Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/789 E. 2022/281 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/789 Esas – 2022/281

T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/789
KARAR NO : 2022/281

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2013
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2014
KARAR TARİHİ : 11/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11.05.2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak amacıyla … …’tan elektrik enerjisi satın aldığını ve sözleşme imzaladığını, Müvekkili şirkettin 2006 Eylül – 2010 Aralık ayları arasında … …’tan elektrik satın aldığı,… …’ın faturalarda fazladan tahsilat yaptığını haricen öğrendiği, … …’ın 21.11.2012 tarihinde davalı … Dağıtım A.Ş. İle birleştiğinin Ticaret Sicil Gazetesinden öğrenildiği, … …’ın halefibinin … olduğu, bu nedenle davayı bu şirket aleyhine açtıkları, elektrik enerjisinin miktarlarını ve faturalandırmaya esas bilgilerini öğrenmek amaçlı sayaç okurken sayaç okuma bedelinin sayaç başına sabit bir ücret ile değil müvekkili şirketin tükettiği enerji miktarı üzerinden nispi ücret olarak tahsil ettiği, fazladan tahsil yaptığı, Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 gün ve 2008/2695 Esas ve 2011/1368 Karar sayılı kararı ile sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerin abone gurubuna ve tüketin enerji miktarına göre değişlik göstererek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit ücret uygulanması gerektiği gerekçesiyle EPDK ‘nın ayın mahiyetteki 875 sayılı kararının iptaline karar verdiği, söz konusu kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca onandığı, bu kararın müvekkilince haricen öğrenildiği, Danıştay kararı ile iptal edilen perakende satış hizmet bedelinin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bir unsuru olduğu, EPDK kararları gibi, Danıştay Kararının da doğrudan taraflar arasındaki sözleşmeye uygulanacağı, davalı şirketin 01.09.2006 ila 31.12.2010 tarihleri arasındaki dönemde uyguladığı PSH uygulaması ve ve buna bağlı TL/kWh şeklindeki fazladan aldığı bedellerin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kamak kaydıyla şimdilik 31.08.2007 tarihli iki sayaç için iki ayrı fatura ile 2007 Ağustos döneminde müvekkil şirketten fazladan tahsil ettiği 968,64 TL PSHB nin ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ile birlikte yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini istemiş,
Birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.01.2/15 gün ve … -3 sayılı dosyasında 08.12.2014 tarihli dilekçeyle;
Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesinde; müvekkili şirketin elektrik enerjisini karşılamak amacıyla … … ile sözleşme imzaladığını, müvekkili şirketin 2006 Eylül – 2010 Aralık aylarında elektrik faturalarında fazladan tahsilat yapıldığını haricen öğrendiğini,… …’ın davalı … Dağıtım A.Ş. ile birleştiğini davalının … A.Ş.nin külli halefi olduğunu,fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydı ile başka bir dava ile talep edilen 2007 Ağustos dönemi hariç olmak üzere PSH olarak fazladan ödenen 2007 Ocak -2010 Aralık dönemlerine ait 32.244,87-TL’nin ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanunun 51.maddesine göre işleyecek gecikme zammı, işlemiş ve işleyecek gecikme zammının KDV’si ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini, aynı sözleşmeye dayalı olarak 2007 yılı Ağustos ayı faturasında alınan fazla tahsilatlara ilişkin Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/932 Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine açılan davanın halen derdest olduğunu,davanın tarafları ve dava konusu uyuşmazlığın esasının aynı nitelikte olduğunu belirterek HMK 166 maddesi kapsamında dosyanın Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/932 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMEMİZİN 2013/275 ESASLI ASIL DOSYASINDA CEVAP:Davanın süresinde açılmadığı zamanaşımına uğradığı, faturalara itiraz süresinin 7 gün olduğu, süresinde faturalara itiraz edilmediği gibi, itirazı kayıt koymadan ödendiği, bu haliyle söz konusu faturaların kesinleştiği, bu faturalardan dolayı yapılan ödemelerin davacıya iadesinin hukuken söz konusu olmadığı,davanın zamanaşımından reddi gerektiği, dava dilekçesinin yasa koşulları taşımadığından iptali gerektiği, 4628 sayılı Kanunun 9. Maddesi ve 24.08.2006 tarihli ve 875 sayılı Kurul Karırı ile onaylı 20 dağıtım şirketi için gelir gereksinimi hesaplanması ve tarife metodolijisin geçiş dönemi tarife uygulamaları başlıklı II. Bölüm 2. maddesinin (B) bendinde yer alan hükmün iptal edilmiş olmasının, 01.09.2006 -31.12.2010 tarihleri arasını kapsayan döneme ilişkin perakende satış hizmeti kapsamında gelir gereksinimlerini içeren her dağıtım şirketine özgü kurul kararının da iptal edilmiş olduğu sonucunu doğurmadığı, yapılan hesaplama ve belirlenen tarifenin yasa ve yasa hükmüne göre alınan EPDK kararlarına uygun olduğu savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasına kayıtlı dosyada cevap olarak; davaya karşı cevaplarını sunabilmek için cevap süresinin uzatılmasını istemiş, davanın Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/275 esaslı dosyası ile birleştirilmesini, bununla birlikte usul ve yasaya aykırı çılan davaya karşı zamanaşımı hak düşürücü süre, hukuki yarar, derdestlik, kesin hüküm yargı yolu ve husumet yönündeki itiraz ve ödemezlik defilerinde bulunmuştur.
DAVANIN İHBARI : Davalı … Dağıtım A.Ş. Müdürlüğü davayı EPDK ya ihbar etmiş,
DELİLLER :Taraflar delillerini bildirmişler, mahkememizce delilleri toplanmıştır.
… Elektirik Dağıtım A.Ş. … … Tekstil Ticaret ve Sanayi A.Ş. Adına iki adet abonelik sözlemesi bulunduğunu bildirmiş, bu aboneliklere ilişkin bağlantı ve elektrik saış sözleşmelerini, faturaları ve hesap özetlerini göndermiş,
Davacı ve davalı tarafların sundukları emsal Yargıtay karaları incelenmiş,
Davalı şirket 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metadodolojisini dava dilekçesine eklemiştir.
Dava dosyası Elektrik aboneliği konusunda uzman bilirkişi Elektrik Yüksek Mühendisi Mehmet Türkçar’a verilmiş, bilirkişi raporunda; Davacı şirket ile davalı … (Xgöksu … ) arasında imzalanmış 10000211710 ve 10000212950 abone nolu Elektrik satış sözleşmelerinin bulunduğu, Danıştay 13. Dairesinin 06.4.2011 gün ve 2008/2695 Esas ve 2011/1368 Karar sayılı kararı ile EPDK nın 875 sayılı kararı ile “Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölüm (B) bendinin iptaline EPDK nın 875 sayılı kararı ile geçiş dönemi tarife uygulamaları başlıklı II. Bölümün (B) bendinde “Perakende Satış Hizmeti tarifesinin hesaplanması değişikliği” nin düzenlendiği, Geçiş dönemi süresince perakende hizmetler bedeli iletime doğrudan bağlı aboneler haricindeki tüm abone gurupları için aşağıdaki şekilde uygulanacağı, I. Bölümde olduğu gibi verimlilik uygulanmamış PSH işletme giderleri direkt olarak PSH gelir tavanı olarak belirlendiği, I. Bölümde abone başına sabit bir ücret olarak belirlenen PSH işletme giderleri, geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından kWh bazında belirlendiği, bu nedenle PSH tarifesinin hesaplanmasının PBF b,y =PSH Gelir Tabanı b,y/PBH’a tabir enerji b,y PBF perakende satış hizmet birim fiyatı/kwh, b.Bölge Numarası, yYıl, hükmünün bulunduğu, Davacının Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 gün ve 2008/2695 E. 2011/1368K. Sayılı ilamı ile sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerinin abone gurubuna ve tüketim enerji mimktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı, ve bu nedenle abone başına sabit ücret uygulanması gerektiği gerekçesiyle PDK nın aynı mahiyetteki 875 sayılı kararının iptaline karar verildiğini beyanla davalı il birleşen … … ın 2007 Ağustos döneminde 31.08.2007 tarihli iki sayaç için iki ayrı fatura le müvekkil şirketten fazladan tahsil ettiği KDV dahil 968,64 TL PSHB yi talep ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı şirketin elektrik faturalarına yansıtılan pSH perakende satış hizmeti bedelinin davalı … ın davacı Aboneden alınıp alınamayacağı hususunda olduğu, perakende satış hizmeti sayaç okuma ve faturalama hizmetleri karşılığı olarak abonelere tahakkuk ettirilen bir bedel olduğu, 2006 il 2010 yılların kapsayan birinci uygulama dönemi tarifelerinin berilenmesine ilişkin olarak 5496 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun ile 4628 sayılı elektrik piyasası kanununa eklenen geçici 9. maddenin tarifelerin ne şekilde belirleneceğinin ve fiyat eşitleme mekanizmasının ne şekilde çalıştırılacağı, çapraz sübvansiyon sisteminin ne şekilde uygulanacağının düzenlendiği, çapraz sübvansiyon uygulamasının Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde yapılacak öneri ile değiştirilebileceği, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 4. Maddesinin 2. fıkrasında Kurumun Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tesbit etme görevinin bulunduğu, buna göre Enerji Piyası Düzenleme Kurulu Elektrik Faturalarında bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını berilleme yetkisine sahip olduğu, Perakende Satış Hizmeti Bedelinin Kurumun Kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunu temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir bedel olduğu, söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan kurul kararının kurumun düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayacağı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 10.04.2013 gün ve 2013/3426-6058 sayılı kararında dava konusu edilen kayıp kaçak bedelinin Perakende satış tarifesinin bir unsuru olduğunu, bu Yargıtay kararında da belirtildiği gibi 2006 ila 2010 uygulama döneminde kamu veya özel dağıtım şirketleri tarafından uygulanan tarifeler ile fiyat eşitleme mekanizmasının işletilmesi tarifeye esas gelir gereksinimi güncellemeleri gelir farkı düzeltme bileşeni gibi tüm uygulamalar ve ilgili mevzuat düzenlemeleri enerji piyasası düzenleme kurulu tarafından gerçekleştirildiği, tarifelerin uygulanmasının lisans sahibi şirketler yönünden zorunluluk olduğu, lisans sahibi şirketlerin tarifelerdeki birleşenleri değiştirilemeyeceği gibi, tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyecekleri, dağıtım şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve perakende satış bedelini tahsil etmeme gibi bir inisiyatiflerinin olamayacağı, bu nedenle davacının talebinin yerinde olmadığı bildirilmiştir.
Davacı şirketin itirazı üzerine düzenlenen 22.12.2014 günlü EK RAPORUNDA; Perakende satış hizmeti bedelinin faturalarda yer almasının gerekçesini oluşturan EPDK nın 875 saılı kararı ile belirlenen geçiş dönemi tarie uygulamaları başlıklı II. Bölümün B bendi açılan bir dava sonucunda Danıştay 13. Dairesi trafından iptal edilmiş ve bu kararı Serbest Tüketiciler yönüyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca onanarak kesinleştiği, bu kapsamda faturalarda yer alan PSH bedelinin yasal bir dayanağı da kalmadığı, Perakende Satış Hizmet Bedelinin perakende şirketleri tarafından kullanıcılarla yapılan sözleşme işlemleri, abonelerin kayıtlarının tutulması, sayaçlarının okunması, faturaların düzenlenmesi ve tebliği, fatura bedellerini tahsili gibi işlemler sırasında yapılan masraf, personel giderleri için tahsil edilen bir bedel olduğu, bu kapsamda her abone için yapılan işlemerde birbirinden faklılık yaratacak, hizmetlerin görülmesi sırasında aboneler arasında farklı maliyetlere neden olacak işlemler olmadığı, zira hangi abone gurubunda olursa olsun ve ne miktar tüketim yaparsa yapılsın, verilen hizmetin aynı olduğu, davacıya ait Ağustos 2007 ayına ait iki fatura incelendiğinde PSH bedeli olarak belirlenen 0.00179 TL/kWh birim bedel üzerinden davcıya ait 21171 nolu aboneliğe 311,42 TL 21295 nolu aboneliğe de 509,46 TL tutarında PSH bedeli tahakkuk ettirileceği, ve KDV si ile birlikte tahsil edildiği gibi genelde düşünüldüğünde abonelerin tüketimlerine bağlı olarak kuruş mertebesinde PSH bedeli tahsil edilmesi söz konusu olduğu, gibi tüketimi çok fazla olan abonelerde tahsil edilen bedelin binlerce TL ye ulaşacağı da izahtan vareste olduğu, bu kapsamda verilen hizmet gereği PSH bedelinin faturalarda yer almasında hukuka aykırı olmadığı, söz konusu bedelin birim fiyatı ve tüketim miktarı bazında talep ve tahsil edilmesinin hakkaniyete ve hukuka uygun bulunduğu, davacının iki aboneliği bulunduğu iki ayrı abonelik nedeniyle yıllık toplam tüketimin 5 milyon kWh mertebesinde olduğu, 2007 yılında serbest tüketici limitinin 3 milyon kWh olup davacının serbest tüketici konumunda olduğu, Danıştay tarafından PSH bedelinin tahsiline olanak tanıyan hüküm iptal edildiğinden ve ortada uyulması zorunlu bir kural bulunmadığı iptal kararının geçmişe etkili sonuç doğurması, işlemleri yapıldığı tarihten itibaren ortadan kaldırılmasına bağlı olarak davcının dava konusu ettiği Ağustos 2007 yılı faturası ile tahsil edilen PSH bedelini istirdat talebinin yerinde olduğunun değerlendirildiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2013/15529 Esas ve 2013/16855 sayılı dosyasında davacının serbest tüketici olmasına bağlı olarak fatura ile tahsil edilen 311,42 TL bedelle yine aynı aya ait 21295 nolu aboneliğe ait 823104 nolu fatura ile tahsil edilen 509,46 TL olmak üzere 820,88 TL tutarındakiPSH bedellerini dava konusu yaptığı, verilen hizmet karşılığında makul bir PSH bedeli ödenmesi gerekmekte olduğu, 2007 yılı için resmi bir makamca belirlenen ir PSH bedeli bulunmadığı, bu nedenle verilen hizmet sırasında harcama değerleri abone sayıları dikkate alındığında Kahramanmaraş ili için 2007 yılında abone başına fazura başına 4 TL bedel olabileceği, rayjç fiyatlarla değerlendirildiği buna göre hesaplama yapıldığında tahsil edilmesi gereken bedelin 8,00 TL olduğu, fazladan 811,12 TL olduğu, KDV ile birlikte 957,12 olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi 08.01.2016 günlü EK RAPORUNDA; davcının iki aboneliği ile 2008 yılından sonra serbest tüketici durumuna geçtiği, bonelik sözleşmelerinde abonelik gurubu varsa da uygulanacak tarife konusunda bir düzenleme bulunmadığı, abone guruplarının oluşumu, tarife esasları abonelere uygulanacak tarifeler 4628 sayılı yasa kapsamında EPDK kararları ile belirlendiği, EPDK ca alınan kararlar doğrultusunda geçiş dönemi tarifeleri uygulandığı, bu süreçte ulusal tarifenin aynen uygulanmaya devam edildiği, ancak birim perakende satış fiyatı içinde önceden de yer alan belediye tüketim vergisi, TRT payı ve elektrik enerjisi fon bedelleri tarife dışına alınmış bilahare 2007 yılında iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım sistem kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedellerinin de tarife dışına çıkarıldığı, bu bedellerin faturalarda ayrı ayrı yer almaya başladığı, davaya konu PSH bedelinin dayanığının 875 sayılı EPDK kurul kararı olduğu, 5496 sayılı Kanunu ile 3629 sayılı kanuna eklenen geçici 9. Madde hükmüne göre perakende satış hizmet tarifesinin geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından kWh bazında belinlenmesine ilişkin 20 dağıtım şirketi için gelir gereksinimi hesaplaması ve tarife metodolojisinin geçiş dönemi tarife tarife uygulamaları başlıklı II. Bölümün (B) bendinde “I. Bölümde abone başına sabit ücret olarak belirlenen PSH (Perakende satış hizmeti tarifesi geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından kWh bazında belirlendiği, .u karar gereği PSH bedelinin dağıtım şirketleri tarafından maktu bir bedel olarak değil kWh ya göre yani müşteri tarafından tüketilen elektrik enerjisi miktarına göre tahakkuk ve tahsil edildiği, Dava dışı bir şirket tarafından açılan davanın Danıştay 13. Hukuk Dairece 2008/2695 sayılı dosyada, tüketici tarifelerinin belirlenmesi bakımından kWh bazında belirlenmesine ilişkin 20 dağıtım şirketi için gelir gereksinimi hesaplaması ve tarife metodolojisinin geçiş dönemi tarife uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin iptali talebi ile dava açıldığı, Daire tarafından davanın kabul edilen (B) bendinin iptal edildiği, hükmün temyizi üzerine Danıştay Dava Daireleri Kurulunun 24.05.2012 tarih ve 20.11.1901 Esas 2012/798 sayılı kararı ile daire kararlarının serbest tüketicilerle sınırlı olarak uygulanacağı belirtilerek onandığı, Yargıtay kararlarına göre iptal talebinin geçmişe etkili, işlem hiç yapılmamış gibi sonuç doğurduğu, bu karar ile dağıtım şirketlerinin PSH yı tüketilen elektrik miktarına göre belirleme imkanını ortadan kaldırdığı, bunun yerine 28.12.2011 tarihli kararı alarak 3607 sayılı kara ile PSH ını abone gurupları ve gerilim seviyeleri bazında ayrı ayrı olmak üzere sabit ve veya değişken bir bedel olarak belirleneceği, sayaç okumaya ilişkin perakende satış hizmeti fiyatı okuma başına uygulanır şerlinde değiştirdiği, kurulun 28.12.2011 tarihli ve 3612 sayılı 01.01.2012 tarihinden itibaren uygulanarak 2012 yılı fonsuz tarife ile tablosunun yanı sıra perakende satış hizmet bedeli bedellerinin A.G. Aboneleri için 0,416 TL abone OG aboneleri için 4,16 TL/abone olarak belirlendiği, bu nedenle kWh saat başına alınan PSH bedellerinin maktu rakamlar düşürüldükten sonra fazla alınmış miktarın iadesi gerektiğini, EPDK tarafından 2011 yılı için sayaç okuma bedeli şeklindeki PSH bedelinin OG abonesi başına 4,16 TL olarak belirlendiği, sayaç okuma bedeli dışındaki PSH bedellerinde sayaç okuma bedelinin 0,362/0,104 = 3,48 katı olduğu, bu çerçevede 2011 yılı sonu itibariyle PSH bedelinin abonelerden maktu olarak 4,16×3,48=14,48 TL/ay olması gerekeceği, toplam bedelin ise 18,64 TL olacağının hesaplandığı, 2011 yılı için belirlenen maktu bedeller DİE endeksleri ile değerlendirildiğinde 2008 yılı için 14,89 TL, 2009 yılı için 15,86 TL, 2010 yılı için 16,88 TL olarak hesap edildiği, birleşen dava kapsamında davacının 212950 ve 2111710 nolu aboneliklerle ilgili olarak, serbest tüketici kimliği bulunduğundan, 2008 yılında 178,68 TL, 2009 yılında 190,68 TL ve 2010 yılında 201,56 Tl olma üzere topla 570,92 TL olarak hesaplandığı, oysa davcıdan 212950 nolu abonelik için 10.883,09 TL 211710 numaralı abonelik için 18.152,90 TL tesbit edildiği, buna göre davacının birleşen dosyada talep edebileceği bedelin meri mevzuata göre 18.723,82 TL -570,92 TL =18.152,90 TL olduğunun tesbit edildiği, asıl dava yönünden davacının 2007 yılında serbest tüketici olmadığından bir alacağının bulunmadığı, davacıdan asıl dava kapsamında 820,88 TL ve birleşen davada 26.742,33 TL PSH bedeli kesildiği, davacının dava tarihine kadar davacıyı temerrüte düşürmediği, bu nedenle dava tarihine kadar faiz istenemeyeceği, yasal dayanağı olmadığı ve davacı serbest tüketici olduğu için 2008, 2009 ve 2010 yılları için 18.152,90 TL PSH bedeli alınmasının yasal olmadığı, 2007 yılında serbest tüketici olmadığı için PSH bedeline itiraz edemeyeceği ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin Yargıtay HGK nun 21.05.2014 gün ve 2013/2454 -679 sayılı karar gereği kayıp kaçak bedelinde olduğu gibi yasal dayanağı olmadığı için davacıya iadesi gerektiği bildirilmiş,
Bilirkişi 05.12.2016 tarihli 3. EK RAPORUNDA da; asıl davada EPDK kararlarına göre davacının alacağı olmadığı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararına göre 820,88 TL alacaklı olduğu, birleşen davada , EPDK mevzuatına göre 17.606,27 TL alacaklı olduğu, Yargıtay 3. Hukuk Dairesine göre de, 26.767,90 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Taraf itirazları üzerine dava dosyası Elektrik Yüksek Mühendisi Bilirkişi Tezcan Serin’e verilmiş, Bilirkişi Raporunda; Davacının asıl davada Ağustos 2007 yılında PSH bedeli olarak fazladan alınan 968,64 TL nin iadesinin istendiği, birleşen davada ise 2007 Ağustos dönemi dışındaki Ocak 2007 ila 2010 yılı Aralık ayına kadar olan dönemde yine PSH bedeli olarak tahsil edilen 32.244,87 TL nin iadesinin istendiği, PSH bedelinin sayaç okuma ve faturalama hizmet bedeli olduğu, tüketilen elektrik miktarının belli bir tarife ile çarpılarak bulunduğu, Danıştay 13. Dairesinin tüketilen elektrik miktarına göre PSH bedelinin belirlendiği EPDK nın 875 sayılı kararını iptal ettiği, Danıştay Kararının, Danıştay İdari Dava Dairesi Kurulunca onandığı, sayaç okuma bedelinin faturalara sabit bedel olarak yansıtılmasının ise 20.02.2001 tarihli ve 4628 numaralı Elektrik Piyasası Kanunun EPDK ye verdiği yetkiye dayanılarak verdiği 28.10.2010 gün ve 2999 sayılı kararı ile 2011 yılınını Nisan ayından itibaren bu şekilde uygulamanın başladığı, Davacı tüketim miktarı itibariyle serbest tüketici niteliğindedir. Davacının iki adet aboneliği nedeniyle Ağustos 2007 yılında PSH bedeli olarak fazladan alınan 963,65 TL nin iadesinin istendiği, birleşen davada ise 2007 Ağustos dönemi dışındaki Ocak 2007 ila 2010 yılı Aralık ayına kadar olan dönemde yine PSH bedeli olarak tahsil edilen 31.128,02 TL olduğu belirlemiştir. Bu son rapor mahkememizce denetime elverişli ve karar vermeye yeterli bulunmakla itibar edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen davalarda elektrik abonesi olan davacı şirketten fazladan tahsil edilen PSH bedelinin davalıdan tahsili talep edilmektedir.
Mahkememizce daha önce asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 20/11/2017 tarih ve 2014/932 E, 2017/712 K sayılı ilamının taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesini 24. Hukuk Dairesinin 20/10/2021 tarih ve 2020/450 E, 2021/1198 K, sayılı ilamında belirtilen;”… Somut olayda ise; asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamış, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri de ayrı ayrı tayin edilmemiştir (HMK. md 297).Hal böyle olunca, mahkemece, birleştirilen davalar için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, bu ilke gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Bu durumda, yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile(esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin) HMK.’nun 353/1-a,6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir… ” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek, dosya mahkememize gönderilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı şirket ile davalı … (… …) arasında imzalanmış 10000211710 ve 10000212950 abone nolu Elektrik satış sözleşmelerinin bulunduğu, bu sözleşmeler gereği, EPDK kararlarına göre Ağustos 2007 dönemi için 968,64 TL PSH bedeli adı altında kesinti yapıldığı, yine Ocak 2007 ila 2010 yılı Aralık ayı arasında 31.586,12 TL tahsilat yapıldığı, Danıştay 13. Dairesinin tüketilen elektrik miktarına göre PSH bedelinin belirlendiği,
EPDK nın 875 sayılı kararını iptal ettiği, kararın, Danıştay İdari Dava Dairesi Kurulunca onandığı, sayaç okuma bedelinin faturalara sabit bedel olarak yansıtılmasının ise 20.02.2001 tarihli ve 4628 numaralı Elektrik Piyasası Kanunun EPDK ye verdiği yetkiye dayanılarak verdiği 28.10.2010 gün ve 2999 sayılı kararı ile 2011 yılınını Nisan ayından itibaren bu şekilde uygulamaya başlandığı, iptal kararı ile Ağustos 2007 dönemi için yasa ve EPDK kararı gereği maktu olarak kesilmesi gereken 4,99 TL ve Ocak 2007 döneminden 2010 yılı aralık ayına kadar kesilmesi gereken 458,10 TL düşürüldüğünde asıl davada Ağustos 2007 yılı için yasal dayanağı olmadan davacıdan tahsil edilen 963,65 TL nin ve birleşen davada 31.128,02 TL nin iadesi gerektiği anlaşılmış, miktarlar konusunda iki bilirkişi raporu çelişse de, ikinci bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ve belirlenen tahsilat rakamları oluşa ve dosya kapsamına uygun düştüğünden, mahkemece Tezcan Serin’den alınan rapora değer verilmiş,
Davcı şirketin rızası ile ödediği bu bedellerin iadesi için davalı şirkete dava tarihlerinden önce bildirimde bulunmadığından, davalı şirketin davadan önce temerrüte düşmediği anlaşılmış, bu miktarlar üzerinden asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,
KARAR:
1-Asıl davanın Kısmen Kabulü İle; 963,65-TL nin dava tarihinden (22/04/2013) işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile eksik 56,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 963,65 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 4,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan peşin ve başvuru harçları toplamı 48,60 TL ile ayrıntısı UYAP sisteminde gösterilen ve aşağıda dökümü de yapılan toplam 1.903,90 TL yargılama giderinin kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 1.884,86 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
2-Birleşen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; Davanın Kısmen Kabulü İle; 31.128,02-TL nin dava tarihinden (08/12/2014) işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 2.126,35 TL harçtan peşin alınan 550,70 TL harcın mahsubu ile eksik 1.575,65 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 1.116,85 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafın yapmış olduğu peşin ve başvuru harcı 575,90 TL ile diğer yargılama giderleri toplamı 22,40 TL nin kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 21,50 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11.04.2022