Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/666 E. 2021/926 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/666 Esas – 2021/926
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/666
KARAR NO : 2021/926

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
K. YAZIM TARİHİ : 31/12/2021

Mahkememizde görülen İpoteğin Kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili Ankara nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesi ile; Davalılar arasında akdedilen tarımsal amaçlı genel kredi ve teminat sözleşmesinin teminatı olmak üzere müvekkili …’nın taşınmazları üzerinde ipotek tesis edildiğini, ipotek tesis tarihinde müvekkilinin ayırtım gücü bulunmadığını, davalı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını belirterek taşınmazlar üzerine tesis edilen ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava dilekçesinde ayrıca müvekkiline ait taşınmazların satış tehdidi altında olduğunu, satış işlemlerinin devam etmesi neticesinde taşınmazların satılmasının müvekkil, yönünden telafisi güç ve imkansız zararlara neden olacağını belirterek icra takip dosyasında satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Bankası AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle görev ve husumet itirazında bulunarak, davaya bakmakla Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, açılan davanın yerinde olmadığını, davacıların başından beri tüm işlemlerden haberdar olduğunu, eşinin ipotek tesisine müvekkili bankaya MK 194 maddesi gereği peşinen muvafakatname verdiği belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında, … Karar sayılı ilam ile görevsizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, tarımsal amaçlı genel kredi ve teminat sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibi nedeniyle açılmış olan ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 S.Y’nın 20. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinin 1. fıkrasında; “Bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü öngörülmüştür.
Dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise;
HMK’nun 115/2. maddesinde “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” hükmü öngörülmüş,
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasında da; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda; HMK’nun 115/1. maddesine göre Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırabileceğinden taraflara tebligat yapılmaksızın dosya üzerinde inceleme yapılmıştır.
Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinin 1. fıkrasında belirtilen davalardan olup, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmak dava şartıdır. Aynı zamanda, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasında belirtildiği şekilde, davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini de dava dilekçesine eklemek zorundadır.
Davacının ise, görevsizlik kararından sonra arabuluculuğa başvurduğu görülmüştür. Ancak HMK’nun 115/2. maddesinde göre, eldeki davada dava şartı noksanlığının dava açıldıktan giderilmesi mümkün görülmemiştir.
Ayrıca; Dava tarihi görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarihtir. Bu tarihten sonra dava görevli mahkemeye gönderilmeden önce arabuluculuğa başvurulması halinde, yasanın amacına uygun bir başvuru olduğundan söz edilemez. Aksinin kabulü, davayı görevsiz mahkemede açan kişinin sonradan arabuluculuk dava şartını tamamlamış olması sonucunu doğurmakla, yasayı dolanarak eşitliğe aykırı bir sonuç ortaya çıkaracaktır. Bununla birlikte, görevsiz mahkemede dava açan kendi kusuru ile davasını yanlış mahkemede açmıştır ve kendi kusurundan faydalanması da düşünülemez.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; Davacının dava şartı olan arabuluculuğa başvurmadan davayı ikame ettiği anlaşıldığından HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun 115/2. maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun 115/2. maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle, davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 10.246,50 TL harçtan mahsubu ile fazla 10.187,2‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı … bankası kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/12/2021