Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/629 E. 2022/404 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/629 Esas – 2022/404
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/629
KARAR NO : 2022/404

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil … … ….plaka sayılı aracın maliki olup 22.01.2020 tarihinde eşi ile birlikte Osman Temiz Mahallesi 1034. cadde istikametinde yukarı doğru kıvrımlı olan yolda sehir halinde ve dönüşü tamamlamış iken 1026. Cadde istikametinde seyir halinde olan …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç trafik hız ve kurallarına riyate etmeden, şehir içi hız sınırlarını aşmak sureti ile gelerek müvekkilinin aracına çarptığını, çarpmanın etkisi ile müvekkili … … yaralandığını, Şehir Hastanesine kaldırılmış ve hastanede yapılan ilk müdahaleden sonra beyin kanaması geçirdiği anlaşıldığını, kaza sonrası müvekkili … … öncelikle Ankara Şehir Hastanesine götürüldüğünü, sonrasında kaza nedeni ile önceki durum doktoru … Onkoloji diğer hastanelerde tedavilerine devam edildiğini, kazadan sonra yaşı nedeni ile ameliyat edilemediğini, beyninde oluşan kanama nedeni ile takibi ilgili hastahanede devam ettiğini, Yaşanan olay nedeni ile hayat standartları ve hayat kalitesi düştüğü gibi her an beynindeki kanama patlamaya hazır bir durumda hayatı devam ettiğini, olay nedeni ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/67073 Soruşturması ile yürütülen soruşturmada müvekkili … hakkında takipsizlik kararı verilmiş davalı araç sürücüsü … hakkında ise Ankara … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, müvekkili kaza nedeni ile sürekli baş dönmesi yaşamakta, beyninde oluşan hasar nedeni ile seyahat etmesi tehlikeli olarak kabul edildiğini, tüm bu nedenlerle Trafik kazası nedeni ile yaralanıp hastaneye kaldırılan müvekkili … …’ın olay nedeni ile uğradığı maddi ve maddi zararlar nedeni ile şimdilik 500,00TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte tüm davalılardan 15.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkile ödenmesine, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi gereği … … adına müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, KTK M.97 hükmü gereği dava açılmadan önce ZMMS poliçesi kapsamında yer alan taleplerle ilgili olarak sigorta şirketine başvurulmuş olması dava şartı olduğunu, kanun hükmünde açıkça “dava yoluna gitmeden önce” denildiği için söz konusu dava şartı sonradan tamamlanabilir nitelikte olmadığını, açıklanan tüm bu sebeplerle; huzurdaki davanın … … bakımından usul yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılması mümkün olmadığını, ayrıca müvekkili şirketin genel müdürlük adresi Maslak Sarıyer İstanbul olduğunu, müvekkili şirketin genel müdürlük adresinin İstanbul ili Sarıyer ilçesi sınırlarında bulunmasından dolayı mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, Yetkili mahkeme, İstanbul Mahkemeleri olduğunu, Dava ticari nitelikte olup görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, açıklanan nedenle dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkili şirket nezdinde 55711725 numaralı Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile 12.07.2019-2020 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketi ZMSS poliçesi gereği ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, çünkü sigorta tazminatı bir zenginleşme aracı olmadığını, müvekkili şirketin ancak kaza tarihi olan 22.01.2020 itibariyle teminat limiti olan 39.000,00 TL’ye kadar sorumluluğu bulunduğunu, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle usulden reddine, Aksi halde davanın esastan reddine, her halde yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava; trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2021/107 Esas sayılı dosyasında davacılardan … … yönünden verilen tefrik kararı üzerine yargılamaya mahkememizin 2021/629 Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.
HMK’nun 114. maddesinde dava şartları sayılmış, aynı maddenin 2. fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 S.Y’nın 20. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinin 1. fıkrasında; “Bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü öngörülmüştür.
Dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise; HMK’nun 115/2. maddesinde “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” hükmü öngörülmüş,
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasında da; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü öngörülmüştür.

Somut olayda; davacı vekili davacılardan … …’a ait arabuluculuk son tutanağını mahkememizin 2021/107 Esas sayılı dosyasında dosyaya sunmaması üzerine bu davacı yönünden tefrik kararı verilerek mahkememizin 2021-629 esas numarasına kaydı yapılmış ve yargılamaya devam edilmiştir. Davacı vekili tarafından tefrik kararından sonra davacı … …’a ait arabuluculuk son tutanağını dosyaya sunmuş ise de arabuluculuk başvuru tarihinin 14/06/2021, tutanağının düzenlenme tarihinin ise 25/06/2021 tarihi olduğu görülmüştür.
Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinin 1. fıkrasında belirtilen davalardan olup, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmak dava şartıdır. Aynı zamanda, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasında belirtildiği şekilde, davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini de dava dilekçesine eklemek zorundadır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; davacı tarafından açılan 2021/107 esas sayılı davanın açılış tarihinin 15/02/2021 tarihi olduğu, davacının davanın açılış tarihinden önce dava şartı olan arabuluculuğa başvurması ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, ancak bu zorunluluğa uymadan davayı ikame ettiği, arabuluculuğa başvurulmayan davacı yönünden verilen tefrik kararından sonra 14/06/2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu, dava şartı olan zorunlu arabuluculuk giderilmesi mümkün bir eksiklik olmadığı, dava tarihinden sonra usulü eksiklik tamamlanamayacağı değerlendirildiğinden HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun115/2. maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun115/2. maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken harçlar peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davalılar vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TLvekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23.05.2022