Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/425 E. 2021/736 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/425 Esas – 2021/736
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/425 Esas
KARAR NO : 2021/736

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/07/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/10/2018 tarihinde dava dışı araçların kaza yapması neticesinde …’ın yaralandığını, kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde geçerli bir ZMM sigortası bulunmadığından SGK tarafından müvekkili aleyhine açılan … Mahkemesi’nin … karar sayılı ilamı gereği … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında 3.705,35 TL iş göremezlik tazminatı ödendiğini, ödeme yapıldıktan sonra ilgili aracın kaza tarihi itibari ile davalı nezdinde geçerli bir ZMMS poliçesi bulunduğunun tespit edildiğini, yapılan ödemenin davalıdan tahsil için başlatılan … Dairesi’nin … esas sayılı takibin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu iddia ederek takibe itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, kaza iş kazası niteliğinde değilse davacının rücu hakkının bulunmadığını, davanın husumet nedeni ile reddi gerektiği, davayı kabul anlamına gelmemek üzere sigortalının kusuru ve teminat limitlerinde sorumlu olduğunu, geçici işgöremezlik, bakıcı ihtiyacı, tedavi giderinin poliçe kapsamında olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kastı olmaması nedeni ile zarardan sorumlu olmadıklarını, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, dava haksız fiilden kaynaklandığından yasal faiz uygulanması gerektiğini, müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle kusurlu yanın sigortacısından rücuen zararın tazminine dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebidir.
Davalı nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası dosya arasına alınmıştır.
… Mahkemesi’nin … esas sayılı, … Dairesi’nin … esas sayılı, … Dairesi’nin … esas sayılı dosyaları UYAP sisteminden dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı süresinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Rücuen tazminat talebi asıl davanın zamanaşımına tabiidir (Yargıtay 17. HD 2019/2952 esas 2021/2938 karar sayılı ilamı). TBK’nun 72. maddesinde, haksız fiile ilişkin 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. KTK’nun 109/1 maddesi uyarınca da 2 ve kaza tarihinden itibaren herhalde 10 yıllık, rücuya ilişkin 109/4 maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Ancak “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın eylem cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Kaza tarihi 08/10/2008’dir. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan TCK’nun 68 maddesi uyarınca ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır. Zamanaşımı süresinin başlangıcı bakımından iki düzenleme de birbirine paralel olarak kaza tarihini başlangıç almıştır (Yargıtay 17. HD 2019/3361 esas 2020/8086 karar sayılı ilamı). Bu sürenin dolması halinde ile dava, zamanaşımı süresinden sonra açılmış olacaktır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Arabuluculuk Kanunu’nun 16 maddesi uyarınca, dava tarihi olarak arabuluculuk başvuru tarihi dikkate alındığında, davacının başvuru tarihi 18/01/2021 olup bu tarih itibari ile kazadan itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Bu hali ile davanın zamanaşamı süresinden sonra açıldığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın zamanaşımı nedeni ile reddine,
Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2021