Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/406 E. 2022/858 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/406 Esas – 2022/858
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/406
KARAR NO : 2022/858

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/06/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
K.YAZIM TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket görevlilerince davalının adresindeki elektrik sayacında yapılan kontrol sonucu davalının kaçak tüketimde bulunduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalı borçluya Ankara …İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile kaçak elektrik tüketim borcundan dolayı icra takibine girişildiğini, borçlu tarafından yasal süresi içinde borcun tamamına itirazda bulunulduğunu, sonrasında Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, 24.05.2022 tarihli, 2022/37815 Arabuluculuk numaralı son tutanakta da taraflar arasında gerçekleşen görüşmeler neticesinde herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlu, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibini sürüncemede bırakmak için borcun tamamına itirazda bulunduğunu, işbu sebeple %20 den az olmamak üzere borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalması kaydıyla; davalı borçlunun itirazının iptaline, haksız ve kötüniyetli olarak itiraz eden davalıdan %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın öncelikle zamanaşımı yönünden değerlendirilmesi gerektiğini, yapılan icra takibinin arabuluculuk başvurusundan anlaşılacağı üzere Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında görüleceğini, takibe itiraz edildiğini, itirazın iptali ve kaldırılma süreleri yasal olarak belirlenmiş ise de itirazın iptali açma süresi olan bir yıl davacı tarafından geçirilmiş olduğundan zamanaşımı yönünden davanın değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle davanın reddi gerektiğini, kurumlarına ait hiçbir fatura ibraz edilmeyen bir sayaç ve kaçak elektrik kullanımından bahsedilmesinin söz konusu olmadığını, 31.07.2008 tarihinde bina yurt müdürlükleri tarafından boşaltıldığını, ancak binanın atıl olduğu ve kullanımda olmadığı nazarı dikkate alınmaksızın bu şekilde borç ve kaçak elektrik cihetine gidilmesinin kabul edilemeyeceğini, kurumlarının fiziki olarak davacı kurum nezdinde araştırma yapmış görevli bir personellerini göndererek yerinde inceleme yaptırdıklarını, kaçak elektrik tespit tutanağını yazan görevli saha personelinin hangi saik ve somut verilere dayanarak böyle bir tespite vardığının anlaşılamadığını, 31.07.2008 tarihinde tahliye edilmiş bir binanın 05.11.2018 tarihinde borç tespiti ve Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayısı ile 2019 tarihinde yapılan icra takibini kabul etmesinin mümkün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, açıklanan sebeplerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Ankara …İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyası,
Davalı takip borçlusu adına düzenlenen kaçak/Usulsüz Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı,
Mühürleme Tutanağı,
Tahakkuk Hesap Detayı.
Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi, borçlunun Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğü … Erkek Öğrenci Yurdu olduğu; 6.911,36 TL alacak için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 01/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 04/02/2019 tarihli dilekçesi ile icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kaçak elektrik tüketimi bedeli ödenmediği ileri sürülerek başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Görev konusu dava şartı olup, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında, talep halinde veya resen incelenebilir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticaret mahkemesinin bu davada görevli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunludur.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 Sayılı TTK’nun 5/3. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesi’nin 31/05/2018 tarih … Karar Sayılı ve 24/092/2019 tarih 2019/877 Esas, 2019/1022 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, dava konusu uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmamakta olup, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin de bulunmadığı ileri sürülmektedir. Davalının Gençlik Hizmetleri ve Spor Genel Müdürlüğü olması nedeniyle 6502 sayılı yasa kapsamında, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olmadığı gibi kanunda açıklanan tüketici tanımına da uymadığından davanın genel mahkemelerde görülmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, tarafların sıfatı, Ticaret Sicil Müdürlüğünün ve Vergi Dairesi Başkanlıklarının cevabi yazıları, tarafların iddia ve savunmasını dayandırdığı hukuki sebepler dikkate alındığında eldeki davanın Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava şartı yokluğu her aşamada ve resen dikkate alınacağından HMK 114/1-c, 115/2. maddesi gereğince davanın görev dava şartı yönünden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
HMK’nun 20/1.maddesi gereğince istek halinde ve karar kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, iki haftalık süre içerisinde başvurulmaması halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
HMK’nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle ve HMK’nun 331/1 maddeleri gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi ve yargılama giderleri yönünden değerlendirme yapılması için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, Davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/11/2022