Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/81 E. 2021/631 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/111 Esas
KARAR NO : 2021/655
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Banka … Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2015
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Kurtuluş şubesi müşterilerinden dava dışı … Turizm Seyahat Acentesi İşletmeciliği Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketinin hesabından keşide ettiği 312922 numaralı çekin takas bankası olarak davalılardan … Bankası A.Ş … Şubesine 13/05/2009 tarihinde ibraz edildiğini, … Bankası A.Ş’nin takası aracılığı ile çek bedelinin çeki ibraz eden davalı …’a ödendiğini, ödemeden sonra çekin lehdarı dava dışı … İnşaat Taahüüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından çek bedeli, çek komisyonu ve faizi ile birlikte toplam 60.060,00 TL alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığını, banka ile diğer davalıların borçlu olarak gösterildiğini, müvekkili bankaya tebliğ edilen ödeme emrinin kesinleşmesi nedeniyle 18/02/2014 tarihinde 70.559,30 TL ödeme yapıldığını, takibe konu çekteki ciro sirsilesinin kopuk olduğunu, … Bankası tarafından çekin fiziken ibrazı sırasında bankalar arasında imzalanan takas protokolüne aykırı davranılarak gerekli kontrol yapmadan çeki ibraz edene çekin ödendiğinin tespit edildiğini, ödeme yapılan şirketin lehdar olmadığını, ilk cironun … şirketine ait olduğunu belirterek dava dışı … İnşaat’a ödenen tutarın ödeme tarihi olan 18/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı … Bankası vekili cevap dilekçesinde özele, olayda müvekkili bankanın sebepsiz zenginleşmediğini, davacının takibe itiraz etme imkanı olduğu halde takibin kesinleşmesini sağladığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı olarak … Geliştirme ve Alt Yapı İşletme Birliği (…) davalı gösterilmiş, davacı vekili taraf değişikliği talebinde bulunmuş, talebinin kabulü ile yapılan tebligat üzerine Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle, ödemenin yapıldığı tarih itibariyle sorumluluğun İçişleri Bakanlığına ait olduğu, ayrıca ciro sirsilesinin kopuk olduğunu kontrol etme görevinin kendisine ibraz edilen ve ödeme yapılan davalı … Bankası A.Ş’de olduğunu, bu nedenle müvekkili Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine dava açılamayacağını, … Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile …’ın yetkisiz olarak yaptığı işlemler ile ilgili yürürlülüğü durdurma kararı verildiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … şirketi davaya cevap vermemiş, ancak vekaletname ibraz edilmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sebepsiz zenginleşme ve haksız fiile dayalı alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce davanın kabulüne dair verilen karar Ankara BAM 22. HD. … karar sayılı kararı ile, hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşması ve bilirkişi raporları arasında çelişki olmasına rağmen hükme esas rapora neden üstünlük tanındığının gerekçelendirilmemiş olması nedeni ile dosya kaldırma kararı ile Mahkememize gönderilmiştir.
Davaya konu çek fotokopisine göre … Bankası İstanbul/Kurtuluş şubesine ait keşidecisi … Seyahat Acentesi İşletmeciliği Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi olan 30.06.2009 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli … İnşaat Taahhüt Turizm Sanayi ve ticaret Limited Şirketi emrine keşide edilen çekin ilk cirantasının davalı … şirketi olduğu, çek bedelinin davalı … tarafından tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Daha sonra, 31/12/2013 tarihinde dava dışı lehtar … Şirketi, çek bedeli, çek tazminatı, çek komisyonu, işlemiş faizin tahsili amacıyla … Bankası … şirketi, … aleyhine ilamsız takip başlatmış, banka tarafından 18/02/2014 tarihinde icra dosyasına 70.559,30 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı ise açmış olduğu iş bu dava ile … Bankasının çek protokolüne aykırı davranıp emrine çek keşide edilmeyen şahıs tarafından ciro edilen ciro silsilesi bozuk çek nedeniyle ödeme yaptığından haksız fiil hükümlerine göre diğer davalıların ise haksız olarak zenginleştiğinden dolayı ödeneni talep etmektedir.
Öncelikle yapılan yazışmalardan, dava konusu çekin 6330 sayılı yasa uyarınca ortadan kalkan …’a, …’ın görev alanı kapsamında su borcundan dolayı teslim edildiği, bu hali ile çekle ilgili hukuki sorumluluğun …’ta olduğu tespit edilmiş ve …’ın tüzelkişiliği bulunduğundan …’nın pasif husumeti bulunmadığından aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce kaldırma kararından önce iki adet bilirkişi raporu alınmıştır. Kaldırma kararında ikinci raporun hükme esas alınmasının gerekçelendirilmediği belirtilmiştir. Mahkememizce raporlardaki çelişkinin hukuki nitelendirmeden kaynaklanması nedeni ile yeni bir bilirkişi raporu alınmamıştır.
02/11/2016 tarihli heyet raporunda özetle, davacının kusurlu olması nedeni ile çek bedelini sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde talep edemeyeceği kanaati bildirilmiştir.
20/03/2016 havale tarihli ikinci rapor ise hükme esas alınmış, davacının müterafik kusurunun bulunduğu, bu nedenle ödemenin bir kısmının talep edilemeyeceği kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, her iki raporda belirtildiği üzere davacının ödemede kusurlu olduğu kanaatine kısmen itibar edilmiştir. Ancak, ilk raporda davalıların sorumluluğunun belirlenmesi için dava dışı lehtarın taraflarla ilgisinin dahi araştırılması gerektiği belirtilmiş, taraflarca getirilme ilkesi ve davacının dayandığı hukuki vakıalar gözetildiğinde Mahkememizce bu yönde bir araştırma yapılamayacağı, yalnız dosyadaki mevcut delillere göre değerlendirme yapılabileceği gözetilerek, bu kapsamda düzenlenen ikinci rapora itibar edilmiştir.
TBK’nun 77 ve devamı maddeleri uyarınca, “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.” “Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez.” Davalı … şirketi ve …’ın usulüne uygun bir ciro silsilesi bulunmayan çeki kullanmaları nedeni ile alacaklarının “haklı sebebe” dayanmadığı dolayısıyla sebepsiz zenginleştiği konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Geri isteme hakkının düşümüne ilişkin ise maddede belirtilen şartlar oluşmamıştır. Ancak davacının da ikinci bilirkişi raporunda belirtildiği üzere müterafik kusuru söz konusudur. Bu nedenle zararın indirilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki bu yöndeki değerlendirmelere itibar edilmiş, çek tazminatı ve çek komisyonunun davalı … şirketinden talep edilemeyeceği değerlendirilmiş, bu davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı … Bankası yönünden ise haksız fiil hükümlerine dayanılmıştır. TBK’nun 52. maddesi, “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir,” hükmü uyarınca davacı bankanın ikinci ödemeyi yaparken yeterli araştırmayı yapmamış olmasının zarara razı olduğu anlamına gelmeyeceği, davalı bankanın yasal düzenleme gereği ciro silsilesini kontrol etmemesinin zararın doğumuna neden olduğu değerlendirildiğinde tazminatın kaldırılmasının hakkaniyete uygun olmayacağı, ancak indirim yapılması gerektiği değerlendirilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki bu yöndeki tespitlere itibar edilmiş, davacı banka aleyhine yapılan takip masraflarından davalı bankanın sorumlu olmayacağı kanaati ile davalı banka aleyhine açılan davanın da kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı, davalı bankanın ciro silsilesini kontrol etmemesi nedeni ile müterafik kusuru bulunmadığını, illiyet bağının koptuğunu iddia etmiş ise de, zararın takibe dayalı ödeme ile doğduğu gözetildiğinde bu iddiasına itibar edilmemiştir. Zararın tamamından davalıların sorumlu olması gerektiğine ilişkin iddiası ise, davacının lehtara karşı haklarını kullanıp kullanmadığı belirlenemediğinden zararın tamamından davalıların sorumlu olmasının dürüstlük kurallarına aykırı olacağı değerlendirilmiştir. Dava dışı lehtar ile davacı banka arasında işbirliği bulunduğu savunmasına ise, dosya kapsamında bu yönde bir delil bulunmadığı gözetilerek itibar edilmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle, davalı … Belediyesi aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın kısmen kabulü ile,
1-Davalı … aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine,
2-Diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, 64.407,00 TL’nin (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalı … Bankası 47.432,00 TL’sinden dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte sorumlu olmak kaydı ile) ödeme tarihi olan 18/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Bankası ve Meda şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Alınması gereken 4.399,64 TL harçtan peşin alınan 1.204,98 TL harcın mahsubu ile eksik 3.194,66 TL harcın belediye dışındaki davalılardan (davalı banka 2.035,01 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesap ve takdir olunan 9.172,91 TL’nin belediye dışındaki davalılardan (davalı banka 6.966,16 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … Belediyesi vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar yönünden hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı … Bankası vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar yönünden hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı … şirketi vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar yönünden hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça kaldırma kararından önce yapılan yargılama giderleri toplamı 1.801,00 TL ile kaldırma kararından sonra yapılan 66,50 TL’nin toplamı olan 1.866,50 TL’nin kabul ve redde göre yapılan hesaplama uyarınca 1.703,75 TL’sinin belediye dışındaki davalılardan (davalı banka 1.254,72 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yatırdığı 1.232,68 TL harcın belediye dışındaki davalılardan (davalı banka 799,26 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan 60,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı banka tarafından yapılan 12,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatırana iadesine,
Dair; hazır bulunan tarafların yüzüne karşı, hazır bulunmayan davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]