Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C… 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/452
KARAR NO : 2021/763
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/01/2017
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
K. YAZIM TARİHİ : 22/11/2021
Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kendi bölgesinde dağıtım faaliyetlerini sürdürebilmek için davalıya ait iletim hatlarına bağlanmak ve bu hatları kullanmak zorunda olduğunu, müvekkili ile davalı … arasında ilk olarak 16.09.2009 tarihinde Sistem Kullanım ve Bağlantı Anlaşması imzalandığını, yazılı sözleşme öncesi dönemde taraflar arasında fiili olarak sözleşmesel ilişki kurulduğunu, davalının İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildiriminin 1.5.maddesinde, “… tesislerinde kullanıcının bağlı olduğu fidere 00.00-24.00 saatleri arasında üç veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açması” şeklinde tanımlanan ihlâlle ilgili Ocak 2007-Aralık 2009 dönemleri arası için müvekkil şirket aleyhine toplam 36 adet fatura ile 782.943,95 TL. ceza tahakkuk ettirdiğini, davalı tarafça tek taraflı olarak kabul edilerek uygulamaya konulan Yöntem Bildirimi’ne göre ceza uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını, davalı … ile (özelleştirme gerçekleştirilmediği için bütün dağıtım şirketlerini temsil eden) … arasında 08.03.2007 tarihinde imzalanan protokolde; Kamu mülkiyetinde olan dağıtım şirketlerinin personel yetersizliği ve yatırım ödeneklerinin kısıtlılığı nedenleriyle gerekli altyapının tamamlanamamış olması, eleman yetersizliğinden dolayı bakım-onarım faaliyetlerinin istenilen seviyede yapılamaması dikkate alınarak, “Sistem Kullanım Anlaşmalarındaki Cezai Şartlar” başlıklı 10. maddede ve Yöntem Bildiriminin 1.5’inci maddesinde yer alan cezai hükümlerin 3 yıl Dağıtım Şirketlerine uygulanmaması yönünde … ve Dağıtım Şirketlerinin EPDK nezdinde muafiyet talebinde bulunması hususlarında mutabık kalındığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 782.943,95 TL. tutarındaki ceza ödemesinin ödeme tarihi olan 28.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğunu, dava konusu ceza faturasının ilgili olduğu döneme ilişkin olarak davacı ile müvekkili arasında imzalanmış bir Sistem Kullanım Anlaşması bulunmadığından, ceza faturasının İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildiriminin (Yöntem Bildirimi) 1.5 maddesine göre düzenlendiğini, hak düşürücü süre, zamanaşımı, husumet ve diğer yönlerden de itirazlarını sunduklarını, davaya konu 36 adet ceza faturası bedellerinin davacı tarafından 28.03.2013 tarihinde ödendiğini, dağıtım şirketleri gibi bazı kullanıcıların zamanında müvekkili ile sistem kullanım anlaşması imzalamaması nedeniyle sistem kullanım anlaşması imzalayarak yasal yükümlülüklerini yerine getiren kullanıcıların aleyhine bir durum oluşacağı için 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe giren Yöntem Bildiriminde gerekli düzenleme yapıldığını ve gerekli yaptırımların uygulanabilmesinin hüküm altına alındığını, ayrıca 08.03.2007 tarihinde … ve müvekkili arasında yapılan toplantı sonucu, “cezai hükümlerin 3 yıl süresince Dağıtım Şirketlerine uygulanmaması yönünde … ve Dağıtım Şirketlerinin EPDK nezdinde muafiyet talebinde bulunması ve Sistem Kullanım Anlaşmasında yer alan 15 günlük ödeme süresinin 30 güne çıkarılması için … ve Dağıtım Şirketlerinin EPDK nezdinde girişimde bulunması hususunda” mutabık kalınmış ise de, bu konuda mevzuatta herhangi bir düzenleme yapılmadığından cezai işlemlerin Elektrik Dağıtım Şirketlerine uygulanmamasının mümkün olmadığını, Yöntem Bildiriminde, düzenlenen bahse konu faturalar için yazılı uyarıda bulunulmasını gerektirecek bir hüküm de bulunmadığını, anlaşma imzalanmış olsaydı dahi, ihlâlin niteliğine göre önceden bildirimde bulunulmasının mümkün olmayacağını, dava konusu ceza faturalarının, idari para cezası olmayıp, sözleşme koşullarının (yöntem bildiriminin) ihlâlinden kaynaklanan cezai şart olduklarını, iletim hizmeti sunmak ve arz güvenliğini sağlamak için cezai yaptırımların düzenlenmesinin zorunlu olduğunu, davaya konu faturalara ilişkin ödemenin ihtirazi kayıtla yapılmadığını, talep edilen faiz oranlarını ve faizin başlangıç tarihini kabul etmediklerini savunarak, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER: Taraf delilleri toplanmış, …. den davacı …Ş. ile yapılan sistem kullanım ve bağlantı anlaşmaları ile ekleri getirtilmiş, bilirkişiden rapor alınmıştır.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava; Dava, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafça ödenen ceza faturalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda …. Karar sayılı ilamı ile; “Davanın kabulü ile; 782.943,95 TL alacağın ödeme tarihi olan 28.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsil edilerek davacı şirkete verilmesine,” karar verilmiştir.
Kararın istinafı üzerine Ankara BAM’nin …. Karar sayılı ilamı ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş, sonrasında Ankara BAM’nin … Karar sayılı ilamı ile önceki kararda direnilerek davanın reddine karar verilmiş, bu kararında temyizi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ilamıyla “… 02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. / Bu bağlamda, 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.” gerekçesiyle bozularak dosya Mahkememize gönderilmiş, Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay ilamında belirtildiği şekilde; Hükümden sonra 02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Bu bağlamda, 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından HMK’nun 114/1-b ve 115/1-2.maddeleri gereğince yargı yoluna yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
HMK’nun 114/1-b ve 115/1-2.maddeleri gereğince yargı yoluna yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 13.370,73 TL harçtan mahsubu ile fazla 13.311,43 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a başvurmak suretiyle temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/11/2021