Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/371 E. 2022/218 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/371 Esas – 2022/218
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/371 Esas
KARAR NO : 2022/218

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; maliki davalı olan aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasında dava dışı iş yerinin zarara uğradığını, sürücünün alkollü olduğunu, gerçekleşen trafik kazası sonucunda 3. kişiye ödenen hasar tazminatının davalıya rücu amacıyla Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı sebebiyle takibin durduğunu iddia ederek takibe vaki itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kendisinin aracı başkasına kiraladığını, zarardan kiracının sorumlu olduğunu savunarak davanın husumetten reddine, bu talebi kabul edilmez ise davanın esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, davacı nezdindeki sigorta poliçesi ve hasar dosyası, Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
Trafik kazasından anlar makine mühendisi bilirkişi, nöroloji uzmanı bilirkişi, sigortacı bilirkişiden oluşan heyet 29/12/2021 tarihli raporunda özetle, davalı aracının kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu, kazanın münhasıran davalı sürücüsünün alkollü olmasına bağlı olduğunu, dava dışı işyerinin hasarının 6.050,00 TL olduğu bildirilmiştir. Rapor oluşa ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava, sigortacının sigortalısı aleyhine rücuen tazminatın tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı 18/03/2019 tarihli kaza neticesinde aracı hasarlanan dava dışı kişiye ödeme yaptığını, davalı aracının alkollü olarak kullanılması nedeni ile ZMMS Genel Şartları’nın 4. maddesi uyarınca rücu hakkının doğduğu iddiası ile davalı aleyhine takibe başlamış, itiraz üzerine takip durmuş, davalının takibe itirazının haksız olduğu iddiası ile eldeki davayı açmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya evrakının incelenmesinde, bilirkişi kazanın oluşumunda davalı aracının tam kusurlu olduğu, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiğini, meydana gelen hasarın ve ödemenin rayice ve oluşa uygun olduğuna ilişkin tespiti gözetilerek ZMMS Genel Şartları’nın 4. maddesi ve 2918 sayılı yasanın 88/1-2 maddeleri uyarınca davacının akidi olan davalının itirazının haksız olduğu ve takibin devamı gerektiği değerlendirilmiştir.
Sigorta konusu araç münhasıran alkolün etkisi altında iken riziko gerçekleştiğinden KTK’nun 95 ve poliçe genel şartlarının 4. maddesi hükmü uyarınca, davacı sigortacı zarar görene yaptığı ödemeyi, dava dışı sürücünün kusuru oranında davalı sigorta ettirene (akidine) rücu edebilir. Bu halde, davacı sigortacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecektir. Husumet, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Davalı, sözleşmenin tarafı ve sigorta ettiren olmasına göre, sigortalı şirketin, aracı uzun süreliğine dava dışı kişiye kiralaması nedeniyle işleten sıfatını taşımaması, davalı sigortalının dava dışı kiracısıyla arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse aracın gerçek işleteni kim olursa olsun sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan sigorta ettirendir. Bu nedenle davalının husumet itirazının da yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın sübut bulduğu, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığı kanaatine varılmış ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜ İLE,
Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin aynen devamına,
Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 450,59 TL harçtan peşin alınan 79,67 TL ve icra dairesince alınan 32,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 337,94 TL harcın ve 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 1.847,50 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin alınan 79,67 TL ve icra dairesince alınan 32,98 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
İcra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2022