Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/693 E. 2023/702 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/693 Esas – 2023/702
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/693 Esas
KARAR NO : 2023/702

HAKİM : ….
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2022
KARAR TARİHİ : 10/10/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine avalist sıfatıyla … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe dayanak 15/03/2010 vade 01/03/2010 tanzim tarihli 150.000,00 TL bono nedeni ile müvekkilinin borçlu olmadığını, kooperatifin ve diğer davalının müvekkilini zarara uğratmak amacıyla hareket ettiklerini iddia ederek davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve senet ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; senedin illetten mücerret olduğunu, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kooperatif usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş ve duruymalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, senede dayalı başlatılan icra takibi kapsamında avalistin borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, …. esas, … esas sayılı dosyaları dosyaya konulmuştur.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu nedenle kambiyo senedi uyarınca açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak, senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK m. 191/1, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6). Eğer taraflardan dan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır. Senede dayalı bu iddianın aksinin de yine yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. (… karar sayılı ilamı).
Aval veren, iyiniyetli hamile karşı, kambiyo senedinin veya lehine aval verilenin taahhüdünün şekline dayanan yahut ayrıca kendi sorumluluğunu sınırlayan kayıtlarla ilgili defileri ileri sürebilir ….). Bu anlamda senet metninden anlaşılan mutlak defileri ve hamile karşı bizzat kendisinin sahip olduğu defileri ileri sürebilirse de, lehine aval verdiği kişiye ait kişisel defileri hamile karşı ileri süremeyecektir. Bununla birlikte ifa ve ibra savunmaları ise aval veren tarafından da ileri sürülebilecektir.
Eldeki davada davacı avalist, nakden düzenlenen senedin tahsil cirosu ile ciro edildiğini iddia ederek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
TTK’nun 688. maddesinde belirtildiği şekilde, senet metninde tahsil cirosu olduğunun kabulünü gerektirecek nitelikte “Bedeli tahsil içindir”, “Kabız içindir”,”Vekaleten” ibaresini veya sadece tevkili ifade eden herhangi bir ibarenin bulunmadığı, …. Mahkemesi’nin dosyasında davalı kooperatifin bu yönde savunmada bulunduğu, ancak eldeki davada bu yönde bir savunması bulunmadığı gibi bu yönde ispata elverişli delil de sunulmadığı, davacının da avalist sıfatıyla borçlu olduğu gözetildiğinden bu yöndeki iddianın ve dolayısıyla davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin davasının sübut bulmadığı değerlendirilmiştir.
Şartları oluşmadığından davacı aleyhine icra tazminatına hükmedilmesine yer olmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Davacı aleyhine icra tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 269,85 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 2.291,78 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 24.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/10/2023

Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸