Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/471 E. 2023/120 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/471 Esas – 2023/120
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/471 Esas
KARAR NO : 2023/120

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2022
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 22/02/2023

Mahkememizde görülen davanın açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki danışmanlık sözleşmesi kapsamında fatura düzenlendiğini, kısmen ödeme yapıldığını, davalının bakiye borcunu ödememesi üzerine Ankara 17. İcra Dairesi’nin 2022/1084 esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 9.440,00 TL’nin 11/05/2021 tarihinde ödendiğini, bakiye kısma ilişkin sözleşme gereğinin yerine getirilmemesi nedeni ile iade faturası düzenlendiğini, bu nedenle cari hesap borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine % 20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Ankara 17. İcra Dairesi’nin 2022/1084 esas sayılı dosyası, kurum yazı cevapları dosya arasına alınmış, taraflara ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. ve devamı maddeleri uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, sunulan defterler incelenmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi 18/01/2023 tarihli raporunda özetle, tarafların defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, dava konusu faturalar ve iade faturasının taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ve defterler arasındaki farkın davalı ödemesinin davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığını, davacı kayıtlarına göre dava ve takip tarihi itibari ile alacaklı olmadığı bildirilmiştir. Rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kısmen ödeme yapıldığını, bakiye kısma ilişkin sözleşme gereğinin yerine getirilmediğini savunmaktadır.
Taraf defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, uyuşmazlığa konu iki adet faturanın taraf defterlerine kayıtlı olduğu, davalı tarafından banka aracılığı ile takipten önce yapılan 9.440,00 TL ödemenin davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı defterlerinde ise kayıtlı olduğu bildirilmiştir. Taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenmesi ve ödemenin banka aracılığı ile yapılmış olması ve davacı defterlerindeki lehe aleyhe delillerin ayrılamayacak olması karşısında, takipten önce ödenen 9.440,00 TL yönünden davanın reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Bakiye 7.080,00 TL fatura bedeline ilişkin olarak, faturanın her iki taraf defterinde kayıtlı olduğu, bu hali ile teslimin karine olarak sübut bulduğu, ancak davalının düzenlediği iade faturasının da davacı defterlerinde “Alış faturası” olarak kaydedilerek cari hesap kaydının kapatıldığı anlaşılmıştır. Bu halde davalının işin yapılmadığına ilişkin savunması kapsamında, iade faturasının davacı defterlerine kaydedilmesi ile iade faturasının içeriği de dikkate alındığında işin yapıldığını ispat yükünün davacı üzerine geçtiği değerlendirilmiştir.
Taraflar arasında iki adet danışmanlık sözleşmesi bulunduğu, ödemeye ilişkin sözleşmenin Sanayi Teknoloji Bakanlığı başvurusuna ilişkin, ödeme yapılmayan ve iade faturasına konu sözleşmenin KOSGEB başvuru evrakının düzenlenmesi amacıyla yapıldığı, sözleşme tarihinin 04/06/2021 olduğu, davalının KOSGEB başvurusunun 15/11/2019 ve 09/12/2019 tarihlerinde değerlendirildiği, başvurunun 06/12/2021 tarihine kadar düzeltilmesine ilişkin kurul kararı bulunduğu, sonrasında ise bila tarih kurul kararı ile başvurunun kabulüne karar verildiği, ancak başvuru evrakının davacı tarafça tamamlandığına dair bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacı yanca da buna ilişkin belge ve delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Bu hali ile davacının danışmanlık sözleşmesini tamamladığına ilişkin ispata elverişli delil sunamadığı ve davalının icra takibine vaki itirazının yerinde olduğu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği, her ne kadar davalı kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de 7.080,00 TL yönünden alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle bu kısım yönünden talebin reddi gerektiği, ancak 9.440,00 TL’nin dava tarihinden önce ödendiği ve davacı defterlerine de kayıtlı olduğu gözetilerek bu miktar üzerinden davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Açıklanan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.888,00 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gereken 179,90 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 19,63 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2023

Katip Hakim
¸¸ ¸