Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/568 E. 2022/662 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/568 Esas – 2022/662
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/568
KARAR NO : 2022/662

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/09/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
K.YAZIM TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin özelleştirilmesi maksadıyla 4046 sayılı kanun hükümleri uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirilmesi suretiyle kurulduğunu, özelleştirme işlemleri gereği …’ın mülkiyetinde bulunan dağıtım sisteminin işletme hakkının 24.07.2006 tarihli İHDS ile devredildiğini, Özelleştirme sürecinin yedi yılda tamamlandığını, …’ın hisselerinin tamamının 28.06.2013 tarihli hisse satış sözleşmesi ile … Enerji Yatırım San. ve Tic. A.Ş.’ye satıldığı, bu tarihe kadar bölgedeki dağıtım faaliyetlerinin … tarafından yürütüldüğünü, dava dışı … Oto. .. Şti tarafından yapılan inşaat faaliyetine engel teşkil olan elektrik tellerinin, davalı … tarafından tesis değişikliği yapılacağı bildirildiği tarihten yaklaşık 1 yıl sonra yapması nedeniyle uğranılan zararın tazmini için 08.04.2003 tarihinde … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde … E sayılı tazminat davası açıldığını, davanın mahkemenin … E ve … K sayılı kararı ile sonuçlandığını, kararın müvekkil tarafından temyiz edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ….sayılı kararı ile onandığını, kararın kesinleştiğini, ilam uyarınca … 4. İcra Dairesinin … E sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketi tarafından 19.12.2016 tarihinde toplam 100.697,74 TL nin zaruri olarak ödendiğini, olayın davalı … ile akdedilen 24.07.2006 tarihli İHDS öncesinde gerçekleştiğini, İ.H.D. Sözleşmesinin 7.4. ve 7.6. maddeleri hükümleri gereğince sorumluluğun müvekkili şirkette olmadığı tamamen davalı …’ta olduğunun açıkça anlaşıldığını, bu hususla ilgili olarak …’ın benzer konuda …’a yazdığı yazıda kabulünün bulunduğunu,, davaya dayanak olan mahkeme kararı gereğince yapılan tazminat ödemesinin … tarafından ilgilisine ödenmesinin hem İHDS hem de B.K. hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, aynı konularda açılmış ve kesinlemiş yargı kararları bulunduğunu belirtilerek davalarının kabulü ile, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E … K sayılı ilamı uyarınca müvekkil şirket tarafından ödenmek zorunda kalınan fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 100.697,74 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: B.K.’nun 73. maddesi gereğince rücu davalarında zaman aşımının 2 yıllık süreye tabi olduğunu, ödemenin yapıldığı tarih dikkate alındığında dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, 4628 sayılı Kanunla, enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği hükmü getirildiğini, Yüksek Planlama Kurulunun 17.03.2004 tarihli karan ile kabul edilen “Elektrik Enerjisi Reformu ve Özelleştirme Stratejisi Belgesi Çerçevesinde …’ın 02.04.2004 tarihli Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özeleştirme kapsam ve programına alındığını, Davacı Şirketin de dahil olduğu 20 Şirketin, Türkiye’ deki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı müvekkili kuruma ait olmakla birliktte müvekkili kurumdan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyet göstermeye başladığını, davacı … …’ın da elektrik dağıtım lisansına sahip olan … Genel Müdürlüğünden ayrı bir tüzel kişiliğe sahip bir anonim şirket olduğunu, Özelleştirme İdaresince yapılan çalışmalar kapsamında Danıştay’dan görüş alınarak özelleştirme modeli tespit edildiği müteakiben … ile 100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, yapılan ihale sonucunda … …’ın devrinin 31.05.2013 tarihinde imzalanan Hisse Satış Sözleşmesi ile gerçekleştirildiğini, Özelleştirmede hisse satış modelinin uygulandığını, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 25.05.2006 tarihli talimatı doğrultusunda 31.03.2006 tarihi baz alınarak … … ve … arasında kısmi bölünme işlemleri gerçekleştirilerek bilançoların yeniden yapılandırıldığını, söz konusu yapılandırma neticesinde dağıtım şirketinin aktifinde yer alan bazı alacakların … ve …’a olan ticari borçları ve ticari borç ve alacakları dışındaki diğer borç ve alacakların …’la ilişkili olanların … ‘a devredildiği, bu bilanço kalemleri dışındaki diğer kalemlerin dağıtım şirketinin bilançosunda bırakıldığını, özelleştirme amacıyla 31 .03.2006 tarihinde yapılan bilanço düzenlemesinin 31.12.2007 tarihinde tekrarlandığını Özelleştirme İdaresi Başkanlığının özelleştirme ile ilgili mali konulardaki talimatı doğrultusunda 31 Mayıs 2013 tarihinde … … tarafından düzenlenen devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiği ve mali işlemler ikmal edilerek … …’ın özel sektöre devrinin gerçekleştirildiğini, İ.H.D. Sözleşmesinin 18.6. maddesi uyarınca davacının …’tan her hangi bir talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt ettiğini, konuya ilişkin olarak Hissesinin Blok Olarak Satış Yöntemi ile Özelleştirilmesine İlişkin İhale Şartnamenin “Diğer Hususlar” başlıklı 22. Maddesi (d) bendinde; “Alıcı, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle Şirket ile ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, finansal, vergisel ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve Şirket’in Hisse Satış Sözleşmesi tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir teslim aldığını, Şirket hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığını veya benzer iddiaları ileri sürmeyeceğini; hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili ve/veya hukuki nedene dayanarak idare’den veya …’ dun talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder”, (f) bendinde; “Alıcı, ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi Şirketin sorumlu olduğunu, bu hususlarda, alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak kendisinin veya Şirketin İdare’yi ve …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru rücu hakkının bulunmadığını kabul eder”, (p) bendinde” Alıcı, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden doğan bütün yükümlülükleri Şirket’in zamanında ve gereği gibi yerine getireceğini kabul, taahhüt ve garanti eder.” hükümlerinin yer aldığını, Hisse Satış Sözleşmesi’nin “Alıcının Taahhütleri” başlıklı 9. maddesi;3. bendinde “Alıcı, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle şirket ile ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, finansal, vergisel ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve şirket’in sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığını, şirket hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığını veya benzer iddiaları ileri süremeyeceğini, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekellüf hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında her hangi bir fiili ve/veya hukuki nedene dayanarak idareden veya …’tan talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder.” 4. bendinde: “Alıcı, ihale konusu Hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak şirket’in … ile 24.07.2006 tarihinde imzalamış olduğu İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi Şirket’in sorumlu olduğunu ,… kabul ve taahhüt eder.” hükmünün yer aldığını, bu düzenlemeler gereğince de davacı … ….ın müvekkil kurumdan herhangi bir talepte bulunamayacağını, Özelleştirmeyi düzenleyen yasal sürecin Özelleştirme İdaresi tarafından gerçekleştirildiğini, 24.07.2006 tarihinde akdedilen İHDS nin ihale şartnamesi ve Hisse Devir Sözleşmesi ile bütünlük arz ettiğinden her üç doküman hükümlerinin birlikte yorumlanması gerektiğini, Özelleştirme uygulamalarıyla ilgili olarak; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın çeşitli tarihlerdeki yazıları, talimatı ve diğer bilgi ve belgeler çerçevesinde; devir işlemlerinin tamamlandığını, kaydı sermaye ilave edilmek suretiyle ikmal edilen borç- alacak düzenlemelerinden sonra bilanço kalemlerinde bir değişikliğe gidilmesinin mümkün olmadığı, geçmiş yıllara ilişkin …’tan herhangi bir alacak talebinde bulunulamayacağını, bu kapsamda 24.07.2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyetleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle ilgili olarak, hisselerin el değiştirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun Şirkete ait olduğu ve …’ tan herhangi bir hak talep edilemeyeceği öne sürülerek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi,
28.06.2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi,
… 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı kararınının incelenmesinde; davacının … Oto San. Ve Tic. Ltd. Şti., davalının … Müessese Müdürlüğü olduğu, davanın davacıya ait inşaatın yapımının inşaatın üstünden geçen davalıya ait elektrik telleri nedeniyle durması sonucu tesis değişikliği için davalıya gerekli masrafın da yatırılmış olmasına rağmen davalının edimini geç yerine getirmiş olması sonucu davacının uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin olup davalı vekili, beton direk bulunamadığı için değişikliğin yapılamadığını, davalının daha sonra yatırdığı paranın iadesini talep ettiğini ve kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istediği yapılan yargılamada maddi tazminat isteminin kabulü ile 44.834,33 TL tazminatın 1.000. TL. sine dava tarihi olan 08.04.2003 tarih, 43.834,33 TL sine ıslah tarihi olan 16.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar verildiği, yapılan temyiz başvurusu sonucunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.10.2015 tarih 2015/10365 K sayılı kararı ile onanarak 08.12.2015 tarihinde kesinleştiği
… 4.İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Oto San. Ve Tic. Ltd. Şti., borçlunun … Müessese Müdürlüğü olduğu; 79.810,19 TL alacak için 02/03/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 06/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 27/04/2022 tarihli rapordanin görüldüğünü, söz konusu alacak dava dışı takip alacaklısına ait olduğunu, takip alacaklısı İ.H.D.S. ne taraf olmadığından, alacak nitelik olarak 3. kişi alacağı olduğunu, bu çerçevede davalının alacağın 3. kişi alacağı olmadığı yönündeki iddiasının yerinde görülmediğini, söz konusu alacak, davacı şirketin hisselerinin tamamına ait iken dağıtım tesisi diğer yandan, davalının sözünü ettiği Hisse Satış Sözleşmesi T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile dava dışı … En.Yat. ve Tic.A.Ş. arasında akdedildiğini, davanın taraflarının Hisse Satış Sözleşmesinin tarafı olmaması nedeni ile Hisse Satış Sözleşmesine dayanılarak talepte bulunamayacaklarının açık olduğunu, huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerinin tatbik edilmesine olanak bulunmadığını, davanın tarafları Hisse Satış Sözleşmesine taraf olmadıklarından, Hisse Satış Sözleşmesi kapsamında bilanço düzenlemelerinin dava açısından bir belirleyiciliği bulunmadığını, davacı şirketin,dağıtım tesislerinin davalı … tarafından yürütüldüğü dönemlerdeki faaliyet kapsamında ortaya çıkan 3. kişi alacağından İHDS nin 7.4. ve 7.6. maddeleri kapsamında …’ın sorumlu olduğunu, davacı dayanak davayı başlangıçtan itibaren takip etmiş, yasal çerçevede mahkeme ilamlarını temyiz ettiğini, 20.11.2014 tarihli Mahkeme ilamı üzerine yine temyiz başvurusunda bulunduğunu, dava dışı 3. kişi tarafından 02.03.2015 tarihinde yapılan takip kapsamında icranın geri bırakılması kararı aldığını, bu süreçte bir ihmali bulunmadığını, ancak, davacı davalı ile akdettiği İ.H. D. Sözleşmesi hükümlerini bilmekte ve rücu hakkı olduğunu gözeterek diğer yandan gerek Yargıtay ilamları gerekse Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilamlarında, ödeme yapılmakla ödeme yapanın malvarlığında eksilme olduğu ve ödeme tarihi itibariyle faize hükmedilmesi gerektiği hususları yer aldığını, bu çerçevede davacı vekilinin bu konudaki beyanının yerinde olduğu ve ödeme tarihinden itibaren faizi talep etme hakkı olacağının değerlendirildiğini, dosyadaki belge ve dokümanların.taraf iddia ve cevaplarının incelenmesi sonucunda İnceleme ve Değerlendirme Bölümünde açıklandığı üzere taktirin mahkemeye ait olmak üzere, davaya konu kesinleşmiş yargı kararına dayalı 3.kişi alacağının 2003 yılı öncesi taraflar arasında akdedilen İHDS tarihi öncesi dağıtım tesislerinin işletilmesi kapsamında ortaya çıkan ihtilaftan kaynaklandığı, İHDS nin 7.4 ve 7.6. maddeleri çerçevesinde söz konusu 3. kişi alacağından İHDS nin tarafı olan davalı …’ın sorumlu olduğunu, davacının kesinleşen mahkeme kararına dayalı yapılan takip dosyasına yaptığı ödeme çerçevesinde 99.461,04 TL’yi rücu edebileceğini, davacının yerleşik Yargıtay ve BAM ilamları uyarınca ödeme tarihi olan 19.12.2016 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden ve Hisse Satış Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili işletme faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde gerçekleşen haksız tahakkuk ifa edildiği ileri sürülerek mahkemece üçüncü kişi lehine hükmedilen ve ödenen tutardan kimin sorumlu olduğu, bu tutarın kısmen veya tamamen davalıdan tahsili gerekip gerekmediğine bu bağlamda … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2006 tarihi öncesindeki uyuşmazlığa ilişkin davalı hakkında tazminat davası açıldığını ve davanın sonuçlanması sonrasında … 4. İcra Müdürlüğünce davalı hakkında başlatılan icra takibinde tazminatın İHDS tarihi olan 28/06/2013 tarihinden sonra, davacı şirketçe 19/12/2016 tarihinde ödendiği ve yapılan ödemeden davalının sorumlu olduğu ileri sürülerek rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı talebini 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin İHDS 7. maddesine dayandırmaktadır. Bu madde; üçüncü kişilerin hak iddiaları başlığını taşımaktadır.
Davalı, talebin Hisse Satış Sözleşmesi ile geriye dönük her hangi bir hak talep edilemeyeceğinin öngörülmüş olmasına göre olarak davanın reddinin gerektiğini ve Hisse Satış sözleşmesinin 9. maddesi ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18/6. maddesine göre davacının talepte bulunamayacağını ileri sürmüşür.
24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi davalı … Dağıtım A.Ş(…) ile hisselerinin tamamı yine …’a ait olacak şekilde … Elektrik Dağıtım A.Ş arasında yapılmıştır. Sözleşmenin imzalandığı tarihte … Elektrik Dağıtım A.Ş’nin %100 hissesi davalı …’a aittir.
24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4. maddesi, “Dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü is ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından karşılanır”,
Sözleşmenin 7.5. maddesinde “Dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu Şirket’e (m.2./1: … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketin) aittir. Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı Şirket’tir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar Şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük Şirket tarafından karşılanır”
Sözleşmenin 7.6. maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden önce Dağıtım Tesisleri ile Dağıtım tesislerinin isletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk …’a aittir. Bu dönemde yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından ödenir”,
Yine İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.7. maddesinde “sözleşmenin imza tarihinden sonra Dağıtım Tesisleri ile Dağıtım Tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk Şirkete aittir Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı Şirkettir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar Şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük Şirket tarafından karşılanır. Şirket bu kapsamda ortaya çıkan tazminattan cezadan ve/veya herhangi bir isim altına gerçekleştircdiği ödemelerden dolayı, hiçbir şekilde …’a rücu edemez. Belirtilen nedenlerle …’In ödeme yapmak zorunda kalması durmunda, Şirket söz konusu ödemeyi ilk talepte ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte nakden ve def’aren ödemekle yükümlüdür.” ,
İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 18.6. maddesinde, “Şirket yürürlükteki mevzuat’a göre, kurulmuş ve faaliyetlerinin yürüten bir anonim şirket olduğunu, …’ın ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği bulunduğunu, … hisselerinin kamuya ait olmasının, başka bir kamu kurum veya kuruluşunun fiillerinin …’a izafe edilmesi neticesi doğurmayacağını, Kurum ve/veya Kurul kararlarından …’ın hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacağını, bu Szleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, … ‘ın belirli iş ve işlemlerinin idari yargının denetimine tabi olmasından ve bunun sonucu idari yargıda verilecek bir yürütmeyi durdurma veya iptal kararı neticesinde …’ın sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin hiç veya gereği gibi yerine getirememesinden, bu sözleşmenin veya Sözleşmenin dayanağını oluşturan herhangi bir işlemin yürütmenin durdurulması veya iptalinden dolayı bir sorumluluğu bulunmadığını, …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan ve taahhüt eder”
Hükümleri mevcuttur.
Davacının rücu davasına konu olan ödeme tarihinden önce akdedilen 28.06.2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.3. maddesinde, “Alıcı basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle Şirketler ile ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, finansal, vergisel ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve Şirketler’in sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek Hisseler’i devir ve teslim aldığını şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığını veya benzer iddiaları ileri sürmeyeceğini hisseler’in devrinin gerçekleşmesinin ardından ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili ve/veya hukuki nedene dayanarak, İdare’den veya …’tan talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder.”
Hisse Satış Sözleşmesinin 9.4 maddesinde “Alıcı, ihale konusu Hisseler’i devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyle, Şirkete yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi ŞİRKET’in sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgli olarak kendisinin veya ŞİRKET’in idareyi ve …’ı ilzam edecek bir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul, taahhüt ve garanti eder.”
Davacı şirketin özelleştirilmesi sürecinde Hisse Satış Sözleşmesi akdedilmiş ve bilahare satış işlemi tamamlanarak davacı şirketin % 100 hissesi …’tan el değiştirdiği anlaşılmıştır.
Özelleştirme işlemine konu Hisse Devir Sözleşmesi hükümleri incelendiğinde, Hisse Satış Sözleşmesi 9.3 maddesi ile 9.4. maddesinde; alıcının ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, fınansal ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve şirketin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında her hangi bir fiili ve/veya hukuki nedene dayanarak, idareden veya …’tan talepte bulunmayacağı, ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, şirkete yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak kendisinin veya şirketin idare ve …’ı ilzam edecek hiç bir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt ve garanti edeceği, hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasında 24/07/2006 tarihinde İHDS ile işletme hakkının davacıya devredildiği, devir sözleşmesinden önceki dönemde meydana gelen olay nedeniyle üçüncü kişi lehine tazminata hükmedildiği, davacının üçüncü şahsa ödenmek zorunda kaldığı tazminatı ve masraflarını sözleşmeye istinaden rücuen davalıdan tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı, mahkeme kararı, taraflar arasındaki sözleşme ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar sözleşmenin 7/4 maddesi uyarınca sözleşmenin imza tarihinden önce gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerden dolayı davalı …’ın sorumlu olduğu, bu nedenle sözleşmenin devrinden önce gerçekleşen dava konusu olaydan dolayı davacının üçüncü şahsa ödediği tazminatı davalı …’dan rücuen talep etme hakkı bulunduğu düzenlenmiş ise de, İHDS’nin 07/04/2006 tarihinde, dava dışı mirasçılara dava konusu olaydan dolayı ödemenin ise 19/12/2016 tarihinde ifa edildiği, Hisse Devir Sözleşmesi’nin ödemeden önce28/06/2013 tarihinde akdedildiği anlaşılmıştır.
-Özelleştirme kapsamındaki devirlerde idarenin bu tür tasarrufları özel hukuk hükümlerine tabii olup, 2006 yılında akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin yürürlük tarihine ve Özel Hukuk hükümlerine tabi bu tasarruflarda mülga Borçlar Kanunu’nun 179. maddesinin uygulandığında Ticari İşletmenin devrinde olağan olan işletmeye ait mal varlığının aktiflerinin yanı sıra pasiflerinin de devrin kapsamına dahil edilmesi, böylece pasiflerin bir anlamda teminatını oluşturan aktiflerle birlikte bir bütün olarak devredildiği,
-Keza, Hisse Satış Sözleşmesi gereğince hükümleri saklı tutulan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddeisne göre, başka kamu kurum ve kuruluşlarının fiillerinin davalı …’a izafe edilemeyeceğinin belirtildiği,
-İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi akdedildiğinde de davacı şirketin %100 hissesinin davalı …’a ait olup, özelleştirme idaresinin %100 davalı hissesinin ihaleye çıkarması üzerine dava dışı şirketçe hisselerin tümü satın alınarak hisse satış sözleşmesi imzalandığı ve uyuşmazlığın hisselerin %100 devrini sağlayan ticari işletme devri niteliğinde olan hisse satış sözleşmesine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, keza taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmamasının kabul edilmemesi halinde bu kez 28/06/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği,
-28/06/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” …….. şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı …….”nın belirtildiği,
-Ancak dava konusu ödemenin 19/12/2016 tarihinde yapıldığı, bu tarihte davacı şirketin hisselerinin özelleştirildiği ve dava konusu ödemenin davacı şirketin hisselerinin kamuya ait olduğu dönemde yapılmadığı ve dolayısı ile bu ödemenin davacı şirket kayıtlarında bulunmadığı ve özelleştirme amacı ile hisse satışı tarihinden önce kayıt altına alınmadığından, davacı şirketin hisselerinin satıldığı tarihteki bilançosuna da yansımadığı ve bu bilançoya göre, davacı şirketin hisse değerinin belirlendiği, hisse satış sözleşmesinin imzalanması ile birlikte hisse satış sözleşmesi hükümlerine göre alıcı tarafından, davacı şirketin satış tarihindeki bilançosunun bilindiğinin kabulü gerektiği,
-Keza davacı şirketin tüm hisseleri davalı …’a ait olmak üzere 2013 tarihine kadar faaliyet gösterdiği, bu süreçte özelleştirme işlemlerinin devam ettiği, özelleştirmenin tamamlanması ile birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamının davacı şirkete devredilerek Hisse Satış Sözleşmesi akdedildiği, Özelleştirme aşamasında davacı Elektrik Dağıtım A.Ş tarafından düzenlenerek “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiği, dava konusu ödemenin bilançoda yer almaksızın işlemler tamamlanmak sureti ile … Elektrik Dağıtım A.Ş’nin özel sektöre devri gerçekleştirildiği, Bu halde de devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmesinden sonra ödemenin yapıldığı,
-Hisse Satış Sözleşmesi ile şirket hisseleri el değiştiğinde, TTK m. 191 vd. gereğince TTK ve Muhasebe İlkelerine göre yapılan hesaplamalar ve bilançoların gözardı edilmemesi gereği,
-28/06/2013 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı”,
-Hisseleri kamuya ait olan 28/06/2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, hisse devrinden önce kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep edebileceği, keza davacının Sözleşme tarihi olan 2013 tarihinde söz konusu iş kazası nedeniyle borç ve yükümlülük altında bulunmadığı,
-Özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listelerde dava konusu alacağın bulunduğuna dair delil de ileri sürülmediği,
-Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11.03.2020 tarih, 2017/192 Esas, 2020/1718 Karar sayılı kararında da 2003 yılındaki alacakla ilgili davacı şirketin ödeme yaptığı ve 18.10.2014 tarihinde alacak taleplerinin davacı şirket kayıtlarına girdiğinden bahisle açılan davada, dava konusu edilen rücu talebine konu ödemelerin 2005, 2006, 2007 yıllarında yapılarak tarafların bilançosuna yansımış olduğundan bu ödemenin davalı …’ın yaptığı ödeme olduğunun kabulü gerektiğinin belirtilerek ilk derece mahkemesinin bu yöndeki kararının onanmasına karar verildiği,
-4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 1. maddesine göre, özelleştirmenin amacı bu madde kapsamındaki kamu kuruluşlarına ait payların, “.. temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi haklarının, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemektedir” şeklinde tarif edildiğine göre, özelleştirmenin amacı ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamaktır. Özelleştirme kapsamındaki hisse satışlarından kaynaklanan uyuşmazlıklarda kanunda belirtilen bu amacın gözetilmesi gerektiği,
-Bilançoda yer almayan bu ödemelerin ileride ortaya çıkacak başka alacaklar için de emsal ve kabulü gerektiği, bu durumda bilançoya güven ilkesinin gözardı edildiğinin kabulünün gerektiği ve bu alacaklarınin tahsilinin kamu giderlerinde artışa neden olabileceği anlaşılmıştır.
Dava konusu olayla ilgili dağıtım faaliyeti, davalı … tarafından yürütüldüğü 2001 yılında 24/07/2006 tarihli İHDS’den önce gerçekleştiği gibi davalı tarafından ifa olunan ödemenin de Hisse Devir Sözleşme tarihi olan 28/06/2013 tarihinden sonra 2016 yılında ifa edildiği anlaşılmakla davacı rücu talebinde haklıdır.
Dava konusu alacak itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri geçerli olup, BK’da ayrıca özel olarak bir zamanaşımı öngörülmediğinden, rücuen tazminat davalarında aynı Kanunun 125. maddesi gereğince on yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiğinden zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Dava dışı (üçüncü kişi) … Oto San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan bir inşaat çalışması kapsamında, 03.12.2001 tarihinde inşaata engel olan Enerji hattının kaldırılmasını talep etmesine karşılık, 1 yıl sonra hattın kaldırıldığı ve zarara uğradığı öne sürerek dava dışı … Oto San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin inşaatın yapımının inşaatın üstünden geçen davalı …’a ait elektrik telleri nedeniyle durması sonucu tesis değişikliği için davalıya gerekli masrafın da yatırılmış olmasına rağmen davalının edimini geç yerine getirmiş olması sonucu davacının uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin olup davalı vekili, beton direk bulunamadığı için değişikliğin yapılamadığını, davalının daha sonra yatırdığı paranın iadesini talep ettiğini ve kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istediği tazminat talepli olarak … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı karar ile … Oto San. Ve Tic. Ltd. Şti. Nin maddi tazminat isteminin kabulü ile 44.834,33 TL tazminatın 1.000. TL. sine dava tarihi olan 08.04.2003 tarih, 43.834,33 TL sine ıslah tarihi olan 16.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar verildiği, kararın 08.12.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
… 4.İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasında ilamlı icra yolu ile alacaklının … Oto San. Ve Tic. Ltd. Şti., borçlunun … Müessese Müdürlüğü olduğu; 79.810,19 TL alacak için 02/03/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 06/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, takip ödeme emrinde; 51.047,92 TL Asıl alacak, (1.814,88 + 26.794,18) 28.609,06 TL tazminat işlemiş faizi, 129,00 TL vekalet ücreti işlemiş faizi, 24.21 TL yargılama gideri işlemiş faizi olmak üzere 79.810,19 TL talep edildiği, davacı tarafından icra dosyasına 104.292,08 TL 19.12.2016 tarihinde ödenerek dosya kapandığı, 02.03.2015 tarihinde kesinleşmiş olan 79.810,19 TL tutarındaki alacağa mahkeme ilamının kesinleştiği 08.12.2015 tarihine kadar faiz tutarı 5.606,67 TL olarak hesaplandığını, buna göre icra dosya hesabı; takipte kesinleşen miktarın 79.810,19 TL, işlemiş faizin 5.606,67 TL, harç miktarının 3.631,36 TL, cezaevi harcının 1.596,20 TL, icra vekalet ücretinin 8.784,82 TL, masrafın 31.,80 TL olmak üzere toplam 99.461,04 TL olduğunu, davacının, icra dairesince çıkarılan dosya hesabına 104.292,08 TL ödeme yaptığı bilahare 3.594,34 TL bedelin icra dairesince iade edildiği, davacı tarafından yapılan net ödeme miktarının ise dava dilekçesinde talep edilen 100.697,74 TL olduğu davacının kesinleşen mahkeme ilamı, uyarınca zamanında icra dosyasına ödemesi gereken bedelin 99.461,04 TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 99.461,04 TL alacağın ödeme tarihi olan 19/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gereken 6.794,18 TL harçtan peşin alınan 1.719,67 TL’nin düşümü ile eksik 5.074,51 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan toplam 1.751,72 TL harcın davanın kabul oranına göre hesaplanan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 1.293,60 TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 26,40 TL’nin ise davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 15.913,37 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca red edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 1.236,70 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti:750,00 TL, Davetiye Tebligat ve Müzekkere gideri: 29,50 TL olmak üzere toplam 779,50 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 763,91 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkmesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2022