Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/768 E. 2022/665 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/768 Esas – 2022/665
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/768
KARAR NO : 2022/665

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
K.YAZIM TARİHİ : 16/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Grup Temizlik Hizmetleri İnşaat Taahhüt Otomotiv Medikal Hazır Yemek Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ile müvekkili şirket arasında; 2017/538635 ihale kayıt numaralı ofis temizlik işleri sözleşmesi imzalandığını, işbu hizmet sözleşmesine ilişkin karar damga vergisi ilgili vergi dairesine yatırıldığını, davalı şirketçe, müvekkili şirket tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilen karar damga vergilerinin iadesi istemiyle Gelir İdaresi Başkanlığı’na şikayet yoluyla düzeltme talebinde bulunulduğunu, talebinin kabulüne karar verildiğini, Etimesgut Vergi Dairesi Müdürlüğü, Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın talimatına istinaden; müvekkili şirket adına karar damga vergisi ve tecil faizi için düzeltme fişi düzenlendiğini, müvekkili şirket Etimesgut Vergi Dairesi Müdürlüğü veznesine davalı Şirket için; uzlaşma neticesinde 6.845,21TL karar damga vergisi, vergi cezası, tecil faizi ve tazminat ödemesi yaptığını, taraflarca imzalanan sözleşmelerin “Sözleşme bedeline dahil olan giderler”” başlıklı 7. maddesinde “”7.1. Taahhüdün (ilave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlar dahil) yerine getirilmesine ilişkin ulaşım, sigorta, vergi, resim, harç giderleri …. sözleşme bedeline dahildir.” düzenlemesi yer aldığını, davaya bakmaya yetkili Ankara mahkemelerinde açıldığını, Türk Ticaret Kanunu’nun …ve 5. maddeleri uyarınca; işbu davalara bakmakta Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğunu, …. ihale kayıt numaralı hizmet alım sözleşmesi uyarınca ihale dosyası içeriği tüm dokümanlar yükleniciyi bağlamaktadır. Hizmet alım sözleşmelerinin 7. maddesi uyarınca taahhüdün yerine getirilmesine ilişkin vergi ve harç bedellerinden davalı şirket sorumlu tutulduğunu, davalı Şirket şartları bilerek ve kabul ederek ihaleye girdiğini, kaldı ki davalı şirket sözleşme bedeline dahil olan söz konusu vergi ve harç giderleri dahil olarak verdiği fiyat teklifi ile ihaleyi aldığını, hal böyleyken, davalı şirket iade için Gelir İdaresi Başknalığı’na başvurmuş ve talebi kabul edildiğini, zira vergi dairelerini vergi sorumluluğuna ilişkin olarak özel hukuk sözleşmeleri bağlamadığını, ancak önemle belirtmek gerekir ki, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesi her ne kadar vergi idarelerine karşı bir hüküm ifade etmemekteyse de vergi sorumluluğunun devrine ilişkin işbu sözleşme taraflar arasındaki iç ilişkide hüküm ifade ettiğini, davalı şirket, kanunu dolanmak suretiyle kötüniyetli olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na başvurduğunu ve özel hukuk sözleşmesi ile yüklendiği sorumluluğu yerine getirmekten kaçındığını, hukukun söz konusu kötüniyetli işbu hareketi koruması mümkün olmadığını, bu durum Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 15.10.2015 tarih 2015/291 E. 2015/6581 K. sayılı emsal kararında da açıkça ifade edildiğini, aynı şekilde tamamen aynı hukuki sebeplere dayanılarak taraflarınca biri Ankara …Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve Ankara 10. Ticaret Mahkemesi’nin 2019/619 E. Sayılı dosyalarında açılan emsal davalarda davalarının kabulüne karar verildiğini, işbu kararların kesinleştiğini, mahkemeden fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 6.845,21TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etme zorunluluğu doğduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; 6.845,21 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte iadesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete tebliğ edilen dava dilekçesinde, davalı olarak Hilal Tur Seyahat Turizm Ticaret Limited Şirketi taraf olarak görüldüğünü, dava dilekçesi içeriğinde yer alan ihale kayıt numarasına ilişkin sözleşmeler müvekkili şirket ile imzalanmadığını, dolayısıyla müvekkil şirket dava konusu iddiaların tarafı olmamasından ötürü davanın reddi gerektiğinin taraflarınca düşünüldüğünü, açıkladıkları nedenlerden dolayı açılan davanın tümden reddine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Ödeme Dekontları,
Hizmet Alım Sözleşmesi
Ankara …Ticaret Mahkemesi’nin … Esas …. Karar sayılı kararında; Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin taraflarca imzalanan sözleşmelerin “Sözleşme bedeline dahil olan giderler”” başlıklı 7. maddesinde “”7.1. Taahhüdün (ilave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlar dahil) yerine getirilmesine ilişkin ulaşım, sigorta, vergi, resim, harç giderleri …. sözleşme bedeline dahildir.” düzenlemesi yer aldığını,7.1 maddesi gereğince davalı yüklenici Şirketin davacı iş sahibi konumundaki Şirketten sözleşme bedeline dahil unsurlar arasında dava konusu karar pulu damga vergisini tahsil ettiğinin sabit olduğunu, davalı Şirketin Ankara 2.Vergi Mahkemesi’nin yukarıda değinilen kararında tespit edildiği üzere verginin yasal mükellefi olmamasına rağmen davacıdan damga vergisini sözleşme bedeli içerisinde tahsil etmesinden sonra aynı sözleşme nedeni ile doğan ve Vergi Dairesine ödenmesi gereken damga vergisini ödedikten sonra değinilen dosyadaki Mahkeme kararı ile istirdaden tahsil ettiğini, bu nedenle Çankaya Vergi Dairesine sözkonusu damga vergisini davacının yasal mükellef olarak yatırmak zorunda kaldığı ve davacının davalıya damga vergisini sözleşme bedelini daha önce ödemesi nedeni ile davacı yönünden damga vergisine ilişkin olarak gerçekleşen mükerrer ödeme nedeni ile davalı yüklenici şirketin davacı şirket aleyhine sebepsiz zenginleştiği, dava konusu ödemeyi açıklanan gerekçelerle davacıya iade etmekle yükümlü olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
…. E sayılı dosyası kararı gereği 836,43 TL damga vergisi ve 662,46 TL tecil faizinin davacı yanca vergi dairesine ödenmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin maddesi gereği ödemenin davalı yanın yükümlülüğünde olduğu anlaşıldığından bu bedelin davalıya rücu edilmesinde davacının haklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. .

Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan 28/07/2022 tarihli raporda; Davacı Genel Müdürlüğün 2020 yılına ait ticari defterinin 6102 sayılı yeni TTK’nun 64. maddesinin 3. fıkrası gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin kanuni sürelerinde noterlikçe yapılmış olduğu görülmüş olup, mevcut haliyle davacı genel müdürlüğe ait ticari defterlerin 6102 Sayılı yeni TTK’ nun 64. Maddesi uyarınca sahibi lehine delil olma özelliğine “haiz olduğu”nu, davacı genel müdürlüğün ticari defterlerinde dava konusu damga vergisi/cezası ödemesinin 28.02.2020 tarih 129 nolu mahsup fişi ile kayıtlı olduğunun görüldüğünü, davalı şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adres beyan edilmediğinden herhangi bir inceleme yapılmadığını, …. nolu vergi ceza ihbarnamesi içeriğinde “Yapılan Tarhiyatın/Kesilen Cezanın” açıklama bölümünde;”05 213 Sayılı V.U.K. 341. Maddede yazılı hallerle Vergi Ziyaına sebebiyet verilmesi. Diğer Vergiler Müdürlüğü’nün 09.01.2020 tarih ve 7757 sayılı yazısına istinaden … Grup Tem.Ltd.Şti.’nin ödediği 2017/538635 ihaleye ait karar pulu bedelinin tarafınızca ödenmesi gerektiği belirtildiği için düzenlenmiştir. 339 madde hükümleri uygulanmış” yazılı olduğunun görüldüğünü, ihbarnameye ilişkin ödemenin davacı genel müdürlükçe; Etimesgut Vergi Dairesi’nin 28.02.2020 ödeme ve düzenlenme tarihli 2020022808DGy0000048 numaralı vergi dairesi alındısı makbuzu ile Sözleşme Damga Vergisi 4.089,00.-TL, Vergi Ziyaı Cezası 1.227,00.-TL, Gecikme Faizi 1.835,96.-TL tutarlardan 306,75.-TL tutarında peşin ödeme indirimi sonrasında 6.845,21.-TL şeklinde ödenmiş olduğunun anlaşıldığını, davalı yan tarafından ticari defterlerin bulunduğu adres yüksek mahlkemeye beyan edilmediğinden, sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu anlaşılan davacı genel müdürlüğe ait ticari defterler üzerinde ve dosya kapsamında yapılan incelemelerde; dava konusu damga vergisi/cezası ödemesinin 28.02.2020 tarih 129 nolu mahsup fişi ile ödenmiş şekilde kayıtlı olduğunu, Etimesgut Vergi Dairesi Md.’nce davacı yana 09.01.2020 tarih 7757 nolu vergi ceza ihbarnamesinin tebliği sonrasında, davacı genel müdürlükçe; Etimesgut Vergi Dairesi’nin 28.02.2020 ödeme ve düzenlenme tarihli 2020022808DGy0000048 numaralı vergi dairesi alındısı makbuzu ile Sözleşme Damga Vergisi 4.089,00.-TL, Vergi Ziyaı Cezası 1.227,00.-TL, Gecikme Faizi 1.835,96.-TL tutarlardan 306,75.-TL tutarında peşin ödeme indirimi sonrasında 6.845,21.-TL’nin ödenmiş olduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların delilleri toplanmış ve davacının ticari defterleri incelenmiştir.
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Somut olayda, mübrez deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Taraflar arasında 24/01/2018 tarihinde 2017/538635 ihale kayıt numaralı Ofiz Temizlik Hizmeti Alımına Ait Sözleşme akdedildiğii Davacı genel müdürlüğün ticari defterlerinde dava konusu damga vergisi/cezası ödemesinin 28.02.2020 tarih 129 nolu mahsup fişi ile kayıtlı olduğunun görüldüğü, davacı genel müdürlükçe Etimesgut Vergi Dairesi’nin 28.02.2020 ödeme ve düzenlenme tarihli 2020022808DGy0000048 numaralı vergi dairesi alındısı makbuzu ile Sözleşme Damga Vergisi 4.089,00.-TL, Vergi Ziyaı Cezası 1.227,00.-TL, Gecikme Faizi 1.835,96.-TL tutarlardan 306,75.-TL tutarında peşin ödeme indirimi sonrasında 6.845,21.-TL şeklinde ödenmiş olduğu, Hizmet alım sözleşmesinin 7.1 maddesi gereğince taahhüdün (ilave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlar dahil) yerine getirilmesine ilişkin ulaşım, sigorta, vergi, resim, harç giderlerinin dahil olduğu sözleşme bedelinin ise Hizmet Alımına Dair Sözleşme m. 12./1 davacı tarafça ödenmesi gerektiği, sözleşme bedeline dahil olan ödemenin davacı tarafça ayrıc vergi dairesine de ödeme yapılması karşısında gerçekleşen ödeme nedeni ile davalı yüklenici şirketin davacı şirket aleyhine sebepsiz zenginleştiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın KABULÜ ile: Dava konusu olan 6.845,21 TL alacağın ödeme tarihi olan 28/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 467,59 TL harçtan peşin alınan59,30TL’nin düşümü ile eksik 408,29 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14.md ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan toplam 127,10 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 6.845,21 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 750,00 TL, davetiye Tebligat ve müzekkere gideri:89,60 TL olmak üzere toplam 839,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, tarafların ve vekillerin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2022