Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/802 E. 2022/129 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/802
KARAR NO : 2022/129
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/08/2015
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
K. YAZIM TARİHİ : 02/03/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalılar … İnş. Taahhüt Proje Ltd. Şti, …-… Yapı İnş. Tic. Ltd. Şti., … İnş. San ve Tic. Ltd. Şti., … İnş. Taş. Mad. Tur. Tic. Ltd. Şti. Aleyhine açtığı davada, müvekkil şirket ile davalı şirketlerin oluşturduğu, girişim ortaklığı arasında davalıların müteahiti olduğu…. parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan … Konut Projesine ait … sisteminin imalatına ilişkin 05.11.2010 tarihli taşeronluk sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme gereği, işe başlandığı, imalatın sözleşme süresinde tamamlanarak 30.06.2011 tarihinde teslim edildiği, taraflar arasında yapılan taşeronluk sözleşmesi gereği, sözleşme bedelinin geçici kabule kadar tamamının ödenmesi gerektiğinin kararlaştırıldığı, imalatın 30.06.2011 tarihinde tamamlanarak davalılara teslim edildiği, geçici kabul bakımından muayene ve inceleme işlemlerinin geçici kabul komisyonunca yapılarak müvekkili eksik işlerin tamamlanması için 31.10.2011 tarihine kadar süre verildiği, müvekkil tarafından eksikliklerin 28.09.2011 tarihine kadar giderildiği, buna dair 16.11.2011 tarihli tutanak düzenlendiği ve 03.10.2011 tarihinde 15.08.2011 geçici kabul için itibar edilecek tarih kabul edilerek, geçici kabulün ekli 03.10.2011 tarihli yazı ile yapıldığı ve onaylandığı, davalılar tarafından müvekkile bir kısım ödemeler yapılmış ise de ödemelerin tamamının yapılmadığı, buna dair kayıtların şirket defterlerinde yer aldığı, davalıların … sistemini itirazı kayıt ileri sürmeden kabul edip teslim aldıkları ve kullandıkları, müvekkil şirket yetkililerinin davalılar ile çeşitli defalar görüşmeler yaptıkları ve borcun en son 04.02.2013 tarihinde yeniden yapılandırıldığı, bu zeyilname ile taşeron sözleşmesindeki ödeme planının aynen yürürlükte kalmasının devamına ekleme yapılmasının kararlaştırıldığı, ancak bu protokol ile belirlenen ifanında yapılmadığı, bugüne değin müvekkil şirkete gayrimenkul devredilmediği, teslim edilen sistemi davalıların kullandıkları, alacaklarının tahsili için Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında icra takibi başlattıkları, davalı tarafın takibe haksız olarak itiraz ettikleri, haksız itirazın iptali ile takibin 207.474,08 USD üzerinden devamını, %20 den aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA:Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; Taraflar arasındaki 05.11.2010 tarihli sözleşmeye göre davacının üstlendiği işi eksiksiz ve kusursuz yaparak teslim etmek ve kesin kabulü yaptırmak zorunda olduğu, kesin kabule kadar geçecek dönemde sözleşme gereği teminatların redde tutulacağı, teminatların iadesinin ancak kesin kabulün yapılmasına bağlı olduğu, kesin kabul yapılmadığından böyle bir davanın dinlenemeyeceği, sözleşmenin 24 ve 25. Maddelerinde geçici kabulün kesin kabul anlamına gelmeyeceği, geçici kabul tutanağı hazırlanmış olsa bile müteahhit tarafından işin bir tutanakla teslim alınıncaya kadar taşeronun hatası tarafından meydana gelecek kusur ve aksaklıkların giderilmesi sorumluluğunun kesin kabule kadar taşerona ait olduğu, imalatın somut olayda iş sahibi olan projedeki yüklenici denetiminde yapılmasının davacı tarafından yapılan işlerin kabul edildiği anlamına gelmeyeceğini, keza üretilen sistemin iş sahibine geçmesinin de kabul anlamına gelmeyeceği, geçici kabul ile kesin kabul arasındaki dönemde eksik ve hatalı imalatın belirleneceği ve bir liste halinde eksik ve hasarların ve ayıpların belirleneceği, bunların karşısına takdiren ve tahminen düzeltme bedellerinin 3 katı bedel yazılarak tamamlanmaları için uygun bir sürenin iş sahibi tarafından takdir edileceği, bu eksik ve hasarların taşeron tarafından giderilip karşılanacağı gibi, iş sahibi tarafından belirlenecek başka taşeronlara da gidertilebileceği, buna göre hakedişlerden kesinti yapılacağı, kalan tutarın genel hükümlere göre tahsil edileceği, somut olayda iş ortaklığı tarafından onaylanmış herhangi bir geçici kabul tutanağı bulunmadığı gibi, böyle bir tutanak olsa bile kesin kabul yapılmadığından, bu tutanağa değer verilemeyeceği, kesin kabul yapıldığı iddia ve ispat edilmeden takibe geçilmesinin yasaya uygun olmadığı, sözleşme şartı yerine getirilmeden açılan bu davanın reddi gerektiği, ayrıca B.K hükümlerine göre kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı tarafın edimini yerine getirmesini bekleyemeyeceği, müvekkil şirketin oluşturduğu girişim ortaklığının Ankara Batıkent’te inşa edilen … City AWM ile metro istasyonu arasındaki ulaşımın sağlanması ve bu suretle AWM’nin müşteri ve iş potansiyelini arttırma amaçlı inşa edilen Monorail hafif raylı sistem projesi olduğu, uygun malzemenin seçimi, imalatın tamamlanması ve çalışır halde ortaklığa teslimine ait sözleşmenin 05.11.2010 tarihinde davacı şirket ile akdedildiği, Monorail sistemin özel ve teknik uzmanlık gerektirmesi nedeniyle sözleşmenin 11. Maddesinde tüm projelendirme danışmanlık, malzemeleri seçme ve imalatı tamamlama konularının davacı şirkete tevdii edildiği, ancak taahhüdün yerine getirilmediği, kurulan sistemin bir çok alışveriş merkezinde çocukların gezdirildiği, oyuncak sisteme benzer bir sistem kurmaktan öteye geçemediği, sözleşmenin 18. Maddesine göre uygun malzeme seçilmediği, kullanılmadığı bu haliyle sözleşmede öngörülen %10’luk cezai şartın işletilmesi gerektiği, yapılan sistemin malzeme seçimi ve imalatlar yönünden önemli hatalar taşıdığı, TSE Standartlarına, Ankara İklim Şartlarına, işin bilimsel ve teknik kriterlerine tamamen aykırı olduğu, çalıştırılamadığı, her geçen gün yeni ve çözümü masrafları gerektiren ayıpların ortaya çıktığı, ortaklıkça 2011 yılından bu yana defalarca sözlü, telefonla ve e-mail ile kendilerine bildirildiği halde taşeron şirketin sistemi iyileştirme veya değiştirme yoluna girmediği, ek maliyetler çıkarma yoluna düştüğü, geçici kabulden sonra yapılması gereken kesin kabulün halen yapılmadığı, … Araştırmanın bundan ısrarla kaçındığı, sistemin halen kullanımda olduğu iddianın gerçek dışı olduğu, sistemin insan sağlığı ve hayatı bakımından yüksek risk taşıdığı bu nedenle devreye alınamadığı ve yıllardır atıl durduğu, davacının iddia ettiği gibi geçici kabulün söz konusu olmadığı, davacının dayandığı belgenin kabul ve teslim anlamına gelmeyeceği, somut olayda sistemin hala davacı üzerinde durduğunun ve teslim edilmediğinin kabul edilmesi gerektiği, sistemin çalışmamasının müvekkil iş ortaklığı için büyük zararlara neden olduğu, sistem ile ilgili Gazi Üniversitesinden Uzmanların yer aldığı, bilirkişi heyetine rapor düzenlettirildiği gibi Ankara … Asl. Hukuk Mahkemesiinn…. D.iş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırıldığı ve bilirkişi raporu alındığı, alınan bu raporlarda yapılan imalatın tümden sözleşmeye işin bilimsel ve teknik kurallarına aykırı olduğu, halen kullanılmadığı ve mevcut haliyle kullanılmasının son derece yüksek tehlike barındırdığı, can kaybına … açma ihtimalinin yüksek olduğu ve yaşamsal tehlikeler yaratacağının detaylı olarak belirlendiği, yapılan sisteme ilişkin teknik proje hataları ve malzeme hataları ile kullanılan malzemedeki hatalara ilişkin belirlemeler yapıldığı, bu belirlemelerden sonra taşeron firmanın … projesini ihtiyaca, fen ve sanat kaidelerine uygun tasarlamadığı, yapılan imalatta çok sayıda eksik ve kusur bulunduğu, bu kusurlar giderilmeden kullanılmasının kişilerin can ve mal güvenliği için tehlike yaratacağının tespit edildiği, Monorail imalatının verimli kullanılması için sistemin Ankara/Türkiye şartlarında çalışacağı ve ek seriyatla Türk insanı tarafından kullanılacağı, cari olan Türk Standartları ve mevzuatının göz önünde bulundurulması gerektiği halde bu durumun gözetilmediği, 2 yıl gibi bir sürede kullanılamaz hale geldiği, sistemin güvenli ve etkin kullanılabilmesi için ilave mali külfet gerektiği kanaatinin bildirildiği, sistemdeki metal tüm aksanlarda paslanmaz malzeme kullanılması gerektiği halde yoğun paslanmaların ortaya çıktığı, güneş ile temas eden metal olmayan aksanlarda da yoğun deformasyonlar gerçekleştiği, seçilen malzemenin oldukça kalitesiz olduğu, yapılan işçiliğin ise son derece düşük kalitede gerçekleştirildiğinin ortaya çıktığı, tüm bunları bilen davacının sistemin kesin kabulüne ve devrine yanaşmadığı gibi, tespit edilen ve tüm aşamalarda kendisine bildirilen bu eksik ve hataları da bildiğinden işin esasına girmeksizin sözleşmedeki zeyil maddesine dayanmasına çalıştığı, işbu davada yapılması gerekenin ise işteki eksiklik ve kusurların giderilmesi için gereken harcamanın 3 katı olarak belirlenmesiyle bu eksikliklere rağmen kabul yapılıp yapılmayacağının belirlenmesi olduğu, böyle bir belirleme halinde sistemdeki eksikliklerin … Araştırma Şirketi nam hesabına yapılması ya da sözleşme gereği belirlenecek eksikliklerin 3 katı oranında giderilme bedeli üzerinden nefaset kesilmesi hallerinin hiçbirinde bakiye alacağının bulunmadığı ve bedel iadesi yapılamayacağının görüleceği, elde edilen bilirkişi raporlarının … Araştırma’ya 23.12.2014 tarihli noter belgesiyle tebliğ edildiği, davacı şirketin buna herhangi bir cevap vermediği, bu şekilde kötü niyetini gösterdiği, sözleşmenin 25. Maddesi dikkate alındığında uzman bilirkişi kurulunca keşif ile yapılacak inceleme sonunda kesin kabulün mümkün olup olmadığının ortaya çıkacağı, sözleşmenin 4. Maddesi hükmüne göre işin bittiğinden söz edilemeyeceğine göre aradan geçen zamanda hesaplanacak cezai şartın 130.000,00 USD’yi geçtiği, bu bedelin dahi davacı taraftan tahsili gerektiği, somut olayda müvekkillerin temerrütünün söz konusu olmadığı bu nedenle davacının temerrüt faizi talebinin dahi haksız olduğu, açıklanan durum karşısında yapılacak yargılama sonunda ortaya çıkacak miktar itibariyle gerek sözleşmenin 4,18,24 ve 25. Maddeleri ve gerekse saire düzenlemeler sebebiyle doğan cezai şart alacakları ve belirlenen eksikliklerin giderilme bedelinin 3 katı üzerinden hesaplanacak tazminat/nefaset bedelleri dikkate alındığında davacının davasına konu ettiği alacağa hak kazanmadığı ve aşan müvekkiller alacağının bulunduğu, yapılacak yargılama sonunda ortaya çıkacak miktar itibariyle, iş bu karşılık belirsiz alacak davasını ikame ettikleri fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik aşan kısım için 10.000,00 USD’nin davacı alacaklıdan avans faiziyle birlikte tahsilini, asıl davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:Tarafların delilleri toplanmış, bilirkişi raporları alınmıştır.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ilamsız icra takibine itirazın iptali; karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2015/572 Esas, 2018/497 Karar sayılı ilamı ile; “ … Taraflar arasında … Alışveriş Merkezi ile Ankara Büyükşehir Belediyesi Metro durağı arasında yolcu taşımak üzere Monorail sistem yapılması konusunda 05.11.2010 tarihinde taşeron sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme gereğince işin toplam bedelinin 1.300.000,00 TL olduğu ve geçici kabulde belirlenen eksikliklerin giderilmesine kadar oranlar halinde tamamlanacağı öngörülmüşken 04.02.2013 tarihinde yapılan zeyilname ile taşeronunu alacaklarından 186.000,00 USD lik bölümünün … Konut Projesi kapsamında bulunan bir bağımsız bölümün 04.06.2013 tarihine kadar devir edileceğine dair zeyilname ile ödeme şartlarının değiştirildiği, sözleşmede 2. Madde ve 11. Madde hükümlerine göre taşeron tarafından sözleşmeye ekli teknik şartnamede özellikleri belirtilen … sistemin yine … Projesini yürüten ve somut olayda iş sahibi olan müteahit iş ortaklığı tarafından belirlenecek proje kapsamında imalatının davacı taşeron tarafından yapılacağının öngörüldüğü, proje imalatının her aşamada müteahit iş ortaklığı tarafından denetlenmesinin ve eksikliklerin giderilmesi konusunda taşerona talimat vermesinin öngörüldüğü, sözleşme hükümlerine göre projenin seçiminde taşeron firmanın etkili olmadığı imalat ile ilgili sorumluluklarının bulunduğu, davalı ve karşı davacı iş ortaklığının sunduğu özel bilirkişi mütalaası ve delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi kurulu raporlarında söz edilen eksikliklerin, hataların ve tehlikelerin projenin seçimi ve kendisiyle ilgili olduğu, bir kısım malzemenin hatalı olduğundan söz edilmiş ise de esasen taraflar arasında düzenlenen 28.09.2011 tarihli geçici kabul tutanağında herhangi bir hata eksik ya da ayıptan söz edilmediği gibi 16.11.2011 tarihli tutanakta bu ayıpların giderildiğinden söz edildiği, Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da bir kısım yıpranma ve bozukluklardan bahsedilmiş ise de bu hasarların zaman içinde oluşabilecek ve telafisi mümkün hasarlardan olduğu, yapılan imalatın projeye aykırı olduğu yönünde herhangi bir belirleme yapılmadığı, projeden kaynaklanan hata, hasar ve eksikliklerin sorumluluğunun ise montajı ve imalatı üstlenen taşeronun değil, projeyi seçen ve uygulamasını denetlemekle yükümlü olan davalı ve karşı davacı iş ortaklarına ait olduğu anlaşılmış, davalı ve karşı davacı iş ortaklığı vekilinin cevap dilekçesinde dile getirdiği ve yargılama süreci boyunca ısrarla tekrar ettiği itirazlarına bu nedene değer verilmemiş, davalı ve karşı davacı taraf defterlerini mahkemeye sunmaktan kaçındığı için sadece davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmiş, bu inceleme sonunda davacı şirketin 185.990,20 USD alacağının olduğu belirlenmiş, davacının dayandığı zeyilnamede de telaffuz edilen 186.000,00 USD davacı alacağının bulunduğu kabul edilmiş, takip tarihi itibariyle bu miktar alacak ile ilgili takibin haklı olduğu ne var ki ödemenin yapılmaması halinde faize ilişkin herhangi bir hükmün yer almaması ve davalı iş ortaklığının temerrüte düşürülmemesi nedeniyle takip tarihine kadar davacının faiz istemi yerinde görülmemiş, takip tarihinden sonra da davacı yararına 3095 sayılı kanunun 4. Maddesi hükümlerine göre faize hükmedilebileceği kabul edilmiş, somut olayda davacı alacağı likit olmadığından davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmemiş, davacının imalatı tam olarak yapmasına rağmen 15 gün gecikmeyle yaptığından taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre günlüğü %0.1 oranında cezai şart koşullarının oluştuğu anlaşılmış, talep ile bağlı kalınarak davalı karşı davacı istemi kabul edilmiştir.” gerekçesiyle “… 1-Asıl davanın kısmen kabulüne, … Araştırma Geliştirme ve Danışmanlık San. Ve Tic A.Ş tarafından Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takip borçluları … İnş. Taah. Proje Ltd. Şti. Renkyol Yapı İnş. San. Tic. Ltd. Şti. … İnş. Tic. Ltd. Şti. Ve … İnş. Taş. Mad. Tur. Tic. Ltd. Şti aleyhine 186.000,00 USD Doları asıl alacağın, takip tarihinden başlanarak tahsil tarihine kadar kamu bankalarının USD Doları cinsinden dövize uyguladıkları en yüksek faiz oranıyla TCMB Amerikan Dolarına uygulanan efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığıyla takip borçlularından müşterek ve müteselsil olarak tahsili için başlatılan icra takibine davalılar ve takip borçluları … İnş. Taah. Proje Ltd. Şti, Renkyol Yapı İnş. San. Tic. Ltd. Şti. … İnş. Tic. Ltd. Şti. Ve … İnş. Taş. Mad. Tur. Tic. Ltd. Şti itirazın iptaliyle takibin devamına, faize ilişkin fazlaya ilişkin istemin reddine; Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine, 2- Karşı davanın cezai şartı olan bölümünün kabulüne, imalattaki eksiklikler ve ayıplara dayalı isteminin reddine, 10.000,00 USD Doları cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının USD Doları cinsinden açılan mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranıyla birlikte yine TCMB’nin tahsil tarihi itibariyle USD Dolarını efektif satış kuruna göre hesap edilecek TL karşılığıyla birlikte davacı … Araştırma Geliştirme ve Danışmanlık San. Ve Tic A.Ş’den tahsili ile karşı davacı … İnş. Taah. Proje Ltd. Şti, … Yapı İnş. San. Tic. Ltd. Şti. … İnş. Tic. Ltd. Şti. Ve … İnş. Taş. Mad. Tur. Tic. Ltd. Şti’ye verilmesine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin …. Karar sayılı ilamı ile “Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiş, bu kararın da temyizi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesi Başkanlığının … Karar sayılı ilamıyla “… 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalılar- karşı davacılar vekilinin tüm, davacı – karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. / 2- Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 4/…maddesinde kararlaştırılan cezai şart, ifaya ekli cezai şart niteliğinde olup, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/2. maddesi uyarınca bu cezanın istenebilmesi için teslim anında talep hakkının saklı tutulması veya sözleşmede ihtirazı kayda gerek olmaksızın cezai şart talep edileceğine ilişkin bir hüküm bulunması gerekir. Söz konusu uyuşmazlığımızda, sözleşmenin 4/3. maddesi uyarınca işin 01.08.2011 tarihinde teslim edileceği belirtilmiş, 28.09.2011 tarihinde işin geçici kabulü yapılmış, geçici kabul itibar tarihi olarak 15.08.2011 tarihi gösterilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda teslim tarihi ile geçici kabul itibar tarihi arası için 15 günlük cezai şart hesabı yapılmış ve mahkemece taleple bağlı kalınarak cezai şart isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, davalı – karşı davacı tarafından geçici kabul tutanağı imzalanırken gecikmeye ilişkin herhangi bir çekince konulmadan işin teslim alındığı ve sözleşmede de aksine hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, karşı davada mahkemece cezai şart ile ilgili istemin de reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın belirtilen bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda; Karşı dava yönünden; Önceki kararda belirtilen gerekçelerle ve Yargıtayca da bozma olmadığından giderim bedeline yönelik alacak talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir. Cezai şart yönünden ise; Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 4/…maddesinde kararlaştırılan cezai şart, ifaya ekli cezai şart niteliğinde olup, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/2. maddesi uyarınca bu cezanın istenebilmesi için teslim anında talep hakkının saklı tutulması veya sözleşmede ihtirazı kayda gerek olmaksızın cezai şart talep edileceğine ilişkin bir hüküm bulunması gerekir. Söz konusu uyuşmazlıkta, sözleşmenin 4/3. maddesi uyarınca işin 01.08.2011 tarihinde teslim edileceği belirtilmiş, 28.09.2011 tarihinde işin geçici kabulü yapılmış, geçici kabul itibar tarihi olarak 15.08.2011 tarihi gösterilmiştir. Davalı – karşı davacı tarafından geçici kabul tutanağı imzalanırken gecikmeye ilişkin herhangi bir çekince konulmadan işin teslim alındığı ve sözleşmede de aksine hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, karşı davada cezai şart ile ilgili istemin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden ise; bozma olmadığından önceki karar kesinleşmiş olmakla, yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Asıl dava yönünden bozma olmadığından karar kesinleşmiş olmakla, yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Karşı davanın reddine,
Karşı dava yönünden alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 776,00 TL harcın mahsubu ile eksik 695,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı(karşı davacı) tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davalı(karşı davacı) tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davacı(karşı davalı) kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı(karşı davacı)dan alınarak davacı(karşı davalı)ya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a başvurmak suretiyle temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2022

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]