Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/49 E. 2022/251 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/49 Esas – 2022/251
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/49
KARAR NO : 2022/251

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, davalıya faturalandırdığı bir takım gıda ürünü satışları nedeniyle alması gereken bedeli alamadığı, satışa konu ürünlerin faturalarının … adına kesildiği, davalı borcunu ödemeyince icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlu olmadığını iddia ederek borcun tamamına itiraz ettiği ve takibin durduğunu, davacı tarafından arabulucuya başvurulmuş ise de netice alınamadığını belirterek, davanın kabulü ile takibin devamına, İİK m.67/2’ye göre %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat çıkarılmasına rağmen davaya cevap vermemiş, ancak 24/05/2021 tarihli duruşmadaki beyanında; Dikmen Keklik muhitinde Balıkçılık restorantı olduğunu, ağabeyi … ile burayı işlettiği, işletmede kullandıkları şalgamı … isimli kişiden satın aldıklarını, ona da parasının ödendiği, davacı … Unlu Mamullerden hiçbir ürün almadığı, firma ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığı, … isimli kişi ise kaynı olduğu, yanında çalışmadığı, …’ın Bahçelievler semtinde kendi balıkçı restoranı olduğu (….), davacı ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığı, borcunun da bulunmadığını, Ürünleri getiren … ve ağabeyi …’ın tanık olduğunu ifade etmiş, 04.04.2022 tarihli duruşmadaki beyanında, Ankara …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacağa konu irsaliye faturaları (20.12.2018 tarih A-289550, 21.11.2018 Tarih A-289477, 06.09.2018 A-290063 irsaliye faturalarından dolayı ben davacı … Unlu Mamüllerinden mal almadığını, malı … isimli kişiden satın aldıklarını, … marka şalgamlarını …tan aldığını, 4.123,65 TL davacıya bir borcum olmadığını, aldığı malların parasını …’a elden ödediğini, davcıya borcu olmadığına ilişkin yeminli beyanı imza altına alınmıştır.

DELİLLER:
-Faturalar, irsaliye faturalar,
-Davacı ticari defter ve bağlı kâğıtları,
-Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası,
-19/12/2021 günlü bilirkişi raporları,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine 4.123,00-TL asıl alacağın tahsili için Ankara 18.İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında ilamsız haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, takip borçlusunun borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalı, aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile “… alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe konu borca ve ferilerini itiraz ettiklerini…” bildirmiştir.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve taraflara ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. ve devamı maddeleri uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, davalı taraf ticari defterlerini sunmamış davacı ticari defterleri üzerinden yapılan inceleme neticesinde 19/12/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu SMMM Bilirkişisi …’ten alınan bilirkişi raporunda özetle; “…Davalı taraf ticari defter ve belgelerini sunmadığı için inceleme davacı … Unlu Mamüller …Ltd .Şti.nin defter kayıtlarına münhasıran yapıldığı, davacı şirketin 2018-2019 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin T.T.K’nun 64/III maddesinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırıldığı, ancak tutulması zorunlu defterlerden Defteri kebir ve envanter defterlerinin 2018 yılında hiçbir kayıt içermediği, defterlerin boş bırakıldığı, ayrıca ticari defterlerinin TTK m.64/1 fıkrasında belirtilen usul ve esaslara uygun tutulmadığı tespit edilmekle davacı şirket ticari defterlerinin HMK 222. Maddelerinde ifade edilen kanuni şartları tam olarak taşımadığından sahibi lehine delil olma özelliği bulunmadığı, davacı şirket ticari defterlerinde takip/dava konusu edilen 3 adet toplam 4.123,65 TL tutarlı faturaların kaydının bulunduğu, davacı şirket ticari defterler kayıtlarının usulüne uygun düzenlenmemesi, tüm şalgam ürünleri satılan müşterilerine ait borç/alacak işlemlerinin tek bir cari hesap altında izlenmesi ve yıl sonunda tek bir işlemde toplu olarak tahsilat kaydedilmesi nedeniyle davalı borcuna karşılık yapılmış bir ödeme olup olmadığı tespit edilemediği, davacının ticari defter kayıtlarında takip/dava tarihi itibariyle davalı Safet Dayanak adına herhangi bir alacak bakiyesinin bulunmadığı, davalı tarafından ticari defter ve belgelerini sunmaması nedeniyle tarafların defter kayıtları birbirini teyit edip etmediği hususunun karşılaştırılamadığı…” bildirilmiştir.
İddiasını usulüne uygun yazılı delille ispat edemeyen davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış, davacı vekili tarafından duruşmada yemin teklif edilmesi üzerine duruşmada hazır bulunan davalıya söz konusu malzemelerin tarafına veya bilgisi dahilinde üçüncü şahıslara teslim edilmediği yönünde yemin eda etmiştir.
Davalı asil 04/04/2022 tarihli duruşmada; ” Ankara …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacağa konu irsaliye faturaları (20.12.2018 tarih A-289550, 21.11.2018 Tarih A-289477, 06.09.2018 A-290063 irsaliye faturalarından dolayı ben davacı … Unlu Mamüllerinden mal almadım, biz malı … isimli kişiden satın aldık, … marka şalgamlarını Latif Yurttan aldım, 4.123,65 TL davacıya bir borcum yoktur, ben aldığım malların parasını …’a elden ödedim, benim davcıya borcum olmadığına namusum ve şerefim ve kutsal saydığım tüm değerler üzerine yemin ediyorum” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
Toplanan delillere göre; davacı vekili, satıma konu mal bedelinin ödenmediği iddiasıyla başlatılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürmüş ise de, ispat yükü kendisinde olan davacı mal teslimini ve bakiye alacağını usulüne uygun delillerle ispat edemediği, yemin deliline de dayanılması üzerine davacının söz konusu faturalardan kaynaklı malzemeleri davacıdan teslim almadığı ve davacıya borcu olmadığı yönünde yemin eda ettiğinden ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 341. Maddesi gereği miktar itibariyle KESİN olarak davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04.04.2022