Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/624 E. 2023/125 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/624
KARAR NO : 2023/125

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – (T.C:…)
2- … – (T.C:…)
3- … – (T.C:…) – …
4- … – (T.C:…)
VEKİLİ : Av. … – [

MÜTEVEFFA : … – (T.C:…) –

DAVALI : 1- … – (T.C:…) – …
VEKİLİ : Av. … – [
DAVALI : 2- … –
VEKİLİ : Av. … – [
DAVALI : 3- … – (T.C:…) – …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/03/2019
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
K.YAZIM TARİHİ : 24/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;08.10.2018 günü saat 10:00 sıralarında, sürücü …’in yönetimindeki …plakalı otobüs ile Kırıkkale ili Merkez ilçesi Bağlarbaşı mahallesinde Lefkoşe caddesinden gelirken Atatürk Bulvarı Çallıöz Köprü altında dönel kavşaktan sola dönüş yapıp Alparslan Türkeş Bulvarı’na devam ederken kaldırıma çıkmak üzere olan müteveffaya çarpması sonucunda ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, savcılık dosyasında 26.10.2018 Tarihli Bilirkişi raporunda …plakalı araç sürücüsü meydana gelen kazada 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 53-d “Sağa ve sola dönüşlerde, sürücüler kurallara uygun olarak geçiş yapan yayalara, varsa bisiklet yolundaki bisikletlilere ve sola dönüşlerde sağdan ve karşıdan gelen trafiğe ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar.” kuralını ihlal ettiğinden asli tam kusurlu olduğunu, müteveffa …’in kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müteveffa …, müvekkili …’in eşi olduğunu, müvekkili vefat etmeden evvel emekli olmasının yanında güvenlik görevlisi olarak çalışıp hayatını idame ettirmekte kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamakta olduğunu, kaza tarihi itibariyle müteveffanın maaşının asgari ücret olduğunu, şayet müteveffa vefat etmeseydi müvekkilline hayatı boyunca destek olmaya devam edeceğini, müvekkili …’in çok genç yaşta tek hayat arkadaşını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığı gibi bundan sonraki yaşamında da onun desteğinden yoksun olarak devam etmek zorunda kalacaklarını, müvekkili, mezkûr kaza nedeniyle hayatının geri kalan kısmında 4 çocuğuna yalnız başına bakmak zorunda kaldığını, müvekkillinin maruz kaldığı maddi kayıplar ile manevi acının tarifi mümkün değildir. arz, izah edilen ve re’ sen takdir edilecek nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, diğer kusurluların kusurlarına düşen sorumluluk dâhil olmak üzere TBK. 61, 163 ve K.T.K. 88 Maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca; trafik kazasında vefat eden eşinin desteğinden yoksun kalan … için, şimdilik 1.000.00 TL maddi, 60.000.00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, müvekkili … için 30.000.00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, müvekkili … için 30.000.00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, müvekkili Kübra Demir için 30.000.00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik sigorta poliçesi tanzim edilmeden önce 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanun ile 2918 sayılı karayolları trafik kanunu’nun 97.maddesinin değiştirildiğini, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için davala yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun bir dava şartı haline getirildiğini, davacı yanca müvekkili şirkete yapılan başvuruya istinaden şirket nezdinde 2019 T 130301/1 numaralı hasar dosyası açılmışsa da ibrazı zorunlu evrakların eksik olması nedeniyle yeterli değerlendirmenin yapılamadığını, araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkili şirket nezdindeki trafik sigorta poliçesinin 06/09/2018 tarihinde tanzim edilmiş olduğundan poliçenin 01/06/2015 tarihli Trafik Sigorta Poliçesi genel şartlarına tabi olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, 01/06/2015 tarihli Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartları ve ilgili mevzuat gereği, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin hesaplamanın, güncel TRH-2010 tablosunun esas alınarak yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı yanın, müteveffanın ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmesi gerektiğini, aktüerya hesaplamasında dikkat edilmesi gereken hususun ölüm tarihi itibariyle müteveffanın yaşı olduğunu, müteveffanın gelir durumunun ispatının davacılara düşeceğini, müteveffanın herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, mahkemece faize hükmedilmesi halinde faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, arz edilen nedenlerle aleyhlerine açılan davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkili davalı aracın sahibi olduğunu, kazaya müvekkilinin aracını kullanan diğer davalı …’in sebebiyet verdiğini, bu anlamda müvekkilinin aracın sahibi olması sebebiyle KTK.na göre malen sorumluluğu bulunduğunu, davacılar tarafından davalı müvekkili aleyhine ikame edilen haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde savcılık aşamasında alınan 26/10/2018 tarihli bilirkişi raporundan bahsedildiğini, müteveffa …’in kusursuz olduğuna ilişkin tespit ileri sürülmüşse de bu husus kabule şayan olmadığını, ayrıca soruşturma dosyasındaki bilgi, belge ve raporlar davacıların tazminat taleplerini ispatlar nitelikte olmadığını, bununla birlikte araç sürücüsüne atfedilen kusur oranının gerçeğe aykırı olduğunu, bu nedenle hukuk hakimini bağlayacak nitelikte olmayan söz konusu raporun dikkate alınmaması gerektiğini, hal böyleyken kusur durumu ile ilgili olarak gerekirse kaza mahallinde keşif yapılmak suretiyle kusur durumunun bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi olayın aydınlanması bakımından oldukça önemli olduğunu, davacıların manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca manevi zararın para ile tazmin ve telafisi hiç bir zaman haksız kazanca ve sebepsiz zenginleşmeye kaynak teşkil etmemesi gerektiğini, Yargıtay Hukuk Dairelerinin yerleşik içtihatları göz önünde bulundurulduğunda manevi tazminatın miktarı bir tarafın zararına ve diğer tarafın zenginleşmesine neden olmamalı bununla birlikte manevi tazminatın amacı zarara uğrayanda huzur duygusu uyandırmak olup miktarın belirlenmesinde takdir hakkı kullanılırken objektif ölçütlere dikkat edilmesi gerektiğini, davacıların manevi tazminat taleplerinin oldukça fahiş olduğunu, davalı müvekkile kusur izafesi halinde dahi istenilen tazminat miktarının fahiş ve sebepsiz zenginleşme mahiyetinde olduğunu, gerek yasal düzenlemeler gerekse Yargıtay’ın yerleşik içtihatları göz önünde bulundurulduğunda davacıların talep etmiş oldukları manevi tazminat miktarı oldukça yüksek olduğunu, davanın reddi gerektiğini, açıkladıkları nedenlerle, davacılar tarafından davalı müvekkil aleyhinde ikame edilen davanın haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebidir.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış; nüfus kayıt örnekleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, SGK yazı cevabı, davalıya ait aracın mülkiyet durumuna ilişkin yazı cevabı, Trafik Tespit Tutanağı örneği, Sigorta Poliçe örneği, Adli Tıp Kurumundan kusur raporu, bilirkişi kusur raporu aldırılıp dosya arasına alınmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 15/03/2022 tarihli raporda; Meydana gelen kazanın yerleşim yeri içerisinde olması sebebiyle sürücünün Lefkoşe Caddesi takiben Dönel kavşaktan sola doğru Atatürk caddesi istikametine dönüş yaptığı esnada meydana gelen kazada sürücünün kavşaktan sola doğru manevra yaparken hem yaya trafiğini hemde araç trafiğini kontrol ederek müteyakkız bir hızla kontrollü bir şekilde dönüş manevrasını gerçekleştirmesi gerekirken görüş alanını yeterince kontrol altına almadan hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığını, yola gereken dikkat ve özeni göstermediğini, mahal şartlarını ve kullandığı vasıta özelliklerini göz önüne alarak kontrollü bir şekilde seyretmediğini, dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak objektif olarak öngörülebilir ve önlenebilir zararlı sonucu önleyemediği varlığını hissettirecek şekilde uyarmayıp etkin tedbir almadan kazaya karıştığı Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayalar, taşıt yolunu yaya ve okul geçidiyle kavşak giriş ve çıkışlarından geçmek zorundadırlar kuralına uygun olarak kavşak içerisinde karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı esnada bu sırada dönüş manevrası yapan aracın sadmesine maruz kalması sonucu meydana gelen kazada yayanın kazaya etken kural ihlali görülmediğinden kusursuz olduğu kanaatine varıldığını, …plakalı araç sürücüsü …’in yukarıda açıklanan 2918 sayılı karayolları trafik kanununun 52/1a ve 53/1b md kurallarını ihlalen meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını, yaya … kazaya ilişkin kural ihlali görülmediğinden kusursuz olduğu bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 07/07/2022 tarihli raporunda; 08.10.2018 günü saat 10.18 sıralarında sürücü …’in sevk ve idaresindeki …plakalı otobüsü ile Lefkoşe caddesi yönünden gelip, Atatürk Bulvarı Çallıöz Köprü altında dönel kavşaktan sola dönüş yapıp Alparslan Türkeş Bulvarına katılmak istediğinde aracının ön sol köşe kısımları ile Çallıöz köprü ayağında… yönünden gelip Atatürk Bulvarı Fırıntı camii istikametine giden yaya …’e çarpması sonucu yaralanmalı sonrasında ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, mevcut verilere göre; sürücü …’in sevk ve idaresindeki …plakalı otobüsü ile seyri sırasında geldiği kavşağa kontrollü şekilde yaklaşması, sola dönüşü esnasında kavşak giriş çıkışında geçiş yapmakta olan yayaya geçiş hakkını vermesi gerekirken buna riayet etmemiş, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı seyirle geldiği kavşaktan tedbirsizce dönüşü sırasında kavşak giriş çıkışındaki ilk geçiş hakkına haiz yayaya önlemsizce çarpmasıyla meydana gelen olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğunu, müteveffa yaya …’in geçiş hakkına haiz durumda, kavşak giriş çıkışından geçişini yaptığı sırada, kontrolsüzce ve kurallara aykırı şekilde sola dönüş yapan sürücü …’in sevk ve idaresindeki …plakalı otobüsün sadmesine maruz kalmasıyla meydana gelen olayda hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından, kusursuz olduğunu, olayda; yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; davalı Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, davacı taraf Müteveffa yaya …‘in kusursuz olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
TBK 49 vd mdleri düzenlemesine göre kusurlu ve hukuku aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Dava, davalı … şirketinin ZMMS sigorta poliçesi ile sigortaladığı aracın sebebiyet verdiği yaralamalı kaza nedeni ile açılan maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir (2918 sayılı KTK m. 85,91,97, 109, 110 vd; TBK m. 53 vd).
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ZMMS sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK m. 4 hükmünde yapılan açık düzenleme uyarınca, mutlak ticari dava sayılır. TTK m. 5 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, bu davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir.
Yasal koşulların oluşması halinde kaza nedeniyle ölüm veya yaralanma halinde manevi tazminat talep edilebilir (TBK m. 56).
ZMMS sigorta poliçesinden kaynaklanan kaza sonucu meydana gelen zararlardan sigorta şirketi azami poliçe teminat limiti dahilinde, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında, gerçek zararın tazmini ile sınırlıdır (Yargıtay 11 H.D. 09/06/2003, 2003/269 E, 2003/6111 K,).
Mahkememizin 18/12/2019 tarih, 2019/136 Esas 2019/911 Karar sayılı kararı ile “Maddi Destekten yoksunluk tazminat talebinden feragat edildiğini, Manevi tazminat talebi ile ilgili davaya devam ettiklerinin beyan edildiğini, maddi tazminat talebi ile ilgili arabuluculuk yoluna gittiklerini, dosyaya tutanağın eklendiğini, manevi tazminatla ilgili arabuluculuk yoluna gitmediklerinin anlaşıldığını, mahkemece dava açılırken ibraz edilmeyen arabuluculuk kanunu 18/A-2 maddesi gereğince dava şartı olup ibrazı gereken arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın, tebliğden itibaren 1 hafta kesin sürede mahkemeye ibrazı için tebligat çıkarıldığını, ibraz edilen tutanakta karşı taraf olarak sadece sigorta şirketinin gösterildiğini, manevi tazminat talebi ile ilgili arabuluculuğa gidilmediği, son tutanağın davacı tarafça dosyaya ibraz edilmediği gerekçesi ile HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun115/2. maddeleri gereğince manevi tazminat talebi ile ilgili arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, maddi tazminat talebi ile ilgili sulh, ödeme ve feragat nedeni ile davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin 20/02/2020 tarihli dilekçesi ile mahkememizin 2019/136 Esas ve 2019/911 Karar sayılı ilamına ilişkin istinafı üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 01/07/2021 tarih 2021/1391 Esas 2021/1316 Karar sayılı kararı ile “Davacıların, dava açmadan önce davalı Mustafa Fidan yönünden arabulucuya başvuru yapma zorunluluğu bulunmadığından, davalı … ve … aleyhine açılan davanın zorunlu arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile usulden reddine karar verilmesi doğru görülmediğini, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davacıların manevi tazminat talepleri yönünden işin esasına girilerek yeniden görülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; HMK.’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.12.2019 tarihli, 2019/136 Esas, 2019/911 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davacıların, davalı araç işleteni ve sürücüsü aleyhinde açtığı manevi tazminat talepleri yönünden yeniden yargılama yapılarak işin esasına girilip, sonucuna göre bir karar verilmesi için dosya” mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizin 18.12.2019 tarih, 2019/136 Esas ve 2019/911 Karar sayılı kararında maddi tazminat talebi ile ilgili sulh, ödeme ve feragat nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmemesi nedeni ile maddi tazminat davası yönünden kararın kesinleşmiş olması nedeniyle maddi tazminat davası hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına kesin olarak karar vermek gerekmiştir.
22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere manevi acı ve ızdırap duyduğu belirlenmesi gerektiği bu tespit yapıldığında olay tarihi, oluş biçimi, olayın özellikleri, ekonomik olgular, olaydaki kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın ağırlığı, tazminatın caydırıcılığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı ve yaşı, olay tarihi gibi özellikleri hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılığı nazara alınarak karar verilmelidir.
Dava ve talep, cevap, tedavi belgeleri, kaza tutanakları, ATK raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; olaydaki kusur durumu bakımından Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin raporu kusur oranları belirlemekle belirlenen kusur durumuna itibar edilmiştir. 08.10.2018 günü saat 10.18 sıralarında meydana gelen olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğunu, müteveffa yaya …’in geçiş hakkına haiz durumda, kavşak giriş çıkışından geçişini yaptığı sırada, kontrolsüzce ve kurallara aykırı şekilde sola dönüş yapan sürücü …’in sevk ve idaresindeki …plakalı otobüsün sadmesine maruz kalmasıyla meydana gelen olayda hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından, kusursuz olduğu olayda; yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; davalı Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, davacı taraf Müteveffa yaya …‘in kusursuz olduğu, 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere manevi acı ve ızdırap duyduğu belirlendiğinden; olay tarihi, oluş biçimi, olayın özellikleri, ekonomik olgular, olaydaki kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın ağırlığı, tazminatın caydırıcılığı, davacıların ve çocukları müteveffanın yaşı, olay tarihi gibi özellikleri hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılığı nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile; avacı …’e 40.000,00 (kırk bin) TL, davacı … Serin’e 20.000,00 (Yirmi bin) TL, davacı …’e 20.000,00 (Yirmi bin) TL, davacı … Serin (Kemrik)’e 20.000,00 (Yirmi bin) TL manevi tazminatların kaza tarihi olan 08/10/2018 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A.Mahkememizin 18.12.2019 tarih, 2019/136 Esas ve 2019/911 Karar sayılı kararında maddi tazminat talebi ile ilgili sulh, ödeme ve feragat nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmemesi nedeni ile maddi tazminat davası yönünden kararın kesinleşmiş olması nedeniyle maddi tazminat davası hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına kesin olarak,
B.MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davacı …’e 40.000,00 (kırk bin) TL, davacı … Serin’e 20.000,00 (Yirmi bin) TL, davacı …’e 20.000,00 (Yirmi bin) TL, davacı … Serin (Kemrik)’e 20.000,00 (Yirmi bin) TL manevi tazminatların kaza tarihi olan 08/10/2018 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 6.831,00TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14.md ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davacılardan müştereken alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yatırılan toplam 566,55TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/1 ve 13/1. maddeleri gereğince hesaplanan ve takdir olunan 16.000,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2. maddesi gereğince gereğince davalı lehine hükmedilecek olan manevi tazminat vekalet ücreti davacılar vekiline hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden reddolunan miktar bakımından davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 ve 13/1. maddeleri gereğince davalı … bakımından hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan bilirkişi ücreti 750,00 TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri 713,90TL olmak üzere toplam 1.463,90TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 966,174TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,

Dair, Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/02/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]