması anlamına gelir. Soyutluğun senede yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda, senetten başka bir delil sunmasına gerek bulunmaması; alacağını sadece bu senetle ispatlayabilmesidir (….). şeklinde belirtilmiştir.
İddia, savunm , icra dosyası, senet örneği ve tüm dosya kapsamına göre somut olayda davaya konu çekin davacı şirkete müşteri çeki olarak geldiği, ticari defterlerinden müşteriden mal bedeline karşılık aldığı, defterine kayıt ettiği, davacı şirket yetkilisi tarafından şirket kaşesi üzerine imzalanıp ciro edildiği, davacının kabulündedir. Bu aşamadan sonra şirket kaşesi üzerinde imzalı olduğu halde çalındığını hatta bir sonraki ciranta olan… Ltd. Şti. Yetkili ile konuştuğunda imzaların kendilerine ait olmadığının belirtildiğinin ileri sürüldüğü, davacı şirketin imzasının kendisine ait olmasına göre öncelikle imzaların istiklali ilkesi gereği cirosu nedeni ile sorumlu olduğu, borçlunun def’ilerini düzenleyen TTK 825 md gereği senet metninden anlaşılmayan (sahtecilik vb iddialar) iddialarla ilgili 3.şahıs konumunda olan hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde sorumsuzluk def’ini ileri sürebileceği, somut olayda son hamil olan davalı … çeki kredi müşterisi … A.Ş.’den 26/10/2015 tarihinde çek senet tevdi bordrosu ile teslim aldığı, … A.Ş.’nin de çekin kendisinden önceki cirantası olduğu, sonuç olarak kambiyo senedi vasfında olan çekin ciro yoluyla tedavüle sunulduğu, davacı şirketin kaşe ve imzası ile ciro edildiği, imzaların istiklali kuralı gereği sorumlu olduğu, son hamil …’ın çeki usulüne uygun olarak önceki cirantadan kredi borcuna karşılık aldığı ve borçlunun zararına hareket ettiğine dair herhangi bir iddia ve delil olmadığı, iyi niyetli 3.şahıs konumunda bulunduğu yukarıda belirtilen yasal hükümler ve içtihatlar ışığında diğer davalılar yönünden de davacının iddialarını ispatlayamadığı kanaatine varılmakla, asıl dava yönünden borçlu olmadığının tespitine yönelik davanın reddine, birleşen dava yönünden de çekin iadesi taleplerinin reddine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Asıl davanın REDDİNE,
Asıl davada alınması gereken 269,85TL harçtan peşin alınan 1.550,49 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.280,64TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Asıl davada davalı … A.Ş. vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 14.526,53TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
2-Birleşen … Karar sayılı dosyasında; Davanın REDDİNE,
Birleşen davada alınması gereken 269,85TL harçtan peşin alınan 1.357,55TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.087,70TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Birleşen davada davalı vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 12.718,88TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/07/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]