Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/462 E. 2022/515 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/462
KARAR NO : 2022/515
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2021
KARAR TARİHİ : 20/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Tarafların gerçek kişi tacir olup davanın ticari işten kaynaklandığını, müvekkil … ile Davalı … (… Nakliyat Kimya Kozmetik) arasında 30.06.2020 tarihinde taşıma sözleşmesi düzenlendiğini, Sözleşmeye göre müvekkil …’ın kendisine ait … ve …. plakalı kamyonları ile Ankara Kırıkkale arasında sanayi gaz tüpü taşıma işi olduğunu, sözleşmenin süresi 01.07.2020 ile 30.06.2021 arasında bir yıl süreli olup ücretin aylık olarak 14.000.-TL olduğunu, Davalının ayrıca araçların yakıt giderlerini karşılamakla olduğunu, sözleşmenin 9. Maddesine göre “.. sözleşme bu süre içinde ( 01.07.2020 ile 30.06.2021 arasında) tarafların vazgeçmesi halinde vazgeçen karşı tarafa 25.000.00.-TL tazminat ödemeyi taahhüt eder.” hükmünü taşıdığını, Sözleşme taraflar arasında kurulmuş ve devam ederken müvekkilden kaynaklanan haklı bir neden olmaksızın davalı tarafından 31.10.2020 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini ve müvekkilin hesabına 14.12.2020 tarihinde 7.000.00-TL “Feshedilen sözleşmeye istinaden” açıklaması ile para gönderildiğini, Ancak bu paranın yine sözleşmeden kaynaklanan “yakıt alacağına” karşılık geldiğinden bu ödeme mü vekkilin vazgeçme tazminatından değil yakıt alacağından mahsup edildiğini, Davalıya 15.02.2021 tarihinde Altındağ siteler postanesinden telgraf ihtarı çekilerek, Sözleşmeden kaynaklanan vazgeçme tazminatının ödenmesinin talep edildiğini ve ihtarnamenin davalı tarafa 16.02.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının İhtarnameye ….Yevmiye sayılı ihtarnamesi ile cevap verdiğini, cevabında, sözleşmenin varlığını, geçerli Sözleşmeyi feshettiğini kabul ettiğini, ayrıca taraflar arasında sözleşmenin feshi ve fesih tazminatının 7.000.00 TL olarak anlaşmaya varıldığını iddia ettiğini, ancak davalının tarafların fesih konusunda ve 25.000.00.-TL olan tazminatın 7.000.00.-TL ödenmesi konusunda anlaşma yapıldığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, ödenen paranın vazgeçme tazminatı olmayıp müvekkilin yine sözleşmeden kaynaklanan yakıt alacağı olduğunu, bu durumda “yazılı belgeye karşı yazılı belge” kuralı gereğince Davalının “sözleşmenin feshi konusunda karşılıklı anlaşıldığı” ve ” vazgeçme tazminatı olarak 7.000.00- TL karşılığında müvekkilin davalıyı ibra ettiğine” ilişkin yazılı belge sunması gerektiğini, ancak böyle bir anlaşma ve ibralaşmanın bulunmadığını, belirterek; tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile, 30.06.2020 tarihli yazılı Taşıma sözleşmesinin 9. Maddesinden kaynaklanan 25.000.00. TL nin temerrüt tarihi olan 19.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasana karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin tacir değil esnaf olduğunu, aynı şekilde davacının da esnaf olduğunu, nitekim davacının, mersis’te esnaf olarak kayıtlı olduğunu. 21 Mayıs 2016 tarih 29718 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Esnaf Ve Sanatkâr İle Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu Kararı Karar No: 2” ile, müvekkilin Ulaştırma Hizmetlerinden P04 kodu, Pl1 kodu ve P14 kodu ile evden eve, şehir içi ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı yaptığını, Yaptığı bu faaliyetlerin esnaf faaliyetleri esnaf kapsamında olduğunu, Bu nedenle görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, İtirazın kabulü ile dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, Müvekkilin davaya konu işi … Tıbbi Sınai Gazlar A. Ş.’nden aldığını, bu şirketin bir müddet sonra özellikle pandemi şartları nedeniyle artan maliyetler nedeniyle taşıma işini kendilerinin yapacağından bahisle müvekkile iş vermeyi kestiğini, böylelikle işi yapmanın imkânsız hale geldiğini, işi alamayan müvekkilin doğal olarak davacı ile olan sözleşmesini feshetmek zorunda kaldığını, işin sona ermesinde müvekkilin bir kusuru olmadığını, hastalığı nedeniyle artık çalışamayan, iş de alamayan müvekkilin Mart 2021’de faaliyetine son vererek kayıtlarını da kapattığını, Buna rağmen müvekkilin, davacı ile görüştüğünü ve 8.000,00 TL cezai şart konusunda anlaştığını, Müvekkilin 14.12.2020 tarihinde bu parayı davacıya havale ettiğini, Türk Borçlar Kanunu m.182 gereğince kararlaştırılan ceza ikinci bend gereğince sözleşmenin ifası, müvekkilin sorumlu tutulamayacağı şekilde imkânsız hale geldiğini, bu nedenle cezai şartın artık istenemeyeceğini, tüm bu nedenlerle 25.000,00 TL bedelin fahiş olduğunu, sözleşmenin bedeli, maliyetler ve vergiler düşüldükten sonra ortaya çıkacak kazanca göre bu miktarın fahiş olduğunun görüleceğini, bu nedenle 25.000,00 TL cezai şartın TBK m. 182 b3 gereğince indirilmesini, zaten 8.000,00 TL ödendiği için de davanın reddini talep ettiklerini, Ayrıca talep edilen alacağın zaman aşımına uğradığını ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, belirterek; haksız ve yersiz açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
-Arabuluculuk son tutanağı,
-Taraflar arasında imzalanmış 30/06/2020 tarihli taşıma sözleşmesi,
-Davacı ve davalı ticari defter ve bağlı kâğıtları, faturalar,
-… Bankası Dekont sureti,
-Ankara Esnaf ve Sanatkarlar odası, Başkent Vergi dairesi, Ticaret odası kayıtları
-22/03/2022 günlü bilirkişi raporları,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan alacak davasıdır.
6102 Sayılı TTK’nun 5/3. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1.maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1.maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.

Somut olayda; uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında imzalanan taşıma sözleşmesine dayalı alacağa yöneliktir. Taraflar tacir değildir. Taraflar tacir olmadığı ve uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığından eldeki dava Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde düzenlenen nisbi ticari davalardan olmadığı gibi, mutlak ticari davalardan da değildir. Hal böyle olunca uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup, davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekir. Bu nedenlerle HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1- HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USÛLDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-HMK’nun 20/1.maddesi gereğince istek halinde ve karar kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi gönderilmesine, iki haftalık süre içerisinde başvurulmaması halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-HMK’nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
5-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair; Davacı vekili ile davalı vekillinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 20.06.2022

Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]