Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/267 E. 2022/497 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/267
KARAR NO : 2022/497

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2013
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
K.YAZIM TARİHİ : 17/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen ” Sistem Kullanım Anlaşmaları ve Bağlantı Anlaşmaları” kapsamında davalı şirket tarafından müvekkili şirketin aleyhine düzenlenen 20/12/2012 tarih A 579655 sayılı 39.728,76 TL tutarındaki Mart 2007 dönemine ait fiber kesicisi açması ile ilgili ceza faturasının iptali ile fatura bedelinin müvekkili şirket tarafından davalıya yapılan ödeme tarihiden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesi ile mahkeme masraflarının davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

DAVA: Taraflar arasında akdedilen Sistem Kullanım Anlaşmaları gereğince tardaflar arasındaki ticari ilişkiye konu Ağustos 2009 dönemi aylık … tesislerinde kullanıcının bağlı olduğu fidere 00:00-24:00 saatleri arasında üç veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açılması sonucunda oluşan ihlal hali için ceza fatura bedelinin müvekkili şirket tarafından davalıya yapılan ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir..
CEVAP:Dosyanın benzer olan mahkemenin 2013/130 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
25.03.2010, 10.05.2010 ve 23.11.2010 tarihinde Sistem Kullanım Anlaşması ve Bağlantı Anlaşması,
25.12.2012 tarih ve B.15.TE.İ.0.14.03.00-850/012566 sayılı yazısı ve 20/12/2012 tarih ve A 580247 sayılı 84.872,15 TL’nin ( seksen dört bin sekiz yüz yetmiş iki Türk Lirası) tutarındaki Ağustos 2009 dönemine ait fatura,
…’ın 25.12.2012 tarih ve 12566 sayılı yazısı,
…’ın 22.03.2007 tarih ve 2090 sayılı yazısı,
…’ın 10.02.2011 1072 sayılı yazısı,
… ve TEDAŞ larafından imza ve teati edilen 08.03.2007 tarihli ve25.06.2004 tarihli “Mutabakat Zaptı”,
YEDAŞ’ın 21.02.2007 tarih ve 991 sayılı yazısı veeki komisyon raporu
Adana 1. Ticaret Mahkemesi’nin 2012/347 E. sayılı kararı,
… Bankası’nın 18.02.2013 tarihli ödeme dekantu örneği,
YEDAŞ’ın 04.04.2007 tarih ve 030.01 sayılı yazısı,
YEDAŞ’ın 21.03.2007 tarih ve 1305 sayılı yazısı,
…’ın 19.03.2007 tarih ve 1011 sayılı yazısı,
YEDAŞ’ın 13.04.2007 tarih ve 1680 sayılı yazısı,
Yargı yerine ilişkin emsal Yargıtay Kararları,
Bilirkişi heyetinden alınan 18/07/2014 tarihli raporda; Teknik açıdan, davalı fideri üzerinde kesicinin açma yapmasının, davacı fideri tarafında (yük tarafında) herhangi bir arıza oluşması nedeniyle olacağının açık ve teknik bir gerçek olduğunu, bu bağlamda ilgili fiderler üzerindeki kesici açmalarının tek ve gerçek sebebinin davacı sorumluluğundaki dağıtım şebekesindeki arıza ve sorunlar nedeniyle alacağının açık bir gerçek olduğunu, hukuki açıdan, sistem kullanım ve bağlantı anlaşmalarının huzurdaki dava bakımından uygulama alanı bulamayacağını, 08/07/2007 tarihli mutabakat tutanağı hakkında, EPDK’dan onay alındığına dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığını, yönetim bildiriminin 1.5. Maddesi incelendiğinde ihlalin ve ödenmesi gereken cezanın belirlendiği başka yaptırımlar bakımından cezanın uygulanması için …’ın yazıyı uyarısı gerekirken, (örneğin kullanıcıya ait tesislerdeki teknik ömrü dolan teçhizatın …’ın yazıyı uyarısına rağmen değiştirilmemesi ihlalinde olduğu gibi) “… tesislerinde kullanıcının bağlı olduğu fidere 00.00-24.00 saatleri arasında üç veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açması” ihlalinde bir yazılı uyarı şartı bulunmadığı, bu açıdan davalı tarafından davacıya bahse konu ceza faturalarının uygulanması işleminin doğru bir uygulama olduğunu, ayrıca bu dosya ile birleşen ve aynı mahiyette olan 2013/131 Esas sayılı dosya ile ilgili olarak da konunun aynı doğrultuda değerlendirilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 18/12/2014 tarihli ek raporda: davalı tarafından dava konusu ceza faturalarının uygulanması işleminin hukuka aykırı olmadığı sonucuna varıldığını, davacı vekili tarafından yukarıda sunulan itirazlar içerisinde, kök raporlarında heyet tarafından varılan sonuçları değiştirecek bir yön tespit edilmediğini, 18.07.2014 tarihli kök raporlarındaki, (gerek esas ve gerekse birleştirilen dava yönünden) görüş ve kanaatlerini tekrarladıklarını belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyetinden alınan 01/07/2015 tarihli raporda; 20/12/2012 tarihli A-579655 sayılı 39.728,76 TL bedelli Mart 2007 dönemine ait ceza faturası ile ilgili olarak; davacı kullanıcının, fatura döneminde geçerli mevzuatta tanımlanan sınır değerleri aşmış olduğunu, başka bir ifadeyle dava konusu ihlallerin oluşmuş olduğunu, yöntem bildirimi hükümlerine göre davacı kullanıcıya ceza uygulanamayacağını, mahkemenin aksi görüşte olması durumunda; ceza hesaplama yönteminin Yöntem Bildirimi’nin 1.5. Maddesinde tariflenen hesaplama yöntemine uygun, bu şekilde hesaplanan ceza miktarına ise doğru olduğunu belirtmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 09/09/2015 tarih, 2014/1509 Esas, 2015/694 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleşen davada davacı vekilince açılan alacak ve itirazın iptali davası sonucunda mahkememizce asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davada hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince 2018/384 Esas, 2020/4125 Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının onanmasına karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekilince Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin onama ilamına yönelik karar düzeltme itirazında bulunulması üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2022 tarih, 2022/621 Esas, 2022/1042 Karar sayılı kararı ile “02/12/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8’inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile “8′ inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda, 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin yaptırım uyuşmazlıklarının idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “Yargı Yolunun Caiz Olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmesi doğru olmadığından davalının karar düzeltme itirazlarının kabülü ile Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 08.12.2020 tarihli onama kararının kaldırılarak mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.’ gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizin 15/06/2022 duruşmasında Yargıtay’ın usul ve Yasaya uygun bulunan bozma kararına uyulması gerekmiştir.
02/12/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8’inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile “8′ inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin yaptırım uyuşmazlıklarının idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “Yargı Yolunun Caiz Olmaması” ve görevli idari yargıda görülmesinin gerekmesi nedeniyle asıl ve birleşen davanın HMK’nun 114/1-b ve 115/1-2.maddeleri gereğince başvuruya ve yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
ASIL DAVADA
HMK’nun 114/1-b ve 115/1-2.maddeleri gereğince başvuruya ve yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7. maddesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN …. SAYILI DOSYASINDA;
HMK’nun 114/1-b ve 115/1-2.maddeleri gereğince başvuruya ve yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7. maddesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay’da Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]