Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/617 E. 2023/28 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/617 Esas – 2023/28
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/617 Esas
KARAR NO : 2023/28

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2022
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 30/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında fason üretim konusunda sözlü anlaşma sağlandığını, 22 adet ürünün hiç teslim edilmediğini, müvekkilinin teslim ettiği ham maddenin fire edildiği bildirilerek yeniden ham madde talep edildiği gibi ürün bedelinin de haksız olarak arttırıldığını, ürünlerin teslim edilmemesi nedeni ile teslim edilen ham madde bedelinden davalının sorumlu olduğunu, teslim edilen ürünlerin ise ayıplı olduğunu ve işveren firmanın bu nedenle kendilerinden nefaset kesintisi yaptığını, ayıba karşı alacak haklarını saklı tuttuklarını, ürünler teslim edilmemesine rağmen fazladan ham madde kullanıldığından bahisle davalı tarafça ek fatura da düzenlendiğini, müvekkili tarafından faturaların iade edildiğini, bu hali ile müvekkilinin davalıdan 149.086,40 TL cari hesap alacağı bulunduğunu, tahsili amacıyla başlatılan Ankara 12. İcra Dairesi’nin 2022/8030 esas sayılı dosyasında davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığını, ürünün kendi fabrikalarında teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, davacının ham maddeyi temin ettiğini ve müvekkilinin kendi aracıyla teslim aldığını, buna ilişkin nakliye faturasının da davacı tarafça ödenmediğini, davacının %20’lik ön ödemeyi yapmadığını ve ödeme yapmayarak ürünlerin teslimini kendi kusuru ile geciktirdiğini, bedel artırımının da bu gecikmeden kaynaklandığını, davacının kendilerinden kalan 22 cam için teklif istediğini, fire camlardan davacının bilgisi olduğunu, hatta teslim için kendi uhdesinde bulunan bir kısım ham maddenin kullanıldığını ve camların bir kısmını hazır ettiğini, fabrikasında bulunduğunu, ancak ödeme yapılmadığından teslim edilmediğini ve davacının sözleşmeyi haksız olarak feshederek başka bir firmadan hizmet alması üzerine üretimin durdurulduğunu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının fatura edebileceği bir iş bulunmadığından, faturadaki masraf bedelinin yerinde olup olmadığı, işin süresinde ve ayıpsız ifa edilip edilmediğinin de belirlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı icra dairesinin yetkisine süresi içinde itiraz etmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır.
Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu (HMK’nun 6. maddesi), sözleşmenin ifa edildiği (HMK’nun 10. maddesi), yahut taraflar tacir ise yetki sözleşmesi ile belirlenen (HMK’nun 17. maddesi) yer mahkemesidir. Para borçlarının alacaklının yerinde ifa edileceğine dair TBK’nun 89. maddesi salt para alacakları ile ilgili olup eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacaktır (Ankara BAM 31. HD 2021/933 esas 2021/1138 karar, Ankara BAM 27. HD 2020/1278 esas 2020/1250 karar sayılı ilamları).
Taraflar arasında sözlü olarak eser sözleşmesi yapıldığı hususu uyuşmazlık konusu değildir. Taraflarca yetkiye ilişkin bir anlaşma yapıldığına dair dosya kapsamında bir iddia ve delil bulunmamaktadır. Davalının yerleşim yeri Konya olduğu gibi taraflar arasındaki yazışmalardan anlaşıldığı üzere cam üretim işi ve teslimi de Konya’da gerçekleşeceğinden işin ifa yerinin de burası olduğu ve yetkili icra dairesinin Konya İcra Daireleri olduğu değerlendirilmiştir. Davalının icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu usulüne uygun itirazı dikkate alındığında Ankara icra dairesinin yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Yetkili icra dairesinde usulüne uygun takip yapılmadığından davanın usulden reddine,
Alınması gereken 179,90 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 1.620,70 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/01/2023
¸¸ ¸¸