Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/499 E. 2022/892 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/499 Esas – 2022/892
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/499
KARAR NO : 2022/892

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/07/2022
KARAR TARİHİ : 21/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.05.2022 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktör ve traktöre takılı olan 2 adet römork ile tarım işçilerini bindirip 7 metre hareket ettiği esnada traktörün arkasında takılı olan birinci römorkun arka kısmında kasa içinde arka kapağa yaslanır şekilde oturan …’nun traktörün hareket etmesi ile arka kapağın açılmasıyla yola düştüğü ve takılı olan iki adet römorkun lastik tekerleğinin üzerinden geçmesi sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucunda … plaka sayılı traktörde yolcu konumunda bulunan müvekkilleri …. ve …’nun oğulları … (T.C.: …) vefat ettiğini, desteğin ölümü nedeni ile müvekkillerinin maddi açıdan mağdur olduklarını, bu kazanın oluşumunda … plaka sayılı traktörde yolcu konumunda bulunan müteveffa …’nun ve desteğinden yoksun kalan müvekkillerinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, … plaka sayılı araç kaza tarihini kapsar şekilde … Sigorta A.Ş’ye ait 30299640 poliçe numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olup bu poliçe kaza tarihi itibariyle kişi başına vefat halinde 500.000,00-TL teminat sağlandığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve ek dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere; müvekkillerinin çocukları …’nun desteğinden yoksun kalmış olmaları sebebiyle şimdilik 150.000,00-TL (Anne … için 100.000,00-TL, Baba … için 50.000,00-TL) maddi tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 02.07.2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. Ve 163. Maddeleri ile 2918 sayılı KTK’nın 88/1. maddesi gereği teselsül hükümleri uyarınca davalı sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile her bir davacı için ayrı ayrı hesap edilecek vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu M.97 gereği; zorunlu dava şartı usulüne uygun yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, sigorta mevzuatı ve ticaret kanunu gereği sigortacıya eksiksiz ve tam bir başvuru sağlanmadığından başvuru gerçekleşmiş sayılmayacağını, davacı tarafından müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından davacının destekten yoksun kalma taleplerine ilişkin eksik evrakların bulunduğu, evraklar hazır edildikten sonra taleplerin değerlendirileceği hususları davacıya iletilmiş ancak davacı tarafından eksik evraklar tamamlanmadan görülmekte olan işbu dava ikame edildiğini, davacı olumsuz bir cevap verilmeksizin huzurdaki davanın açılması sebebiyle kanunun aradığı dava şartı eksik olduğunu, bu sebeple huzurdaki davanın dava şartı eksikliğinden reddedilmesi gerektiğini, öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, destekten yoksun kalma tazminatı, kural olarak davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceğini, davalı bir şirket veya vakıf vb. gibi bir kurum ise, maddi tazminat davası, davalının işyeri merkezinin bulunduğu yerde açılabileceği gibi işlemi yapan şubenin bulunduğu yerde de açılabileceğini, müvekkili şirket merkezi Ümraniye’de olduğundan işbu dava yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı yanın delilleri taraflarına tebliğ edilmediğini, HMK usulüne uygun ayrı bir delil listesi sunulmadığından, bu aşamadan sonra yeni bir delil listesi sunulmasına muvafakatlarının bulunmadığını, müvekkili şirket ile … plaka sayılı araç için kaza tarihini kapsar şekilde 30299640 poliçe numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, davacılar, ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma tazminat talepli işbu davayı ikame ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirket, belirlenecek olan gerçek zarardan sigortalısının dava konusu olan kazasındaki kusuru oranına isabet eden oranda ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacağını, tüm bu sebeplerle haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkindir.
HMK’nun genel yetkiyi düzenleyen 6/1.maddesine göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”
HMK’nun 16. maddesinde de“Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmüyle dava açılacak yer mahkemesi konusunda davacıya seçimlik hak tanımıştır.
Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilerek özel yetki kuralları düzenlenmiştir.
Somut olayda; HMK’nun 6. maddesi uyarınca dava, davalının ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi, HMK’nun 16. maddesi davacıya tanınan seçimlik hak kapsamında haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesinde ve davacının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. Aynı zamanda 2918 sayılı KTK’nun 110.maddesine göre, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer.
Davacı-zarar görenin yerleşim yerinin Şanlıurfa ili, Viranşehir ilçesi olduğu,
Haksız fiilin meydana geldiği yerin Manisa ili, Turgutlu ilçesi olduğu,
Davalı sigorta şirketinin yerleşim yerinin ve merkezinin İstanbul (Anadolu) olduğu,
Sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yerin ise Turgutlu ilçesi Manisa ili olduğu,
Davalı sigorta şirketinin Ankara’da şubesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı sigorta şirketinin Ankara’da bölge müdürlüğü var ise de; bölge müdürlüğü yasada yer almadığı gibi, davalı şirketi temsile yetkisi de bulunmamaktadır.
Bu durumda; Ankara mahkemelerinin yetkisiz olduğu, davalının ise süresinde yetki itirazında bulunarak davalının yerleşim yerinin yetkili olduğunu belirttiği anlaşıldığından Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın yetkili mahkeme olan İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
HMK’nun 20/1.maddesi gereğince istek halinde ve karar kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, iki haftalık süre içerisinde başvurulmaması halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
HMK’nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair; Davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21.11.2022