Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/182 E. 2022/549 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/182 Esas – 2022/549
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/182
KARAR NO : 2022/549

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … tarafından yazılarak … Kitap ve Yayıncılık Ticaret Limited Şirketi (Kaynak yayınları) tarafından yayımlanan ” …” adlı eserde izinsiz olarak Başkanlığın adı kullanılmak ve hiçbir ilgisi olmadığı halde Başkanlıkla ilgili olduğu izlenimi verilmek suretiyle haksız kazanç elde edilerek Başkanlığın kişilik hakları ihlal edildiğinden, mezkür saldırıya son verilmesi ile manevi tazminat ve haksız kazancın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kitapta davacı yanın iddia ettiğinin aksine davalı kurumun kişilik haklarının ihlali veya kitabın yayımı suretiyle elde edilmiş bir haksız kazancın olmadığı, kitabın yayımlanmasının ifade özgürlüğü kapsamında bulunduğu, dava konusu kitap ülkemizde dernek, cemaat, tarikat veya vakıf adı altında faaliyet gösteren belli başlı dini yapılara ilişkin bir rapor olduğu, bu yönüyle yayımlanan kitabın okur ile paylaşılmasında kamu yararı bulunduğu anlaşılmakla müvekkillerinin ifade özgürlüğü çerçevesinde görevlerini yerine getirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı sebebiyle, “…” adlı eserin basımının durdurulması, toplatılması, imha edilmesi, hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilen haksız kazancın iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ihtiyati Tedbir kararının istinafı edilmesi üzerine yapılan incelemede; “….Haksız rekabet konusu ile ilgili maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemeler de TTK.’nın 1. Kitabında yer aldığından, haksız rekabet hususundan kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılır. Somut uyuşmazlıkta davalılar tarafından davacının adı kullanılmak ve davacı ile ilgili olduğu izlenimi verilmek suretiyle yayın yapıldığı ve haksız kazanç elde edildiği ileri sürülerek, maddi ve manevi tazminat talep edildiğine göre, haksız rekabetten kaynaklanan işbu davayı görüp incelemeye de asliye ticaret mahkemesi görevlidir. Şeklinde karar verildiği bunun üzerine de Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Karar sayılı Görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize gönderilmiştir.
Ankara Bam.20.HD tarafından; uyuşmazlığın, haksız rekabetten kaynaklandığı, TTK.’nın 1. Kitabında yer alan, haksız rekabet hususundan kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilecek dosya mahkememize gönderilmiş ise de; davacının haksız rekabet hükümlerine değil “kişinin ve adın korunması manevi tazminat ve haksız kazancın iadesi Türk medeni kanunu 24.25..vd maddelerine dayanak yaparak açtığı davanın haksız rekabetle ilgilisinin olmadığı, haksız rekabete ilişkin hükümler TTK da düzenmiş ise de; somut uyuşmazlıkta haksız rekabet kapsamında bir ticari faaliyetin bulunmadığı, diyanet işleri başkanlığının kişi ve şirketlere karşı haksız rekabet hükümlerine dayanarak dava açmasının mümkün olmayacağı, TTK’nın 54.mad düzenlenen haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı “bütün katılanların menfaatine dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” , “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar uygulamalar haksız ve hukuka aykırı kabul edileceği düzenlenmiştir.
TTK’nın 55. Maddesinde ise bazı haksız rekabet hallerinin başlıcaları sayılmıştır. Örnek vermek gerekirse; dürüstlük kurallarına aykırı reklamlar satış yöntemleri ile hukuka aykırı davranışlar; başkalarını veya iş ürünlerini fiyatlarını faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalar ile kötülemek vb. TTK da düzenlenen tüm haksız rekabet hükümleri ticari hayata ilişkin dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması için konulmuş kurallardır.
Davacı Diyanet işleri başkanlığının kamusal faaliyet alanı ise; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 136. Maddesinde; “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.”
Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), 3 Mart 1924 tarihinde Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin yerine kurulan, İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurumdur.
Ankara Bam 20.Hukuk dairesinin belirttiği gibi haksız rekabet hükümlerinin uygulanmasında tarafların tacir olup olmadığına bakılmaz ise de; tarafların faaliyetlerinin ticari hayat içerisinde bulunan işlerden ve haksız rekabetinde buna ilişkin bir faaliyetten ileri gelmesi gerekir. Hiçbir kişi, kurum ve şirketin diyanet işleri başkanlığına karşı TTK’nın 54.55. vd maddelerinde düzenlendiği anlamda “haksız rekabet” ilişkisi içerisinde olamayacağı şüphe götürmez bir gerçektir. Ankara Bam 20.HD.nin 06/04/2020 tarih ve 2020/590 Esas, 2020/401 Kararına iştirak edilmemekle birlikte Bam görevsizlik kararının ilk derece mahkemelerini bağlayıcı olması sebebiyle kaldırma kararı uyarınca yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinin 1. fıkrasında belirtilen davalardan olup, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmak dava şartıdır. Aynı zamanda, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasında belirtildiği şekilde, davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini de dava dilekçesine eklemek zorundadır.
Davacının davadan önce dava şartı olan arabuluculuğa başvurması ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, ancak bu zorunluluğa uymadan davayı ikame ettiği anlaşıldığından HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun115/2. maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun115/2. maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davalılar vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalının yapmış olduğu 63,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27.06.2022