Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/573 Esas
KARAR NO : 2022/738
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 18/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarındaki sözleşme gereği demirbaş ve ekipman yardımı yapıldığını, sözleşmenin kararlaştırılan beş yıldan önce feshedilmesi nedeni ile demirbaş bedeline ilişkin müvekkili tarafından düzenlenen faturanın ödenmemesi üzerine Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, davalının takipten önce haber vermeksizin kısm ödeme yaptığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın 69.874,76 TL anapara ve 11.529,34 TL işlemiş faiz yönünden kısmen iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, sözleşmede demirbaş bedeline KDV dahil fiyat belirlendiğini, müvekkilinin de KDV hariç fatura bedelini ödediğini savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, ihtarnameler, BA-BS formları, Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası dosya arasına alınmış, taraflara ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. ve devamı maddeleri uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, taraflarca sunulan defterler incelenmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi ve nitelikli hesap bilirkişisi 23/06/2022 tarihli raporunda özetle, davalı defterlerinin açılış kapanış tasdiklerinin süresinde usulüne uygun olarak yapıldığını, ancak ödemeler, muavin kayıtları ve BA-BS formlarının birbiri ile uyuşmadığını, davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiğini, uyuşmazlığın demirbaş bedeli olarak kesilen faturadan kaynaklandığını, dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde kayıtlı olmadığını ve davalının sözleşmenin 12. maddesi uyarınca demirbaş bedeline ilişkin yapmış olduğu 178.070,24 TL’nin davalı defterlerinde kayıtlı olmadığını, sözleşme gereği demirbaş bedeline KDV’nin dahil olmadığı kanaatine varılırsa takip tarihi itibari ile davacı alacağının 110.785,69 TL ana para ve 663,93 TL işlemiş faiz olduğunu, sözleşmede belirlenen bedele KDV dahil olduğunun kabulü halinde ve sözleşme gereği ödeme tarihine kadar günlük %0,5 faiz işletilmesi halinde davacının bakiye alacağının 66.722,92 TL asıl alacak 333,62 TL işlemiş faiz olduğunu, davacının talebi gibi ödemenin fatura tarihinde asıl alacağa mahsup edilmesi halinde 32.052,64 TL asıl alacak ve 5.448,95 TL işlemiş faiz olduğunu bildirmişlerdir. Rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tarafların tacir olduğu, sözleşmenin …maddesinde Ankara mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu hükme bağlandığından HMK’nun 17. maddesi uyarınca davalının icra dairesinin ve Mahkememizin yetkisine itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Taraflar arasında 01/09/2018 tarihli beş yıllık yemek tedarik hizmetleri sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin 12. maddesi uyarınca davacının davalı yana demirbaş yardımı yaptığı, sözleşmenin 5 yıldan önce sona ermesi halinde sözleşme gereği demirbaş bedeline karşılık düzenlenen faturanın tebliğ edileceği ve en geç 7 gün içinde ödenmesi karşılığında demirbaşların mülkiyetinin davalıya geçeceği, ödeme bedelinin gecikmesi halinde günlük %0,5 gecikme faizi uygulanacağına ilişkin hüküm bulunduğu, sözleşmenin belirlenen süreden önce sona erdiği, takibe konu 247.945,00 TL bedelli faturanın demirbaş bedeline ilişkin olup davalının takip tarihinden bir gün önce sözleşmenin 12. maddesi açıklaması ile 178.070,24 TL ödeme yaptığı, davacının alacağın tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının itirazı üzerine takibe vaki itirazın kısmen iptaline ilişkin eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık esasen sözleşmede demirbaş bedeli olarak belirlenen miktarın KDV dahil olup olmadığı yönündedir. Her ne kadar takip konusu fatura davalı defterlerinde kayıtlı değil ise de, davalı cevap dilekçesinde faturadan KDV bedeli düşülerek ödeme yapıldığını bildirdiğinden Sözleşmenin 12. maddesi gereği tespit edilen demirbaş bedelinin 210.122,88 TL olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı değerlendirilmiştir. Bilirkişi heyeti de ödeme ile KDV konusunda terditli rapor düzenlemiştir.
Bilirkişiler tarafından sözleşmede KDV’ye ilişkin hüküm bulunmaması halinde Yargıtay uygulamasının belirlenen bedele KDV’nin dahil olduğu yönünde, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın özelgesi gereği ise sözleşme bedeline KDV eklenmesi gerektiği yönünde görüş bildirdiği açıklanmıştır.
Her ne kadar taraflar tacir ve özelge gereği hareket etmeleri gerekeceği düşünülebilecek ise de, özelgenin genel nitelikte bir kural getirmeyeceği, kaldı ki sözleşme bulunmaması halinde Hazine lehine davranılarak KDV’nin ayrıca hesaplanması gerektiğinin belirlenmesi karşısında Hazine’nin taraf olduğu sözleşmeleri ilgilendirdiği, olayımızda uygulanamayacağı kanaatine varılmıştır.
Yüksek mahkeme kararları da gözetildiğinde sözleşmede ayrıca KDV belirlenmemesi halinde sözleşmenin KDV bedeline dahil olduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 23. HD 2018/2601 esas 2020/4254 karar, Ankara BAM 27. HD 2020/171 esas 2022/9 karar sayılı ilamları emsal olmak üzere).
Çözülmesi gereken ikinci husus, davalı ödemesinin yine sözleşmenin 12. maddesi uyarınca gecikme faizi ile birlikte hesaplanması gerekip gerekmediğidir. Bilirkişi heyetince her ne kadar gecikme faizi hesabı yapılmış ise de, davacının talebinde ödemeyi fatura tarihinde asıl alacağa mahsup ettiği ve hukuk yargılamasında taleple bağlılık esas olduğundan bu hesaplamanın nazara alınması gerektiği değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın bilirkişi raporunda belirlenen 32.052,64 TL asıl alacak 5.448,95 TL işlemiş faiz üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak KDV ve gecikme faizine ilişkin uyuşmazlığa dayanmakla yargılamayı gerektirdiğinden likit olmadığı değerlendirilerek davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve davacının kötü niyetli takip yaptığına ilişkin iddia ispatlanamadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine ilişkin taleplerin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 32.052,64 TL asıl alacak 5.448,95 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı yararına icra inkar tazminatı, davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesi taleplerinin reddine,
Alınması gereken 2.561,73 TL harçtan peşin alınan 532,24 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.029,49 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı gözetilerek 608,10 TL’sinin davalı şirketten, bakiyesinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 2.167,60 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 998,58 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 532,24 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/10/2022
Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸