Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/169 E. 2022/925 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/169 Esas – 2022/925

T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/169
KARAR NO : 2022/925

DAVA : Yargılamanın İadesi- Alacak -Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2016
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Yargılamanın İadesi (Alacak- Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı … İnşaat.. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 23.Hukuk Dairesine verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkillerince Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/400 E. Sayılı dosyasından davalı … Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne karşı açılan davanın 18.12.2017 tarih ve 2017/797 K. numarasıyla müvekkilleri lehine sonuçlandığını, davalı kurumun istinafı üzerine Dairemizin 17(08).12.2021 tarih ve … K. sayılı kararıyla düzelterek yeniden davanın reddine dair karar verildiğini, dava miktar yönünden yasal sınırın altında kaldığı için bu şekilde kesinleştiğini, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından açtıkları davada İlk Derece Mahkemesinin … K. sayılı kararıyla davanın reddedildiğini, müvekkillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 03.04.2019 tarih ve … K. sayılı kararıyla düzelterek yeniden davanın kabulüne karar verildiğini, iş bu kararın da kesinleştiğini, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından açtıkları davada İlk Derece Mahkemesinin …K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiğini, davalı kurumun istinafı üzerine, Dairemizin 25.09.2019 tarih ve… K. sayılı kararıyla davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, iş bu kararın da kesinleştiğini,
Görüleceği üzere, kendilerince davalı kurum aleyhine açılan üç davada Dairenizden farklı kararlar verildiğini, bu çelişkilerin giderilmesi için yargılamanın iadesi işleminin yapılması gerektiğini, İleri sürerek, HMK’nın 375/(1)-ı bendi uyarınca yargılamanın yenilenmesine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davalının istinaf taleplerinin reddiyle, kararın düzeltilmesine ve davanın kabulüne; HMK’nın 381. maddesi uyarınca icranın durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı … Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekil tarafından mahkememize verilen cevap dilekçesinde özetle, davada görevli mahkemenin Ankara bölge Adliye Mahkemesi 23 Hukuk Dairesi olduğunu, 23. Hukuk Dairesinin …. sayılı karar verilirken ilk hükümden haberdar olduğunu, davacı ile müvekkil arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince, davacı işçilik alacaklarından sadece kendi dönemi ile değil, tamamı ile sorumlu olacağını kabul ettiğini, sözleşmenin yüklenicinin sorumlulukları başlıklı 8.4, 8.11 sözleşmenin diğer hususlar başlıklı 23. Maddesinde düzenlemelerin yer aldığını, BK nun 167, aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça borçlulardan her biri alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı eşit paylar ile sorumlu olduklarını, basiretli bir tacir ile davranmakla yükümlü olan davacının kendi bağıtladığı sözleşmenin uygulanmamasını istemesinden ibaret olan işbu davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle mahkeme aksi kanatte ise yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi ile yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı tarafından karşılanmasını talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, HMK’nın 375/(1)-ı maddesi uyarınca yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce daha önce davanın kabulüne ilişkin olarak verilen … K sayılı ilamın davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesini 23. Hukuk Dairesinin 08/12/2021 tarih … K, sayılı ilamında belirtilen; ” Dava, davalı kurumun davacı iş ortaklığı ile imzaladığı sözleşme gereği çalıştırdığı işçilerden …’nin işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesinin 8.4. maddesi ve 23.1.(a.b.c.d) maddeleri uyarınca davacı yüklenicilerin Hıfzısıha Kanunu, İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu vs. iş mevzuatı ile ilgili doğan mali, cezai ve hukuki tüm sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun, davalı ihale makamı idarenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının hüküm altına alındığı, somut olayda davacı yüklenicilerin istihdam ettiği bir işçinin iş mahkemesinde açtığı dava sonucunda davalı ihale makamı işveren tarafından yapılan ödemenin davacının hakedişinden kesinti yapmasının taraflar arasındaki sözleşme ve hukuki mevzuata uygun bulunmasına göre mahkemece davanın reddi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiş olup HMK m. 353/1,b,2 gereğince, kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile: HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …K. sayılı dava dosyasında verdiği 18.12.2017 tarihli kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesine. Buna göre:”1-Davanın REDDİNE ” şeklinde oy birliği ile kesin olarak karar verildiği ” görülmüştür.
Sonrasında davacı vekilinin Ankara Bam 23.HD’ne dilekçe sunarak konusu ,tarafları aynı olan başka mahkeme kararlarını da örnek göstererek davalı kurum aleyhine açılan üç davada dairenizden farklı kararlar verildiğini, bu çelişkilerin giderilmesi için yargılamanın iadesi işleminin yapılması gerektiğini, İleri sürerek, HMK’nın 375/(1)-ı bendi uyarınca yargılamanın yenilenmesine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davalının istinaf taleplerinin reddiyle, kararın düzeltilmesine ve davanın kabulüne; HMK’nın 381. maddesi uyarınca icranın durdurulmasına karar verilmesini istediği bunun üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesini 23. Hukuk Dairesinin 09/02/2022 tarih ve 2022/33 E, 2022/171 K, sayılı ilamında; “Dava, HMK’nın 375/(1)-ı maddesi uyarınca yargılamanın iadesi, bunun mümkün olmaması halinde Dairemizin 08.12.2021 tarih ve 2018/1278 E., 2021/1865 K. sayılı kararının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu,
I-Davacılar vekilinin yargılamanın iadesi davası yönünden;
1- Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Felsefesi Bakımından; Bölge adliye mahkemeleri ve bu bağlamda istinaf yasa yolu modern hukuk sistemlerinde hukuk güvenliği bakımından kabul gören iki dereceli yargılama sisteminin tesisi için kabul edilmiş ve Türk hukuk sistemine alınmıştır. Bu sistem kişilerin hak aramak konusunda dereceli mahkemelere erişimlerinin sağlanarak adaletin ve hukuk güvenliğinin sağlanmasını amaçlamaktadır. Çeşitli vesilelerle ilk derece mahkemesinin atlanarak, davanın doğrudan ve aslında ilke olarak denetim mahkemesi niteliğindeki bölge adliye mahkemesinde açılmasına olanak tanınması, anayasal bir güvence olan dereceli yargılama sisteminin devre dışı bırakılması ve sonuçta kişilerin hukuk güvenliğinin zedelenmesi anlamına gelir.
2-Bölge Adliye Mahkemelerinin Görevi Bakımından; 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 33/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemelerinin temel görevi “Adlî yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak”tır.
Yasa ile açıkça düzenlenmedikçe bölge adliye mahkemelerine doğrudan dava açılamaz (örneğin HMK m. 286/1, 439/1). Nitekim Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yapılamayacak işlemler” başlıklı 357/1. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166/1 maddesi hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Bu çerçevede Bölge Adliye Mahkemesinde yargılamanın iadesi istemi ile dava açılmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
3-Bölge Adliye Mahkemelerinin Kararlarının Niteliği Bakımından; Bölge Adliye Mahkemeleri esasen ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak istinaf başvurularını inceler. İstinaf incelemesinin ne şekilde yapılacağı ve bu inceleme üzerine ne şekilde karar verileceği de Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ilâ 360. maddeleri arasında gösterilmiştir.
Buna göre Bölge Adliye Mahkemesince, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a bendi uyarınca İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için kararı veren veya başka yer mahkemesine gönderilmesine karar verilebilecektir.
Yine Bölge Adliye Mahkemesince, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine veya “İlk derece Mahkemesi kararını” düzelterek yeniden esas hakkında karar verilebilecektir.
Yasa’nın istinaf incelemesi için benimsediği temel felsefe uyuşmazlıkların mümkün olduğunca çabuk sonuçlanması için ilk derece mahkemesi kararlarında görülen ve düzeltilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine gerek görülmeyen hataların bölge adliye mahkemesince giderilmesidir. Bu haliyle istinaf kanun yolunda Bölge Adliye Mahkemesince, İlk derece Mahkemesi kararı düzeltilerek, önceki hükmün yerine geçen bir karar verilmektedir.
Bölge Adliye Mahkemesi İlk derece Mahkemesi kararını kaldırmış ya da düzeltmiş olsa bile davanın asıl muhatabı ilk derece mahkemesidir. Nitekim Bölge Adliye Mahkemesinde kesin olarak verilen kararlarda sair işlemlerin yapılması ve dosyanın arşivlenmesi de ilk derece mahkemesine bırakılmıştır.
4- Yasaların Uygulanması Noktasında; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 448/1. maddesi, “İadei muhakeme talebini mutazammın arzuhal, hükmü veren mahkemeye verilir ve orada tetkik olunur.” hükmünü içermekte iken; Bölge Adliye Mahkemeleri ile ilgili 341-360 maddelerinde düzenlemeler getiren ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 378. maddesinde, “Yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe, kararı veren mahkemece incelenir.” düzenlemesi getirilmiştir. Yasa koyucu tarafından Bölge Adliye Mahkemeleri kararlarına karşı ne şekilde ve hangi mahkemeye yargılamanın iadesi yoluna başvurulabileceği konusunda, -bunun yapılması imkânı bulunmasına karşın- herhangi bir düzenleme yapılmamış; 378. maddede farklı bir düzenleme getirilmemiştir.

Yukarıdan beri yapılan açıklamalar ve gösterilen yasal düzenlemeler bir arada değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlamasından önce ve sonra yargılamanın iadesi davasına bakmak görevi, hükmü veren İlk derece Mahkemesine aittir. HMK’nın 115/1 maddesi “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar, dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” hükmünü içermektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.12.2013 tarih, 4-2247 Esas, 1667 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, taraf teşkili yapılmadan, dava şartı noksanlığından, davanın usulden reddedilmesinde HMK’nın 30. maddesine göre de bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiştir. Bu nedenle Dairemizce, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi de gözetilerek, 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca yargılamanın iadesi davasının göreve ilişkin dava şartı noksanlığından dolayı usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
II-Davacılar vekilinin terditli karar düzeltme istemi yönünden; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, Bölge Adliye Mahkemeleri kararlarının düzeltilmesi için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440’ıncı maddesindeki gibi “Karar Düzeltme” kanun yolu düzenlenmemiştir. Davacılar verilince yazı ve hesap hataları vb. bulunduğu ileri sürülerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 304. maddesi uyarınca Dairemizin 08.12.2021 tarih ve 2018/1278 E., 2021/1865 K. sayılı kararının düzeltilmesi istenmediği gibi, yeterince açık olmadığı veya birbirine aykırı fıkralar içerdiği ileri sürülerek aynı Kanunun 305. maddesi uyarınca hükmün tavzihi istenmemektedir. Davacılar vekilinin talebi aynı Kanunun 305/A maddesindeki hükmün tamamlanması istemi niteliğinde de değildir.
Bu nedenlerle, davacılar vekilinin esasa ilişkin sebeplerle Dairemiz kararının düzeltilmesi isteminin herhangi bir yasal dayanağı bulunmadığından reddine karar vermek gerekmiş ve Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle,
1-Davacılar vekilinin yargılamanın iadesi davasının HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde dosyanın görevli ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede karara bağlanmasına,…” şeklinde karar verilip Ankara Bam 23.HD’nin nihai görevsilik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğe çıkartılmış, davalının cevap dilekçesi vermesi için süre verilmiş davalı cevap dilekçesi sunmuş, davacıya yargılamanın iadesi davasında eksik harçları yatırması için de süre verilmiş davacı eksik harçları ikmal ettikten sonra yargılamaya devam edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 374 vd. maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi talebi; Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
6100 sayılı HMK’nun Yargılamanın iadesi sebepleri başlıklı 375 maddesinde; (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:…
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
6100 sayılı HMK’nun Süre başlıklı 377 maddesinde; (1) Yargılamanın iadesi süresi; (2) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde yazılan sebepten dolayı yargılamanın yenilenmesi süresi ilama ilişkin zamanaşımı süresi kadardır.
6100 sayılı HMK’nun Talebin ön incelemesi başlılı 379 maddesinde; (1) Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;
a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,
b
) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,
c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler.

2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.
” düzenlemeleri mevcuttur.
6100 sayılı HMK’nun İnceleyecek mahkeme ve teminat başlıklı; 378 maddesi; (1) Yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe, kararı veren mahkemece incelenir. Hükümlerini içermektedir.
Her ne kadar; huzurdaki yargılamanın iadesi talep edilen dosyalarda istinaf incelemesi yaparak nihai kararı veren mahkemenin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi olduğu, HMK’nun 378.maddesi gereğince “Yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe, kararı veren mahkemece incelenir.” hükmü dikkate alındığında yargılamanın iadesi talebinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince incelenmesi gerektiği, ayrıca ilk derece mahkemesinin, İstinaf mahkemesi kararını denetlenmesi şeklinde bir yanlış bir durum ortaya çıkabileceği kanaati hasıl olmuş ise de, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin yargılamanın iadesi konusunda görevsizlik kararının kesin olması, ilk derece mahkemelerinin Bölge Adliye Mahkemeleri kararlarına karşı direnme kararı veremeyecek olmaları, uyuşmazlığın daha fazla sürüncemede kalmaması da düşünülerek dosyanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; yargılamanın iadesini talep eden davacı; tarafları, konusu ve sebebi aynı olan mahkememizin 2016/400 E. Sayılı dosyası ile, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyalarında verilen kararların 6100 sayılı yasanın 375/1-f bedinde belirtilen; “Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
” sebebiyle yargılamanın iadesini talep ettiği, yargılamanın iadesi talep edilen dosya ve konusu, tarafları ve sebebi aynı olduğu iddia edilen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E Sayılı dosya kararları mahkememiz dosyası içerisine alınıp incelenmiş, incelenen üç dosyada da davanın taraflarının, konusunun ve sebebinin aynı olduğu, üç dosyanında Ankara Bam 23.HD’nin incelemesinden geçerek kesinleştiği görülmüş, davacı talebinin ön incelemesinde davacı talebinin 6100 sayılı yasanın Talebin ön incelemesi başlılı 379. maddesinde belirtilen şartları taşıdığı anlaşıldığından uyuşmazlığın esasına girmek gerekmiştir.
Mahkememizin (Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin) 2016/400 E. Sayılı dosyasın incelendiğinde; davacısının … İnşaat..Ltdt.Şti, davalısının … Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü olduğu davanın konusunun, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerinden doğacak alacakların teminatı olarak hak ediş üzerinde yapılan ve davacıya ödenmeyen kesintinin tahsilini talep ettiği, taraflar arasında “… Bor ve Asit Fabrikaları işletme müdürlüğü fabrikalarında üretilen +-%20 toleranslı 625.000 ton ürünün torbalanması, etiketlenmesi, stoğa taşınması, istiflenmesi satış durumuna göre jütlenmesi, paletlenmesi, shrinklenmesi, çemberlenmesi ve sevki araçlarına yüklenmesi konulu 03/12/2012 (-31/12/2014) tarihli 2 yıl süreli sözleşme imzalandığı, ihale konusu işte davacı alt işveren bünyesinde çalışan dava dışı işçi “…” nin … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde (iş mahkemesi sıfatıyla ) işçi işveren ilişkisinden doğan alacak sebebiyle açtığı 2013/265 esas sayılı dosyasında davanın işçi lehine sonuçlandığı ve işçi lehine hüküm altına alınan kıdem ihbar tazminatları, fazla mesai, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti v.b ve yargılama gideri toplamı 19.129,91-TL’sının davacının hak edişinden kesilip davalı tarafından dava dışı işçiye ödendiği, oysa davacının taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin 23.1.a mad gereğince işçiyi çalıştırdığı dönemle (davacı işçi …’nin davacı şirkette 05/01/2013-22/07/2013- arasında çalıştığı) sorumlu olduğunu haksız şekilde kesilen bedelin iadesi için huzurdaki davayı açtığı lk derece mahkemesi olan mahkememizin 18.12.2017 tarih ve 2017/797 K. Numarasıyla davacının davasının kabulüne karar verildiği, davalı kurumun istinafı üzerine Ankara Bam 23.HD’nin 17(08).12.2021 tarih ve 2018/1278 E., 2021/1865 K. sayılı kararıyla düzelterek yeniden hüküm kurulduğu ve davanın reddine dair karar verildiği, dava miktar yönünden yasal sınırın altında kaldığı için bu şekilde 08.12.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının … İnşaat..Ltdt.Şti, davalısının … Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü olduğu davanın konusunun, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerinden doğacak alacakların teminatı olarak hak ediş üzerinde yapılan ve davacıya ödenmeyen kesintinin tahsilini talep ettiği, taraflar arasında “… Bor ve Asit Fabrikaları işletme müdürlüğü fabrikalarında üretilen +-%20 toleranslı 625.000 ton ürünün torbalanması, etiketlenmesi, stoğa taşınması, istiflenmesi satış durumuna göre jütlenmesi, paletlenmesi, shrinklenmesi, çemberlenmesi ve sevki araçlarına yüklenmesi konulu 03/12/2012 (-31/12/2014) tarihli 2 yıl süreli sözleşme imzalandığı, ihale konusu işte davacı alt işveren bünyesinde çalışan dava dışı işçi “İsmail GÜL” ün … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde (iş mahkemesi sıfatıyla ) işçi işveren ilişkisinden doğan alacak sebebiyle açtığı 2013/266 esas sayılı dosyasında davanın işçi lehine sonuçlandığı ve işçi lehine hüküm altına alınan kıdem ihbar tazminatları, fazla mesai, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti v.b ve yargılama gideri toplamı 24.323,09-TL’sının davacının hak edişinden kesilip davalı tarafından ödendiği, oysa davacının taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin 23.1.a mad gereğince işçiyi çalıştırdığı dönemle (davacı işçi İsmail Gül’ün davacı şirkette 06/01/2013-05/05/2013- arasında 4 ay çalıştığı) sorumlu olduğunu haksız şekilde kesilen bedelin iadesi için dava açtığı, ilk derece mahkemesi olan Ankara 7.ATM ‘nin …. Numarasıyla davacının davasının reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinafı üzerine Ankara Bam 23.HD’nin 03/04/2019 tarih ve … sayılı kararıyla düzelterek yeniden davanın kabulüne dair karar verildiğini, dava miktar yönünden yasal sınırın altında kaldığı için bu şekilde 03/04/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının … İnşaat..Ltdt.Şti, davalısının … Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü olduğu davanın konusunun, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerinden doğacak alacakların teminatı olarak hak ediş üzerinde yapılan ve davacıya ödenmeyen kesintinin tahsilini talep ettiği, taraflar arasında “… Bor ve Asit Fabrikaları işletme müdürlüğü fabrikalarında üretilen +-%20 toleranslı 625.000 ton ürünün torbalanması, etiketlenmesi, stoğa taşınması, istiflenmesi satış durumuna göre jütlenmesi, paletlenmesi, shrinklenmesi, çemberlenmesi ve sevki araçlarına yüklenmesi konulu 03/12/2012 (-31/12/2014) tarihli 2 yıl süreli sözleşme imzalandığı, ihale konusu işte davacı alt işveren bünyesinde çalışan dava dışı işçi “…” in … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde (iş mahkemesi sıfatıyla ) işçi işveren ilişkisinden doğan alacak sebebiyle açtığı 2013/264 esas sayılı dosyasında davanın işçi lehine sonuçlandığı ve işçi lehine hüküm altına alınan kıdem ihbar tazminatları, fazla mesai, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti v.b ve yargılama gideri toplamı 24.510,49-TL’sının davacının hak edişinden kesilip davalı tarafından ödendiği, oysa davacının taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin 23.1.a mad gereğince işçiyi çalıştırdığı dönemle (davacı işçi “…” in’ davacı şirkette 06/01/2013-26/03/2013- arasında 2 ay 20 gün çalıştığı) sorumlu olduğunu haksız şekilde kesilen bedelin iadesi için dava açtığı, ilk derece mahkemesi olan Ankara 8.ATM ‘nin 15/06/2017 tarih ve 2017/477 K. Numarasıyla davacının davasının kabulüne karar verildiği, davalı kurum vekilinin istinafı üzerine Ankara Bam 23.HD’nin 25/09/2019 tarih ve 2018/40 E., 2019/450 K. sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verildiğini, dava miktar yönünden yasal sınırın altında kaldığı için bu şekilde 25/09/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Netice olarak; tarafları, konusu ve sebebi aynı olduğu mahkememizce değerlendirilen- incelenen dosyalarda dava dışı işçiler ve ödenen miktarlar farklı- mahkememizin 2016/400 E, 2017/797 K, sayılı dosyası ile Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. 2017/361 K, ve Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. 2017/477 K sayılı dosyalarında verilen kararların 6100 sayılı HMK’nun Yargılamanın iadesi sebepleri başlıklı 375/1-ı maddesinde; belirtilen Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması şartının gerçekleştiği mahkeme kararlarında verilen hükümlerin birbiriyle çeliştiği yargılamanın iadesi talep edilen dosyada nihai hükmün bam kararı ile reddine şeklinde kesinleşirken diğer mahkeme kararlarında yine Ankara BAM23. HD incelemesinden geçerek davacı lehine sonuçlanıp davanın kabulüne karar verildiği, yargılamanın iadesi talep edilen dosyada ilk derece mahkemesi olarak mahkememizce davanın kabulüne ilişkin olarak verilen 18/12/2017 tarih ve 2016/400 E, 2017/797 K sayılı ilamın davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesini 23. Hukuk Dairesinin 08/12/2021 tarih ve 2018/278 E, 2021/1865 K, sayılı ilamında belirtilen; ” Dava, davalı kurumun davacı iş ortaklığı ile imzaladığı sözleşme gereği çalıştırdığı işçilerden “…’nin” işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesinin 8.4. maddesi ve 23.1.(a.b.c.d) maddeleri uyarınca davacı yüklenicilerin Hıfzısıha Kanunu, İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu vs. iş mevzuatı ile ilgili doğan mali, cezai ve hukuki tüm sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun, davalı ihale makamı idarenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının hüküm altına alındığı, somut olayda davacı yüklenicilerin istihdam ettiği bir işçinin iş mahkemesinde açtığı dava sonucunda davalı ihale makamı işveren tarafından yapılan ödemenin davacının hakedişinden kesinti yapmasının taraflar arasındaki sözleşme ve hukuki mevzuata uygun bulunmasına göre mahkemece davanın reddi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile: HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/400 E., 2017/797 K. sayılı dava dosyasında verdiği 18.12.2017 tarihli kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesine. Buna göre: Davanın REDDİNE ” şeklinde oy birliği ile kesin olarak verilen kararın diğer mahkeme kararları ile çeliştiği ve doğru olmadığı değerlendirilmiştir.
Zira; taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesinin 23.1.(a.b.c.d) maddelerinde netice olarak açıkça 23.1.a; “yüklenici işin bitiminde çalıştırdığı tüm işçilerin iş sözleşmelerini tasfiye ederek işçilerin bu sözleşme kapsamında yüklenicide çalıştıkları döneme ilişkin hak etmiş olduğu ihbar, kıdem, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ve diğer her türlü alacaklarını ödeyecektir. ” şekilde düzenleme ve yerleşik yargı içtihatları dikkate alındığında davacı yüklenicinin çalıştırdığı işçilere karşı sorumluluğu çalıştırdıkları dönemi kapsayan kısmıyla sınırlı olarak ve oranlanma yapılmak suretiyle davalılardan talep edebileceği, mahkememiz dosyası ile karşılaştırılıp incelenen Ankara 7 ve 8 ATM yargılamalarda Ankara 23.HD’nin bu kriterlerin esas aldığı, doğru değerlendirmeninde süregelen emsal yargıtay (Yargıtay 6.HD 2021/3965 esas, 2022/2714 karar ) kararlarında olduğu gibi olması gerektiği hukuki güvenlik ilkesi ve hakkaniyetli düşüncenin de bu olduğu mahkememizce değerlendirildiğinden açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şeklinde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Yargılamanın yenilenmesi davasının kabulü ile; 10.219,05-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacılara verilmesine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 698,06 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile 668,86 TL harcın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu 849,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzlerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28.11.2022