Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/597 E. 2022/946 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/597 Esas – 2022/946
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/597
KARAR NO : 2022/946

DAVA :Yargılamanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 15/09/2022
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
K. YAZIM TARİHİ : 23/12/2022

Mahkememizde görülen yargılamanın yenilenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı dava dilekçesi ile özetle; İradeyi fesada uğratmaya ve gabine maruz kalan davacı olarak Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas sayılı davada 02/12/2021 tarihi itibariyle dosyaya sunulan karşı davadan feragat ve kabul beyanının iptali ile buna istinaden yargılamanın yenilenmesine, bu taleplerinin kabulü ile davalının usul ve hukuka aykırı işlemlerinin devam ediyor alması ve yargılama sonuna kadar davalının … Enerji Yatırım A.Ş.’deki hisselerinin olası satış, temlik ve devir gibi davacı açısından hak kaybı oluşturacak ileride telafisi imkansız sonuçlara yol açmasının önüne geçebilmek amacıyla davalı … Enerji Yatırım A.Ş.’de sahibi bulunduğu %50 oranındaki … Enerji Yatırım A.Ş. hisselerinin üçüncü kişiler adına devir ve temlikinin önlenmesi için HMK 389 vd. Maddeleri kapsamında şirket hisseleri üzerine tensiben ihtiyati tedbir kararı verilmesini, iradeyi fesada uğratmaya ve gabine maruz kalan davacının Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … Esas sayılı davada 02/12/2021 tarihi itibariyle dosyaya sunulan karşı davadan feragat ve kabul beyanının iptali ile buna istinaden yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Dava tarihi itibariyle müvekkili ile davacının … Enerji Yatırım A.Ş.’nin ortağı ve müştereken temsile yetkili yönetim kurulu üyesi olsalar da bu durumun 21/09/2022 tarihi itibariyle değiştiğini, davacının daha önce mahkememizin … esas sayılı dava dosyasına konu olan ve 2021/906 Karar sayılı ilamı ile kesinleşen davasına konu 19/09/2019 tarihli sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğine dair dava dilekçesinde yer verdiği iddiaların tümünün gerçek dışı olduğunu, davalıyı bu iddiasını ispata davet ettiklerini, müvekkili ile davacı arasında akdedilen ve yürürlükte olan tek sözleşmenin 19/09/2019 tarihli sözleşme olduğu hususunun izahtan vareste olduğunu, bu sözleşmeden önce taraflar arasında akdedilen sözleşmelerden kaynaklı taleplerde bulunmanın hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının “zor durum nedeniyle sözleşme imzalama zorunda kaldım” şeklindeki gerçekdışı ve inandırıcı olmayan beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin şirket hisselerini artırma yönünde gayret gösterdiği iddiasının gerçek olmayıp, müvekkili tarafından davacıya karz akdi kapsamında verilen 453.000,00 EURO’nun davacı tarafından iade edilmemesi nedeniyle gündeme geldiğini, davacının müvekkilin hisse oranını arttırma çabası içinde olduğu iddiası karşısında, davacının … Enerji Yatırım A.Ş.nezdindeki hissesinin %5’ini dava dışı …’ye ….. yevmiye numaralı Anonim Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile devretmiş olup kendi hissesini düşürme gayreti içerisinde olan tarafın kendisi olduğunu ve devir işlemi sonrasına da tarafların oybirliğiyle şirket yönetimini …’ye bıraktıklarını, davacının ….’tan kullanılan proje kredisinin müvekkilinin eylemleri nedeniyle %80’den %70’e düşürüldüğü iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının ödemezlik defi kapsamında haklarını kullandığı, bu nedenle sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki ifadesinin edimlerini yerine getirmediğine dair bir kabul olmasının yanı sıra müvekkilinin edimlerini yerine getirmemesinden değil tamamen kendi kusurundan kaynaklanmadığını, davacının dava dilekçesinde, müvekkili hakkında birçok kez dile getirdiği uzlaşmaz tavır ve tutum eleştirisinin taraflarından anlaşılamadığını, müvekkilinin mahkememizin … Esas sayılı dosyasına kabul beyanı verilmesi için hiçbir zaman davacıyı zorlamadığı gibi, davacının ibraz ettiği kabul beyanının bir şartın ya da anlaşmanın ürünü olmadığını, müvekkilin davacıya uzlaşma neticesinde kabul beyanı sunması yönünde bir talebi ve taahhüdü olmadığı gibi davacı tarafından yönetim kuruluna atanması ve bir hafta sonra azledilmesinin nedeninin müvekkilinin davalının kişisel çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi kabul etmemesinden kaynaklandığını, davacının hayal ürünü olan bir anlaşma/mutabakat çerçevesinde kabul beyanını mahkemenize ibraz ettiği iddiasını daha da inandırıcı kalmak için müvekkilinin hiçbir zaman dile getirmediği ve bulunmadığı taahhütleri sanki bulunmuş gibi beyan etmesinin kabul edilemez olduğunu, davacının hayal ürünü olan bir uzlaşmadan bahsedip şartların yerine getirilmediği yönündeki iddialarına cevap olarak, iddia olunan sözleşme metnini mahkemeye ibraz etmeye davet ettiklerini, davacının müvekkiline tebliğ olmasına rağmen müvekkilin kayıtsız kaldığını beyan ettiği ihtarnamelerin tebliğ tarihinin dava dilekçesini mahkemeye ibraz ettiği 15/09/2022 tarihinden yalnızca iki gün önce 13/09/2022 tarihi olduğunu, davacının TTK’nın 21.maddesi kapsamında varolmayan bir anlaşmaya ait teyit mektubunun mevcut olduğu iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili tarafından ikame edilen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından, davacının müvekkili ile oybirliği ile almış olduğu ve …’yi münferiden temsile yetkili yönetim kurulu başkanı olarak ataması sonrasında feragat ile sonuçlandığını, müvekkilin davacı temsilcisi … aleyhine Akyurt Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası hakkında her ne kadar kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olsa da, bu karara yapılan itiraz neticesinde Ankara …Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.İş sayılı kararı ile, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırıldığını ve dosyanın Akyurt Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilmiş olduğunu ve dosyanın derdest olduğunu, davacının dava dilekçesinde bile feshettiğini beyan ettiği 29/07/2018 tarihli sözleşmenin ayakta tutularak sonradan akdedilen sözleşmelerin yok sayılması talebinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığının izahtan vareste olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:Davacı vekili tarafından taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösteren sözleşme, ihtarnameler, yazışmalar, ticaret sicil kayıtları … vs. ibraz edilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:Dava, HMK 374 vd. maddelerine dayalı yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Yargılamanın iadesi talebine konu Mahkememizin … Esas, 2021/906 Karar sayılı dosyasında; Davacı-karşı davalının Husein Huseini, davalılar-karşı davacıların … Enerji Yatırım A.Ş ve ….. Varlık Yön. En. Pro. Ve Dan. San. İth. ve İhr. Ltd. Şti. olduğu, Mahkememizce; “asıl davada davalının kabulü nedeniyle, davanın kabulü ile; Tamamı …. Varlık Ltd. Şti’ye ait olan … Enerji Yatırım A.Ş. hisselerinin %50 sinin davacıya devredildiğinin tespitine ve bu durumun pay defterine kaydına, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ilgili hükmü kapsamında şartların yerine gelmiş olması nedeniyle davacının yönetim kuruluna atanmasına ve bu durumun ticaret sicilinde tescil ve ilanına, sözleşmenin 16. maddesinde belirtilen cezai şartın -fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla- 100.000,00 TL ‘nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2-Karşı davanın feragat nedeni ile reddine” reddine dair verilen kararın istinaf edilmeksizin 19/01/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
HMK’nun 374.maddesinde; “(1) Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.” hükmü öngörülmüştür.
HMK’nun yargılamanın iadesi sebepleri başlıklı 374.maddesinde ise; “ (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir: a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması. c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması. d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması. e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması. f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması. g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması. ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması. h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması. ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması. i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.55 (2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” hükmü öngörülmüştür.
Görüldüğü gibi; Yargılamanın iadesi sebepleri HMK 375. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Yargılamanın yenilenmesi nedenleri yorum yoluyla artırılıp genişletilemez.
Davacı eldeki davada; Dava dilekçesi kapsamına göre, davalının edimini yerine getirmediğini, davacının asıl davadan sonra davalının baskı-tehdit eylemlerine maruz kaldığını belirterek, asıl davaya sunulan feragat-kabul beyanının iptali ile yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.
Davacının ileri sürdüğü sebep belirtilen maddede yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında yer almadığı gibi, somut olayda diğer yargılamanın yenilenmesi sebepleri de bulunmamaktadır. (Davacı tarafından, davalının asıl davada karara etkili hile-tehdit eyleminde bulunduğu iddiasında bulunulmamıştır. Davacının karardan sonra davalı tarafından baskı-tehdit gördüğü iddiası ise, yargılamanın yenilenmesini gerektirir sebeplerden değildir.)
Belirtilen nedenlerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı şirket yetkilisinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2022