Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/4 E. 2022/8 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/4
KARAR NO : 2022/8

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2016
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
K.YAZIM TARİHİ : 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı tarafın ticari ilişki içerisinde olduklarını, delil olarak sundukları faturalarda belirtilen malların alım satımı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin mal karşılığında davalıya vermiş olduğu; 29/02/2016 tarihli, 4792178 numaralı 33.000,00 TL bedelli … Bank Ostim şubesine ait çek karşılığı olan mallar davalı tarafça müvekkiline teslim edilmediğini, davaya konu, 367047 seri numaralı 10/07/2015 tarihli faturanın eksiksiz teslim alan kısmında … isim ve imzasının yer aldığını, fakat müvekkilinin böyle bir çalışanının olmadığını, davalının malları teslim etmediğinden dolayı faturayı davalı firmaya iade ettiklerini, müvekkilinin bu nedenlerden ötürü söz konusu faturayı ticari defterine de işletmediğini, dava konusu çekle ilgili olarak alması gerekli malları davalı firmadan alamadığından ötürü çekin müvekkiline iade edilmesi konusunda davalıya ihtarname çekildiğini, müvekkilinin davalı lehinde doğmuş harhangi bir borcun olmadığı tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava konusunun TTK anlamında kıymetli evrak olan çek olduğu, çekin bir ödeme aracı olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının müvekkiline şahsi borcundan dolayı verdiği çekin ticari defterler incelense dahi bir etkisi bulunmayacağından ticari defterlerini sunmayacaklarını ve davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davacı tarafından davalıya verilen çekin bedelsiz kalıp kalmadığına dayalı olup borcun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Bilirkişiden alınan raporda; Davacının Ticari defter belgeleri ile dosya kapsamı diğer belgeler üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda Davacı … Oto Servis Ekipmanları-…’un 2015 ve 2016 yılı Ticari Defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının TTK’nun ilgili maddelerine uygun olarak yaptırıldığını, defter kayıtlarının birbirini takip ettiği ve doğruladığını, Ticari defterlerin eksiksiz, Kanuna Uygun tutulduğunu, davacının 2015 ve 2016 yılı Ticari Defterlerinin lehine delil olma niteliğini taşıdığı Davacı … Oto Servis Ekipmanları-…’un 2015 ve 2016 yılı ticari defter belgeleri ile dosya kapsamı diğer belgelere göre yapılan hesaplamalarda; Davacı … Oto Servis Ekipmanları-…’un, Davalı … Otomotiv San Ve Tic-İbrahim Mizrak’tan 15/02/2016 dava açma tarihi itibarıyla 14.996,49.-TL tutarında alacağının oluştuğunu, davalı … Otomotiv San Ve Tic-İbrahim …’ın, ticari defter belgelerinin dosya kapsamında yer almadığını, davalının düzenlemiş olduğu faturayı, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca ilgili vergi dairesine Bs formu beyan etmemesini davalı tarafından, davacı adına düzenlenen 10/07/2015 tarih ve 367047 no.lu 33.011,84-TL fatura bedelinin, taraflar arasındaki Cari Hesap Bakiye hesaplamalarına dahil edilmemesi gerektiğini, Konya .. İcra Dairsi … E.sayılı Dosyasında 29/02/2016 tarihli 4792178 numaralı 33.000,00-TL bedelli …BANK Ostim Şubesine ait çeke ilişkin yapılan icra takibi ile, Davacı …’a ait …. Plakalı aracın haciz yoluyla satıldığını, bu satıştan elde edilen 13.654,50.-TL’nin Konya ….İcra Dairesi… E.sayılı Dosyasına tahsilâtının gerçekleştirildiğini bildirmiştir.
Davalı yan ticari defterlerinin ibraz etmemiş, davalı vekili verdiği dilekçesinde ibraz etmeyeceğini, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu belirtmiş, getirtilen Ba, Bs formlarında da davacı yan ile ilgili vergi dairesine bildirilmiş hiçbir bildirim olmadığı tespiti yapılmıştır.
Mahkememizin 23/10/2017 tarih, 2016/132 Esas, 2017/648 Karar sayılı kararı ile davacı ticari/işletme defterlerine göre taraflar arasında 2015 yılında ticari ilişki kapsamında davacının davalı taraf için düzenlediği 11.996,49 TL’nin 3 faturanın kayıtlı olduğu, davalının düzenlediği belirtilen 33.000,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olmadığı, 2016 yılında herhangi bir ticari ilişkinin defterde tespit edilemediği, ancak dayanağı belli olmayan 44.996,00 TL borç kaydı ile açılışın yapıldığı, (kayıtlı fatura ve çek bedeli toplamı kadar), taraflar arasında davaya konu edilen çekin ne sebeple verildiğine dair yazılı sözleşme olmadığı, dolayısı ile çekin hangi alışveriş için verildiğinin belli olmadığı, davacının kendi defterlerinin bir kısmı faturalı, diğeri dayanaksız olarak davalı yan için borç kaydetmesinin, çekin bedelsiz kaldığı anlamına gelmeyeceği, dolayısı ile borcun tasfiyesi için çekin verildiğinin kabulü gerekmekle, davacının mal almak için avans olarak çeki verdiği iddiasını ve davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça mahkememiz kararının istinafı üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 22. Hukuk Dairesi’nin 13/11/2020 tarih, 2018/970 Esas, 2020/1430 Karar sayılı kararı ile “Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez. Davacı vekili tarafından dosyada bulunan delil listesinde “yemin” deliline dayanılmıştır. Mahkemece; davacıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir., Bu durumda, davacının yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle” mahkememiz kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 07/01/2021 tarihli tensip tutanağı ile davacı tarafa yemin metnini hazırlayıp mahkemeye sunması için 2 haftalık süre verilmesine ve Mahkemece yemin metnine göre yemin etmesi için Konya Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucu Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Tal. Sayılı evrakı ile 25/05/2021 tarihli celsede davalı şirket yetkilisi … “çek davacının bana borcundan kaynaklı verilmiştir, herhangi bir sipariş avansı olarak verilmemiştir, davacı … bana bu çekten kaynaklı 33.000,00-TL borçludur, davacı ile aramda bu çek haricinde herhangi bir alacak verecek ilişkisi yoktur, bu 33.000,00 TL’lik bedel halen ödenmemiş olup, icra takibi devam etmektedir, bana gösterilen/okunan yemin metnini okudum cevapladım” şeklinde yeminli beyanda bulunmuştur.
Kıymetli evrak nitelikli borç senedi mahiyetindedir (TTK m. 646). Borç senedi ise borç ikrarını içerir. Kıymetli evrakta -senette- hile veya ağır kusuru bulunmadıkça, borçlu vade geldiğinde senedin niteliğine göre alacaklı olan kimseye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur (TTK m. 646/2).
Yargıtay HGK’nun 13.06.2018 tarih, 2017/19-1627 2018/1187 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere ”Kıymetli evrak ve bu bağlamda bir kambiyo senedi, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarıdır 6102 s. TTK m.645 ve Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2.b., Ankara 1997, s.975; Kınacıoğlu, N.: Kıymetli Evrak Hukuku, 5.b., Ankara 1999, s.247) Soyutluğun senede yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda, senetten başka bir delil sunmasına gerek bulunmaması; alacağını sadece bu senetle ispatlayabilmesidir (Öztan, s.173; Poroy, R./Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 15.bası, İstanbul 2001, s.25). Türk hukuk öğretisinde kambiyo senetlerinin içerdiği hakkın doğumu konusundaki baskın görüş sözleşme teorisi ile açıklanmakta bu da güven ilkesi ile desteklenmektedir. Bu teoriye göre kambiyo senedinin düzenlenmesi ile içerdiği hak derhal vücut bulmaz, borcun doğumu için ayrıca senedin borç altına girmek kastıyla lehdara da verilmesi yani teslime ilişkin bir de ayni sözleşmenin mevcudiyeti gerekir (Bozer, A./Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, 7.b., Ankara 2017, s.21; Yılmaz, A.L.: Kambiyo Senetlerinde Def’iler, İstanbul 2007, s.51; Öztan, s.106; Kınacıoğlu, s.30 vd.). Bu sözleşmenin kurulması Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri gereği karşılıklı ve aynı yöndeki iradelerin açıklanması ile mümkündür. İradelerin açıklanması ve sakatlanması konusunda da aynı Kanunun hükümleri dikkate alınır”.
Taraf delilleri toplanmış; Çek, irsaliyeli faturalar, ihtarname örnekleri, davacı ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi ve davalının yeminli anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre,
Somut olayda; davacı ticari/işletme defterlerine göre taraflar arasında 2015 yılında ticari ilişki kapsamında, davacı yanın davalı taraf için düzenlediği 11.996,49 TL’nin 3 faturanın kayıtlı olduğu, davalının düzenlediği belirtilen (davacı yan iddiası) 33.000,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olmadığı, 2016 yılında herhangi bir ticari ilişkinin defterde tespit edilemediği, ancak dayanağı belli olmayan 44.996,00 TL borç kaydı ile açılışın yapıldığı, (kayıtlı fatura ve çek bedeli toplamı kadar), taraflar arasında davaya konu edilen çekin ne sebeple verildiğine dair yazılı sözleşme olmadığı, dolayısı ile çekin hangi alışveriş için verildiğinin belli olmadığı, davacının aynı değerde yazılı delille çekin ne için verildiği hususunun ispatlaması gerektiği, somut olayda; davacının kendi defterlerinin bir kısmı faturalı, diğeri dayanaksız olarak davalı yan için borç kaydetmesinin, çekin bedelsiz kaldığı anlamına gelmeyeceği, dolayısı ile borcun tasfiyesi için çekin verildiğinin kabulü gerekmekle, davacının mal almak için avans olarak çeki verdiği iddiasını ve davasını delillerle bu bağlamda yemin delili ile de ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 563,56 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 482,86 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa idaresine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca Hesaplanan ve takdir olanan 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/01/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]