Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/580 E. 2022/391 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/580
KARAR NO : 2022/391

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …. Polonya’da çeşitli tarım ürünlerinin üretimini, ticaretini, ithalat ve ihracatını yapan tüzel kişiliği haiz özel bir yabancı şirket olduğunu, … (kısaca “…”) ise, 5200 sayılı tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu kapsamında kurulmuş bir merkez birliği olduğunu, Bunun yanı sıra, …’in Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … sicil numarası ile kayıtlı … İktisadi İşletmesi unvanlı bir iktisadi işletmesi (“… İktisadi İşletmesi”) de mevcut olduğunu, davalılardan …, …’in Genel Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerinden biri olduğunu, aynı zamanda … İktisadi İşletmesi’nin de Müdürü ve tek imza yetkilisi olduğunu, davalı … ve müvekkili arasında imzalanan ticari nitelikteki sözleşme ile müvekkili, sözleşme konusu malların bedelini …’e ödemeyi, … ise sözleşme konusu malları müvekkil’e teslim etme edimini yüklendiğini, müvekkili …arasında, 5.10.2018 tarihinde ticari nitelikteki 070159 Sayılı Mısır Sözleşmesi imzalandığını, Söz konusu Mısır Sözleşmesi ile taraflar, …’in Müvekkil …’a 155.000 ton (+/- %5) mısırı toplamda 21.750.000 Euro karşılığında belirlenmiş dönemlerde satması konusunda anlaşıldığını, davalı …’e ait finansal belgeler incendiğinde …’in müvekkili … ile imzalamış olduğu mısır sözleşmesi gibi büyük bir sözleşmeyi ifa edebilecek kapasitede olmadığı görülecek olup, mısır sözleşmesi’nin davalılar tarafından müvekkile imzalatılmış olmasının tek amacının müvekkilin aldatılarak, müvekkilden para alınması olduğu ortada olduğunu, halbuki, …’in müvekkili … ile imzalanmış olduğu konusu imkansız olan mısır sözleşmesi’nin toplam sözleşme bedeli 21.750.000 euro olduğunu, yıllık satışları yaklaşık 15 milyon TL olan bir merkez birliğinin/merkez birliği iktisadi işletmesinin, yaklaşık 225 milyon TL (21.750.000 Euro tutarının yaklaşık TL karşılığı) tutarında, yani yıllık cirosunun yaklaşık 15 katı tutarında sözleşmeyi ifa etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu durum da davalılar’ın en başından beri tek gayesinin müvekkili Şirket yetkililerini aldatarak ön ödeme almak olduğunu gösterdiğini, müvekkili, … ve … ile ihracata ilişkin kısıtlamaları göz önünde bulundurarak alternatif çözümler üzerinde çalışmıştır fakat davalılar’ın aldatıcı yaklaşımı ve haksız fiil niteliğindeki hileli davranışları bu süreçte de devam ettiklerini ve böylece müvekkil’in uğramış olduğu zarar katlanarak arttığını, müvekkili … tarafından …’e yapılan toplamda 700.000 euro tutarında ön ödeme karşılığında ne müvekkile sözleşme uyarınca ürün teslimatı yapılmış, ne de söz konusu bedel müvekkile iade edildiğini, tüm bu nedenlerle, yargılama aşamasında yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenmek üzere, müvekkili tarafından teslim alınan yaklaşık 133 ton kanola bedelinin mahsup edilerek müvekkilince …’e ödenmiş olan tüm bedellerin, ve Davalılar’ın haksız fiilleri neticesinde müvekkilinin uğramış olduğu zarar ve yoksun kalınan kara karşılık olarak şimdilik 250.000,00.-TL’nin, haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, Bunun mümkün olmaması halinde, yine Müvekkili tarafından teslim alınan yaklaşık 133 ton kanola bedelinin mahsup edilerek, Müvekkili tarafından …’e yapılmış olan ödemelerin ticari temerrüt faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalıdan tahsili ile Müvekkile iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davacı … arasında, 5.10.2018 tarihinde 070159 sayılı Alım Satım Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu Alım Satım Sözleşmesi ile Taraflar 155.000 ton (+/- %5) mısırın toplamda 21.750.000.-Euro karşılığında sözleşmede belirlenen dönemlerde satışı hususunda anlaşmaya vardıklarını, Taraflar arasında münakit 70159 sayılı Alım Satım Sözleşmesi’nin ”hukuk ve tahkim” başlıklı 11. Maddesinin 3. Fıkrası aşağıdaki şekilde düzenlenmiş ve kabul edildiğini, Taraflar anılı Alım Satım Sözleşmesinde serbest iradeleri ile sözleşmeden kaynaklanan veya sözleşmeyle bağlantılı olarak ortaya çıkan tüm uyuşmazlıkların çözümü için Fransa ülkesinin Paris şehrinde yer alan Uluslararası Ticaret Odasının tahkim kurallarını yetkili kıldığını, Taraflar arasında münakit Alım Satım Sözleşmesi ve buna bağlı olan Tahkim Sözleşmesi/Şartı yürürlükte ve geçerli olduğunu, ayrıca 10.10.2021 tarihli Tensip Zaptının 1 nolu ara kararın kesin süre verildiğini bu nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesi ve bilahare davacı tarafından mahkemece tanınan 1 haftalık kesin süreden sonra verilen beyan dilekçelerinde yer alan netice-i talepler usul ve yasaya aykırı olduğunu, esasa ilişkin olarak da usule ilişkin itirazları neticesinde davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın tahkim ilk itirazları sebebiyle davanın usulden reddine, 10.10.2021 tarihli Tensip Zaptının 1 nolu ara kararının davacı tarafından 1 haftalık kesin süre içerisinde yerine getirilmemiş olması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına, Haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Taraflar arasında imzalanmış 070159 Nolu alım satım sözleşmesi ve ekleri,
-Tarım ve Orman Bakanlığı yazıları,
-Ticaret Sicil Müdürlüğü Gazete ilanları,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava; davacı tarafın alıcı, davalılardan …’un yüklenici, diğer davalı Türkiye …nin satıcı olduğu ve bu taraflar arasında 05/10/2018 tarihinde imzalanan satış sözleşmesi kapsamında, sözleşme gereklerinin yerine getirilmemesinden kaynaklı davacının bedel iadesi, yoksun kaldığı kar ve uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 05/10/2018 tarihli “070159 nolu Alım Satım Sözleşmesi”, 070159 nolu Alım satım sözlemesine 28/03/2019 tarihli 2.nolu ek sözleşeme” imzalandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Anılan sözleşmede uyuşmazlık halinde hangi yollara başvurulacağı ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup; 05/10/2018 tarihli Sözleşmenin;
11.1 Maddesinde ”işbu sözleşmeden ve sözleşenin konusundan veya kurulmasından kaynaklanan veya bununla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklar sözleşmeye dayalı olmayan uyuşmazlıklar veya talepler dahil olmak üzere Alman Tahıl Ticaret Birleşik sözleşme şartının (…) son baskısına tabi olacak ve bu şartlar uyarınca yorumlanacaktır.
11.2 Maddesinde ” Satıcılar ve alıcılar tüm uyuşmazlıkları dostane yollarla çözmeye çalışacaklardır. Taraflardan her biri bildirimi izleyen 30 (otuz) gün içerisinde uyuşmazlığı çözme talebini diğer tarafa bildirebilecek ve uyuşmazlığın bu şekilde çözümlenmemesi halinde alıcı tarafından ödeme ihlali olmadığı müddetçe iş bu sözleşme uyarınca tahkim mahkemesine başvurabilecektir.
11.3. Maddesinde ” İş bu sözleşmeden kaynaklanan veya bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan tüm uyuşmazlıklar nihai olarak Paris’te yer alan Uluslararası Ticaret Odası’nın Tahkim Kurulları doğrultusunda, bu kurullar uyarınca tayin edilmiş bir veya daha fazla hakem tarafından çözülecektir. Tahkim dili İngilizce olacaktırır.” şeklinde düzenlemelerine yer verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar süresi içerisinde (cevap dilekçesiyle) tahkim itirazında bulunması üzerine mahkememizce bu yönde inceleme yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 413. Maddesindeki ”Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı tarafa tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkansız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.” hükmü gereğince taraflar arasındaki yukarıda belirtilen alım satım sözleşmesinde kabul edilmiş olan tahkim şartı incelenmiş, tahkim şartının halen geçerli olduğu, sözleşmede yapılan ayrıntılı tahkim usulü düzenlenmesi gereğince tahkimin uygulamaya elverişli olduğu anlaşılmıştır. Buna göre taraflar arasında geçerli ve uygulanabilir bir tahkim şartı olduğu halde davacının doğrudan dava açmaları usule aykırı olduğundan, davalıların süresinde ileri sürdüğü tahkim ilk itirazı dikkate alınarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-6100 sayılı HMK.nın 116/1-b maddesi gereğince ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 11/3. maddesi uyarınca davacının davasının usulden reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 4.269,38 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 4.188,68 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.23.05.2022

Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]