Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/598 E. 2023/490 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/598 Esas – 2023/490
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/598
KARAR NO : 2023/490

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2022
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
K.YAZIM TARİHİ : 10/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine …. Esas sayılı dosya ile yürüttükleri icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, davalı (borçlu) itirazında herhangi bir borcu olmadığını beyan etmiş olup takibe ferileriyle birlikte itiraz etmiş olması nedeniyle takibin durduğunu, ancak borçlunun haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapılan itirazlarının iptali gerektiğini, davalı … Taah. Tic. A.Ş.’ ne ait araçlar tamir, bakım ve onarım için davacı (Alacaklı) müvekkili şirkete bırakıldığını, araç üzerinde gerekli bakım ve onarım yapıldığını, bakım ve onarıma ilişkin olarak faturalar düzenlendiğini, sundukları cari hesap ekstresinden de görüleceği üzere davalı borçlunun müvekkili alacaklı şirkete borcu toplamı 19.590,54TL tutarında olduğunu, ancak davalı taraf borç ilişkisinden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ödeme yapıldığına dair de hiçbir kanıt veya belge gösterilmediğini, bu sebeple borçlu şirketin borca itirazını kabul etmenin mümkün olmadığını, taraflarınca, 02.09.2022 tarihinde Arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olmasına rağmen, anlaşma sağlanamadığını, borçlu borca itirazında haksız olup kötü niyetli olduğunu, davalı şirket icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, bu nedenle borçlunun asıl alacak, faize ve tüm ferilerine karşı yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına ve haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkili firma arasında var olan ticari ilişki gereğince daha önce bir takım hizmetler alındığını ve bedeli ödendiğini, fakat taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacı tarafın açıkça ifade ettiği üzere, davacının alacak iddiasının temelini cari hesapta yer alan faturalar oluşturduğunu, fakat davacı tarafın cari hesaplarında yer alan, takibe konu fatura konusu hizmetler verilmediği gibi, faturalar da müvekkiline teslim edilemediğini, dolaysıyla söz konusu fatura bedelinin talep hakkı doğmadığını, davacı tarafın faturaları müvekkiline teslim ettiğini, fatura konusu hizmeti verdiğini ispat etmesi gerektiğini, konuyla ilgili …. sayılı kararında “Dosyaya ibraz edilen faturalar malın teslim edildiğini göstermez. Davacı yasal delillerle teslim olgusunu ispat etmelidir. Dava dosyasında yer alan servis fişlerinden LED TV’ye ilişkin olan servis fişi incelendiğinde; davalının imzasının yer almadığı anlaşılmaktadır. Yine dava konusu yapılan buzdolabı, saç düzleştirici ve elektrik süpürgesi bakımından teslim belgesi ve birbirini doğrulan servis fişleri de bulunmamaktadır. Mahkemece, dava konusu yapılan ürünlerin davalıya tesliminin yasal delillerle ispatlanamadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın kabulüne ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” denildiğini, emsal olarak yer verdikleri içtihadı doğrultusunda davacı tarafın faturaları müvekkiline teslim ettiğini, fatura konusu hizmeti verdiğini ispat etmesi gerektiğini, aksi halde davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının cari hesap alacağının varlığı halinde bile müvekkilinin temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle faiz alacağının doğmayacağını, ayrıca davacı tarafça keşide edilen ihtarname müvekkiline ulaşmadığı gibi ihtarname keşidesi davacının kendi tasarrufu olup söz konusu ihtarname için yapılan masrafın müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, karşı taraf aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatı talep ettiklerini, arz ve izah olunan sebeplere binaen, davanın reddine, dava değerinin %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Esas sayılı icra dosyası
Fatura, davacı şirket kayıtları
… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; Davacı(alacaklı) şirket tarafından, davalı (borçlu) şirket aleyhine; “16.10.2019 tarihli fatura 19.590,54.-TL” dayanak gösterilmek suretiyle, 19.590,54.-TL asıl alacak, 538,74.-TL işlemiş faiz, 213,87.-TL ihtar.mas. olmak üzere 20.343,15.-TL toplam alacak ile birlikte asıl alacağa tahsiline kadar %18,25 ve değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsili amacıyla, 11.12.2019 tarihinde başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin davalı (borçlu) şirket adresine 12.12.2019 tarihinde tebliği sonrasında, davalı (borçlu) şirket vekilince aynı tarihte yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 05/05/2023 tarihli raporda; Davacı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 Sayılı TTK’nun 64. md.’nin 3. fıkrası gereğince açılış ve kapanış tasdik onay işlemlerinin usulünce ve kanuni süresinde …’nca e-defter beratı şeklinde onaylanmış olduğu, mevcut haliyle davacı şirkete ait ticari defterlerin 6102 Sayılı TTK’nun 64. Md. uyarınca sahibi lehine delil olma özelliğine “haiz olduğu”’nun anlaşıldığını, davacı şirkete ait ticari defterlerde davalı şirkete düzenlemiş olduğu 24 adet faturadan doğan 31.339,65.-TL toplam alacağına karşılık, davalı şirketten 1 adet çek tahsilat işlemi ile 11.826,00.-TL ve 366,00.-TL nakit tahsilat olmak üzere toplam 12.192,00.-TL tutarındaki toplam tahsilatlarının mahsubu sonrasında, usulünce tutulmakla sahibi lehine delil olma vasfına haiz olan davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre; 11.12.2019 olan takip tarihi itibariyle davalı şirketten 19.147,65.-TL bakiye alacak kaydının bulunduğu tespit edildiğini, davalı Şirkete Ait Ticari Defterlerin İncelenmesinde Davalı … Taahhüt Tic. A.Ş. vekili tarafından mahkemeye sunulan 16.12.2022 tarihli beyan dilekçesi ile ticari defterlerin incelemeye sunulamayacağı belirtildiğinden davalı şirkete ait ticari defterlerin incelenemediğini, bilindiği üzere; (213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148,149. ve mükerrer 257. Md.lerinin Bakanlığa verdiği yetkiye dayanılarak, … Sıra No.lu V.U.K. Genel Tebliğiyle bilanço esasına tabi mükelleflerin bir dönemde yapılan toplam mal/hizmet alış/satış tutarı KDV Hariç 5.000,00.TL ve üzeri işlemlerin BA-BS bildirimi gerekmektedir.) denildiğini, Buna göre; tarafların bağlı olduğu vergi dairelerinin dosya kapsamına sunmuş olduğu 2018 ve 2019 yılları Bildirim Alış(BA)Mal/Hizmet Alış ve Bildirim Satış(BS) Mal/Hizmet Satış formlarının incelenmesinden, davacı şirketin davalı şirkete 2018 yılında düzenlediği ve bildirim hadleri üzerinde olan 7 adet KDV Hariç 9.490,00.-TL ve 2019 yılında düzenlediği 4 adet KDV Hariç 7.293,00.-TL tutarlı faturaların tarafların BA-BS Bildiriminde kayıtlı olduğunu, tarafların 2018,2019 yılları BA-BS bildirimlerinin birbirlerini doğruladığı ve tutarları bakımından beyan hadlerini aşan ve bildirimi zorunlu olan faturaların tarafların BA-BS Bildirimlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, mevcut davada 19.590,54.-TL asıl alacak üzerinden harç ikmal olunduğundan işlemiş faize(538,74.-TL) ve ihtar masrafına(213,87.-TL) yönelik herhangi bir hesaplama yapılmadığını, tarafların 2018 ve 2019 yılları BA-BS Bildirimlerinde bildirim hadleri üzerinde ve beyanı zorunlu olan tüm faturaların kayıtlı olduğunu, bildirim hadleri altında kalan faturaların kayıt tespitinin yalnızca davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi halinde mümkün olabileceğini, ancak davalı şirket vekilinin 16.12.2022 tarihli beyan dilekçesi ile ticari defterlerin incelemeye sunulamayacağı belirtildiğinden davalı şirkete ait ticari defterlerin incelenemediğini, bu durumda diğer faturaların kayıt mukayesesinin yapılamayacağını, incelemesi tamamlanan ve usulünce düzenlenmekle sahibi lehine delil olma vasfına haiz olan davacı şirkete ait ticari defterlerde yer alan kayıt ve işlemlere göre; 11.12.2019 olan takip tarihi itibariyle davalı şirketten 19.147,65.-TL bakiye alacak kaydının bulunduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRLİMESİ VE GEREKÇE;
Davadaki uyuşmazlığın; Araç üzerinde gerekli bakım ve onarım yapım ve bakım ve onarıma ilişkin olarak faturalar düzenlendiği takip borçlusunun davacıya borcu olduğundan bahisle başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkara tazminatı davalı tarafında da davacıdan kötü niyet tazminat istemlerineilişkin olduğu, taraflar arasında sözleşme olup olmadığı, varsa sözleşmeye uyulup uyulmadığı, takip konusu borcun hangi sözleşme kapsamında kullandırıldığı, muacceliyet ve temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği, hangi tarihte gerçekleştiği, akdi ve temerrüt faiz oranlarınnı sözleşmeye uygun olup olmadığı, asıl alacak ve işlemiş faizin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, takip tarihi itibariyle asıl alacak ve işlemiş faiz tutarının ne olduğu konularında toplanmaktadır.

Tarafların delilleri toplanmış icra dosyası ve davacının ticari defterleri incelenmiştir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (…,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
…. karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” … Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Davacı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 Sayılı TTK’nun 64. Md. uyarınca sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu davacı şirkete ait ticari defterlerde davalı şirkete düzenlemiş olduğu 24 adet faturadan doğan 31.339,65.-TL toplam alacağına karşılık, davalı şirketten 1 adet çek tahsilat işlemi ile 11.826,00.-TL ve 366,00.-TL nakit tahsilat olmak üzere toplam 12.192,00.-TL tutarındaki toplam tahsilatlarının mahsubu sonrasında, usulünce tutulmakla sahibi lehine delil olma vasfına haiz olan davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre; 11.12.2019 olan takip tarihi itibariyle davalı şirketten 19.147,65.-TL bakiye alacak kaydının bulunduğunun tespit edildiğini, davalı Şirkete Ait Ticari Defterlerin İncelenmesinde Davalı … Taahhüt Tic. A.Ş. vekili tarafından mahkemeye sunulan 16.12.2022 tarihli beyan dilekçesi ile ticari defterlerin incelemeye sunulamayacağı belirtildiğinden davalı şirkete ait ticari defterlerin incelenemediği, tarafların bağlı olduğu vergi dairelerinin dosya kapsamına sunmuş olduğu 2018 ve 2019 yılları Bildirim Alış(BA) Mal/Hizmet Alış ve Bildirim Satış(BS) Mal/Hizmet Satış formlarının incelenmesinden, davacı şirketin davalı şirkete 2018 yılında düzenlediği ve bildirim hadleri üzerinde olan 7 adet KDV Hariç 9.490,00.-TL ve 2019 yılında düzenlediği 4 adet KDV Hariç 7.293,00.-TL tutarlı faturaların tarafların BA-BS Bildiriminde kayıtlı olduğu, tarafların 2018,2019 yılları BA-BS bildirimlerinin birbirlerini doğruladığı ve tutarları bakımından beyan hadlerini aşan ve bildirimi zorunlu olan faturaların tarafların BA-BS Bildirimlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davacı şirkete ait ticari defterlerde yer alan kayıt ve işlemlere göre; 11.12.2019 olan takip tarihi itibariyle davalı şirketten 19.147,65.-TL bakiye alacak kaydının bulunduğu, davacı tarafça bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde ibraz olunan 442,89 TL boya vs. Hizmetlerine ilişkin bakiye borca ilişkin kaydına göre, asıl alacak miktarının 19.590,54.-TL olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının … Esas sayılı dosyasında 19.590,54TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yüzde 18,25 oranını aşmamak üzere değişen oranlı avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına, İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 3.918,10TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 3.918,10TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vemek ve davacı icra takibinde haklı olduğu anlaşılmakla kötüniyet tazminatına hükmetmemek gerekmiş ve aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalının … Esas sayılı dosyasında 19.590,54TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yüzde 18,25 oranını aşmamak üzere değişen oranlı avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına,
3-İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 3.918,10TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 1.338,22TL harçtan peşin alınan 334,56TL’nin düşümü ile eksik 1.003,66TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan … bütçesinden ödenen 1.560,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan toplam 426,76TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 1.000,00TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri 87,50TL olmak üzere toplam 1.087,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2023

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]