Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/117 E. 2022/360 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/117 Esas
KARAR NO : 2022/360

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2022
KARAR TARİHİ : 10/05/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 25/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … aleyhine başlatılan Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında müvekkiline birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, usulsüz tebligat ve müvekkilinin içeriği anlayamaması nedeni ile üçüncü haciz ihbarnamesinin çıkarıldığını, hacze gelinmesi sonucunda müvekkilinin haciz tehdidi ile bir kısım para ödeyip takip alacaklısının vekili olan davalı lehine teminat senedi düzenlediğini, asıl borçlunun davaya okonu takip nedeni ile borçlu olmadığının tespitine ilişkin Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı davasını açtığını, bu dava borçlu lehine neticelenirse müvekkilinin de borçlu olmadığının tespitinin gerekeceğini iddia ederek davalı lehine verilen 21/12/2021 tanzim 15/02/2022 vade tarihli 35.000,00 TL bedelli senet nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu bononun takip alacaklısı lehine verilmesi nedeni ile husumet itirazında bulunduğunu, kendi istek ve iradesi ile borcun ödenmesi amacıyla verildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı kişi aleyhine yapılan icra takibinde üçüncü haciz ihbarnamesine muhatap olan davacının borca karşılık verilen teminat senedi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava dışı Gökhan Aydın tarafından dava dışı … aleyhine yapılan takipte davalının taraf sıfatı bulunmadığı, üçüncü haciz ihbarnamesine muhatap olduğu, davalının takip alacaklısının vekili olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davacı haciz baskısı altında bir kısım ödeme yaptığını ve davalı lehine senet düzenlediğini iddia ederek borçlu olmadığının tespiti ile istirdat talebinde bulunarak eldeki davayı açmıştır.
Davaya konu senedin incelenmesinde, “İş bu senet vade tarihinde ödendiğinde senet sahibine iade edilecek. Ankara …İcra … e sayılı dosya borcuna mahsuben alındı. Ödenmediği takdirde Ank Mah ve icra md.de takip başlatılacaktır,” ibaresinin yazılı olduğu, bu hali ile senedin, icra takip borcuna karşılık verilen teminat senedi niteliğinde olduğu anlamıştır.
Teminata konu borcun ödenmediği ve takip borçlusunun menfi tespit davası açtığına ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Teminata konu borç sona erdiğinde senet de bedelsiz kalacaktır. Ancak halihazırda borç devam etmektedir (Yargıtay 19. HD 2016/9581 esas 2017/69211 karar sayılı ilamı emsal olmak üzere) .
TBK’nun 78. maddesi “Borçlanmadığı edimi kendi isteği ile yerine getiren kimse, bunu ancak kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir,” hükmünü içermektedir. Senedin borca karşılık verildiği ve davacının kendisini borçlu sandığına ilişkin iddiasının bulunmadığı sabittir. Davacının hata, hile, ikrah nedeni ile senet düzenlediğine ilişkin bir iddiası da bulunmamaktadır. Kaldı ki, davacıya haciz ihbarnamesi gönderildiği ve akabinde hacze gidildiği gözetildiğinde, haciz tehdidinin ikrah veya korkutma sayılması da mümkün değildir. TBK’nun 38. maddesinde belirtilen kendisinin veya yakınının malvarlığına yönelik ağır bir zarar tehlikesi bulunduğundan ya da maddenin ikinci fıkrasında belirtilen diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinin bulunduğundan da borç miktarı ile senet bedeli gözetildiğinde söz etmek mümkün olmayacaktır (Yargıtay 11. HD 2020/6436 esas 2021/351 karar sayılı ilamı emsal olmak üzere). Açıklanan gerekçelerle menfi tespit isteminin reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
İstirdat istemine ilişkin olarak ise, talep sonucunda belirilmeyen talep hakkında harcı yatırılarak açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığı ve hatta para alacağına ilişkin talep yönünden arabuluculuk aşamasının tamamlanmadığı gözetildiğinde, bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın reddi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 517,02 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.250,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2022
Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸