Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/610 E. 2022/540 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/610 Esas – 2022/540
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/610
KARAR NO : 2022/540

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2021
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Batman ili, … ilçesinde ikamet ettiğini, … SS. … Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı ve üyesi olduğunu, müvekkilinin bir çok tarım arazisi bulunduğunu, bu arazileri işletmekte ve ilçenin en büyük çiftçileri arasında yer aldığını, sadece 2021 yılında pandemi şatlarına rağmen 340,254 m² tarla işlediğini, çiftçi kayıt sisteminde yer almayan başkaca tarlalarda da ekim yapmakta ve/veya yaptırdığını, ailesi ile birlikte yaklaşık 1.000.000,00 m² tarlada üretim yaptığını, müvekkilinin davalı bankaya hiçbir borcu olmamasına rağmen davalı banka tarafından son güncelleme tarihi 29/06/2021 tarihinde Türkiye Bankalar Birliğine “Yasal Takip – Ticari
” kredi türüyle 05/09/2005 Takibe Alınma Tarihi baz alınarak 35.345,00 TL toplam borç bildirildiği E-devlet üzerinden alınan 01/07/2021 tarihli Risk Merkezi raporu ile öğrenildiğini, 16/10/2021 tarihinde E-devlet üzerinden alınan Risk Merkezi Raporunda da; davalı banka tarafından son güncelleme tarihi 14/10/2021 tarihinde, “Yasal Takip – Ticari” kredi türüyle 07/07/2008 Takibe Alınma Tarihi baz alınarak 33.183,00 TL, 11/06/2019 Takibe Alınma Tarihi baz alınarak 2.163,00 TL olmak üzere toplam 35.346,00 TL borç bildirildiğini, müvekkili davalı bankadan kredi vb. kullanmadığını, Kredi sözleşmesi olmadığını, banka tarafından müvekkiline gönderilen hesap kat ihtarnamesi ve/veya noter ihtarnamesi olmadığını, müvekkilinin gecikmiş ve/veya hali hazırda güncel herhangi bir borcu olmadığını, Müvekkil aleyhinde başlatılmış herhangi bir icra takibi ve/veya yasal takip olmadığını, tüm bu nedenlerle objektif özen yükümlülüğüne tabi davalı bankanın hukuka aykırı ve haksız eylemi nedeniyle oluşan manevi zararın giderilmesini teminen fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesine, arabulucu görüşme tarihi olan 17/08/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu iddialar mesnetsiz ve koyut olduğunu ve kabulü mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yosun bu davanın görünebilir şartı olan husumet sıfatı kurulamadığını, davanın doğru hasım tarafından doğru hasım aleyhine açılması gerektiğini, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğunu, taraf sıfatı yokluğu dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesinin mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir husus olduğunu iş bu davanın öncelikle husumet yokluğundan reddi gerektiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, iddialar soyut ve mesnetsiz olduğunu, öncelikle davacı dava dilekçesinde de belirttiği gibi S.S. Batman … … T.K.K: başkan ve üyesi olduğunu, Davacı müvekkili bankaya borcu olmadığını ve müvekkili banka ile arasında kredi sözleşmesi bulunmadığını iddia ettiğini, öncelikle husumet itirazlarını yineleyerek davacı ile müvekkili banka arasında doğrudan imzalanan bir kredi sözleşmesinden ziyade Davacı ile Tarım ve Köy işleri Bakanlığı arasında imzalanan Ortaklıklar Sözleşmesi mevcut olduğunu, iş bu ortaklıklar sözleşmesinde müvekkili bankanın sadece krediyi verme ve krediyi takip yetkisi olduğunu, açılmış olan işbu davanın tarafı müvekkili banka olmamakla birlikte davacının işbu davada hukuki yararı da mevcut olmadığını, manevi tazminat şartları oluşmadığını, olmayan bir borçtan ziyade olan bir borcun zamanında ödenmemesi üzerine söz konusu protokolün “her türlü takip ve tahsil masrafı ilgilisine göre kooperatifin veya ferdi üretim yapan ortaklar adına açılacak kredi hesabına borç kaydedilir…” hükmü g ereğince müvekkili banka işlem yaptığını, söz konusu ortaklıklar yerine getirilmediğini, müvekkili banka protokolün kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları basiretli bir tacir gibi eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini tüm bu nedenlerle açılmış olan işbu davanın öncelikle usulden reddine mahkeme aksi kanaate ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Arabuluculuk son tutanağı,
-Batman Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, haksız oluşturulan olumsuz sicil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama toplanan tüm deliller … Bankası tarafından mahkememize yazılan 30/11/2021 ve 09/06/2022 tarihli yazı içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı banka tarafından son güncelleme tarihi 29/06/2021 tarihinde Türkiye Bankalar Birliğine “Yasal Takip – Ticari
” kredi türüyle 05/09/2005 Takibe Alınma Tarihi baz alınarak 35.345,00 TL toplam borç bildirildiği E-devlet üzerinden alınan 01/07/2021 tarihli Risk Merkezi raporu ile öğrenildiği, 16/10/2021 tarihinde E-devlet üzerinden alınan Risk Merkezi Raporunda da; davalı banka tarafından son güncelleme tarihi 14/10/2021 tarihinde, “Yasal Takip – Ticari” kredi türüyle 07/07/2008 Takibe Alınma Tarihi baz alınarak 33.183,00 TL, 11/06/2019 Takibe Alınma Tarihi baz alınarak 2.163,00 TL olmak üzere toplam 35.346,00 TL borç bildirildiği, davacının davalı bankadan kredi vb. kullanmadığını, Kredi sözleşmesi olmadığını, banka tarafından davacıya gönderilen hesap kat ihtarnamesi ve/veya noter ihtarnamesi olmadığını, davacının gecikmiş ve/veya hali hazırda güncel herhangi bir borcu olmadığını, davacının aleyhinde başlatılmış herhangi bir icra takibi ve/veya yasal takip olmadığını, tüm bu nedenlerle objektif özen yükümlülüğüne tabi davalı bankanın hukuka aykırı ve haksız eylemi nedeniyle oluşan manevi zararın giderilmesini teminen tazminat talep ettiği, … Bankası tarafından mahkememize yazılan 30/11/2021 ve 09/06/2022 tarihli yazı içeriği ve ekli belgelerden, davacının 103/… sıra numaralında kayıtlı bulun an S.S…. Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin 01/07/2017 tarihinden 01/2021 tarihine kadar Koopetarifin yetkilisi olduğu, dosya içerisine sunulan 04/09/2006 tarihli “Ortaklar sözleşmesi” başlıklı ve Ortaklar mülkiyetinde Proje uygulayan Koopeariflerin Ortaklarından alınacak Taahütname ve Borçlanma sözleşmesi kapsamında; davacı…. ” 300 başlık damızlık sığır yetiştiriciliği, konu sözleşmesine borçlu ortak olarak imza ettiği, geri ödeme planına göre borçların ödeme tarihlerinin belirtildiği, 13/04/2006 tarihinde davacı adına 40.000,00-TL ödeme yapıldığı, davalı bankanın 09/06/2022 tarihli yazısında tarımsal kalkınma kredisi kullandırılan davacı Ali Karabulut’un kredi borcunu vadesinde ödemediğinden dolayı icra takibi başlatıldığı, fon kaynaklı kredi borcunun takibe konulduğunu, kooperatif üyesinin Tarım Bakanlığı ile davasının devam etmesi nedeniyle icra takibinin durdurulduğunu bildirmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının, davalı bankayla imzalanmış tarımsal kalkınma kredisinden kaynaklı bir kredi sözleşmesi imzaladığı ve bu krediyi kullandığı gelen müzekkere cevaplarından anlaşılmaktadır. Davalı bankanın alacağının olup olmadığı taraflar arasında görülecek -alacak, itirazın iptali veya menfi tespit- uyuşmazlığın esasını çözecek bir dava ile açıklığa kavuşacaktır. Davacı bankanın bu aşamada davalı hakkında olumsuz sicil oluşturmasında tek başına kötü niyetli olduğunu göstermeyeceği, davacının açacağı menfi tespit davasında veya davalı bankanın açacağı itirazın iptali davasında kararının kesinleşmesinden sonra, davacının risk bildiriminin kaldırılması için davalı bankaya başvurabileceği, davacının bu nedenle manevi zarara uğradığını kanıtlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırıla-n gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27.06.2022