Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/687 E. 2022/563 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/687 Esas – 2022/563
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/687
KARAR NO : 2022/563

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/11/2021
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
K.YAZIM TARİHİ : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında 01.10.2019 tarihinde imzalanan Öğrenci Taşıma Sözleşmesinden doğan borcunu ifa etmemesi üzerine 18/06/2020 tarihinde taraflarınca Ankara …İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını, Ankara …İcra Müdürlüğü …sayılı icra takibine, davalının iş bu takibe itiraz ettiğini, yasal takibinin sürecinin durmasına sebebiyet vermediğini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptali için iş bu davayı açma zaruriyeti doğduğunu, davalı ve müvekkili arasında imzalanan taşımacılık sözleşmesi, Tevfik İleri İmam Hatip Orta Okulu öğrencisi, davalının velisi olduğu …’un okula ulaşımını tesis etmek amacıyla imzalandığını, davalı; her ne kadar İcra Müdürlüğü’ne sunduğu itiraz dilekçesinde “… 5. ay boyunca çocuk okulda servisle gitmedi…” beyanıyla velisi bulunduğu öğrencinin okula servisle gitmediğini iddia etmişse de bu durum taraflar arasında imza edilen sözleşme uyarınca davalının üzerine düşen borcu ifadan kaçınmasına olanak sağlayan bir durum olmadığını, dolayısıyla, davalının itirazları borcun esasına etki edebilecek nitelikte olmadığından işbu itirazın iptali gerektiğini, davalı tarafın velisi bulunduğu öğrencinin müvekkili şirketçe sunulan hizmetten yararlanamamasında müvekkili şirketin bir kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketçe hizmetin ifasında okul tarafından belirlenen saatlere riayet edildiğini, okul tarafından belirlenen servis saatlerinde taşıma işini yapmak üzere hazır bulunduğunu, ancak davalı tarafın kendi isteği ile bu hizmetten yararlanmadığını, dolayısıyla davalı tarafın taşıma sözleşmesinde taahhüt ettiği edimin ifa edilmemesinde kusurunun bulunduğunu, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemesini, söz konusu itirazın kötü niyetli olması hasebi ile takip tutarının %20’sinden az olmayacak bir meblağda icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.

DELİLLER;
Ankara …İcra Müdürlüğü … Esas numaralı dosyası,
01.10.2021 tarihli Öğrenci Taşıma Sözleşme.
Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Temizlik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, borçlunun Recep Alaboyun olduğu; 1.911,54 TL alacak için 18/06/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrine ilişkin tebliğ mazbatasının dosyaya dönmediği, davalı borçlunun icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
DELLİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer yandan taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici işlemi netiliğindedir (6502 Sayılı TKHK md. 3/1 fk, (l) bendi). Tüketici işlemi hukuki niteliğine bağlanan sonuçlar ise 6502 Sayılı Kanun’da düzenlenmiştir. 6502 Sayılı Kanun’un 2. maddesine göre, TKHK her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. 6502 Sayılı Kanun’un 83/1 maddesine göre ise TKHK’da hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Değişik bir ifade ile tüketici işlemi ile tüketici uygulamalarına öncelikle TKHK hükümleri uygulanacak, hüküm bulunmayan hallerde ise genel hükümler uygulanacaktır. Tüketici işlemine bağlanan başka bir sonuç ise, 6502 Sayılı Kanun’un 66 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bu düzenlemelere göre tüketici işlemleri ile tüketici uygulamalarından doğan uyuşmazlıkların belli bir miktar ve değerin altında olması halinde öncelikle kanunda öngörülen koşullara göre Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yapılması ya da dava açılacaksa tüketici mahkemesinde dava açılması zorunludur. Bu iki durum dışında tüketici işlemine bağlanan başkaca bir sonuç yoktur.
Ayrıca işlemin tüketici işlemi niteliğinde olması, uyuşmazlığın mutlak ticari dava olarak kabulüne de engel değildir. Tüketici işlemi ile ticari dava farklı iki kavram olup her iki kavrama da farklı sonuçlar bağlanmıştır. Tüketici işlemi niteliğindeki özel hukuk uyuşmazlıklarının aynı zamanda ticari dava niteliğinde olması, işlemin tüketici işlemi niteliğini ve buna bağlanan soruçları ortadan kaldırmaz. 6502 Sayılı Kanun’un 83/2. maddesine göre, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. Bu düzenlemeye göre, bir işlemin tüketici işlemi olması halinde başka kanunlarda aynı tüketici işlemine ilişkin düzenleme bulunsa bile işlem tüketici işlemi olarak kalmaya devam edecek, dava açılması halinde ise görevli mahkeme tüketici mahkemesi olacaktır.
Tüketici işlemi ile ticari iş kesişmesinin meydana geldiği hallerde, emredici şekilde tüketicinin korunması amaçlanmaktadır. Böylece tüketicinin bulunduğu işlemlerin, ticari iş sayılmasının yanında ayrıca tüketici işlemi olarak kabul edilmesi gerektiği, kanunların çatışma içerisinde bulunduğu hâllerde; 6502 sayılı TKHK’nın gerek özel, gerekse sonraki kanun olması nedeniyle tüketici mevzuatının önceliğinin kabulü, isabetli bir çözüm yöntemidir (Ayhan, Rıza/Çağlar, Hayrettin: Ticari İşletme Hukuku -Genel Esaslar-, Ankara 2018, s. 24).
Somut olayda, öğrenci taşıma sözleşmesine ilişkin olarak davanın gerçek kişinin taşıma işine ilişkin olduğu ve davalı gerçek kişinin 6502 Sayılı Kanunun 3/1-k.maddesi uyarınca tüketici konumunda olmasından dolayı somut uyuşmazlığa 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 142.maddesinin değil, 6502 Sayılı Kanunun 73/1 ve 83/2.maddesi hükümleri dikkate alınması gerektiğinden açılan davada görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olması karşısında mahkememizce HMK’nın 114/1-c ve 115.maddesi gereğince dava şartı nedeniyle verilen görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklanan gerekçelerle,
1-HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-HMK’nun 20/1.maddesi gereğince istek halinde ve karar kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi gönderilmesine, iki haftalık süre içerisinde başvurulmaması halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-HMK’nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
5-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle ve HMK’nun 331/1 maddeleri gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi ve yargılama giderleri yönünden değerlendirme yapılması için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 29/06/2022