Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/159 E. 2022/548 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/159 Esas – 2022/548
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/159
KARAR NO : 2022/548

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2022
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri, 28 Ağustos 2018 tarihinde vefat eden, … T.C. Kimlik numaralı mütevaffa …’ın mirasçılarından bir kısmı olduğunu, müteveffa … …, sağlığında eski ismiyle … yeni adıyla … adlı davalı şirkete başvurarak birden fazla bireysel emeklilik sigortası yaptırdığını, aynı zamanda davalı banka …, davalı sigorta şirketine güvence vermekte, bireysel emeklilik sigortaları için başvuru aldığını, anılan bireysel emeklilik sigortalarının poliçe numaraları sırasıyla, E-2041976, E-2137836, E-2137882 ve E-2137995 olduğunu, E-2137836, E-2137882 ve E-2137995 sayılı bireysel emeklilik sigortası poliçelerinin tamamına, 23.08.2017 tarihinde şüpheli olarak davalı … tek lehtar olarak tayin edildiğini, E-2041976 sayılı poliçeye ise 17.08.2018 tarihinde yine şüpheli biçimde davalı … tek lehtar olarak atandığını, 28.08.2018 tarihinde müteveffanın vefatı üzerine ilerleyen günlerde davalı … poliçeleri tahsil amacıyla davalı bankaya başvuruda bulunmuş, E-2137836, E-2137882 ve E-2137995 sayılı poliçelerin tahsilini sağladığını, E-2041976 sayılı poliçenin ise imza benzerliği bulunmadığı gerekçesiyle tahsili gerçekleşmediğini, davalı …’nın tahsilini gerçekleştirdiği poliçelerin toplam tutarı 776.521,00 TL olduğunu, 17 Ağustos 2018 tarihinde, mütevaffa …, davalılardan …’ya …. yevmiye sayılı; bankacılık işlemleri açısından yetkiler barındıran bir vekaletname ile yetki verdiğini, Bu vekaletnamenin çıkartılmasından 11 gün sonra … hayatını kaybettiğini, Her ne kadar taraflarınca açılacak olan ayrı bir davanın konusunu oluştursa da, 04 Eylül 2018 tarihi saat 09:45’te, …’ın davalı … T.A.Ş. – Çankaya şubesinde bulunan 60346 sayılı hesabında bulunan 9.623,80 Amerikan Doları, davalı … tarafından vekaletname ilişkisi sonlanmasına rağmen çekildiğiri, aynı zamanda davalı … tarafından hesabın kapatılması talep edilmiş ve hesap cüzdanının kaybolduğuna dair ibraname imzaladığını, müvekkillerinin şüphesi üzerine, bu hileli işlemlerin tespiti amacıyla taraflarınca … Çankaya Şubesi’ne başvuru yapılmış ancak Avukatlık Kanunu’na aykırı biçimde, sundukları vekaletname bankalardan bilgi ve belge talebi içermesine karşın tarafımıza bilgi ve belge verilmediğini, ısrarlı çabaları sonuç çıkmamasının ardından … Çankaya Şubesi yetkilileri aleyhine suç duyurularını takiben Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı .. Soruşturma sayılı dosya ile soruşturma başlatıldığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik kısmi alacak niteleğinde, 3.000,00 Türk Lirası’nın bireysel emeklilik sigortalarının tahsil tarihi olan 27.09.2018 tarihinden itibaren işletilecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili …, … T.C. Kimlik numaralı müteveffa …’ın yeğeni olup, uzun yıllar kendisine bakmış, işleriyle ilgilenmiş, yaşlılık döneminde hayatını kolaylaştırmak adına her türlü fedakarlığı yaptığını, buna ilişki müteveffanın ölümüne kadar devam ettiğini, yani müvekkili, mütevaffa için herhangi bir akraba değil kendisine ölene kadar bakmış olan yeğeni ve dolayısıyla yasal mirasçısı olduğunu, müteveffa … sağlığında, diğer davalılardan eski adıyla “…” yeni adıyla “…” adlı şirkete başvurarak birden fazla bireysel emeklilik sigortası yaptırdığını, Müteveffa tarafından yaptırılan bireysel emeklilik sigortalarının poliçe numaraları sırasıyla, E-2041974, E-2137836, E-2137882 ve E-2137995 olduğunu, bu poliçeler ve ilgili sözleşmeler ile müteveffa tarafından imzalanmış başvuru formlarının tamamı davacı yanın dilekçe ekinde mevcut olduğunu, ilgili poliçelerin Veraset İntikal Vergisi olan 10.772,62 TL müvekkilim tarafından ödendiğini, Poliçelerden E-2041976 sayılı poliçenin ise imza benzerliği bulunmadığı gerekçesiyle tahsili gerçekleşmediğini, dava dilekçesinde, müteveffanın müvekkili bahse konu bireysel emeklilik poliçelerine lehtar tayin etmesinin şüpheli bir durum olduğu ve bunun müvekkili tarafından vekalet ilişkisinin kötüye kullanılması yoluyla gerçekleştirildiği iddia edildiğini, Ancak bu iddianın herhangi bir somut dayanağı sunulmadığı gibi müvekkilin lehtar olarak atanması hem hukuka hem de somut olay bakımından hayatın olağan akışına uygun olduğunu, Zira en başta da bahsedildiği üzere müvekkili uzun yıllardır müteveffanın işlerini görmekte ve kendisine baktığını, müteveffa da sağlığında yaptığı bu işlemle müvekkili lehtar olarak atandığını, herhangi bir somut dayanağı olmayan davacı iddialarının kabulü bu yönüyle mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle davacıların hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … T.A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, huzurdaki davada davaya konu alacağın miktarı belli olup bu kapsamda davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar olmadığını, Bu nedenle, anılan YHGK kararı gereğince hukuki yarar şartı eksikliğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davada, müteveffa …’ın bireysel emeklilik sigorta poliçeleri kapsamında davalılardan …’ya yapılan ödemelerin iadesi talep edildiğini, Müteveffa … ile davalı Şirket … Hayat ve Emeklilik A.Ş arasında akdedilen bireysel emeklilik sigorta poliçelerinde … “Tüketici” konumunda olup davaya konu iş de ticari iş vasfında olmadığını, Bu kapsamda davaya bakmakla görevli Mahkeme Tüketici Mahkemesi olup davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu alacak zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı yönünden de reddine karar verilmesi gerektiğini, “Müteveffa …’ın bireysel emeklilik sigorta poliçeleri kapsamında davalılardan …’ya yapılan ödemelerin iadesi” talep edildiğini, akdedilen bireysel emeklilik sigorta poliçelerinin tarafları müteveffa … ve davalı Şirket … Hayat ve Emeklilik A.Ş olduğunu, gerek taraflar arasında akdedilen sigorta poliçelerinde müvekkili Bankanın taraf olmaması, gerekse de ödeme talebini değerlendiren ve onaylayan birimin … Hayat ve Emeklilik A.Ş olması nedeni ile, müvekkili Bankanın huzurdaki davada taraf sıfatı bulunmadığını, Bu kapsamda, davanın müvekkil Banka açısından öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesini, tüm bu nedenlerle yukarıda açıklanan nedenlerle, huzurdaki davanın müvekkili banka açısından öncelikle husumetten, husumet itirazımız kabul edilmez ise esastan reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Hayat Emeklilik A.Ş cevap dilekçesinde özetle, mütevaffa …’ın müvekkili şirket nezdindeki Bireysel Emeklilik sözleşmeli … ile müvekkili Şirket arasında E2041974, E2137836, E2137882, E2137995 nolu toplam dört adet Bireysel Emeklilik Sözleşmesi (Delil-1) imzalandığını, adı geçen sözleşmelerin tamamında lehdarlar, müteveffanın “Kanuni Varisleri” olarak seçildiğini, ancak, 23.08.2017 tarihinde E2137836, E2137882 ve E2137995 nolu Bireysel Emeklilik Sözleşmeleri için müteveffa tarafından Lehdar Değişiklik Formları gönderildiğini, talebine istinaden sözleşmelerin lehtarı … olarak değiştirildiğini, E20441974 nolu Bireysel Emeklilik Sözleşmesi ise ne Zorunlu Arabuluculuk Aşamasında yer almış ne de işbu davanın konusu olduğunu, Mütevaffa …’a ait Bireysel Emekilik Sözleşmeleri nedeniyle yapılan birikim ödemelerine ilişkin diyecekler Müteveffaya ait E2137836, E2137882 ve E2137995 nolu Bireysel Emeklilik Sözleşmelerinde Lehdar sıfatına haiz olan …, 06.09.2018 tarihli Katılımcının Vefatı Nedeniyle Birikimlerin Ödenmesi Talebi Formu ile müvekkiline başvurmuş ve Bireysel Emeklilik Sözleşmelerinden doğan birikimlerin kendisine ödenmesi talebinde bulunduğunu, müvekkili bu talep üzerine, 10.09.2018 tarihinde …’ya göndermiş olduğu ile talebin yerine gelebilmesi için bir kısım gerekli evrakların gönderilmesini, söz konusu belgelerin gönderilmesi akabinde birikim değerinin ödenmesi için gerekli işlemlere başlanacağını bildirildiğini, sonuçta, E2137836, E2137882 ve E2137995 nolu Bireysel Emeklilik Sözleşmeleri açısından Lehdar görünen …’ya 14.09.2018 tarihli Veraset ve İntikal yazısına binaen 27.09.2018 tarihinde E 2137836 numaralı sözleşme için 296.888,26- TL, E 2137882 numaralı sözleşme için 239.811,98-TL ve E 2137995 numaralı sözleşme için 239.811,98-TL ödeme yapıldığını, müşteki Mustafa …’ın yapmış olduğu başvuru ile müteveffanın diğer Kanuni varislerinden haberdar olunduğunu, müşteki Mustafa …’ın lehdar olduğu Bireysel Emeklilik Sözleşmelerinden doğan birikimlerinin ödenebilmesi için kendisine 23.10.2019 tarihli yazı gönderilmiş ve birikim ödemesinin yapılabilmesi için hazırlaması gereken evraklar hakkında müşteki bilgilendirildiğini, Akabinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23.12.2019 tarihli yazısı ile şikayet başvurusu yapıldığı öğrenilmiş ve Savcılığa beyan sunulmuş ve dosya kapsamında gönderilen müzekerelere cevap verildiğini, Nihayetinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/195233 sayılı kararı ile takipsizlik kararı vermiş ve Davacıların itirazı reddedilerek takipsizlik kararı kesinleştiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, Tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
-Arabuluculuk son tutanağı,
-Bireysel Emeklilik Sözleşmeleri,
-Lehdar Tayin ve Değişiklik Talep Formu,
-… T.A.Ş yazıları, Dekontlar, Elektronik posta yazışmaları,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Davacılar vekili müvekkillerinin, vefat eden mirasçısı …’ın sağlığında eski ismiyle … yeni adıyla … adlı davalı şirkete başvurarak birden fazla bireysel emeklilik sigortası yaptırdığını, aynı zamanda davalı banka …, davalı sigorta şirketine güvence vermekte, bireysel emeklilik sigortaları için başvuru aldığını, anılan bireysel emeklilik sigortalarının poliçe numaraları sırasıyla, E-2041976, E-2137836, E-2137882 ve E-2137995 olduğunu, E-2137836, E-2137882 ve E-2137995 sayılı bireysel emeklilik sigortası poliçelerinin tamamına, 23.08.2017 tarihinde şüpheli olarak davalı … tek lehtar olarak tayin edildiğini, E-2041976 sayılı poliçeye ise 17.08.2018 tarihinde yine şüpheli biçimde davalı … tek lehtar olarak atandığını, 28.08.2018 tarihinde müteveffanın vefatı üzerine ilerleyen günlerde davalı … poliçeleri tahsil amacıyla davalı bankaya başvuruda bulunmuş, E-2137836, E-2137882 ve E-2137995 sayılı poliçelerin tahsilini sağladığını, E-2041976 sayılı poliçenin ise imza benzerliği bulunmadığı gerekçesiyle tahsili gerçekleşmediğini, davalı …’nın tahsilini gerçekleştirdiği poliçelerin toplam tutarı 776.521,00 TL olduğunu, 17 Ağustos 2018 tarihinde, mütevaffa …, davalılardan …’ya …. yevmiye sayılı; bankacılık işlemleri açısından yetkiler barındıran bir vekaletname ile yetki verdiğini, bu vekaletnamenin çıkartılmasından 11 gün sonra … hayatını kaybettiğini, her ne kadar taraflarınca açılacak olan ayrı bir davanın konusunu oluştursa da, 04 Eylül 2018 tarihi saat 09:45’te, …’ın davalı … T.A.Ş. – Çankaya şubesinde bulunan 60346 sayılı hesabında bulunan 9.623,80 Amerikan Doları, davalı … tarafından vekaletname ilişkisi sonlanmasına rağmen çekildiğini, aynı zamanda davalı … tarafından hesabın kapatılması talep edilmiş ve hesap cüzdanının kaybolduğuna dair ibraname imzaladığını, müvekkillerinin şüphesi üzerine, bu hileli işlemlerin tespiti amacıyla taraflarınca … Çankaya Şubesi’ne başvuru yapılmış ancak Avukatlık Kanunu’na aykırı biçimde, sundukları vekaletname bankalardan bilgi ve belge talebi içermesine karşın tarafımıza bilgi ve belge verilmediğini, ısrarlı çabaları sonuç çıkmamasının ardından … Çankaya Şubesi yetkilileri aleyhine suç duyurularını takiben Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı …. Soruşturma sayılı dosya ile soruşturma başlatıldığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik kısmi alacak niteleğinde, 3.000,00-TL’nın bireysel emeklilik sigortalarının tahsil tarihi olan 27.09.2018 tarihinden itibaren işletilecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesini talep ettiği, davalıların davanın reddini dilediği somut uyuşmazlıkta,
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k.maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l.bendinde tanımlanmıştır. Buna göre;” Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı Kanunun Diğer Tüketici Sözleşmeleri başlıklı 49/(1). maddesinde; finansal hizmetlerin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade ettiği, finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmenin ise finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmeler olduğu, aynı Kanunun 83/2.maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, aynı Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, düzenlemesi yer almaktadır.
Toplanan delillere göre; davacıların mirasçısı … ile eski ismiyle … yeni adıyla … adlı davalı şirket arasında 4 adet bireysel emeklilik sözleşmesi imzalandığı, davacıların murisi …’in vefatı üzerine sonradan lehtar tayin ve değişiklik formuyla lehtar olarak atanan -Miras bırakının yeğeni ve bakıcısı- davalı … tarafından E-2137836, E-2137882 ve E-2137995 sayılı poliçelerin tahsilini sağladığını, E-2041976 sayılı poliçenin ise imza benzerliği bulunmadığı gerekçesiyle tahsili gerçekleşmediği, davalı …’nın tahsilini gerçekleştirdiği poliçelerin toplam tutarının 776.521,00-TL olduğu, …’nın bireysel emeklilik poliçelerine lehtar tayin edilmesinin şüpheli bir durum olduğu ve vekalet ilişkisinin kötüye kullanılması yoluyla gerçekleştirildiği iddia edilerek, bireysel emeklilik sigortalarından tahsil edilen paranın kendilerine verilmesini talep ettikleri somut uyuşmazlıkta davacıların murisi …’ın davalı sigorta şirketi ile gerçekleştirdiği emeklilik sözleşmelerini yaparken tüketici olarak hareket etmiştir. Bu hale göre taraflar arasındaki ilişkinin bireysel emeklilik kapsamında kaldığı ve bu ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklarda da tüketici mahkemeleri görevli olup, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilir.
İşbu uyuşmazlıkta tüketici işlemi bulunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, uyuşmazlık 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun kapsamında kaldığından Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatiyle, görev hususu dava şartı olduğundan, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu karar taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına (bu kararın tebliği ile birlikte taraflara ihtarat yapılmış sayılmasına)
Dair, davacılar vekili ile davalılar vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27.06.2022