Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/536 E. 2023/750 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/536 Esas – 2023/750
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/536
KARAR NO : 2023/750

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
K.YAZIM TARİHİ : 27/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili alacağının tahsili amacıyla … E. sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu’nun 01.03.2022 tarihinde borca itirazı üzerine takiplerinin durduğunu, davalı/borçlu, ödeme emrine davacı müvekkili uhdesinde herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle tamamen haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini, davalı/borçlu ile müvekkili şirket arasında 01.01.2022-12.01.2022 tarihli düzenlenen cari hesap ekstresi ile de görüleceği üzeri müvekkili ile davalının ticari iş ilişkisi mevcut olup müvekkilinin hesap dönemi sonu bakiye alacağı 85.510,28 TL olduğunu, bu hususun müvekkilinin faturaları, ticari defter kayıtları incelendiğinde de açıkça görüleceğini, ancak davalı dönem sonunda müvekkiline ödeme yapmaktan kaçındığını, bu sebeple …. Esas sayılı dosya ile taraflarınca takip başlatıldığını, ancak davalı yine ödeme yapmaktan kaçınarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve başlatmış oldukları takibi durdurduğunu, davalı-borçlu ödeme emrine itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, borçlu tarafından dosyaya sunulan itiraz dilekçesi müvekkiline tebliğ edilmediğini ve itirazın taraflarınca haricen öğrenildiğini, hiçbir hukuki gerekçeye dayanmayan ve kötü niyetli yapılan itirazın iptali için işbu davayı açma zaruretinin hâsıl olduğunu, davalı tarafça …. E. sayılı dosyasına itiraz edilmiş olması davalının kötüniyetli hareket ettiğini açıkça ortaya koyduğunu, davalı/borçlu tarafca yapılan itiraz üzerine dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, bir anlaşma sağlanamadığını, davanın kabulü halinde müvekkilinin hak etmiş olduğu alacağın tazmini konusunda ileride telafisi güç sonuçlar doğmaması adına davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul sorgusu yapılmasını, davalı adına menkul ve gayrimenkul olması halinde söz konusu malvarlığı üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu açıklanan sebeplerle müvekkillerinin alacağının tahsili ve itirazla duran icra takibinin devamına karar verilmesi için mahkemeye başvurmak zaruretinin doğduğunu, izah edilen sebeplere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı-borçlunun haksız itirazlarının reddi ile takibin devamına, %20’den az olmamak şartıyla icra-inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın yetkisiz yer mahkemesinde açılmış olup yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkili şirket, davacı şirketten almış olduğu ürünlerin bedelini ödemiştir. buna rağmen davacı şirket tarafından müvekkili şirkete karşı huzurdaki dava ikame edildiğini, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça alacaklı olduklarını ileri sürdükleri 85.510,28 tl’nin ekli dekontla davadan çok önce ödendiğini, buna rağmen dava dilekçesinde bu ödemeden bahsedilmeden ve yapılan ödeme icra dosyasına bildirilmeden tüm icra takip miktarı üzerinden itirazın iptalini talep etmek açıkça kötüniyetli olduğunu, davacı tarafın yetkisiz olan …. E. sayılı dosyası ile yaptığı takipten gönderilen ödeme emri, icra müdürlüğü yetkisiz olması nedeniyle geçersiz olduğunu, takip konusu borç 85.510,28 TL olarak dava öncesi davacı şirkete ödenmiş olmasına rağmen icra dosyasına bu ödeme bildirilmediğini, ödemesi yapılan bedeller için itirazın iptali talep edildiğini, davacı taraf bu itirazın iptali talebi ile açıkça kötü niyetli olduğundan %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından dava konusu fatura bedelleri ödeme emri tebliğinden çok önce ödenmiş olmasına rağmen ödenen miktar icra dosyasına bildirilmeden mükerrer olarak haklı itirazın iptalinin talep edildiğini, davacı mükerrer tahsilat yapmak istemekte olup açıkça kötü niyetli olduğunu, bu nedenle icra takibi konusu miktarın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, icra takibinin yetkisiz yerde açılmasında müvekkili şirketin bir kusuru bulunmadığından, müvekkili şirket masraflar ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını, yetkisiz yerde yapılan icra takibi geçersiz olduğunu, icra takibinin yetkisiz yerde açılmasında müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin davaya konu borcu, borç yetkili yerden icraya koyulmadan önce ödemiş olmasına rağmen davacı taraf yine de icra takibi başlatmış olup mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığını, işbu sebeple yapılan takiplerdeki vekalet ücreti, harç ve masraf ve diğer hiçbir tutardan kusuru bulunmayan müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, izahına çalıştıkları sebepler neticesinde, müvekkili şirketin davaya konu borcu ödemiş olması sebebiyle davanın reddini ve takibe müvekkil şirket sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri, icra takibinde yapılan harç ve masraflar ve vekalet ücreti hususlarında müvekkil aleyhine hüküm kurulmamasını talep etme gereğinin hasıl olduğunu, izah edilen sebepler ile mahkemenin re’sen değerlendireceği sebepler neticesinde; Davaya cevapları dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini, davacının asıl alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
…. Esas sayılı dosyası
Cari Hesap Ekstresi, Faturalar
Taraflara ait ticari kayıtlar
…. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde:Alacaklı … Ltd. Şti.’nin borçlu … Ltd. Şti. aleyhine; cari hesap ekstresine bağlı/bakiyeli 85.510,28 TL bedelli asıl alacak, 684,08 TL + 2.141.86 TL işlemiş faiz ( = 88.336,22 TL) ve ferileri alacağının icra gideri, vekalet ücreti, ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık % 17,25 ticari faiz, değişen oranlarda faizi ile tahsili için 24.02.2022 tarihli takipte ödeme emri, anılan ödeme emrine 01.03.2022 tarihinde borçlunun itiraz ettiği ve takibin tarihinde durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
İstinabe yoluyla …. Mahkemesinden alınan 07/05/2023 tarihli raporda: Davalı firmanın 2020, 2021 ve 2022 yılı defterlerinin açılış tasdikleri zamanında yapılmış olup (davalı şirketin elektronik ortamda defter tuttuğu ) TTK ve VUK “a göre uygun olduklarını, davalı firmanın 2022 yılı Yevmiye Defterine göre, icra takip tarihi olan 24/02/2023 tarihi itibariyle davalı firmanın davacı firmaya olan alacak bakiyesinin 85.510,39 TRY olduğu ticari defterlerinden tespit edildiğini, 24/02/2023 tarihli icra takip dosyasında ise davacı firmanın 85.510,28 TL üzerinden takip başvurusu yaptığı görüldüğünü, davalı firmanın 2022 yılı Yevmiye Defterine göre 30.04 2022 tarihi itibariyle davalı firmanın davacı firmaya olan alacak bakiyesinin 0 (Sıfır) TRY olduğu ticari defterlerinden tespit edildiğini, söz konusu 85.5103,28 TL bakiyenin, davalı firma tarafından davacı firmaya 09/03/2023 tarihinde banka havalesi ile ödendiği ticari defterlerinden tespit edildiğini, taraflarınca talep tarihi olan 24/02/2023 ve ödeme tarihi olan 09/03/2023 tarihi itibariyle 2 farklı hesaplama yapıldığını, takip tarihi olan 24/02/2022 tarihi itibariyle, davalının defter bakiye tutarı 85.510,39 TL ile takip talebindeki tutarının 85.510,28 TL olduğu ve aradaki küsurat farkı dışında örtüştüğünün görüldüğü bildirilmiştir.
Bilirkişiden alınan 18/08/2023 tarihli raporda; Taraflara ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, mevzuata göre ilgili hesaplara borç-alacak kayıtlarının işlendiğini, HMK, TTK ve VUK’na uygun olduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığını, davaya konu cari hesap ekstresine kayıtlı ve beyan limit dahilindeki faturaların taraflarca ilgili vergi dairesine form/bs-ba beyannamelerinin verilmiş olduğunu, davacı şirkete ait yevmiye defterinde kayıtlı 08.03.2022 tarihi itibariyle bir sonraki aya/yıla devir 85.209,87 TL’lik kaydi borç miktarı ile ….. esas sayılı dosyasında kayıtlı cari hesap ekstresine bağlı/bakiyeli 85.510,28 TL bedelli asıl alacak miktarı arasında 300,41 TL lik davalı aleyhine fark olduğu tespit edilmiş olup takdirin mahkemeye ait olduğunu, işbu davaya konu … Esas sayılı dosyası takip tarihinin 24.02.2022 olduğu, davalı tarafça anılan dosyaya itirazın 01.03.2022 tarihinde yapıldığını ve davalı tarafça davacı şirkete 09.03.2022 tarihinde 85.510,28 TL lik ödemenin yapılmış olduğunun sabit olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık;taraflar arasında 01.01.2022-12.01.2022 tarihli düzenlenen cari hesap ekstresine göre ticari ilişki olduğu davacının hesap dönemi sonu bakiye alacağının 85.510,28 TL olduğu ve dönem sonu davalının ödeme yapmadığından bahisle başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile davalının da davacıdan kötü niyet tazminat istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında cari hesaba ilişkin ticari ilişki olup olmadığı, muacceliyet ve temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (…. .11/11/2015 tarih, …. .; 14.11.2019 tarih, …. ,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
…. ‘nin 26.09.2018 tarih, …. sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….”… ‘nin 27.06.2016 tarih, …. sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Dava, cevap, icra dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, …. Esas sayılı dosyasında, alacaklı … Ltd. Şti.’nin borçlu … Ltd. Şti. aleyhine; cari hesap ekstresine bağlı/bakiyeli 85.510,28 TL bedelli asıl alacak, 684,08 TL + 2.141.86 TL işlemiş faiz ( = 88.336,22 TL) ve ferileri alacağının icra gideri, vekalet ücreti, ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık % 17,25 ticari faiz, değişen oranlarda faizi ile tahsili için 24.02.2022 tarihli takipte ödeme emrine 01.03.2022 tarihinde borçlunun itiraz ettiği ve takibin tarihinde durduğu, davanın yasal sürede açıldığı, mahkememizce yapılan yargılamada taraflara ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, mevzuata göre ilgili hesaplara borç-alacak kayıtlarının işlendiğini, HMK, TTK ve VUK’na uygun olduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığı, davaya konu cari hesap ekstresine kayıtlı ve beyan limit dahilindeki faturaların taraflarca ilgili vergi dairesine form/bs-ba beyannamelerinin verilmiş olduğu, davacı şirkete ait yevmiye defterinde kayıtlı 08.03.2022 tarihi itibariyle bir sonraki aya/yıla devir 85.209,87 TL’lik kaydi borç miktarı ile …. esas sayılı dosyasında kayıtlı cari hesap ekstresine bağlı/bakiyeli 85.510,28 TL bedelli asıl alacak miktarı arasında 300,41 TL lik davalı aleyhine fark olduğu, işbu davaya konu …. Esas sayılı dosyası takip tarihinin 24.02.2022 olduğu, davalı tarafça anılan dosyaya itirazın 01.03.2022 tarihinde yapıldığını ve davalı tarafça davacı şirkete 09.03.2022 tarihinde 85.510,28 TL lik ödemenin yapılmış olduğu, …. ‘nin 14/09/2010 tarih, …. sayılı kararında açıklandığı üzere, Uyuşmazlık davadan önce sona ermiş olduğundan davaya konu edilen miktar bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine İcra takip tarihinde icra takip masrafları, harç ve icra vekalet ücreti yönünden borçlu itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihi olan 23/02/2022 tarihinden asıl alacağın ödeme tarihi olan 09/03/2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, icra takibinde yapılan ödemelerin işbu kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınıp borçtan mahsup edilmesine, asıl alacak yönünden dava reddedilmekle İİK m. 67/2 gereğince icra inkar tazminat isteminin reddine, davacı dava açmakta kısmen haklı olmakla kötü niyet tazminatın yasal koşulları oluşmadığından bu hususa ilişkin davalı talebinin reddine, 6102 sayılı TTK’nun 5/A-1. maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-10,14. maddesi ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince hesaplanan ve …bütçesinden ödenen 1.560,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin, davadaki haklılık durumuna göre davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan dava miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen kısım üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan dava miktarına göre kabul edilen miktar bulunmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-İcra takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce ödenen 85.510,28 TL yönünden davacının dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine,
2-İcra takip talebinde belirtilen işlemiş faiz talebinin reddine,
3-İcra takip tarihinde icra takip masrafları, harç ve icra vekalet ücreti yönünden borçlu itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihi olan 23/02/2022 tarihinden asıl alacağın ödeme tarihi olan 09/03/2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, İcra takibinde yapılan ödemelerin işbu kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınıp borçtan mahsup edilmesine,
4-Asıl alacak yönünden dava reddedilmekle İİK m. 67/2 gereğince icra inkar tazminat isteminin reddine,
5-Davacı dava açmakta kısmen haklı olmakla kötü niyet tazminatın yasal koşulları oluşmadığından bu hususa ilişkin davalı talebinin reddine,
6-Alınması gerekli olan 269,85 TL harcın peşin alınan 1.066,89 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan bakiye 797,04 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7-6102 sayılı TTK’nun 5/A-1. maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-10,14. maddesi ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince hesaplanan ve …. bütçesinden ödenen 1.560,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin, davadaki haklılık durumuna göre davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan dava miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen kısım üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan dava miktarına göre kabul edilen miktar bulunmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Davacının yaptığı 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 198,50 TL davatiye ve müzekkere tebligat olmak üzere toplam 2.698,50 TL yargılama giderinin, davanın asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden reddedildiği anlaşılmakla HMK m. 326 ve 331. maddelerinde belirtilen haklılık durumuna göre, davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Taraflarca kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile …. Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/10/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim ….
¸[e-imzalıdır]