Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/225 E. 2023/416 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/225 Esas – 2023/416
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/225 Esas
KARAR NO : 2023/416

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 4- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. ….
DAVALILAR : 5- …
6- …
7- …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 06/06/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; hizmet alım işini ihale yasalarının ilgili maddeleri gereğince davalı şirketlerin üstlendiğini, davalı şirketler bünyesinde çalışan işçilerden …’nın emeklilik sebebiyle işten ayrıldığını ve işçiye 05/05/2021 tarihinde 70.458,84 TL ödendiğini, …’ın evlilik nedeni ile işten ayrıldığını ve işçiye 02/07/2020 tarihinde 51.544,17 TL ödendiğini, …’in emeklilik nedeni ile işten ayrıldığını ve işçiye 17/06/2019 tarihinde 40.930,02 TL ödeme yapıldığını, ihale evrakı ve sözleşmeler gereğince davalı şirketlerin çalıştırdıkları dönemlere ilişkin işçi alacaklarından sorumlu oldukları iddiası ile kurum alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, alacağın zamanaşımına uğradığını ve davanın görevli mahkemede açılmadığını, ihale bedelinin içinde bu alacakların fiyatlandırmaya dahil edilmediğini, müvekkilinin temerrütünün söz konusu olmadığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesinde yapılan değişiklik nedeni ile kendilerinden talepte bulunulamayacağını, sorumluluğun asıl işveren konumunda olan davacıda olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin hizmet sözleşmesi değil işçi temini sözleşmesi olduğunu savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı… Güvenlik şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davayı kabul etmediklerini, davacı ile müvekkili arasında işyeri devri gerçekleştiğini, bu nedenle alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının asıl işveren olup sorumluluğun onda olduğunu, bu nedenle müvekkili yönünden davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin yalnız, varsa işçiye ödenmeyen tazminatlardan sorumlu tutulabileceğini, dava konusu alacakların ihale bedeline dahil olmadığını, müvekkilinin sorumlu olduğu kabul edilebilecek ise de ancak yarı yarıya sorumlu tutulabileceğini, müvekkilinin temerrütünün söz konusu olmadığını savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve …şirketler vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, işçilerin müvekkili nezdinde çalışması bulunmadığından husumetlerinin bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmelerde işçilik alacaklarından yüklenicinin sorumlu olacağına ilişkin açık düzenleme bulunmadığını, müvekkili sorumlu tutulsa dahi davacının da müteselsilen ve yarı yarıya sorumlu olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, sorumluluğun asıl işveren konumunda olan davacıda olduğunu savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı şirketlere dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı gibi duruşmalara da katılmadıkları görülmüştür.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameler, dava dışı işçiye ait … kayıtları ve işçiye yapılan ödemelere ilişkin evrak dosya arasına konulmuştur.
Hesap uzmanı bilirkişi tarafından verilen 24/01/2023 tarihli raporda; dava dışı işçilerin davalılar nezdinde alıştığı dönemlerle sınırlı olmak kaydı ile hesaplama yapılarak davalı …şirketinin 24.154,28 TL, … şirketi ve … şirketlerinin müştereken ve müteselsilen 25.291,43 TL, … şirketinin 8.430,48 TL, … şirketinin 55.400,27 TL, …şirketinin 38.907,39 TL, …şirketi ve … şirketinin müştereken ve müteselsilen 852,52 TL, … şirketinin 9.896,66 TL olmak üzere toplam 162.933,03
sorumlu olduğu belirtilmiştir. Tarafların itirazları üzerine bilirkişiden alınan 27/04/2023 tarihli ek raporda, dava dışı işçi …’nın 01/12/2019-30/06/2020 tarihleri arasında hizmet dökümüne göre dava dışı … Ltd. Şti ve … adi ortaklığında çalışmış olması nedeni ile yeniden yapılan hesaplama neticesinde, davalı …şirketinin 24.154,28 TL, … şirketi ve … şirketlerinin müştereken ve müteselsilen 25.291,43 TL, … şirketinin 8.430,48 TL, … şirketinin 55.400,27 TL, …şirketinin 38.907,39 TL, …şirketi ve … şirketinin müştereken ve müteselsilen 852,52 TL, … şirketinin 5.567,59 TL olmak üzere toplam 158.603,96 TL sorumlu olduğu belirtilmiştir. Ek rapor oluşa ve dosya içeriğine uygun olup hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava; işçilik alacaklarının rucuen tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kurum ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirketlerin belirlenen süre içerisinde işe başlayıp işçi çalıştırdıkları, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsilini talep ettiği, davacı kurumun da davalı şirketlerle yapmış olduğu sözleşme gereğince davalı şirket çalışanına ödeme yaptığı, eldeki dava ile ödemenin rücuen tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davacı idare ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’nun 2/6 maddesinde belirtildiği şekilde, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, ancak bu sorumluluğun dış ilişki itibariyle (…) müseselsilen sorumluk niteliğinde olduğu, asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukukunun değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukukunun esas alınacağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (…) maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır,” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları ve ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceğinin açıkça belirtildiği, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalıların husumet ve işyeri devrine dayalı zamanaşımı savunmalarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalıların görev itirazının usulüne uygun olmadığı ve tarafların tacir olması nedeni ile yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalıların zamanaşımı savunmasının, zamanaşımının ödeme ile başlayacak olması ve uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanması gözetilerek reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
İşçiye ödenen kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından da son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır (… sayılı ilamı).
İşçilik alacakları ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekeceğinden (… sayılı ilamı) ve taraflar arasındaki sözleşmede açık hüküm bulunmasa dahi, bedeli önceden kararlaştırılan iş yönünden, davalının işçilerinin işçilik alacaklarından, iç ilişkide davalının sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği değerlendirilerek davalıların yarı oranında sorumlu olduklarına ilişkin savunmalara itibar etmek mümkün olmamıştır (… sayılı ilamı).
Yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor uyarınca dava dışı işçilerin davalılar nezdinde çalıştığı dönem itibari ile hesaplanan bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, davalı… Güvenlik şirketi yönünden dava dışı işçi …’nın 01/12/2019-30/06/2020 tarihleri arasında dava dışı adi ortaklık bünyesinde çalıştığının belirlenmesi karşısında bu döneme isabet eden 4.329,07 TL yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, davalılar daha önce temerrüte düşürümediğinden dava tarihi itibari ile (… … sayılı, …sayılı ilamı) davalılardan avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
24.154,28 TL rücuen tazminatın davalı …şirketinden, 25.291,43 TL’nin davalılar … şirketi ve … şirketlerinden (bu davalıların sorumlu oldukları miktar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına), 8.430,48 TL’nin davalı … şirketinden, 55.400,27 TL’nin davalı … şirketinden, 38.907,39 TL’nin davalı …şirketinden, 852,52 TL’nin davalılar …şirketi ve … şirketinden (bu davalıların sorumlu oldukları miktar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına), 5.567,59 TL’nin davalı… şirketinden alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
Alınması gerekli olan 10.834,24 TL harçtan peşin alınan 2.782,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.051,75 TL harcın 1.226,23 TL’sinin davalı …şirketinden, 1.283,95 TL’sinin davalılar … şirketi ve … şirketlerinden, 427,99 TL’sinin davalı … şirketinden, 2.812,47 TL’sinin davalı … şirketinden, 1.975,19 TL’sinin davalı …şirketinden, 43,28 TL’sinin davalılar …şirketi ve … şirketinden, 282,65 TL’sinin davalı… şirketinden tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 201,03 TL’sinin davalı …şirketinden, 210,49 TL’sinin davalılar … şirketi ve … şirketlerinden, 70,16 TL’sinin davalı … şirketinden, 461,08 TL’sinin davalı … şirketinden, 323,81 TL’sinin davalı …şirketinden, 7,10 TL’sinin davalılar …şirketi ve … şirketinden, 46,34 TL’sinin davalı… şirketinden tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesap edilen 24.790,59 TL vekalet ücretinden 3.775,43 TL’sinin davalı …şirketinden, 3.953,18 TL’sinin davalılar … şirketi ve … şirketlerinden, 1.317,73 TL’sinin davalı … şirketinden, 8.659,34 TL’sinin davalı … şirketinden, 6.081,42 TL’sinin davalı …şirketinden, 133,25 TL’sinin davalılar …şirketi ve … şirketinden, 870,24 TL’sinin davalı… şirketinden tahsil edilerek davacıya verilmesine,
Davalı… Güvenlik şirketi kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 4.329,07 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yargılama aşamasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 2.135,00 TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 2.078,27 TL ile 2.782,49 TL peşin harcın 740,26 TL’sinin davalı …şirketinden, 775,11 TL’sinin davalılar … şirketi ve … şirketlerinden, 258,37 TL’sinin davalı … şirketinden, 1.697,86 TL’sinin davalı … şirketinden, 1.192,40 TL’sinin davalı …şirketinden, 179,36 TL’sinin davalılar …şirketi ve … şirketinden, 170,63 TL’sinin davalı… şirketinden tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazla yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve… güvenlik vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2023

Katip…. Hakim …
¸¸ ¸¸