Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/544 E. 2022/800 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/544
KARAR NO : 2022/800

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
K.YAZIM TARİHİ : 04/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirketin iş kıyafetleri dikim, nakış vb. işler yaparak ticari faaliyet gösterdiğini, davalı şirket ile aralarında çeşitli okul kıyafetlerinin dikilmesi hususunda anlaşma sağlandığını, müvekkili şirketin anlaşma gereği tüm okul kıyafetlerini dikerek zamanında teslim ettiğini ve 09.10.2019 tarihli “MYC2019000000489” nolu fatura düzenlediğini, ancak fatura tarihinin üzerinden bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen davalı şirketin hiçbir ödeme yapmadığını, kendileriyle yapılan görüşmelerde yönetimin değişmiş olması, bütçe olmaması gibi sebeplerle müvekkili şirketin sürekli oyalandığını ve bir süre sonra da muhatap dahi bulunamadığını, bu nedenle müvekkili şirketçe alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ancak davalı yanca yapılan haksız itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu beyan ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan Ankara … İcra Müdürlüğünün … esasına kayıtlı icra takibinde borca, ferilerine ve icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiğini, zira ne müvekkilinin ne de davacı şirketin adresinin Ankara … Adliyesi yetki sınırları dahilinde olmadığını, yetkili mahkemenin Ankara Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyanla öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise davacının ileri sürdüğünün aksine fatura konusu malların müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davacının takibe konu faturası ekinde irsaliye olmadığı gibi fatura ekinde de malların müvekkili şirket yetkili veya çalışanı tarafından teslim alındığında dair teslim evrakı, imza veya kayıt da bulunmadığını, davacının akde konu malı müvekkiline teslim edildiğini yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, faturanın tek başına malların teslim edildiği anlamına gelmeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememiz dava dosyasına verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürdüğünün aksine fatura konusu malların müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davacının takibe konu faturası ekinde irsaliye olmadığı gibi fatura ekinde malların müvekkili şirket yetkili veya çalışanı tarafından teslim alındığında dair teslim evrakı, imza veya kayıt da bulunmadığını, Nitekim Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin … Karar sayılı kararında “Fatura tek başına alacağın varlığına delil olmadığı gibi davalının da söz konusu makbuzların altında imzası yoktur. Hemen belirtmek gerekir ki teslim hukuki bir işlem olup, ancak yazılı delille ispat edilebilir” hükmüne yer verildiğini; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin … Karar sayılı kararında da “Davacı davalıya yemek hizmeti verdiğini ileri sürerek, faturalı alacağın tahsili için takip başlatmıştır. Davalı ise davacının mal ve hizmet vermeksizin fatura düzenlediğini, borçlu olmadığını savunmuştur. Davada ispat yükü davacı yan üzerinde olup, fatura düzenlenmesi tek başına alacağı kanıtlamaya yeterli değildir. Mahkeme gerekçesinde de işaret edildiği üzere, fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin de davacı yanca kanıtlanması gerekecektir” hükmü tesis edildiğini, alıntı yapılan Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da zikredildiği üzere satım akdinde alacaklı olduğunu iddia eden tarafın alacağını ispat edebilmesi için akde konu malın davalıya teslim edildiğini yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, fatura tek başına malların teslim edildiği anlamına gelmediğini, faturada yer alan miktarı talep etmekte haklı olduğunu gösterir yazılı bir delil olmadığı için davacının icra inkar tazminatı talebi de hukuka aykırı olduğunu, bunun yanı sura davacı elinde teslim evrakı olmadan fatura tanzim edip haksız icra takibi başlattığı ve işbu itirazın iptali davasını da kötüniyetli açtığı için davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası.
Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas takip sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının … Tekstil Turz.gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti., borçlunun … olduğu; 73.332,77 TL alacak için icra takibi başlatıldığı, adet 09.10.2019 tarihli, MYC20190000000489 nolu e-arşiv faturaya bağlı/bakiyeli 63.091,44 TL bedelli asıl alacak, 10.241,33 TL işlemiş faiz ( = 73.332,77 TL) ve ferileri alacağının icra gideri, vekalet ücreti, ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık % 13,75 ticari faiz, değişen oranlarda faizi ile tahsili için başlatılna 10.12.2020 tarihli takipte ödeme emrinin davalıya 24/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 25/12/2020 tarihli dilekçesiyle icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu takibin durdurulduğunu, anlaşılmıştır.
Davanın Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/51 Esas sayılı dosyasında açıldığı, Mahkemenin 2021/51 Esas 2021/516 Karar sayılı kararı ile “Davalının yerleşim yerinin dava tarihi itibariyle “….ANKARA” olduğu, davalının süresinde ve 6100 sayılı HMK’nun 116. maddesine uygun şekilde cevap dilekçesiyle yetki ilk itirazında bulunduğu ve yetkili mahkemeyi de gösterdiği, bu durumda yetkili mahkemenin 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesi gereğince davalının yerleşim yeri (muamele merkezi) olan Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, mahkememizin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili olduğu belirlenen Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” şeklinde karar verildiği, Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğünce mahkememizin 2021/544 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 10/06/2022 tarihli raporda; Davacı … Tekstil Turz. Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı … Ltd. Şti.’nin dava dosyası, ekleri ile taraflara ait ticari defterler ve kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde: hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmama ile sonuçlandığını, Taraflar arasında düzenlenen faturaların; cari mevzuatta belirlenen, kağıt irsaliyeli fatura özellikli, fatura ve fatura içeriklerinin de teslim/tesellümüne ait iş ve işlemlerinin en ekonomik ve en hızlı bir şekilde birlikte yerine getirilmesine imkan veren elektronik “e-Arşiv Fatura” şeklinde düzenlenmiş olduğunu ve; a) 09.10.2019 tarihli, MYC20190000000489 nolu, eşofman takımı, t-shirt, tunk, pantolon, sıfıryaka penye k.kol, …açıklamalı, 09.10.2019 irsaliye tarihli, 510230 irsaliye nolu, kdv dahil 63.091,44 TL, şeklinde düzenlenmiş olduğunu, Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğünün 12.10.2021 tarihli yazısı ekinde bulunan davacı şirkete ait 2019 yılı Form/Bs görüntüleme ekranı 3 üncü sayfası 49 uncu satırında; 1(bir) adet belge karşılığında KDV hariç 58.418,00 TL’lik mal ve hizmetin davalı şirkete satılmış olduğunun beyan edildiğini, b) Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Dışkapı Vergi Dairesi Müdürlüğünün 11.10.2021 tarihli yazısı, ekinde bulunan davalı şirkete ait 2019 yılı Form/Ba görüntüleme ekranı 1 inci sayfası 2 nci satırında; 1(bir) adet belge karşılığında KDV hariç 58.418,00 TL’lik mal ve hizmetin davacı şirketten satın alınmış olduğunun beyan edildiğini, c) Davaya konu irsaliye nitelikli e-arşiv fatura ve fatura içeriklerine davalı şirketin 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığını, davacı şirketin; 2018 yılı ticari defterler ile ilgili olarak defter-i kebirin yevmiye defterinin açılış tasdiklerinin yapıldığı, ve yine yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapıldığını, 2019 yılı ticari defterler ile ilgili olarak defter-i kebirin, envanter defterinin, yevmiye defterinin açılış tasdiklerinin yapıldığını yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapıldığını, 2020 yılı ticari defterler ile ilgili defter-i kebirin, envanter defterinin yevmiye defterinin açılış tasdiklerinin yapıldığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapıldığını, davacı şirketin 2019 yılı muavin defter cari hesap dökümünde, davalı şirketin; 120 Alıcılar Hesabı 120.10.Y013 Alt hesap kodu ile ve de davaya konu e-arşiv faturayı yevmiye defterine 09.10.2019 tarihli, 011925143 fiş nolu, 3435 yevmiye nolu olarak 63.091,44 TL lik borç kaydını yaptığı ve 09.10.2019 tarihi itibariyele de anılan hesabın 63.091,44 TL lik borç bakiyesi ile bir sonraki aya/yıla devrinin oluştuğunu, davalı şirketin; 2018 yılı ticari defterler ile ilgili olarak envanter defterinin yevmiye defterinin açılış tasdiklerinin yapıldığı, yine yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapıldığını, 2019 yılı ticari defterler ile ilgili olarakdefter-i kebirin, envanter defterinin, yevmiye defterinin açılış tasdiklerinin yapıldığını ve yine yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapıldığını, 2020 yılı ticari defterler ile ilgili olarak defter-i kebirin envanter defterinin yevmiye defterinin açılış tasdiklerinin yapıldığı, ve yine yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapıldığını, davalı şirketin 2019 yılı muavin defter cari hesap dökümünde, davalı şirketin; 320 Alıcılar Hesabı 320.A28 Alt hesap kodu ile ve de davaya konu e-arşiv faturayı yevmiye defterine 10.10.2019 tarihli, 000000191 fiş nolu, 191 yevmiye nolu olarak 63.091,44 TL lik alacak kaydını yaptığı ve 10.10.2019 tarihi itibariyele de anılan hesabın 63.091,44 TL lik alacak bakiyesi ile bir sonraki aya/yıla devrinin yapılmış olduğu,nu, tespit edildiğini, Taraflara ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, işlendiğini, birbiri ile uyumlu olduğunu, HMK ve TTK’ya uygun olduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığını, davaya konu e-arşiv fatura ve fatura içeriklerine davalı şirketin: 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı gibi söz konusu faturanın ilgili vergi dairesine mal ve hizmet alımının yapılmış olduğuna ait Form/Ba beyanının verilmiş olduğu ve ayrıca da yevmiye defterine alacak kaydının yapılmış olduğunun sabit olduğunu, tarafların yevmiye defterinde kayıtlı, bir sonraki aya/yıla devir borç-alacak miktarı ile Ankara … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında kayıtlı 1 adet 09.10.2019 tarihli, MYC20190000000489 nolu e-arşiv faturaya bağlı/bakiyeli 63.091,44 TL bedelli asıl alacak miktarının birbiri ile uyumlu olduğu sabit olduğundan, davacı şirketin; davalı şirketten muavin defter cari hesap bakiyesine/e-arşiv faturaya bağlı olarak 63.091,44 TL tutarında alacaklı olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Davacının okul kıyafetleri diktiği ve bunları davalıya teslim ettiği, ve 09.10.2019 tarihli faturayı davalı şirkete düzenlendiği, ve hiçbir ödeme yapmadığından bahisle davalı hakkında başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ve davalı tarafın da kötüniyet tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların delilleri toplanmış icra dosyası ve davacının ticari defterleri incelenmiştir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Somut olayda, mübrez deliller ve tüm dosya kapsamına göre;Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas takip sayılı dosyası ile Alacaklının … Tekstil Turz.gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti., borçlunun … olduğu; 73.332,77 TL alacak için icra takibi başlatıldığı, adet 09.10.2019 tarihli, MYC20190000000489 nolu e-arşiv faturaya bağlı/bakiyeli 63.091,44 TL bedelli asıl alacak, 10.241,33 TL işlemiş faiz ( = 73.332,77 TL) ve ferileri alacağının icra gideri, vekalet ücreti, ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık % 13,75 ticari faiz, değişen oranlarda faizi ile tahsili için başlatılan 10.12.2020 tarihli takipte ödeme emrinin davalıya 24/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 25/12/2020 tarihli dilekçesiyle icra takibine, süresinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu takibin durdurulduğua, taraflar arasında ticari ilişki olmakla birlikte taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığı, okul kıyafetlerinin teslimi konusunda yapılan sözlü anlaşmaya dayalı teslime ve davalıya tebliğ edilen davaya konu e-arşiv fatura ve fatura içeriklerine davalı şirketin: 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında bulunmadığı; söz konusu faturanın ilgili vergi dairesine mal ve hizmet alımının yapılmış olduğuna ait Form/Ba beyanının verilmiş olduğu ve ayrıca da yevmiye defterine alacak kaydının yapılmış olduğu; davalı şirketten muavin defter cari hesap bakiyesine/e-arşiv faturaya bağlı olarak da 63.091,44 TL tutarında alacaklı olduğu anlaşılmakla dava değerine göre davanın kısmen kabulüne karar vermek ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara … İcra Dairesi’nin … Esas Sayılı dosyasındaki davalının itirazının kısmen İPTALİ ile takibin 63.091,44 TL asıl alacak üzerinden devamına,
3-Takip tarihinden itibaren alacağa değişen oranlı avans faizi yürütülmesine,
4-Alacağın %20’si oranında hesaplanan 12.618,28 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Davacının fazla istemi ile davalının kötü niyet tazminat isteminin ayrı ayrı reddine,
6-Alınması gereken 4.309,77 TL harçtan peşin alınan 885,69 TL’nin düşümü ile eksik 3.424,08 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
7-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 1.135,20 TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 184,80 TL’nin ise davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan toplam 953,49TL harcın davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 820,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 10.094,63 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca reddolunan miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti:800,00 TL, Davetiye Tebligat ve Müzekkere gideri: 109,95 TL olmak üzere toplam 909,95TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 782,55 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/10/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]