Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/486 E. 2022/941 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/486 Esas – 2022/941
T.C.
ANKARA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/486
KARAR NO : 2022/941

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
K.YAZIM TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … … ile arasındaki İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS) gereğince Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.02.2018 tarih, … E, … karar sayılı kararı ile İstanbul …İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasında verilen ilamdan dolayı … EDAİ hesabına 13/06/2019 tarihinde 41.282,79 TL ödendiğini, Genel Müdürlük tarafından yapılan bu ödemeye konu Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.02.2018 tarih, … E, … karar sayılı kararındaki vekalet ücreti ve yargılama gideri çıkarıldıktan sonra kalan 35.422,90 TL’den ödeme tarihi olan 13/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte … Elektrik Makine İnş. Tur. Taah. Ve Tic. A.Ş ve davalı şirketin sorumlu olduğu bu kapsamda Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında bu miktarı işlemiş faizi ile talep ettiklerini, takibe davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamını ve kötü niyetle takibe itiraz eden davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile dava dışı … … arasındaki İHDS hükümlerine taraf olmadıklarını, dava konusu miktarın davalı şirkete rücu edilemeyeceğini, aksi düşünülse bile İstanbul …İş Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında davalı …’ın %70, Davalı …’nın %20, davalı şirket olan … Eletrik Ltd. Şti’nin ise %10 sorumluluğu tespit edildiğini, buna karşılık davacı …’ın yapılan tüm ödeme nedeniyle davalıya yönelik icra takibi başlattığını, kabul anlamına gelmemek üzere %10 sorumluluk yönünden rücu düşünülse dahi mahkemece temerrüdün gerçekleştiği tarihin tespiti gerekeceğini beyanla, haksız davanın reddini, icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası,

Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı kararı,
İstanbul …İş Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı,
Ödeme dekontları,
İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi,
… … ile davalı arasında akdedilen sözleşme ve şartnameler,
Hizmet Alım Sözleşmeleri, Teknik ve İdari Şartnameler, Kurum Kayıtları.
İstanbul …İş Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararında; “Dava dışı sigortalı … …’ın, Davalı … Elektrik Makine İnşaat Turizm Taahhüt ve Ticaret A.Ş. adına sorumlu olarak Davalı … Elektrik ve ticaret Ltd Şirketi taşeronluğunda çalıştığı, dava dışı sigortalının mirasçılarının davalılar aleyhine ikame ettikleri maddi manevi tazminat talepli davanın yargılaması neticesinde, İstanbul …İş Mahkemesi 19/12/2006 tarih ve … E – … K sayılı ilamı ile ”Davalı …’ın %70, Davalı … A.Ş.’nin %20, Davalı … Elektrik Ltd Şti’nin %10 oranlarında kusurlu bulundukları, dava dışı sigortalı … …’ın kazanın oluşunda herhangi bir kusurlarının bulunmadığının” tespit edilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği, temyizi neticesinde, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/8095 – 20286 E – K sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kesinleştiği, kesinleşen Mahkeme ilamındaki kusur oranlarının taraf sıfatı bulunan davalılar yönünden kesin hüküm halini aldığı, Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı Kurum sigortalısı … …’ ın 06/01/2001 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucu vefat ettiği, sigortalının hak sahiplerine peşin sermaye değerli gelir bağlandığı, meydana gelen kazada, Davalı …’ ın %70, Davalı … AŞ’nin %20, Davalı … Ltd Şti’nin %10 oranlarında kusurlu oldukları, dava dışı sigortalı … …’ ın ise kusurunun bulunmadığı, Davacı Kurum, hak sahiplerine, 30/04/2003 onay tarihli 14.510,74_TL gelir bağlandığı, Davacı Kurum’un, sigortalının hak sahiplerine bağladığı gelirin ilk peşin değerini Davalılardan kusuru oranında talep edebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.02.2018 tarih, … Esas … Karar sayılı kararında; Davacının … Elektrik Dağıtım A.Ş. Davalının ise iş bu dava dosyasının davacısı … Genel Müdürlüğü olduğu davada dava dilekçesine göre taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi gereğince, daha önce davalı tarafından yürütülen elektrik dağıtım ve perakende satış işinin sözleşme tarihinden sonra davacı tarafından yerine getirildiği, sözleşmenin 7.4 maddesi gereğince, sözleşme tarihinden önceki dönemde sözleşme konusu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerinin sorumluluğunun davalı TEDAŞa ait olduğunu, bu nedenle davacı … tarafından İstanbul …İş Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı kararı gereğince dava dışı işçi hak sahiplerine ödenen tazminatlardan da davalının sorumlu olduğunu iddia ederek, İHDS hükümleri ve hukukun genel prensipleri gereğince davalı …’ın sorumluluğunda bulunan fakat davacı tarafından ödenmek zorunda kalınan toplam 26.090,78 TL’nin temerrüt tarihi olan 13/10/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, söz konusu dava nedeniyle katlanmak zorunda kalınan temyiz harç ve gideri ile şimdilik 50,00 TL onama harcının ayrı ayrı ödeme tarihlerinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği davalı … cevap dilekçesinde dava konusu edilen rücu talebine konu ödemelerin davacı ve davalı şirketin bilançosuna yansımış olmasına bağlı olarak davalı … tarafından yapılmış bir ödeme anlamına geleceğinden mükerrer ödemenin söz konusu olacağını davacının sözleşmeden kaynaklanan bir talep hakkının bulunmadığını, bir an için davacının haklı olduğu kabul edilse dahi müvekkili kurumun yalnızca İstanbul …İş Mahkemesinin kararında belirtilen, tutardan sorumlu olup icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflar ve faizden sorumlu olmadığını ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece davacı şirketin dağıtım tesislerinin İHDS öncesi yürütüldüğü dönemlerdeki faaliyeti kapsamında ortaya çıkan üçüncü kişi alacağından İHDS’nin 7.6 maddesi kapsamında davalı …’ın sorumlu olduğu, davacının kesinleşen mahkeme kararı sonucunda ödediği bedeli mevzuat hükümlerince belirlenecek miktarda davalı …’tan talep edebileceği, davacının icra dosyasına ödeme yaparak talepte bulunmaya hak kazandığı, 24/07/2006 tarihli İHDS’nin 7.2 maddesinde sadece dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olarak sözleşmenin imza tarihinden sonra ortaya çıkacak iddia ve hukuki ihtilafların davalı …’a bildirileceği düzenlenmiş olup, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıklar dışındaki uyuşmazlıklar yönünden bir bildirim yükümlülüğü getirilmediği ve esasen dava konusu alacağın dayanağını teşkil eden davanın davalı …’a ihbar olunduğu görülmekle davacının anılan mahkeme ilamında aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti ile bunların faizlerinin ve icra masraflarını davalıdan talep edebileceği İHDS kapsamında …’ın sorumlu olacağı gerekçesiyle, “Davanın kabulü ile, 26.759,71 TL toplam alacağın; 223,30 TL’lik kısmına 09/12/2013 tarihinden, 223,50 TL’lik kısmına 06/03/2014 tarihinden, 222,13 TL’lik kısmına 23/10/2014 tarihinden, 26.090,78 TL’lik kısmına 13/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verildiği, Kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 10/04/2019 tarih, 2018/1201 esas – 2019/483 karar sayılı ilamı ile başvurunun reddine kesin olarak karar verilmiş olmakla hükmün, 10/04/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ankara …İcra Müdürlüğü’nün 2020/8349 Esas takip sayılı dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısının davacı ….Anonim Şirketi, takip borçlularının dava dışı … Elektrik Makina İnşaat Turizm Taahhüt ve Ticaret Anonim Şirketi ile davalı … Elektrik Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi olduğu; 43.599,71 TL alacak için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 14/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 21/10/2020 tarihli dilekçesiyle icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişinin 07/07/2022 tarihli raporunda; Davacının 13/06/2019 tarihinde ödediği miktarın 41.282,79 TL olduğunu, 4.858,83 TL’si ilam ferilerinden doğduğundan ve ilam ferilerine davacı ile dava dışı … … arasındaki İHDS’den doğan uyuşmazlık sebep olduğundan bu miktarın İstanbul …İş Mahkemesinin 2018/117 Esas ve … Karar sayılı ilamından doğan sorumluluk ile ilgili olmadığını, İstanbul …İş Mahkemesinin 2018/117 Esas ve … Karar sayılı ilamından doğan sorumluluğun 41.282,79 – 4.858,83 = 36.423,96 olup davacı daha az 36.422,90 TL talep ettiğinden hesaplamada bu miktarın esas alınacağını, İstanbul …İş Mahkemesinin 2018/117 Esas ve … Karar sayılı ilamında davalı şirketin sorumluluğunun “Davalı …’ın %70, Davalı … AŞ’nin %20, Davalı … Ltd. Şti.nin %10 oranlarında” denilerek tespit edildiğini, bu ilamın kesinleşmiş olduğunu, rücüan talep edilebileceğinin düşünülmesi halinde miktarın; 36.422,90 TL X %10 = …642,29 TL olup, işlemiş faizi de; Miktarının …642,29 TL, ödeme tarihinin 13/06/2019, takip tarihinin 07/10/2020, günün 482, oranın %9, faizin 432,88 olarak hesaplandığını, takdirin mahkemeye ait olmak üzere, Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali davasında, itirazın iptali düşünülür ise, davacı talebi ile bağlı kalınarak rücuya esas miktar ile işlemiş faizinin; rücuya esas miktarın …642,29 TL işlemiş faizinin 432,88 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava itirazin iptali olup, itirazın süresinde olup olmadığı, takibin durup durmadığı, davacının düzenlediği fatura içeriği ile ilgili taraflar arasında akdi ilişki olup olmadığı, faturadaki malların davalı tarafa teslim edilip edilmediği, davacının alacağı var ise miktarının uyuşmazlık konusu olduğu tespit edildi.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14….2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
İstanbul …İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında iş kazası olduğu ileri sürülerek açılan davada dava tarihinin 24/03/2008 olduğu, hak sahiplerine peşin sermaye değerli gelir bağlandığı ve kusur oranında davalılardan tahsili istemine ilişkin olup davada davacısının SGK kurumu olduğu, davalıların … elektrik Makina İnş. Tur. Taah. ve Tic. A.Ş., … Elektrik Dağıtım A.Ş. ve işbu davanın davalısı … Elektirik ve Tic. Ltd. Şti. olduğu halde 14.510,74 TL’nin 30.04.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline ilişkin karar verildiği, karar tarihinin 04/12/2013 olduğu, davalı ile birlikte müşterek müteselsilen sorumlu olduğu ileri sürülerek hükmolunan alacağın davalı kurumun sorumlu olduğu kısmının SGK tarafından ödendiği ve söz konusu davanın davalılarından … Elektrik Dağıtım A.Ş.nin ödediği miktarın davalı Tedaşa yönelik olarak İHDS hükümlerine göre sorumlu olduğundan bahisle alacak isteminin Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.02.2018 tarih, … E, … karar sayılı kararla davanın kabulüne karar verildiği, iş bu dava ile davacı …’ın dava dışı … …’a ödeme yaptığı ileri sürülerek Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesindeki söz konusu dosyasındaki vekalet ücreti ve yargılama gideri dışında kalan miktarın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili bakımından başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.06.2021 tarih ve 2017/4-1442 Esas, 2021/839 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere”Müteselsil borçluluk; bir irade beyanı veya kanun hükmü dolayısıyla bir edimin birden ziyade borçlulardan her birinin tamamını ifa etmekle yükümlü bulunduğu, alacaklının ise tamamını ancak bir defa ifa etmek üzere edimi borçlulardan dilediği birinden talep etmeye yetkili olduğu ve borçlulardan birinin ifası veya ifa yerini tutan fiiliyle diğerlerinin bu oranda alacaklıya karşı borçtan kurtulacakları bir birlikte borçluluk hâlidir (Akıntürk, T.: Müteselsil Borçluluk, Ankara 1971, s.35). Gerçekten de birden ziyade kimse, alacaklıya karşı aynı sebepten dolayı ve her biri borcun tamamı için “asıl borçlu” sıfatıyla borçlu olurlarsa, müteselsil borçluluktan bahsedilebilecektir (Tekinay, S.S./Akman, S./Burcuoğlu, H./Altop, A.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, …Baskı, İstanbul 1993, s.285)…. Tazminatın tamamının zarar verenlerden yalnız birisine karşı açılan davada talep edebilmesi, zarar görene ispat ve tahsil kolaylığı sağlar. Buna göre, zarar gören tazminat davasını en sağlam ispat araçlarına sahip olduğu zarar verene karşı açabileceği gibi, böyle bir davayı, tazminatı ödeme gücü en fazla olan zarar verene karşı da açabilir. Bu sayede zarar gören zarar verenlerden her birini ayrı ayrı dava edip, sayısız zahmetlere katlanacağı yerde, tamamı aleyhine açacağı bir tek dava ile de kolayca sonuca ulaşabilir. Keza, zarar görenin, tazminat alacağının bir kısmını, bir zarar verenden, diğer kısmını da diğer zarar verenden istemesi mümkündür. Ancak, burada “tek zarar, tek tazminat ilkesi” geçerli olduğundan, tazminat ödeme borcu, zarar verenlerden biri tarafından yerine getirildiği oranda sona erer. Zarar verenlerden biri, tazminatın tamamını ödediği taktirde, borç ortadan kalkar, dolayısıyla, zarar gören böyle bir hâlde artık diğer zarar verenlerden tazminat talep edemez (Eren, F.:Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 21. Baskı, Ankara 2017, s.840). Zarar verenlerin her biri zarar görenin uğramış olduğu zarar nedeniyle doğan tazminatın tamamından sorumlu olup, bu sorumluluk borcun ödenmesine kadar devam eder. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) “…Müşterek borçluların mesuliyeti” başlıklı 142. maddesinin 1. fıkrasına göre (TBK 163/1); “Alacaklı müteselsil borçluların cümlesinden veya birinden borcun tamamen veya kısmen edasını istemekte muhayyerdir.”. Bu maddede zarar görenin zarar karşılığı isteyeceği tazminatın nasıl ve ne miktarda talep edebileceği belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 142. maddesinin 2. fıkrasına göre ise (TBK 163/2); “…Borcun tamamen edasına kadar bütün borçluların mesuliyeti devam eder.” şeklindeki düzenleme ile borcun ancak tamamen ödenmesi ile son bulacağına vurgu yapılmış; “Müteselsil borcun sukutu” başlıklı 145. maddesindeki (TBK 166) “Tediyesi ile veya yaptığı takas ile borcun tamamını veya bir kısmını iskat etmiş olan müteselsil borçlulardan biri, sakıt olan borç nispetinde, diğer borçluları halas etmiş olur.Eğer müteselsil borçlulardan biri borç tediye olunmamış iken ondan tahallüs etmiş ise, diğer borçlular ancak halin veya borcun mahiyetinin irae ettiği nispette bu beraetten istifade edebilirler.” yönündeki hükmü ile de bu durum desteklenmiştir. Müteselsil sorumluluğun getirdiği ikinci ilke, zarar verenler arasındaki ilişki, diğer bir anlatımla iç ilişkidir. İç ilişki rücu ilişkisi olup, tazminat borcunun ortaya çıkmasına neden olan sorumluların birbirleri ile olan ilişkisidir. Rücu ilişkisinden doğan hak ise rücu hakkıdır. Rücu, kendisine veya başkasına ait bir borç ifa ederek alacaklıyı tatmin eden kişinin, alacaklıya yaptığı edanın tamamını veya bir kısmını başka kişiden talep etmesidir. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip olur (Antalya, G.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt II, İstanbul 2017, s.554). 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi (TBK 62) iç ilişkiyi düzenlemiştir. Bu maddelere göre tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, yaptığı fazla ödeme için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahiptir ve zarar görenin haklarına halef olur ve buradaki rücuda teselsül değil, pay esası geçerlidir. Müteselsil sorumlulukta sorumluların birbirlerine karşı rücu ilişkisinde göz önünde tutulacak ilkeler Borçlar Kanunu’nun 50. maddenin 1. fıkrası ile 51. madde de (TBK 62/1) düzenlenmiştir.“ Haksız fiil halinde” başlığını taşıyan 50. maddenin 1. fıkrası; “Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde müşevvik ile asıl fail ve fer’an methali olanlar, tefrik edilmeksizin müteselsilen mesul olurlar. Hakim, bunların birbiri aleyhinde rücu hakları olup olmadığını takdir ve icabında bu rücuun şumulünün derecesini tayin eyler.” “Muhtelif sebeplerin içtimaı hâlinde” başlığını taşıyan 51. madde;“Müteaddit kimseler muhtelif sebeplere (haksız muamele, akit, kanun) binaen mesul oldukları takdirde haklarında, birlikte bir zarar vukuuna sebebiyet veren kimseler hakkındaki hükümlere göre muamele olunur.Kaideten haksız bir fiili ile zarara sebebiyet vermiş olan kimse en evvel, tarafından hata vaki olmamış ve üzerine borç alınmamış olduğu halde kanunen mesul olan kimse en sonra, zaman ile mükellef olur.” şeklinde karar verilmiştir.
İstanbul …İş Mahkemesinin 04/12/2013 tarihli, … Esas … Karar sayılı kararında belirtildiği şekilde İstanbul …İş Mahkemesi 19/12/2006 tarih ve … E – … K sayılı ilamında dava dışı sigortalı … …’ın, Davalı … Elektrik Makine İnşaat Turizm Taahhüt ve Ticaret A.Ş. adına sorumlu olarak Davalı … Elektrik ve ticaret Ltd Şirketi taşeronluğunda çalıştığı, dava dışı sigortalının mirasçılarının davalılar aleyhine ikame ettikleri maddi manevi tazminat talepli davanın yargılaması sonucunda İstanbul …İş Mahkemesi 19/12/2006 tarih ve … E – … K sayılı ilamı ile ”Davalı …’ın %70, Davalı … A.Ş.’nin %20, Davalı … Elektrik Ltd Şti’nin %10 oranlarında kusurlu bulundukları, dava dışı sigortalı … …’ın kazanın oluşunda herhangi bir kusurlarının bulunmadığının” tespit edilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği, temyizi neticesinde, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/8095 – 20286 E – K sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kesinleştiği, kesinleşen Mahkeme ilamındaki kusur oranlarının taraf sıfatı bulunan davalılar yönünden kesin hüküm halini aldığı anlaşılmıştır.
İstanbul …İş Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı İstanbul …İş Mahkemesi 19/12/2006 tarih ve … E – … K sayılı ilamıAnkara …Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.02.2018 tarih, … Esas … Karar sayılı kararıAnkara …Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.02.2018 tarihli, … Esas … Karar sayılı kararı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda davacı Kurum sigortalısı … …’ ın 06/01/2001 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucu vefat ettiği, sigortalının hak sahiplerine SGK tarafından peşin sermaye değerli gelir bağlandığı, meydana gelen kazada, dava dışı …’ ın %70 ve … AŞ’nin %20, davalı … Ltd Şti’nin %10 oranlarında kusurlu oldukları, dava dışı sigortalı … …’ ın ise kusurunun bulunmadığı davalı ile birlikte müşterek müteselsilen sorumlu olduğu ileri sürülerek hükmolunan alacağın davalı kurumun sorumlu olduğu kısmının SGK kurumunca ödendiği, İstanbul …İş Mahkemesinin 04/12/2013 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı ile Davacı Kurum’un, sigortalının hak sahiplerine bağladığı gelirin ilk peşin değerini davalılardan kusuru oranında talep edebileceği gerekçesi ile davanın kabulü ile (iş bu davada dava dışı olan) … elektrik Makina İnş. Tur. Taah. ve Tic. A.Ş. ile … Elektrik Dağıtım A.Ş. ve işbu davanın davalısı … Elektirik ve Tic. Ltd. Şti. olduğu halde 14.510,74 TL’nin 30.04.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline ilişkin karar verildiği; Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.02.2018 tarihli, … Esas … Karar sayılı kararı ile (iş bu davada dava dışı) davacı … Elektrik Dağıtım A.Ş. davalının ise iş bu dava dosyasının davacısı … Genel Müdürlüğü olduğu dava konusu alacağın dayanağını teşkil eden davanın davalı …’a ihbar olunduğu davacının anılan mahkeme ilamında aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti ile bunların faizlerinin ve icra masraflarını davalıdan talep edebileceği İHDS kapsamında …’ın sorumlu olacağı gerekçesiyle, “Davanın kabulü ile, …’tan 26.759,71 TL toplam alacağın tahsiline yönelik karar verildiği, davacının dava dışı … …’a 13/06/2019 tarihinde ödediği miktarın 41.282,79 TL olduğu, 4.858,83 TL’si ilam ferilerinden doğduğundan ve ilam ferilerine davacı ile dava dışı … … arasındaki İHDS’den doğan uyuşmazlık sebep olduğundan bu miktarın İstanbul …İş Mahkemesinin 2018/117 Esas ve … Karar sayılı ilamından doğan sorumluluk ile ilgisinin olmadığı, İstanbul …İş Mahkemesinin 2018/117 Esas ve … Karar sayılı ilamından doğan sorumluluğun 41.282,79 – 4.858,83 = 36.423,96 olup davalıdan talep edebileceği asıl alacak miktarının 36.423,96 TL olduğu; davacının ise 36.422,90 TL talep ettiği, dava dışı … …’ın haksız fiil nedeni ile İstanbul …İş Mahkemesi’nin 19/12/2006 tarih ve … E – … K sayılı ilamında müteselsilen borçlu olup, davada davalı olarak yer aldıkları anlaşılmıştır.
Davacı …’ın İş Mahkemesi davasında haksız fiil nedeni ile taraf olmadığından iç ilişkiye nazaran müteselsil sorumluluk ödemeye ilişkin davalıyı ihtarname ile temerrüde uğrattığına yönelik ihtarname bulunmadığı ve dayanak alacağın haksız fiile dayanması nedeni ile dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulamak gerekmiş; haksız fiille davalılarla birlikte müteselsil sorumluluğun dava dışı …’a ait olduğu ve haksız fiili ika etmeyen davacı …’ın haksız fiile ilişkin davalılarla müteselsil sorumluluğu olmadığı gibi davacı …’ın dava dışı … … ile aralarında sözleşme ilişkisi olduğu; bu bağlamda yapmış olduğu ödeme rücu kapsamında diğer davalılardan TBK m. 62 ve 163. ve İİK m. 61 gereğince davacının müteselsil borçlulardan birinden ya da ayrı ayrı talep edebileceği ya da borçluların tümüne icra takibinin de yapabileceği gibi borcun tamamını veya bir kısmını talep etmede muhayyer olduğu anlaşılmıştır.
Başkasına ait bir borç ifa ederek alacaklıya ödeme yapan kişinin, alacaklıya yaptığı edanın tamamını veya bir kısmını müteselsil sorumlu olan borçludan talep edebileceği gibi tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip olduğundan davanın kısmen kabulüne karar vermek; alacak haksız fiile dayanmakla yargılama gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminat istemi ile davacının takipte kısmen de olsa haklı olmasına göre yasal koşulları oluşmayan davalının kötü niyet tazminat isteminin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1.Davanın kısmen kabulüne; Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 36.422,90 TL asıl alacak ile ilgili borçlu itirazının iptali ile takibin devamına,
2.Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
…Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4.Alacak yargılama gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminat istemi ile davacının takipte haklı olmasına göre yasal koşulları oluşmayan davalının kötü niyet tazminat isteminin ayrı ayrı reddine,
4-Alınması gereken 2.488,04 TL harçtan peşin alınan 526,58 TL’nin düşümü ile eksik alınan 1.961,46TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 1.095,60 TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 224,40 TL’nin ise davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan toplam 594,38TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan …200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 7.176,81 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti:1.000,00 TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri: 105,50 TL olmak üzere toplam 1.105,50TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 917,56TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2022