Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/501 E. 2022/851 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇLEİ KARAR

ESAS NO : 2022/501 Esas
KARAR NO : 2022/851

DAVA : Alacak, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/07/2013
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİH :09/11/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’in eşi diğer davacı …’in annesi olan …’in 09/02/2008 tarihinde yolcu olarak bulunduğu sigortalı kapalı kasa ticari kamyonetten düşmek suretiyle vefat ettiğini, 22/05/2008 tarihinde vefat tazminatının ödenmesi yolunda yapılan başvuruya rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek ferdi kaza sigortası ve ZMMS kapsamında davacı … için 500,00 TL, … için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 25/02/2009 tarihli ıslah dilekçesi ile, talebini arttırarak toplam talebini davacı … lehine 50.765,57 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 3.000,00 TL ferdi kaza zararı, davacı … lehine 9.000,00 TL ferdi kaza zararı ile dava dilekçesinde talep edilen 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası tefrikle Mahkememizin …. esasına kaydedilmiş, davacı … vekili birleşen dava dilekçesi ile; 09/02/2008 tarihinde davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan …. plaka sayılı ticari kamyonetten müvekkilinin desteği …’in düşmek suretiyle vefat ettiğini, müvekkilinin destekten yoksun kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 69.234,43 TL destekten yoksun kalma tazminatının 22/05/2008 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl ve birleşen davaya sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; sigortalı araçta yolcu olarak bulunan muris …’in hareket halinde bulunan araçtan atlaması neticesinde vefat ettiğini, meydana gelen olayda araç sürücüsünün kusuru olmadığını, kusursuz sorumluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanamayacağını, sürücünün ve işletenin meydana gelen olayda kusuru olmadığından ZMSS poliçesine dayalı destekten yoksun kalma tazminatı talep edilemeyeceğini, ferdi kaza sigortası genel şartlarına göre meydana gelen olayın kaza olmadığını ileri sürerek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ve birleşen dava, davacıların murisinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazası nedeniyle, zorunlu koltuk ferdi kaza, ZMMS ve ihtiyari mali sorumluluk (kasko) sigortacısı aleyhine açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin 29/12/2011 tarihli kararı ile davanın ferdi kaza sigorta tazminatı yönünden kabulüne, destekten yoksun kalma tazminatının reddine karar verildiği, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 11. HD 2012/8444 esas 2013/1300 karar sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verildiği, davacılar vekilinin karar düzeltme başvurusu üzerine Yargıtay 11. HD 2013/7485 esas 2013/11831 karar sayılı ilamı ile “Mahkemece işletene düşen hukuki sorumluluğun KTK’nın 86. maddesi uyarınca takdir ve tayin edilerek istenen destek tazminatı yönünden de inceleme yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken sürücünün kusuru olmadığından işleten ve onun sigortacısı olan davalının da sorumlu olmadığından bahisle destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olunmadığına karar verilmesi yerinde olmayıp, davacılar vekilinin Dairemizin 22.01.2013 günlü ilamına yönelik karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizce verilen onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davacılar yararına bozulması gerekmiştir,” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce 31/10/2013 tarihli karar ile “1- Ferdi kaza sigortası yönünden verilen hüküm kesinleşmekle bu talep ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 2- Davacıların ZMSS Poliçesi kapsamındaki destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile ilgili açtıkları davada eski kararda direnilmesi ile destekten yoksun kalma tazminatının reddine,” dair hüküm kurulmuş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-76 Esas, 2017/570 Karar sayılı ilamı ile usulüne uygun oluşturulmuş direnme kararı bulunmadığından yeniden hüküm kurulması için usul yönünden bozulmuştur.
Mahkememizce 13/11/2018 tarihli kararı ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, davalı temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1416 Esas, 2019/5490 Karar sayılı ilamı ile ….” Yerel mahkemelerce verilen direnme kararları, davayı sona erdiren kararlardandır. Direnme kararı ile mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Davaya sonradan bakan hakimin, direnme kararını uygun bulmasa dahi artık direnme kararından dönerek uyma kararı vermesi mümkün değildir. Direnmeye ilişkin karar ile karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşur,’ gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce 03/03/2020 tarihli karar ile yeniden direnme kararı verilmiş, davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/(17)4-236 esas 2022/214 karar sayılı ilamı ile, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilerek dosya Mahkememize gönderilmiş olup mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce alınan 31/05/2018 tarihli karayolları trafik heyeti kusur raporunda, davalı sigortalısının araç işleteninin tam kusurlu olduğu belirlenmiş olup yargılamanın geçirdiği safahat ile bozma ilamı da gözetildiğinde raporun oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilerek hükme esas alınmıştır. Her ne kadar dosyada daha önce alınan raporlar arasında çelişki bulunsa da, ATK raporlarında desteğin tam kusurlu olduğuna ilişkin tespitlerin bozma ilamında belirtildiği şekilde yerinde olmadığı, desteğin asli kusurlu olduğuna ilişkin raporun ise aracın teknik özellikleri değerlendirilmeksizin düzenlenmesi nedeni ile oluşa uygun olmadığı ve hükme esas alınan heyet raporu karşısında tek kişinin düzenlediği bilirkişi raporuna itibar edilmesinin mümkün olmadığı ve çelişki, rapor içeriğinde gerekçelendirildiğinden yeniden rapor alınmasına yer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce alınan 13/07/2018 tarihli aktüer bilirkişi raporunda, davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatını hesaplamış, murisin asgari ücretle çalıştığı kabul edilerek davacı …’in yaşı ve evli olması gözetilerek destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, davacı …’in talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limitinin üstünde olduğunu, ZMMS poliçe teminat limitinin 100.000,00 TL olduğunu bildirmiştir. Rapor oluşa ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak, usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek hükme esas alınmıştır.
Davalının birleşen davaya ilişkin zamanaşımı itirazının TCK’nun 85/1 ve 66/1-d maddeleri gereği uzamış ceza zamanışımı gözetilerek yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Toplanan delillere göre davalının sigortalısı aracın da karıştığı trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiği, mirasçıların destekten yoksun kaldıkları iddiası ile eldeki davayı açtığı, davacıların zararının TBK’nun 49. ve 53. maddeleri uyarınca tazmininin gerektiği, davacılardan …’in yargılama sırasında vefat ettiği, …2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. karar sayılı veraset ilamı ile mirasının diğer davacı …’e ait olduğunun belirlendiği ve davacı vekilinin muris yönünden de davaya devam edeceklerine ilişkin beyan dilekçesi sunduğu, bozma ilamları ile hükme esas alınan kusur raporu dikkate alındığında işletenin tam kusurlu olduğu, hükme esas alınan kusur raporunda bu hususun da değerlendirildiği ve müteveffanın kapıyı açtığını gören tanık bulunmadığı da gözetildiğinde müterafik ve illiyet bağını kesen ağır kusura ilişkin dosya kapsamında ispata elverişli delil bulunmadığı, bu hali ile zararın tamamının davalıdan tahsilinin gerekeceği, davacı … yönünden yaşı ve evli olması gözetilerek destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddi gerektiği, diğer davacı …’in destekten yoksun kalma talebinin ise yerinde olduğu, aktüer bilirkişi tarafından davacının zararının hesaplandığı ancak zararın 131.812,73 TL ve poliçe teminat limitinin üzerinde olduğu, ZMMS poliçe limiti 100.000,00 TL ve kasko limitinin 20.000,00 TL olduğu, bu hali ile sigortanın poliçe limitlerinde zarardan sorumlu olduğu ve bu miktar yönünden asıl davadaki ıslah dilekçesi ve birleşen dava dilekçesi gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, ferdi kaza sigortası yönünden açık onama bulunmadığından aynı mahiyette hüküm kurularak bu yöndeki davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın kısmen kabulü ile,
a)Davacı … tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemli davanın reddine, davacı müteveffa … lehine 50.765,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/05/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı mirasçılarına verilmesine,
b)Davacı … lehine 9.000,00 TL, davacı müteveffa … lehine 3.000,00 TL ferdi kaza sigorta poliçesinden doğan tazminatın 22/05/2008 başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ve mirasçılarına verilmesine,
2-Birleşen Mahkememizin 2020/153 esas sayılı davasının kabulü ile, 69.234,43 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/05/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı mirasçılarına verilmesine,
Asıl davada alınması gereken 4.287,52 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin ve sonradan yatırılan 848,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.439,52 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA, bozmadan önce düzenlenen harç tahsil makbuzlarının infazda dikkate alınmasına,
Birleşen davada alınması gereken 4.729,43 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 236,48 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.492,92 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA, bozmadan önce düzenlenen harç tahsil makbuzlarının infazda dikkate alınmasına,
Asıl davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı … yararına 9.000,00 TL, davacı … yararına 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
Birleşen davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 11.077,51 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Asıl ve birleşen davada davacı tarafça iş bu yargılama neticesinde yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı bozmadan önce yapılan 2.315,40 TL ile bozmadan sonra yapılan 49,00 TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 1.084,48 TL harcın davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2022

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸