Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/408 E. 2023/327 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/408 Esas – 2023/327
T.C.

3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/408
KARAR NO : 2023/327

HAKİM : …
KATİP :….

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2021
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
K.YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 31.03.2021 tarihinde imzalanan … Sözleşmesinin davalı şirket tarafından sözleşmenin 7. maddesi ve yasa hükümlerine aykırı şekilde haksız olarak feshetmesi üzerine, taraflarınca 02.06.2021 tarihinde…. Noterliği’nden … nolu ihtarnamenin gönderildiğini, davalı yanın fesihten 1 ay önce yazılı bir ihbarı olmadığını, müvekkilinden yasal haklarını kullandırmamak amacıyla 31.05.2021 tarihinde imzalatılması istenilen ibranamenin fesih bildirimi niteliğinde olmaması sebebiyle, davalı yanın sözleşmenin 6. maddesinde belirlenen 1.000 USD cezai şartı müvekkiline ödemesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre müvekkilinin davalı şirket ile yurt içinde ve yurt dışında aracılık sağlanan müşteriler arasında bağlantı kurup müşteri bilgilerini şirkete vererek onları bir araya getirip taraflar arasında ithalat/ihracat yapılmasını sağlayacağını, yurt içi ve yurt dışı müşterilerinin bilgilerini davalı şirket ile paylaşması sonrasında davalı şirketin müvekkilini devreden çıkararak sözleşmeye aykırı şekilde doğrudan müşteriler ile iletişime geçmesi sebebiyle, müşterilerle olan ilişkilerin kaybetme noktasına geldiğini, davalı şirketin aracılık sağlanan müşteriye ilk ihracatının 25.05.2021 tarihinde gerçekleşmesinin hemen sonrasında müvekkiline sözlü olarak sözleşmenin feshedildiğinin belirtildiğini, yazılı fesih kararının talep edilmesi sonrasında müvekkilinden ibraname imzalanmasının istenildiğini, ilk yapılan 1000 ürünlük ihracatın 343 TL ücretinin müvekkiline ödendiğini, 100.000-150.000 adet olarak gerçekleşecek ihracat miktarına bakıldığında, müvekkilinin aylık ortalama 35.000,00.-TL kazancının önüne geçildiğini, tek sevkiyat sonrası sözleşmenin feshedilmesi sonrasında müvekkilinin itibar kaybına uğradığını, TBK’nun 539 hükmünde yazılı olduğu üzere davalı şirketin komisyon ücretini ödemesi gerektiğini belirterek, 1.000 USD cezai şart ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500 TL … denkleştirme tazminatının zararın gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:Davacı vekili 29/08/2022 tarihli dilekçesi ile: 8.665,00TL talep ettikleri cezai şart talebini 9.489,00TL arttırarak 18.154,00TL, 500,00TL komisyon ve aracılık ücretini 2.345,97TL arttırarak 2.845,97TL olarak ıslah ettiğini bildirmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından varlığı iddia edilen sözleşmenin müvekkili şirketi hiçbir şekilde bağlamadığını, müvekkili şirket adına imzaya yetkilinin … olduğunu, dolayısı ile davacı ile müvekkili şirket arasında emredici hükümlere uygun bir sözleşme ilişkisinin mevcut olmadığını, davacı tarafından sunulan e-posta içeriklerinin delil bağlamında kabulünün mümkün olmadığını, davacının birçok şirkete vaatlerle müracaat edip simsarlık sözleşmesi hazırlatarak fahiş cezai şart tutarlarına yer verilmesini talep ettiğini ve sonrasında işbu cezai şart tutarlarının tahsili cihetine gittiğinin öğrenildiğini, davacının ikame ettiği davaların …üzerinden sorgulanması ve kayıtlı dosyaların celbi halinde, iddialarının doğrulanacağını, davacının irtibat kurmaya çalıştığı müvekkili şirket çalışanlarının, durumu müvekkili şirket yetkilisine aktardığında, şirket yetkilisi tarafından davacı ile her türlü irtibatın kesilmesi talimatının verildiğini, müvekkili şirketin davacı ile arasında hiçbir ticari ilişki ve para alımı/gönderiminin bulunmadığını, şirket defterleri ve muhasebe kayıtlarının da bunu doğruladığını, davacının müvekkili şirket çalışanlarına vaatlerde bulunmak suretiyle, yüksek meblağlı sözleşmelere aracılık yapabileceğini, … coğrafyasındaki birtakım ülkelerde bağlantılarının olduğunu iddia ederek müvekkili şirket çalışanlarına bir sözleşme örneği gönderdiğini, çalışanların yaptığı araştırmalar sonucunda davacı hakkında olumsuz tespitlere ulaşıldığını, davacının telefonlara cevap vermemesi ve güven telkin etmemesi nedeniyle, davacıyla hiçbir şekilde ticari faaliyette bulunulmamasına karar verildiğini, davaya konu edilen ve kim tarafından imzalandığı belirsiz sözleşme incelendiğinde, davacı tarafından bulunan üçüncü şahıslarla ticari faaliyet gerçekleştirilmesi halinde davacının talep hakkı olduğuna dair ibarelere rastlandığını, bahsedilen üçüncü kişilerin kim olduğu müphem kaldığını, davacının sunmuş olduğu e-posta yazışmalarının hiçbir delil değeri olmadığını, ve kesinlikle kabul etmediklerini, sunulan mail içeriklerinden de; davacının numune ürün talep etmesi dışında başkaca bir ticari faaliyet gerçekleştirilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:
Davalının ticari defter ve kayıtları, banka kayıtları, … sözleşmesi, … sözleşmesi ibranamesi, davalı şirket ile yapılan mail ve … yazışmaları, yönetim kurulu fesih kararı.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
… Bankası A.Ş.’nin … Şubesine ait 31.05.2021 tarih … nolu dekont örneğinin incelenmesinden; Dava dışı …’a ait … nolu IBAN hesabından davacı …’ya ait … nolu IBAN hesabına “…” açıklamasıyla 343,00.-TL gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yurt dışı … bankasına ait 16.05.2021 tarih ……kodlu dekont örneğinin incelenmesinden; Dava dışı … nin hesabından davalı şirketin … Bankası … nolu IBAN hesabına “…(Satın Alma İçin)” açıklamasıyla 500,00.-USD gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Fatura örneğinde is davalı şirketin dava dışı … isimli şirkete 24.05.2021 tarih … nolu 4.185,25.-TL tutarlı (500 USD 1USD=8,3705.-TL KUR) olarak, “… (…), …” içerikli ihracat e-faturası düzenlemiş olduğunu, faturanın davalı şirketin ticari defterlerine … nolu mahsup fişi ile kayıtlı olduğunu, 28.05.2021 tarih …nolu mahsup fişi ile fatura bedelinin … üzerinden EFT yolu ile tahsil edilmiş şekilde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin gönderici, dava dışı … firmasının alıcısı olduğu … gönderi nolu konşimento belgesinin toplam gümrük değerinin 4.185,25 $ olduğunun görülmüştür.
…davacı ismi (imza mevcut değil) ile ihracatçı davalı şirket kaşe ve imzası görülen, davalı şirketin antetli yazısı formatında düzenlenmiş ibraname içeriğinde aynen “31.03.2021 tarihli … sözleşmesi tarafların isteği doğrultusunda 31.05.2021 tarihi itibariyle karşılıklı feshedilmiş olup, her iki tarafında birbirinden herhangi bir hak ve alacağı kalmamıştır.” yazılı olduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişi …, … … ve Nitelikli hesaplam uzmanı … oluşan kurulundan alınan 17/06/2022 tarihli raporda; Davalı şirketin 2021 yılına ait defter-i kebir ve yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdik işlemlerinin 6102 Sayılı yeni TTK’nun 64. maddesinin 3. fıkrası gereğince …’nca e-defter beratı şeklinde usulüne uygun şekilde ve kanuni süresinde tasdik ettirildiğinin tespit edildiğini, davalı şirkete ait ticari defterlerin mevcut haliyle 6102 Sayılı yeni TTK’nun 64. Maddesi uyarınca sahibi lehine delil olma özelliğine “haiz olduğu”nu, davacı ile ilişkili kayıt ve işlem bulunmadığını, Davacının ticari defterinin bulunmadığı, davacının … ile dava dışı … firması yetkilisi …arasındaki yazışmaları sunduğu, yazışmaların İngilizce dilinde olduğu ve ithalat ile ilgili olduğunu, davacının kendisi ile dava dışı … firması yetkilisi …arasındaki yazışmaları sunduğunu, yazışmaların İngilizce dilinde olduğu ve ithalat ile ilgili olduğunu, davacının … olduğu düşünülen bir haberleşme platformunda yaptığı kişisel yazışmalar sunduğunu, …’ye yapılacak ithalat ile ilgili yazışma içerikleri olduğunun görüldüğünü, davalı şirket imzasını inkar ettiğinden yazılı sözleşmenin varlığı ve geçerliliğinin takdiri mahkemeye ait olmak üzere, davacı işe davalı arasında konusu ticaret tellallığı olan bir ticari ilişki kurulduğu, davacının dava dışı … firmasına yapılacak ihracata aracılık ettiği ve davalının bir miktar komisyonu (340,00 TL) davacıya ödediğinin anlaşıldığını, komisyonun 500,00 $ (USD) ihracat üzerinden hesaplandığını, davalı şirket ticari kayıtlarında 500,00 $ ihracat bulunduğunu, başkaca kayda rastlanmamış ise de, sunulan ve yukarıda incelenen davalı şirketin gönderici, dava dışı … firmasının alıcısı olduğu … gönderi nolu konşimento belgesinde toplam gümrük değerinin 4.185,25 $ olduğunun görüldüğünü, davacı portfolyo tazminatı talep etmiş ise de takdiri mahkemeye ait olmak üzere ticaret işleri tellallığı yaptığı ve komisyon ücretine hak kazanacağının anlaşıldığını, 500,00 USD ihracat yönünden hak ettiği komisyon ücreti kendisine ödendiği ve 340,00 TL olduğundan, davalı sözleşmedeki imzayı inkar ettiği gibi bilgi ve belge sunmadığından ve ayrıca ticari kayıtlarında da görünmediğinden sadece … gönderi nolu konşimento belgesinde toplam gümrük değerinin 4.185,25 $ olduğu görülmekle takdiri mahkemeye ait olmak üzere, bu ihracat gerçekleşmiş sayılırsa ise oranlama yoluyla komisyon ücretinin 2.845,97 TL olabileceğinin hesaplandığını, imzası davalı yanca inkar edildiğinden Sözleşme’nin varlığı ve geçerliliğinin takdiri mahkemeye ait olmak üzere taraflara sözleşmede bir ay öncesinden ihbarlı fesih hakkı tanındığından cezai şartın doğup doğmayacağı da münhasıran mahkeme takdirinde olduğunu, mahkemece davacı tellallık görevini ifa ettikten hemen sonra, komisyon ücretine hak kazanacağı sırada sözleşmenin feshedildiği kanaatine ulaşılarak cezai şartın uygulanacağı düşünülür ise miktarının 1.000,00 USD olacağını, davalının 4.185,25 $ daha ihracat yaptığı kabul edilir ise, davacının hak edeceği komisyon ücretinin 2.845,97 TL olarak hesaplanabileceğini, davacının ticaret işleri tellallığı yaptığı, komisyon ücreti hak edebileceği ancak portfolyo tazminatı acentelik/ bayilik/ tek satıcılık benzeri ticari ilişkilerde düşünülebileceği bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulundan alınan 27/02/2023 tarihli ek raporda; Davalı itirazı, “…sözleşmede müvekkilinin yetkili temsilcisinin imzası olmadığından emredici hükümlere aykırı olan işbu sözleşmenin hükümsüz olduğu…”ndan ibaret olduğunu, açıkça hukuki mahiyette olduğunu, davalı şirketin temsile yetkilisinin … olduğunu, kök rapor’da bu hususta yapılan tespitler “Davalı şirketin imza inkarında bulunduğu sözleşmede tarafların davacı ve davalı olduğu,…” “…davacı ismi (imza mevcut değil) ile ihracatçı davalı şirket kaşe ve imzası görülen, davalı şirketin antetli yazısı formatında düzenlenmiş ibraname içeriğinde aynen “31.03.2021 tarihli … sözleşmesi tarafların isteği doğrultusunda 31.05.2021 tarihi itibariyle karşılıklı feshedilmiş olup, her iki tarafında birbirinden herhangi bir hak ve alacağı kalmamıştır.” yazılı olduğunu…”, davacının … isimli şahısla yazıştığının tespit edildiğini, Kök Rapor’da; “Davalı şirket imzasını inkar ettiğinden yazılı sözleşmenin varlığı ve geçerliliğinin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; Dosya kapsamındaki yazışmalar ile bilgi ve belgelerden davacı işe davalı arasında konusu ticaret tellallığı olan bir ticari ilişki kurulduğu, davacının dava dışı … firmasına yapılacak ihracata aracılık ettiği, davalının bir miktar komisyonu (340,00 TL) davacıya ödediği, anlaşılmaktadır.” tespitinin yapıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; Taraflar arasında 31/03/2021 tarihli … Sözleşmesinin davalı tarafın feshettiğinden bahisle cezai şart istemi ile ayrıca …/denkleştirme tazminatına ilişkin olup, feshin haklı veya geçerli olup olmadığı, cezai şartın geçerli olup olmadığı, geçerli ise miktarı ve faizin başlangıcına ve niteliğine ilişkindir.
…Hukuk Genel Kurulu’nun 02/11/2022 tarih, … sayılı kararında belirtildiği gibi …yapılan bir tanıma göre cezaî şart, “Mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edimdir” (…). Bir başka tanımda ise cezaî şart, “Borçlunun borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde önceden kararlaştırılmış bir edada bulunmayı alacaklıya karşı taahhüt etmesi” olarak ifade edilmiştir (…). Gerek 1475 sayılı İş Kanunu’nda gerekse 4857 sayılı İş Kanunu’nda cezaî şarta ilişkin bir hüküm yer almamaktadır. Bununla birlikte, Türk Borçlar Kanunu genel kanun niteliğinde olduğundan, İş Kanunlarında hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacağından, Türk Borçlar Kanunu’nun açıklanan düzenlemeleri kural olarak İş Hukukunda da geçerlidir. …tarafından yerleşik içtihatlar ile bazı yönlerden İş Hukukuna özgü çözümler üretilmiştir. İş Hukukunda “işçi yararına yorum ilkesi”nin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezaî şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir. Hizmet sözleşmeleri açısından cezaî şartla ilgili olarak BK’da açık bir hüküm bulunmaz iken, TBK’nın 420. maddesi, “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmünü getirmiştir. Bu itibarla hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan cezaî şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezaî şartlar ise geçerli kabul edilmelidir.
7221 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi uyarınca, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme HMK’nın 190. maddesinin birinci fıkrasında, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
…Hukuk Genel Kurulu’nun 04/10/2022 tarih, …. sayılı kararında da belirtildiği gibi İspat için başvurulan araçları (vasıtaları) ifade eden deliller; HMK’da senet, yemin, tanık, bilirkişi, keşif ve uzman görüşü olarak sıralanmıştır. Ancak sayılan bu deliller sınırlayıcı (tahdidi) olmayıp, kanunun belirli bir delille ispat zorunluluğu getirmediği hâllerde taraflar kanunda düzenlenmemiş diğer delillere de dayanabilirler. Delillerin değerlendirilmesinde ise, hâkimin bağlılığı ve her bir delile bağlanan hukukî sonuçlar bakımından “kesin” ve “takdiri” deliller ayrımı esas alınarak incelenme yapılmaktadır. Kesin deliller başka bir ifadeyle kanunî deliller hâkimi bağlayıcı nitelikte olduğundan, hâkimin bu delilleri takdir yetkisi bulunmamaktadır. Kesin delillerden biri ile ispat edilen olay doğru olarak kabul edilmektedir. Takdiri deliller ise hâkimi bağlamaz, hâkim bu delilleri serbestçe tayin ve takdir eder, değerlendirir ve kararını buna göre verir.
TBK’nın 526-531. maddeleri aralığında “vekâletsiz iş görme” başlığı altında düzenlenmiştir. TBK’da vekâletsiz iş görmenin tanımı yapılmamış, iş görenin hak ve borçları ile iş sahibinin hak ve borçları düzenlenmiştir.
Vekâletsiz iş görme iki hâlde söz konusu olabilir. Bunlardan ilki sözleşmesi olmayan işler olup taraflar arasında usulüne uygun olarak kurulan bir sözleşme ilişkisi bulunmamasına rağmen iş gören tarafından yapılan ve iş sahibinin yararına olan işlerdir. İkinci hâl ise, iş gören ile iş sahibi arasında usulüne uygun ve geçerli bir sözleşme yapılmış olup, işin ifası sırasında veya bitiminde iş sahibinin talimatı ile veya talimatı olmaksızın iş sahibinin yararına olarak sözleşme kapsamı dışında kalmasına rağmen iş görenin yaptığı işlerdir. Başka bir ifadeyle bu hâle; sözleşme dışı iş veya sözleşme fazlası imalât da denilmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 208. maddesine göre taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi hâlde mahkemeye sunulan bu belge, sahtelik iddiasında bulunmayan aleyhine delil olarak kullanılır. Yazı veya imza inkârının sonucuna ilişkin HMK’nın 209. maddesindeki hüküm uyarınca adi senetteki yazı veya imza inkâr edilirse, bu konuda bir karar verilinceye kadar o senet herhangi bir işleme esas alınamaz ve delil olarak kullanılamaz; resmî senetlerdeki yazı veya imzanın inkârı hâlinde de senetteki yazı veya imzanın sahteliği ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz.
31.03.2021 Tarihli “… Sözleşmesi”: Davalı şirketin yet kili imzanın olmadığını belirttiği sözleşmede tarafların davacı ve davalı olduğu, Sözleşmenin Konusu başlıklı 2. maddesinde İhracatçı firma ile … arasında yapılan bu sözleşme, ihracatçı firmanın 3. SAHIŞ (BULUNAN MÜŞTERİ) ile bağlantı kurması ve yurt dışındaki firma ile ilgili bilgilerin ihracatçı firmaya verilmesi yoluyla iki firma arasında koordinasyon kurulmasının sağlanmasıdır. Bu sözleşmeye göre komisyoncu … ihracatçı firma (…) ve satış yapılacak şirketlerle tanıştırıp ithalat/ihracat yapmalarını sağladığı için 3. Maddede belirlenen komisyona hak kazanacaktır. Hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Cezai şart başlıklı 6. maddesinde: taraflar iş bu sözleşmede belirtilen yükümlülüklerden herhangi birine aykırı hareket etmesi durumunda her bir ihlal için ihla edilen tarafa net 1.000 USD tutarında cezai şart ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder. 7. Sözleşmenin Feshi: İşbu Sözleşme 1 yıl devam edecektir. Ancak, Taraflardan herhangi biri 1 (bir) ay önce diğer tarafa yazılı bildirimi vermek sureti ile işbu Sözleşmeyi feshedebilir.hükümleri mevcuttur.
Ticari defter kayıtlarına göre ve davalı şirket kaşe ve imzası görülen, davalı şirketin antetli yazısı formatında düzenlenmiş ibraname içeriğine, davalı imza ve mührü bulunan Sözleşme, konişmento belgesine ve taraflar arasındaki yazışmalara göre taraflar arasında konusu ticaret tellallığı olan bir ticari ilişki kurulduğu, davalı tarafça şirket çalışanlarının davacı tarafla ilk temasta teklifi ciddiye aldığının belirtildiği, keza sözleşmedeki imzaya yönelik şirketin ilgili personelinin yetkisiz temsilci dışında imzasına yönelik sahtelik iddiasında bulunulmadığı, keza şirket kaşesi bulunduğu gibi konşimento belgesi ve davacının dava dışı … firmasına yapılacak ihracata aracılık ettiği, sözleşmede imzası bulunan şirket çalışanının yetkili olmadığına ve yetkisiz temsilciye ilişkin iddiada vekaletsiz iş görme hükümleri karşısında davacı sorumluluğunun bulunmadığı, davalının bir miktar komisyonu (340,00 TL) davacıya da ödediği, davalı şirket ticari kayıtlarında 500,00 $ ihracat bulunduğu, davacı şirketin gönderici, dava dışı … firmasının alıcısı olduğu … gönderi nolu konşimento belgesinde toplam gümrük değerinin 4.185,25 $ olduğu, davacı portfolyo tazminatı talep etmiş ise de ticaret işleri tellallığı yaptığı ve komisyon ücretine hak kazanacağı, 500,00 USD ihracat yönünden hak ettiği komisyon ücreti kendisine ödendiği ve ödeme 340,00 TL olduğundan, davalının bilgi ve belge sunmadığı, sadece konşimento belgesinde toplam gümrük değerinin 4.185,25 $ olduğu görülmekle bu ihracatın gerçekleştiği kabul edilerek oranlama yoluyla komisyon ücretinin 2.845,97 TL olabileceği, taraflara sözleşmede bir ay öncesinden ihbarlı fesih hakkı tanındığıdan süreye uyulmadığında davacının cezai şart hakkını bulunduğu, davacı tellallık görevini ifa ettikten hemen sonra, komisyon ücretine hak kazanacağı esnada sözleşmenin feshedildiği cezai şart miktarı 1.000,00 USD olacağı anlaşılmakla davanın kabulü ile komisyon ve aracılık ücreti olan 2.845,00 TL’nin ıslah tarihi olan 29/08/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, cezai şart olan 18.145,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bu alacağın 8.665,00 TLsine dava tarihi olan 06/07/2021 tarihinden itibaren, bakiye kısmı için ıslah tarihi olan 29/08/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Komisyon ve aracılık ücreti olan 2.845,00 TL’nin ıslah tarihi olan 29/08/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Cezai şart olan 18.145,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bu alacağın 8.665,00 TLsine dava tarihi olan 06/07/2021 tarihinden itibaren, bakiye kısmı için ıslah tarihi olan 29/08/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1.433,83TL harçtan peşin alınan 153,52TL harç ile ıslah harcı 203,00TL’nin düşümü ile eksik alınan 1.074,31TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14.md ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan … bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan toplam 427,32TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 3.000,00 TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri 322,85TL olmak üzere toplam 3.322,85TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/05/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]