Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/525 E. 2021/644 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/471
KARAR NO : 2021/607

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ : 13/09/2021
K. YAZIM TARİHİ : 22/09/2021
Mahkememize açılan Alacak davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili Ankara nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı … arasında 3-8 Mayıs 2018 tarihlerinde yapılmış olan 8. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresinin organizasyonunu düzenlenmesi için 10/06/2016 tarihli sözleşme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından 776.873,35 TL teminat bedeli olarak davalı dernek hesabına yatırıldığını, 13/05/2019 tarihinde 200.000,00 TL kısmi teminat iadesi gerçekleştirdiğini, ancak bugüne kadar müvekkili şirketin iyi niyetine karşı davalının bakiye teminat bedelinin iadesini müvekkili şirkete yapmadığını, sonradan bir zarar oluşmasına imkan vermemek için davalı tarafından banka hesaplarına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, davalı dernek hesabına teminat bedeli olarak yatırılan alacak bakiyesi 586.873,35 TL yasal faizi ile birlikte müvekkili şirkete iadesini talep ve dava etmiştir.
… Hukuk Mahkemesi tarafından, …. Karar sayılı ilam ile görevsizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, sözleşmeye dayalı alacak davasıdır.
HMK’nun 114. maddesinde dava şartları sayılmış, aynı maddenin 2. fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 S.Y’nın 20. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinin 1. fıkrasında; “Bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü öngörülmüştür.
Dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise;
HMK’nun 115/2. maddesinde “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” hükmü öngörülmüş,
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasında da; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda; HMK’nun 115/1. maddesine göre Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırabileceğinden taraflara tebligat yapılmaksızın dosya üzerinde inceleme yapılmıştır.
Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinin 1. fıkrasında belirtilen davalardan olup, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmak dava şartıdır. Aynı zamanda, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasında belirtildiği şekilde, davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini de dava dilekçesine eklemek zorundadır.
Davacının ise, arabuluculuğa başvurduğu iddiasında bulunmadığı gibi, dava dilekçesine bu hususta herhangi bir bilgi ve belge de eklemediği görülmüştür. HMK’nun 115/2. maddesinde göre ise, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün görülmemiştir.
Ayrıca; Dava tarihi görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarihtir. Bu tarihten sonra Asliye Hukuk Mahkemesinde yargılamanın devamı sırasında veya dava görevli mahkemeye gönderilmeden önce arabuluculuğa başvurulmuş olsa dahi, yasanın amacına uygun bir başvuru olduğundan söz edilemez. Aksinin kabulü, davayı görevsiz mahkemede açan kişinin sonradan arabuluculuk dava şartını tamamlamış olması sonucunu doğurmakla, yasayı dolanarak eşitliğe aykırı bir sonuç ortaya çıkaracaktır. Bununla birlikte, görevsiz mahkemede dava açan kendi kusuru ile davasını yanlış mahkemede açmıştır ve kendi kusurundan faydalanması da düşünülemez.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; Davacının dava şartı olan arabuluculuğa başvurmadan davayı ikame ettiği anlaşıldığından HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun 115/2. maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun 115/2. maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle, davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 10.022,34 TL harçtan mahsubu ile fazla 9.963,04 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair; Tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.13/09/2021
Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]