Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/348 E. 2022/744 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/348 Esas – 2022/744
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/348
KARAR NO : 2022/744

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
K.YAZIM TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara …İcra Dairesi … Esas Sayılı dosyası ile davalı tarafından … Pazarlama İnşaat Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne (Borçlu) karşı icra takibi başlatıldığını, ilgili borç kapsamında müvekkili şirkete ilk olarak 29/03/2022 tarihinde tebliğ edilen 1. Haciz ihbarnamesi ile Borçlunun müvekkili şirket nezdinde alacağı olup olmadığının bildirilmesinin talep edildiğini, ardından müvekkili şirkete 18/04/2022 tarihinde ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkili şirket, gönderilen elektronik postalara karşı SMS bildirimini açmadığından ve ilgili personel tebligatların yapıldığı tarihlerde izinli olduğundan tebligatlarda karışıklık olduğunu, haciz ihbarnamelerine ilişkin tebligatlardan müvekkili şirketin haberdar olamadığını, cevap verme süresinin dolduğunu, Ankara ..İcra Müdürlüğü … Sayılı dosyasında ilgili üçüncü haciz ihbarnamesi müvekkili şirkete 03/05/2022 tarihi ile tebliğ edildiğini, işbu üçüncü haciz ihbarnamesi ile menfi tespit davası açmak için müvekkili şirkete 15 gün süre verildiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete ve yukarıda belirtilen takip borçlusu dava dışı şirkete herhangi bir borcu olmadığının HMK m.106 ve İİK m. 72 uyarınca tespitini süresi içerisinde talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, müvekkilinin, takip borçlusu … Pazarlama İnşaat Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne herhangi bir borcu bulunmadığı gibi takip borçlusundan alacağı bulunduğunu, müvekkili şirkette tebligatları kontrol eden çalışan belirtilen sürelerde izinli olduğundan müvekkili şirket tebligatlardan haberdar olamadığını, ancak çalışan kişinin izin dönüşünde yapmış olduğu kontrol sonucu haciz ihbarnameleri fark edilebildiğini, nitekim müvekkili şirketin dava dışı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından müvekkili şirketin takip borçlusuna borçlu olduğunun davalı alacaklı tarafından ispatlanması gerektiğini, zira davalı alacaklının soyut olarak borçlunun müvekkilden alacaklı olduğunu ileri sürmesi ve bu ilişkinin neye dayandığını ispatlaması gerekeceğini, işbu nedenle İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. maddesinde belirtilen yasal süre içerisinde müvekkilinin takip borçlusu … Pazarlama İnşaat Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne borçlu olmadığının tespit edilmesi için işbu davayı açmak zorunluluğunun hasıl olduğunu, dava konusu haksız durum sebebiyle, müvekkili şirketin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı oldukça açık olduğundan; müvekkili şirketin davalıya borcu olmadığının HMK m.106 ve İİK m.72 uyarınca tespitine ve yargılama devam ederken söz konusu bedelin müvekkil şirketten tahsilini engellemek için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haklı davalarının kabulünü, müvekkili şirketin davalı şirkete ve dava dışı … Pazarlama İnşaat Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİVE GEREKÇE:
Dava, İİK m 89/3 uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
Bu durumda İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 04/03/2022 gün ve 2022/366 E, 2022/343 K sayılı 27/05/2022 tarih, 2019/827 E.,2022/827 K. emsal kararlarına göre Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
HMK’nun 20/1.maddesi gereğince istek halinde ve karar kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, iki haftalık süre içerisinde başvurulmaması halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına, (ihtarat yapıldı)
HMK’nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle ve HMK’nun 331/1 maddeleri gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi ve yargılama giderleri yönünden değerlendirme yapılması için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2022