Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/256 E. 2022/838 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/256 Esas – 2022/838
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/256
KARAR NO : 2022/838

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 10/04/2022
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
K. YAZIM TARİHİ : 11/11/2022

Mahkememizde görülen Genel kurul Kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalı … Yapı Mühendislik Tic. Ltd. Şti.’nin şirket müdürlüğüne … yevmiye numaralı noter onaylı genel kurul kararı ile getirildiğini ve bu tarihten 19/03/2019 tarihine kadar da şirket ortağı olarak müdürlük yaptığını, şirket hissedarları ve eski yönetim ile şirketin yeni yönetimi arasında son yıllarda anlaşmazlıklar bulunduğunu, müvekkilinin imzalamadığı ve kendisinden saklanan çekler ile ilgili icra ceza mahkemelerinde hakkında yüzlerce dava açıldığını ve büyük mağduriyet yaşadığını, müvekkilinin şirketin eski yöneticileri ve ortakları …. ile ilgili dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından dolayı araştırma yapması ve gerekli mercilere başvurması sonucunda adı geçen şirket ortaları tarafından görevden alınmak istendiğini, müvekkilinin bunu kabul etmemesi üzerine 04/03/2019 tarihli karar ile şirket genel kurulunu müdür seçiminin yapılması için olağanüstü toplantıya çağırdıklarını, ancak yetkili müdür yapabileceği için bu çağrıyı sahte bir evrak düzenleyerek müvekkili adına çağrıyı yazıp onun adına imzaladıklarını, şirketin o anki karar defteri müvekkilde olduğundan ve bu çağrı daha sonra yeni alınacak karar defterine işleneceğinden müvekkilinin bu çağrıdan haberinin olmadığın ve bu belgeye imza atmadığını, şüphelilerin resmi belgeyi müvekkili adına imzalayıp suç işlediklerini, zira bu sahte evrakla genel kurul toplantısının 19/03/2019 tarihinde yapıldığını ve toplantıya sadece diğer ortaklar …ın vekilinin katılarak usulsüz bir şekilde müvekkilinin müdürlük yetkisinin elinden aldıklarını, bununla birlikte yine usulsüz olarak yeni şirket karar defteri çıkarttırılarak bu sahte evrakların karar defterine işlediklerini, sahte düzenlenen çağrı kağıdının 19/03/2019 tarihli genel kurul toplantısındaki karar metninden sonra yani 26/03/2019 tarihinde Ankara 63.Noterliğinde onaylattırılıp yeni karar defterine işlendiği açıkça görüleceğini, bu durumun bile evrakın sahte olarak düzenlendiğinin en büyük kanıtı olduğunu, bu konuya ilişkin yapmış oldukları şikayet sonucu ….Esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını ve yargılamanın halen devam ettiğini, bu dava kapsamında 04/03/2019 tarihli evrak ile ilgili bilirkişi incelemesi yapıldığını ve söz konusu evrakta müvekkili adına atılmış olan imzanın sahte taklit imza olduğunun bilirkişi raporu ile belgelendirildiğini, bu davalar sürerken müvekkilinin elinde bulunan şirket hissesi ve paylarını da elinden almak istediklerini bu itibarla 11/03/2022 tarih ve 2022/1 sayılı kararı alarak müvekkilinin şirket paylarını diğer ortak … adına geçirdiklerini, bu yapılan işlemlerin de yasaya ve hukuka aykırı şekilde yapıldığını, söz konusu kararın gerekçesinin müvekkilinin 30/11/2021 tarihinde Malatya 4. Noterliği aracılığıyla tebliğ edilen ihtarnameye rağmen hissesine düşen sermaye payını ödememesinin gösterildiğini, ancak müvekkiline böyle bir ihtarnamenin tebliğ edilmediğini belirterek dava konusu 11/03/2022 tarih ve 2022/1 sayılı kararın iptaline, yargılama ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Dava dilekçesinde ileri sürülen aleyhe hususları kabul etmediklerini, davacı tarafça açılan dava iyiniyetli olmadığı gibi, ihtarnamelerden haberi olmadığına ilişkin iddiasının doğru olmadığını, davacının 02/10/2018 tarih ve 2018/15 sayıl Genel Kurul Kararı ile birlikte %1 oranında paya karşılık hisse devri ile şirket hissedarı olduklarını ve aynı genel kurulda şirket müdürü olarak seçildiklerini, daha sonra 19/03/2019 tarihli Genel Kurul Kararı ile de müdürlük görevinin sona erdiğini, söz konusu Genel Kurul Kararı ile ilgili olarak herhangi bir iptal davası açılmadığını, davacının tüm çağrılara rağmen oturumlara katılmayıp şirket sermaye payını da ödemediğinden, …. yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, hissesine düşen sermaye payının şirket hesabına ödemesi, aksi takdirde hissesinin şirket ortaklarından …’a devrinin yapılacağının ihtar edildiğini, söz konusu ihtarnamenin 30/11/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ihtarnamenin tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de bu iddiasının doğru olmadığını, ayrıca sermaye taahhüdünü ödemeye çağrı ilanının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 11/02/2022 tarih ve 10515 sayılı nüshasında yayımlanarak ilan edildiğini, davacının bu ihtarnameye rağmen hissesine düşen sermaye payını ödemediğinden, 11/03/2022 tarih ve 2022/1 karar sayılı kararla, şirket ortağı olan davacının 10 adet hissesine karşılık 50.000,00 TL sermayesini şirket ortaklarından …’a devretmesi ve şirket ortaklığından ayrılması kararı alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER: Mahkememizce davalı şirket kayıtları ve genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, ana sözleşme getirtilmiş, davacı vekili tarafından 04.03.2019 tarihli sahte imzalı suç konusu evrak, genel kurul toplantı tutanağı, 04.03.2019 tarihli evraktaki imzanın bilirkişi incelemesi sureti ibraz edilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davalı limited şirketin genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Genel kurul çağrısının sahte belgelerle yapıldığını ve çağrının usule uygun olmadığını, alınan kararların da haksız olduğunu belirterek dava konusu 11.03.2022 tarih ve 2022/1 sayılı genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Genel kurul kararının usul ve esas yönünden iptalini gerektirecek bir husus bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davacı tarafın genel kurul kararının iptali talebi konusunda karar verilebilmesi için, dava konusu genel kurul kararının, TTK’nun 445.maddesine göre kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığının tespiti yönünde bilirkişi raporu alınması gerekmektedir. Bilirkişi raporu alınmadan davacı tarafın talebi ile ilgili olarak karar verilmesine imkan bulunmamaktadır.
Bu bağlamda; Mahkememizin 23/06/2022 tarihli duruşmasında, dosyanın bilirkişiye tevdi ile; “davacının genel kurul iptalini talep etme hakkı bulunup bulunmadığı, davaya konu 11/03/2022 tarihli genel kurul kararının yasaya, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı hususunda” rapor düzenlemesinin istenmesine karar verilmiş, huzurda bulunan davacı vekiline gider avansı yeterli olmadığından takdir edilen bilirkişi ücretini yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, bu süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı takdirde bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususu ihtar edilmiştir. Ancak verilen kesin süre içerisinde ve bir sonraki duruşma tarihi olan 03/11/2022 tarihine kadar bilirkişi ücreti yatırılmamıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Dava konusu genel kurul kararının, TTK’nun 445.maddesine göre kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığının tespiti yönünde bilirkişi raporu bilirkişi raporu alınmadan davacının genel kurul kararının iptali talebi konusunda karar verme imkanının bulunmadığı, davacı vekili tarafından ise verilen kesin süre içerisinde ve bir dahaki duruşma tarihlerine kadar(yaklaşık 5 aylık sürede) bilirkişi ücretinin yatırılmadığı ve bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş olduğu anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2022