Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/111 E. 2022/706 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/111 Esas
KARAR NO : 2022/706

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :03/10/2022

Mahkememizde görülen davanın açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı emlakçı …’in yönlendirmesi ile ev almak amacıyla davalı … ile tanıştırıldığını, davalının evini beğenmesi üzerine 13/09/2021 tarihli senedin müvekkiline imzalatıldığını, sözleşme ile birlikte hileli olarak Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibe konu edilen senedin de imzalatıldığını, müvekkilinin evi almaktan 14 gün içinde vazgeçmesi üzerine davalı tarafından bahse konu senedin takibe konulduğunu iddia ederek müvekkilinin takip nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; senedin illetten mücerret olduğunu, alım satım sözleşmesi ile ilgisinin bulunmadığını, hile iddiasının yerinde olmadığı, senedin sonradan doldurulduğu iddiasının ispata muhtaç olduğunu, senedin zorunlu unsurları taşıdığını, bedelsizlik iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; gayrimenkul alım satım sözleşmesi kapsamında düzenlenen bono nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Her ne kadar ön inceleme aşamasında Mahkememizin görevli olduğu belirlenmiş ise de, eldeki dosyada davalının senet sebebine ilişkin kabulü bulunmadığı, ancak incelenen ceza dosyası kapsamında senedin gayrimenkul alım satım sözleşmesi kapsamında düzenlendiğine ilişkin beyanları dikkate alındığında görev hususunun yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar belirtilmiş olup buna göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için; kanuni düzenleme ile görevin Ticaret Mahkemesine verilmesi veya TTK’nun 4. maddesinde sayılan unsurları taşıması (TTK’da yer alması veya TTK’nun 4/1 b, c, d, e, f fıkralarındaki davalardan olması) ya da her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan dava olması gerekmektedir.
TTK’nun 5. maddesinde ticari davalara ticaret mahkemelerinde bakılacağı, ticaret mahkemeleri ile diğer mahkemeler ve Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Görev hususu kamu düzenindendir ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasındaki temel ilişki konut alım satımı olup tarafların tacir olduğuna ilişkin bir iddia bulunmamaktadır. Takibe konu senedin zorunlu unsurları da mevcuttur. Senedin hile ile anlaşmaya aykırı olarak vade tarihi bulunmaksızın düzenlendiği iddia edilmiş ise de, tamamen doldurulmamış bononun tedavüle çıkarken anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, bono üzerinde yazılı vade, tanzim gibi tarihler gerçekliğini ve varlığını korur (Yargıtay HGK. 26.02.2003 tarih ve 2003/19-135 E. 2003/105 K. sayılı kararı). TTK’nın 776. maddesinde bono veya emre muharrer senetlerde bulunması zorunlu unsurlar sıralanmış, 777/1. maddesinde senedin zorunlu unsurları taşımaması hâlinde bono sayılamayacağı belirlendikten sonra devam eden bentlerde istisnai hâller öngörülmüştür. Bunlardan biri de senette vade tarihinin bulunmaması durumu olup 777/2. maddeye göre bu durum başlı başına senedin bono özelliğini yitirmesine sebep olmayacak (zorunlu unsur olarak kabul edilmemesi nedeniyle); vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılacaktır. Bu hali ile senedin zorunlu unsurlarının mevcut olduğu ve senedin sıhhatine ilişkin bir iddia ve savunma da bulunmadığı, bu hali ile ticari dava sayılmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, tarafların sıfatı, tarafların iddia ve savunmasını dayandırdığı hukuki sebepler dikkate alındığında eldeki davanın ticari dava niteliğinde olmadığı değerlendirilerek, davaya genel görevli olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin bakması gerekeceği kanaati ile Mahkememizin görevsiz olduğunun tespiti ile davanın görev dava şartı yönünden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın görev dava şartı yönünden usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde HMK’nun 20/1 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-Yargılama giderleri ve harç konusunun görevli ve yetkili Mahkemece karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2022
Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸