Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/805 E. 2023/413 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/805 Esas – 2023/413
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/805 Esas
KARAR NO : 2023/413

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkillerinin adi ortaklık olarak davalı ile 31/12/2012-31/12/2014 tarihleri için hizmet alım sözleşmesi yaptığını, işçilerden …’nın işçilik alacaklarının tahsili amacıyla açtığı …’nin … esas sayılı davasının kabulüne karar verildiği ve müvekkilinin sözleşme gereği kesin kabulden sonra iade edilmesi kararlaştırılan %10 kesintiden tahsil edilerek …’nin …esas sayılı dosyasına ödediğini, ancak müvekkilinin sadece işçiyi çalıştırdığı dönem kadar sorumlu olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere şimdilik 100,00 TL’nin davalıdan en yüksek banka mevduatına uygulanan faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04/04/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile, talebini 11.058,60 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, taraflar arasındaki sözleşme gereği çalıştırılan işçilerin alacaklarından yüklenici davacının sorumlu olduğunu, müteselsil sorumluluk kapsamının sözleşme ile değiştirildiğini, davacının hakedişleri ihtirazi kayıt koymadan imzaladığını savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameler, dava dışı işçiye ait … kayıtları, …’nin … esas, …’nin …esas sayılı dosyaları, emsal kararlar dosya arasına konulmuştur.
Nitelikli hesap uzmanı bilirkişi tarafından verilen 24/01/2023 tarihli raporda; dava dışı işçinin davacı nezdinde çalıştığı dönemle sınırlı olmak kaydı ile dosya kapsamındaki evrak dikkate alınarak yapılan hesaplamada, davacının 5.233,45 TL ile sorumlu olduğu belirtilmiştir. Rapor oluşa ve dosya içeriğine uygun kabul edilerek hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin ifası sırasında çalışan işçiye davacının hak edişinden yapılan kesinti ile ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ile idare arasında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşme gereğince davacı şirketin belirlenen süre içerisinde işe başlayıp işçi çalıştırdığı, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsilini talep ettiği, davacının teminat kesintisinden tahsil edilerek icra dosyasına ödeme yapıldığı, eldeki dava ile davacının işçiyi çalıştırdığı dönemle sorumlu olduğunu ve fazla ödemenin davalıdan tahsilini talep ettiği görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. maddesi uyarınca müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, bunun aksinin kararlaştırılabileceği, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 23. maddesi ve İdari Şartnamenin 30. maddesine göre; yüklenicinin, işin bitiminde, çalıştırdığı tüm işçilerin iş sözleşmelerini tasfiye ederek işçilerin bu sözleşme kapsamında yüklenicide çalıştıkları döneme ilişkin hak etmiş olduğu ihbar, kıdem, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ve diğer her her türlü alacaklarını ödeyeceği ve yüklenicinin hakedişlerinden %10 oranında kesinti yapılacağının kararlaştırıldığı, iç ilişkide, ihale sözleşmesi kapsamında çalıştırılan işçilerin iş mevzuatından doğan alacaklarından sorumluluğun tamamen davacıya ait olduğu, ancak uyuşmazlık iç ilişkideki rücu ile ilgili olduğundan ve taraflar arasındaki sözleşme sadece davacının dönemi ile ilgili bulunduğundan diğer işverenlerin dönemi ile davacının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir (… … sayılı ilamı). Bu nedenle davalının hakedişlere ihtirazi kayıt konulmadığına ilişkin savunmasına da itibar edilmemiştir.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır (… … sayılı ilamı).
Tüm dosya kapsamı ile hükme esas alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında, davalının da kabulünde olduğu üzere dava dışı işçiye icra dosyası kapsamında yapılan 16.292,05 TL’nin davacıya ait hakedişten kesilen teminattan ödendiği, takibin dayanağı ilamın kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti ve ferilerinden ibaret olduğu, kıdem tazminatından davacının işçiyi çalıştırdığı dönemle sorumlu olacağı, yıllık izin ücretinden son işveren olması nedeni ile yine davacının sorumlu olduğu, ancak ilama konu ücret alacağının dava dışı işçinin davacı bünyesinde çalıştığı döneme ilişkin olmaması nedeni ile davacı sorumluluğunda olmadığı değerlendirilmekle, itibar edilen bilirkişi raporunda belirtildiği üzere yapılan ödemenin 5.233,45 TL’sinden davacıların sorumlu olduğu anlaşılmakla bakiye kısmın davacı hakedişinden yapılan kesintiden ödenmesi mümkün olmadığından davacı talebinin rücu talebinin yerinde olduğu ve davanın kabulü gerektiği, kesinti tarihinden itibaren faizi ile tahsiline, kesinti tarihi ile ıslah tarihi gözetildiğinde zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜ İLE,
11.058,60 TL’nin 30/11/2018 kesinti tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya verilmesine,
Alınması gereken 755,41 TL harçtan peşin alınan 248,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 507,11 TL’nin ve 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 9.200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 951,00 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 248,30 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, değer itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2023

Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸