Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/481 E. 2022/163 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/481 Esas – 2022/163
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/481 Esas
KARAR NO : 2022/163

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 11/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/10/2020 tarihli kazada yolcu konumunda olan müvekkilinin ağır yaralandığını ve sakat kaldığını, kazada kusurlu yanın sigortacısının davalı olduğunu, davalıya zararın tazmini için yapılan başvurunun haksız olarak reddedildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkili için şimdilik 100,00 TL sürekli iş göremezlik, 100,00 geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun başvuru yapılmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı sürücünün kusuru ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderler şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzil edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.
Davacının 06/03/2022 tarihli dilekçesi ile dosyaya sunmuş olduğu sulh protokolü uyarınca anlaştıkları ve sulh doğrultusunda karar verilmesini talep etmiş oldukları anlaşılmıştır.
HMK’nun 313 ve devamı maddelerinde sulh düzenlenmiş olup, sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları sözleşme olarak tarif edilmiş ve hükmün kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği öngörülmüştür. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuçlar doğurur. Mahkemece taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre, sulhe göre karar verilmesini istemezler ise karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği belirtilmiştir.
Eldeki davanın niteliği gereği tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalardan olduğu anlaşılmıştır. Taraflar mahkeme dışı sulh olduklarını ve birbirlerinden yargılama gideri talep etmediklerini beyan ettiklerinden ve sulhe göre de karar verilmesini istemediklerinden açılan dava ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
SULH NEDENİ İLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olmakla 492 sayılı yasanın 22. maddesi dikkate alınarak sulh olunan miktar (26.000,00 TL) üzerinden hesaplanan alınması gerekli olan 1.776,06 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Taraflarca talep edilmediğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve taraf vekilleri yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Artan gider avansı bulunduğu takdirde karar kesinleştiğinde istek halinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2022