Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/599 E. 2022/675 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/599
KARAR NO : 2022/675

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ : 19/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … İletişim San. ve Tic. Ltd. Şti., davalı borçlu …’a teslimini gerçekleştirdiği 5 adet … marka telefonun -fiyat ve model bilgisi ekteki fatura suretlerinde yazılı olduğunu, alması gereken satış bedelini alamadığını, Bu faturalar, … adına kesildiğini, ancak borçlu, veresiye aldığı telefonlar karşılığında cari borcunu ödemediğini, borçlu borcunu ödemeyince söz konusu faturalar ile icra takibi yapıldığını ve ilamsız ödeme emri borçluya tebliğ edildiğini, ancak davalı takibin içeriğine, asıl alacağa, işlemiş faize, borcun tamamına haksız surette itiraz ettiğini, davalı borçlu hiçbir sebep göstermeden borcunun olmadığını iddia etmiş ve borca/yetkiye itiraz etttiğini, borcu ödediğine dair ödeme makbuzu da sunmadığını, davalı icra dosyasında borcun tamamına itiraz ederek icra takibini haksız olarak durdurduğunu, duran icra takibine devam edilebilmesi için İİK M.67’ye göre iş bu davanın açılması zorunluluğu ortaya çıktığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı tutarak davalarının kabulü ile; davalı borçlunun dava konusu yaptıkları 53.750,00 TL asıl alacağı takip tarihinden itibaren faiziyle ödemesi için itirazın iptaline, takibin devamına, İİK M.67/2’ye göre %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, icra takibinin haksız temelde olduğunu düşündüklerini, öncelikle usul açısından değerlendirme yapmak gerekirse; dava ticari uyuşmazlık kapsamında ortaya çıktığını, bu nedenle her ne kadar başlatılan icra takibi temelli fiiliyat gerçekleştiriliyor olsa da uyuşmazlığın zorunlu arabuluculuk yoluna tabii tutulması gerektiğini, icra takibine konu faturalardaki borcu kabul etmenin yanında buna ilişkin ödemelerin davacı şirket yetkilisi …’ye yapılmış olduğu sabit olup buna dair ekte sunulan müvekkiline ait …’taki hesaptan şirket yetkilisine gönderilen miktarlar müvekkiline ait olan …’taki hesabından yine şirket yetkilisi …’nin hesabına gönderilen miktarlar dahilinde borç ödemesi gerçekleştirildiğini, Buna dair … kayıtları, şirket kayıtları ve tanık anlatımları başta olmak üzere ilerleyen safhalarda ileri sürecekleri deliller irdelendiği vakit haklılıkları ispat olunacağını beyanla müvekkiline açılan haksız davanın ticari uyuşmazlıklar kapsamında zorunlu arabuluculuk yolu kullanılmadığından ötürü usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esas hakkındaki beyanları dahilinde davanın esastan reddine, davanın ve icra takibinin açılmasında haksız ve kötü niyetli olan davacı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleriyle ücret-i vekaletin davacı şirkete tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Arabuluculuk son tutanağı,
-Davacı ticari defter ve bağlı kâğıtları, faturalar, banka dekontları,
-Ankara, Maltepe, Akyazı Vergi dairelerine yazılan müzekkere cevapları
-Ankara Esnaf ve Sanatkarlar odasına yazılan müzekkere cevabı,
-Ankara Ticaret Odası kayıtları
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, Satım akdi kapsamında alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebidir.
6102 Sayılı TTK’nun 5/3. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1.maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1.maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Somut olayda, davacı şirketin davalı şahsa sattığı, cep telefonu bedeli alacağını talep ettiği, Ankara Esnaf ve Sanatkarlar odasından gelen cevabı müzekkereden davalının esnaf olduğu halen faaliyetine devam ettiği, Ankara Ticaret Odası kayıtlarına göre adına her hangi bir şirket kaydına rastlanmadığı, Maltepe vergi dairelerinden gelen yazı cevabında “07/02/2020 tarihinde belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda telekomünikasyon cihazlarının parekende ticareti faaliyetinden dolayı mükellefiyet tesis edildiği 31/02/2020 tarihinde mükellefiyeti terk ettiği, 2020/1-12 dönemi gelir vergisi beyannamesinde ticari kazancını İşletme Hesap Özeti ile beyan ettiği (Basit Usulden Hesap Özeti dahil)137.474,85-TL dönem içinde satılan emtia, giderler 26.111,10-TL, dönem içi elde edilen hasılat 105.166,42-TL olduğu ve 58.419,53 zarar kaydının bulunduğu bildirilmiştir.
Davacı taraf tacir ise de davalı tacir değildir. Taraflar tacir olmadığı ve uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığından eldeki dava Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde düzenlenen nisbi ticari davalardan olmadığı gibi, mutlak ticari davalardan da değildir. Hal böyle olunca uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup, davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekir. Bu nedenlerle HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1- HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USÛLDEN REDDİNE,
2- Görevli mahkemenin Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-HMK’nun 20/1.maddesi gereğince istek halinde ve karar kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi gönderilmesine, iki haftalık süre içerisinde başvurulmaması halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-HMK’nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
5-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.19/09/2022

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]