Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/224 E. 2022/1011 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/224
KARAR NO : 2022/1011
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
K. YAZIM TARİHİ : 30/12/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Taraflar arasında 11.07.2005 tarihinde Trabzon 4. Bölge Yıldızlı 192 Adet Konut, Ticaret Merkezi, 24 Derslikli İlköğretim Okulu, Spor Salonu ve Bekçi Kulübesi konulu sözleşme imzalandığını, işin süresinde sözleşme şartlarına uygun yapılmaması nedeniyle sözleşmenin feshedilerek yeniden ihaleye çıkılıp başka yüklenici ile daha yüksek bedelle sözleşme yapıldığını, iki ihale arasında doğan fark nedeniyle idare zararı oluştuğunu belirterek 3.245.971,60 TL tutarındaki idare zararının en yüksek orandaki ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davanın kendilerince Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında açtıkları davaya karşılık açılmış olduğunu, feshin haksız bulunduğunu, bir kısım işlere ait yer tesliminin yapılmadığını, davacının projesinde iş yoğunluğunun artırılmış olması dolayısıyla ilgili belediye tarafından müvekkiline zamanında inşaat ruhsatı verilmediğini, hava koşullarının gecikmeye sebebiyet verdiğini, feshin haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER: Taraf delilleri toplanmış, bilirkişilerden rapor alınmıştır.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava; sözleşmenin haklı olarak feshi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda ilk olarak, …Karar sayılı ilam ile “… Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile davacımızın sözleşmeyi feshinin haklı olduğunun kesin hüküm halini aldığı, sözleşmeyi haklı olarak fesheden davacının bundan dolayı uğradığı menfi zararının tazminini isteyebileceği, delil durumuna uygun, gerekçeli ve tatminkar bulunan üçüncü bilirkişi kurulunun raporlarından davacının menfi zararının 1.913.069,10 TL olduğu anlaşılmakla davanın bu tutar üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle “… Davanın kısmen kabulüne; 1.913.069,10 TL’nın dava tarihinden itibaren avans oranını aşmamak üzere reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine,” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Başkanlığının …Karar sayılı ilamıyla “… Bu durumda dosya kapsamına göre, davalı yüklenici ile yapılan sözleşme feshedildikten sonra kalan işlerle ilgili ikinci ihaleye ilk ihaleden farklı iş kalemleri de ilave edilerek ihaleye çıkıldığı ve aynı koşullarla ikinci ihale yapılmamış olduğundan mahkemece yeniden seçilecek konusunda uzman bilirkişi kurulundan taraflar arasındaki sözleşmenin feshi tarihinde kalan imalâtın ilk ihalede yükleniciden sonra en düşük teklifi veren şirkete işin verilmiş olması halinde ödenmesi gereken bedel (kaçırılan fırsat) ile ilk sözleşmede kalan işler ile ilgili fesihten itibaren makul süre içerisinde ve ilk ihale ile aynı koşullarda ikinci ihale yapılmış olsaydı olması gereken ikmâl inşaatı bedeli ile bu bedel ve kaçırılan fırsat olarak adlandırılan bedel arasındaki menfi zarar miktarı konusunda denetime elverişli ve gerekçeli rapor alınıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile hükme varılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda; Bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda ikinci olarak 2018/45, 2019/474 Karar sayılı ilamı ile; “ … Bozma öncesinde sunulan belgeler ve kesinleşen mahkeme kararı ve bilirkişi raporuyla; davacı TOKİ başkanlığının davalı şirket ile e 25.05.2005 de ihale edilen Trabzon ili Yıldız 4. Bölge 192 Adet Konut, Ticaret Merkezi 24 Derslikli İlk Öğretim Okulu, Spor Salonu ve Bekçi Kulubesi İnşaatları ile Ada İçi Alt Yapı Genel Alt yapı ve Çevre Düzenmesi” işini davalının aldığı, bunun üzerine davalı ile 11.07.2005 tarihinde sözleşme imzalandığı, davalının üstlendiği işi sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediği, bunun üzerine davalı tarafa işin bitirilmesine yönelik gerekli tedbirlerin alınmasının …yevmiye nolu senedi ile ihtar edildiği, buna rağmen inşaat seviyesinde ilerleme kayıt edilmediği, davalının işin sonuna kadar inşaat alanında bulundurması gereken ekipmanı bulundurmadığı, bunun üzerine sözleşmenin 26. Maddesine göre işin fesh edildiği, takiben 03.05.2006 tarihinde hesap kesim hak edişinin düzenlendiği, hak edişin %9,96 inşaat seviyesi ile 943.971,60 YTLdeğerle sonuçlandırılarak yüklenici firmaya ödeme yapıldığı, işlemlerin tamamlanamsıyla işin tekrar 11.07.2006 tarihinde yeniden ihale edildiği, yapılan ihalenin 11.850.000,00 YTL bedelle … İnşaat San. Ve Tic. A.Ş. Firması uhdesinde kalarak 15.08.2006 tarihinde sözleşme imzalandığı, davacının, 18.08.2006 tarihinde yer teslimi yapılarak işe başlandığı, tekrar ihale edilen işin %100 11.850.000,00 TL olması gerekirken işin feshi nedeniyle %90,04 ünün 11.850.000,00 YTL olduğundan bu şekilde 3.245.971,60 TL zararının olduğunu iddia ederken, davalı şirket işin davacı TOKİ tarafından haksız fesh edildiği, olsa olsa 37.396,00 TL zararrın olabileceği savunmasını getirmiş, Mahkememizin ilk kararı Yüksek Yarıtay 15. Hukuk Dairesince yukarıda eblirtildiği gibi, davacı TOKİ başkanlığının kaçırılan fırsata ve ikinci ihale bedeline göre oluşan zararının yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği gibi, davalı yüklenici ile yapılan sözleşme feshedildikten sonra kalan işlerle ilgili ikinci ihaleye ilk ihaleden farklı iş kalemleri de ilave edilerek ihaleye çıkıldığı ve aynı koşullarla ikinci ihale yapılmamış olduğundan, mahkemece yeniden seçilecek konusunda uzman bilirkişi kurulundan taraflar arasındaki sözleşmenin feshi tarihinde kalan imalâtın ilk ihalede yükleniciden sonra en düşük teklifi veren şirkete işin verilmiş olması halinde ödenmesi gereken bedel (kaçırılan fırsat) ile ilk sözleşmede kalan işler ile ilgili fesihten itibaren makul süre içerisinde ve ilk ihale ile aynı koşullarda ikinci ihale yapılmış olsaydı, olması gereken ikmâl inşaatı bedeli ile bu bedel ve kaçırılan fırsat olarak adlandırılan bedel arasındaki menfi zarar miktarının hesap edilmesi istendiğine göre, bu yönteme göre yapılan hesaplamada, her ne kadar tayin edilen bilirkişiler tarafından farklı yöntemler kullanılarak, Bilirkişiler …tarafından 1.274.780,30 TL ve inşaat mühendisi bilirkişi Necati Yörük tarafından da 3.253.439,10 Tl olduğu bildirilmişse de, her iki ayrık bilirkişi raporunda da, Yüksek Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 12.10.2017 günlü bozmasında belirtilen yöntemi kullanmadıkları, hatta bilirkişinin Bozmada belirtilen yöntemin hatalı olduğunu belirttiği, oysa bilirkişilere Yargıtay Bozmasında belirtilen yöntemle hesaplama yapmalarının istendiği,, Mahkemenin bilirkişilerin hukuki değerlendirmeleri ile değil ihtisas alanlarına göre teknik bulgu ve görüşleri ile bağlı oldukları gözetilerek, bozma ilamı doğrultusunda, bilirkişilerin buldukları, ikinci işteki artış miktarı, ilk işteki gerçekleşen iş oranı, yapılan ödemeler ve diğer bulgular kullanılarak, yapılan hesaplamada; davacı TOKİ başkanlığının me; 1. İhalede davacıya ihale edilen iş bedelinin 9.439.550,00 TL olduğu, bu işde gerçekleşen iş orananı göre firmaya işin %9,9648 ini teşkil eden 943.965,50 TL ödendiği, yapılmayan kısın 8.529.034,50 Tl olduğu, 1. ihalede 2. sıradaki teklif bedelinin 9.548.000,00 TL 1. ihalede gerçekleşme oranına göre yapılmayan işin 8.596.560,90 TL olduğu, ikinci ihale bedelinin 11.850.000,00 TL olduğu, ikinci iş yaklaşık maliyetinin 13.272.322,91 Tl oluğu, iş artışı dikkate alındığında, toplam 1.500.779,40 TL bu miktardan düşürüldüğünde ikinci ihalenin birinci ihale koşullarında yapılması halinde işin maliyetinin 11.772.543,51 TL olarak hesap edileceği, bu miktardan birinci ihalede gerçekleşen %90,03iş oranına göre ikinci ihalenin maliyeti hesap edildiğinde ikinci ihalede iş miktarının yaklaşık bedelinin 12.280.319,00 TL olduğu, birinci işte gerçekleşmeyen oran olan %90,0352 sinin 11.056.609,77 TL olduğu, iş artırım miktarı çıkarıldığında 1. ihalede yaklaşık maliyette yapılmayan işin miktarının %90,0352 ile oranlandığında bulunan 10.599.433,10 TL den ilk ihalede kaçırılan fırsat olarak belirtilen ve gerçekleşmeyen iş oranına göre hesap edilen 8.596.560,90 TL tenzil edildiğinde davacı TOKİ başkanlığının gerçekleşen menfi zararının 2.002.872,20 Tl olarak gerçekleşeceği anlaşılmış, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle “Davanın kısmen kabulü ile, 2.002.872,20 TL davacı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanlığının ….Karar sayılı ilamıyla “… 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe giren ilk halinde usuli kazanılmış hakka yer verilmemişse de bu ilkenin uygulanması, Yargıtay’ın içtihatları ile HMK’nın 177/2. maddesine 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı kanunun 18. maddesi ile yapılan ek düzenlemeye kadar devam etmiştir. Bu ek düzenleme ile “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz” maddesi HMK’da da hüküm altına alınmış olup usuli kazanılmış hakların korunacağı bu şekilde hükme bağlanmıştır. / Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilâmında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir…” şeklinde tanımlanmaktadır. / Bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; (Kapatılan) Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 12.10.2017 tarihli, 2017/1402 Esas ve 2017/3411 Karar sayılı bozma ilâmında; dairenin yerleşik içtihat ve uygulamalarında; menfi zararın hesaplanmasında izlenecek yöntemin, sözleşmesi feshedilen yüklenicinin yapmadığı kalan imalâtın ilk ihalede yükleniciden sonraki en düşük teklifi veren teklif sahibine verilmiş olması halinde ödenmesi gereken bedelin (kaçırılan fırsat) hesaplattırılıp, fesih tarihinden itibaren dava dışı ikinci yükleniciye kalan işin verildiği ikinci ihalenin makul süre içerisinde ve aynı koşullarda yapılmış olması halinde ikinci ihale bedeli ile kaçırılan fırsat olarak adlandırılan ve hesaplanan bedel arasındaki fark şeklinde olduğu ve ikinci ihalenin makul süre içerisinde yapılmaması ya da feshedilen sözleşme ve onunla ilgili ihaleden farklı koşullarla yapılması, ilk ihaleye dahil olmayan bir imalâtın ikinci ihaleye ilave imalât olarak dahil edilmesi halinde ikinci ihalenin makul süre içinde, ilk ihale ile aynı koşulda ve özelliklerde yapılması halinde olması gereken ikinci ihale bedelinin hesaplattırılarak bulunacak rakam ile kaçırılan fırsat olarak adlandırılan ilk ihalede yükleniciden sonra en düşük fiyatı veren teklif sahibine işin verilmesi halinde kalan işlerin tamamlattırılması için o teklif sahibine ödenmesi gereken farkın menfi zarar olarak hesaplattırılması şeklinde olacağı bildirilmiş olmasına rağmen, mahkemece iki farklı heyetten rapor ve ek rapor alınmış, raporlarda bozma ilamında belirtilen yönteme göre hesaplama yapılmadığından bahisle bilirkişilerin hukuki değerlendirmeleri ile değil ihtisas alanlarına göre teknik bulgu ve görüşleri ile bağlı oldukları gerekçe gösterilerek bozma ilamı doğrultusunda, bilirkişilerin buldukları, ikinci işteki artış miktarı, ilk işteki gerçekleşen iş oranı, yapılan ödemeler ve diğer bulgular kullanılarak resen hesaplama yapılıp sonucuna göre karar verildiği anlaşılmaktadır. / Bozma ilamında; somut olayda idarenin ikinci ihaleye aynı koşullarda çıkmaması nedeni ile bilirkişi kurulundan rapor alınarak ikinci ihalenin makul süre içinde, ilk ihale ile aynı koşulda ve özelliklerde yapılması halinde olması gereken ikinci ihale bedelinin hesaplattırılması gerektiği belirtilmiş olup bozmadan önce ve sonra alınan raporlarda bu şekilde bir hesaplama yapılmadığı, mahkemece dosya kapsamında yapılan hesaplamanın ise Yargıtay denetimine elverişli olmadığı, ikinci ihalenin makul süre içinde ilk ihale ile aynı koşulda ve özelliklerde yapılması halinde olması gereken ikinci ihale bedelinin tespitine yönelik resen yapılan hesaplamanın denetlenemediği gibi hesaplamada maddi hataların da mevcut olduğu anlaşılmakla bozma ilamı gereği yerine getirilmeden usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. / Bu durumda mahkemece yapılacak iş; yeniden seçilecek konusunda uzman inşaat mühendisi, mimar ve hesap uzmanı bilirkişiden oluşacak kuruldan, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi tarihinde kalan imalâtın ilk ihalede yükleniciden sonra en düşük teklifi veren şirkete işin verilmiş olması halinde ödenmesi gereken bedel (kaçırılan fırsat) ile ilk sözleşmede kalan işler ile ilgili fesihten itibaren makul süre içerisinde ve ilk ihale ile aynı koşullarda ikinci ihale yapılmış olsaydı olması gereken ikmâl inşaatı bedeli ile bu bedel ve kaçırılan fırsat olarak adlandırılan bedel arasındaki menfi zarar miktarı konusunda denetime elverişli ve gerekçeli rapor alınıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesinden ibarettir. / Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda bilirkişilerden rapor alınmıştır.
İnşaat mühendisi, mimar ve sözleşme-hesap uzmanı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor-ek raporda sonuç olarak; Yargıtay bozma ilamında belirtilen şekilde hesaplamaya göre, davacının talep edebileceği menfi zarar tutarının 860.778,08 TL olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı, bozma ilamına uygun düzenlenen bilirkişi heyet raporu-ek raporuna göre, davacının talep edebileceği ile menfi zarar tutarının 860.778,08 TL olduğu, ancak davalının mahkememizce verilen 2014/1391 Esas, 2015/559 Karar sayılı ilk kararı da temyiz etmediği, dolayısıyla davacı yararına kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında, bu kararda verilen miktar olan 1.913.069,10 TL üzerinden davanın kısmen kabulü ile; 1.913.069,10 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1.913.069,10 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 130.681,75 TL harçtan peşin alınan 43.820,70 TL harcın mahsubu ile eksik 86.861,05 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 43.836,00 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 20.335,23 TL yargılama giderinden davanın kabul, red oranına göre 11.794,43 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 42,00 TL yargılama giderinden davanın kabul, red oranına göre 17,64 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 194.653,46 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 154,632,20 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair;Taraf vekillerinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a başvurmak suretiyle temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2022

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]