Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/697 E. 2021/925 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/697
KARAR NO : 2021/925

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
K. YAZIM TARİHİ : 31/12/2021

Mahkememizde görülen Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Gıda Turizm Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin ortağı olduğunu, … Ticaret Sicili Müdürlüğünün … nosu ile sicile kayıtlı bir limited şirket olduğunu, şirketin 30.01.2014 Tarihinde …nün kararı ile resen ticaret sicilinden silinmiş ve bu karar 11.02.2014 Tarih ve 8505 Sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, sonradan yapılan araştırmalar neticesinde adı anılan şirket adına kayıtlı Ankara tli- … … Nolu bağımsız bölüm olduğunun anlaşıldığını, Ticaret Sicilinden kaydı silinen şirketin 3.şahıslarla hukuki problemleri olduğu taşınmaz üzerinde bulunan haciz şerhlerinden de anlaşıldığını, söz konusu hukuki sorunların halledilmesi ile şirket adına kayıtlı taşınmazın satış ve devir işlemlerini yapmak üzere şirketin tasfiye haline dönüşmesi ve tüzel kişiliğinin TTK mm 224 ve 445.maddeleri kapsamında ihyası gerektiğini, … Ticaret Sicili Müdürlüğünün … nosu ile sicile kayıtlı … Gıda Turizm Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) tarafından yapılan yargılama sırasında, 2021/54 Esas, 2021/550 Karar sayılı ilam ile; “… Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün, yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemeleri yargı çevrelerinin belirlenmesi teklifine ilişkin 30/06/2021 tarihli ve E.21646783-668/13369 sayılı yazısı görüşülmüş ve yukarıda sayılan diğer İl Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Ankara ilinin mülki sınırları (Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmesine karar verilmiştir. / Davacı taraf talebinin incelenmesinde, talebin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması gereken ticari bir dava olduğu görülmekle, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 Karar nolu kararı gereğince 01/09/2021 tarihi itibarı ile mahkememizin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakma yetkisi bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle “İncelenen dosya kapsamında görülmekte olan davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve işlerden olduğu Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gereğince “Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Ankara ilinin mülki sınırları (Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) ” olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine devredilmesine, Mahkememizin esasının bu şekilde kapatılmasına” karar verilmiş, dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesine dayalı ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirketin ihyası talebine yöneliktir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 22/11/2021 tarih ve 2021/1939 Esas, 2021/1732 Karar sayılı ilamında da belirtildiği şekilde; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceğini ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğunu açıkça ifade etmiştir. Kesin yetki halleri de bu çerçevede değerlendirilir.
Bu yasal düzenlemeye paralel olarak görev ve kesin yetki halleri dava şartları arasında sayılmıştır (HMK m.114/1-c ve ç). Bir diğer ifade ile görev ve kesin yetkiye ilişkin koşullar yerine getirilmeden bir davanın esasına girilemez ve bu noktadaki eksiklik, istinaf ve temyiz de dahil olmak üzere yargılamanın her aşamasında dikkate alınır.
Nitekim Anayasa’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlıklı 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Bu bağlamda belirtilmelidir ki, yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi (yani izleyeceği yargılama usulü) belirlenmiş olan mahkemenin hakimine tabii hakim, bunu öngören ilkeye de tabii hakim ilkesi denir (Tanrıver, S.: Tabii Hakim İlkesi ve Medeni Yargı, TBB Dergisi, 2013, S.104, s.12; Bilge, N.: Son Anayasa Değişikliğine Göre Tabii Hakim ve Savcı Teminatı, Prof. Dr. Hüseyin Cahit Oğuzoğlu’na Armağan, Ankara 1972, s.574).
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
Söz gelimi 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’da bu devri sağlamak için özel olarak geçici 1 ve 2’nci maddeler va’zedilmişken, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Geçiş hükümleri” başlıklı Geçici 1’inci maddesinin 1 numaralı fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” düzenlemesi yapılmıştır.
Görev (ve kesin yetki) konusundaki genel ilkelere ilişkin bu açıklamadan sonra Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yargı çevresi belirlemesine ilişkin 07.07.2021 gün ve 608 sayılı kararının hukuki mahiyeti konusuna da değinmek gerekir. 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul genel kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır. Kaldı ki, görevin ve kesin yetkinin sadece yasa ile belirleneceğine ilişkin yukarıdaki yasal düzenlemeler dikkate alındığında, bir Kurul kararı ile yapılan yargı çevresi belirlenmesi işinin yasa düzeyinde sayılamayacağı da ortadadır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılmış olacaktır.
Ortada geçiş hükmü niteliğinde bir yasal düzenleme olmaksızın, sırf Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı ile tabii hakim güvencesini garanti eden Anayasa hükmü çiğnenerek derdest dosyaların görevsizlik, yetkisizlik ya da bunlara ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddi benzeri bir kararla başka mahkemeye gönderilmesi düşünülemez.
Belirtilen nedenlerle; … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) tarafından yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilmesi gerekmekte olup mahkememizin yetkili olmadığı anlaşılmakla; Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklanan gerekçelerle,
Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Yetkili mahkemenin … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olduğuna,
HMK’nun 20/1.maddesi gereğince istek halinde ve karar kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, iki haftalık süre içerisinde başvurulmaması halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
HMK’nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
Karar kesinleştiğinde, Mahkememiz ile … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında oluşan olumsuz yetki uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/12/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]