Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2022/859 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/504
KARAR NO : 2022/859

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
K.YAZIM TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin siparişi üzerine; … Kimya ve Gıda San. Ltd. Şti.’den ürünleri tedarik ederek … Kargo aracılığıyla İstanbul’dan getirttiğini, sonrasında, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete, 03.03.2021 tarih ve GIB2021000000003 nolu 1.186,84 TL bedelli, 20 kg Kalsiyum Propeynat ve 25 kg Laktik Asit içerikli ve 11.03.2021 tarih GIB2021000000008 nolu 31.001,10 TL bedelli, 375 kg … 3112, 250 kg … 2185, 50 kg … 1112, 25 kg Potasyum Sorbat, 170 kg Nitrik Asit içerikli faturalar düzenlenerek, fatura konusu malların müvekkili şirket yetkilisi tarafından teslim edildiğini, davalı şirketin ise müvekkili şirkete 26.03.2021 tarih N012021000000039 nolu 7.206,26 TL tutarlı fiyat farkı faturası düzenlediğini, fatura bedellerinden bakiye 24.981,68 TL bakiye alacağın ise ödenmediğini belirterek, alacağın tahsili amacıyla; Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı şirket aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hüküm olunmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı süresinde cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER:
Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas takip sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının …, borçlunun … olduğu; 25.138,02TL alacak için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 09.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 16.04.2021 tarihli dilekçesiyle icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 14/06/2022 tarihli raporda; davacı şirkete ait ticari defterlerin 6102 Sayılı yeni TTK’ nun 64. maddesi uyarınca sahibi lehine delil olma özelliğine “haiz olduğu”nun anlaşıldığını, davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği 2 adet toplam 32.187,94.-TL tutarlı fatura kaydından doğan alacak miktarına karşılık, tahsilat kaydının bulunmadığı ve yıl sonunda bu tutarın şüpheli ticari alacaklar hesabına aktarıldığını, usulünce tutulmakla sahibi lehine delil olma vasfına haiz olan davacı şirkete ait ticari defterlerde yer alan ve kayıt ve işlemlere göre; 05.04.2021 olan icra takip tarihi itibariyle davalı şirketten 32.187,94.-TL alacak kaydının bulunduğunu, dava dilekçesinde davalı şirketin davacı şirkete düzenlemiş olduğunu, davacı yan tarafından kabul edilen, 26.03.2021 tarih N012021000000039 nolu 7.206,26 TL tutarlı fiyat farkı faturasının davacı şirket ticari defterlerinde 320 E002 satıcılar hesabında 30.03.2021 tarih 10 nolu madde ile kayıtlı olduğunu, bu faturanın toplam alacak miktarından mahsubu sonrasında, davacı şirketin 05.04.2021 olan icra takip tarihi itibariyle davalı şirketten talep edilebileceği tutarın (32.187,94.-TL defter kaydı – 7.206,26.-TL Kabul Edilen Davalı Faturası)= 24.981,68.-TL bakiye alacak miktarı olarak yeniden hesaplandığını, davalı şirket yetkilisi veya vekili tarafından ticari defterlerin bulunduğu adres ve iletişim bilgileri mahkemeye beyan edilmediğinden, davalı yana ait ticari defter ve kayıtlar incelenemediğini, BS (Mal/Hizmet – Satış) Bildirimi listesinin 1 nolu satırında davalı şirkete 2 adet fatura ile KDV Hariç 27.277,00.-TL tutarında mal/hizmet satış bildirim kaydının bulunduğunu, BA (Mal/Hizmet – Alış) Bildirimi listesinin 10 nolu satırında davalı şirketten 1 adet fatura ile KDV Hariç 6.107,00.-TL tutarında mal/hizmet alış bildirim kaydının bulunduğunu, buna göre davacı şirket bildirimlerinde ticari defterlerinde kayıtlı olan alış ve satış faturalarının bildirimlerinin yapılmış olduğunu, davalı şirketin 2021 yılı BA-BS (Mal/Hizmet – Alış/Satış) Bildirimleri listesinin sunulduğunun belirtildiğini, BS (Mal/Hizmet – Satış) Bildirimi listesinin 8 nolu satırında davacı şirkete 1 adet fatura ile KDV Hariç 6.107,00.-TL tutarında mal/hizmet satış bildirim kaydının bulunduğunu, BA (Mal/Hizmet – Alış) Bildirimi listesinde dava ve takip konusu 2 adet davacı şirket faturası ile ilişkili kayıt, işlem ve bildirim kaydının bulunmadığının görüldüğünü, davalı şirketin icra takibine konu asıl alacak miktarından ötürü temerrüde düştüğü tarih somut olarak belirlenemediğini, davalı şirket BA-BS bildimlerinde ise sadece davacı şirkete düzenlenen faturanın kayıtlı olduğunu, takip ve dava konusu faturaların davalı şirketin BA bildirimlerinde yer almadığını, sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu anlaşılan davacı şirkete ait ticari defterlerde yer alan kayıt ve işlemlere göre; 05.04.2021 olan takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 24.981,68.-TL bakiye alacak kaydının bulunduğunu, mahkemece davacı şirketin işlemiş yasal faiz isteminde haklı olduğuna hüküm olunması halinde işlemiş yasal faiz miktarının 156,34TL olarak hesap edildiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların delilleri toplanmış icra dosyası ve davacının ticari defterleri incelenmiştir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin …. karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Somut olayda, mübrez deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu olayda, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas takip sayılı dosyasında 25.138,02TL alacak için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 09.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 16.04.2021 tarihli dilekçesiyle icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu ve davanın yasal süresinde açıldığı, davalı şirketin ise davacı şirkete 26.03.2021 tarih N012021000000039 nolu 7.206,26 TL tutarlı fiyat farkı faturası düzenlediğini, davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği 2 adet toplam 32.187,94.-TL tutarlı fatura kaydından doğan alacak miktarına karşılık, tahsilat kaydının bulunmadığı ve yıl sonunda bu tutarın şüpheli ticari alacaklar hesabına aktarıldığını, usulünce tutulmakla sahibi lehine delil olma vasfına haiz olan davacı şirkete ait ticari defterlere göre; 05.04.2021 olan icra takip tarihi itibariyle davalı şirketten 32.187,94.-TL alacak kaydının bulunduğunu, dava dilekçesinde davalı şirketin davacı şirkete düzenlemiş olduğu, davacı yan tarafından kabul edilen, 26.03.2021 tarih N012021000000039 nolu 7.206,26 TL tutarlı fiyat farkı faturasının davacı şirket ticari defterlerinde 320 E002 satıcılar hesabında 30.03.2021 tarih 10 nolu madde ile kayıtlı olduğu,davacı şirketin davalı şirketin siparişi üzerine; davalı şirkete, 03.03.2021 tarih ve 1.186,84 TL bedelli, 11.03.2021 tarih, 31.001,10 TL bedelli faturalar düzenlenerek, fatura konusu malların davacı şirket yetkilisi tarafından teslim edildiği bu faturanın toplam alacak miktarından mahsubu sonrasında, davacı şirketin 05.04.2021 olan icra takip tarihi itibariyle davalı şirketten talep edilebileceği tutarın (32.187,94.-TL defter kaydı – 7.206,26.-TL Kabul Edilen Davalı Faturası) olmak üzere fatura bedellerinden bakiye 24.981,68 TL bakiye alacağı bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
2-Davalının Ankara 19. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın kısmen kabulü ile takibin 24.981,68 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 yasal faiz uygulanmasına,
4-İ.İ.K. 67/2 maddesi gereğince, iptaline karar verilen asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatı olan 4.996,33 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Alınması gereken 1.706,49 TL harçtan peşin alınan 303,61 TL’nin düşümü ile eksik 1.402,88 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
6-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 1.306,80 TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 13,20 TL’nin ise davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan toplam 371,41TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti:800,00 TL, Davetiye Tebligat ve Müzekkere gideri: 176,00 TL olmak üzere toplam 976,00TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 966,24 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/11/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]