Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/364 E. 2022/605 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/364
KARAR NO : 2022/605

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
K.YAZIM TARİHİ : 19/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın müvekkil kooperatifin üyesi olduğunu, üyelikten istifa ettiklerinden bahisle kooperatif üyeliğinden doğan borçlarını ödemediklerini, bundan dolayı Ankara …İcra Dairesinin … Esas nolu dosyası ile 1.750,00.- TL. aidat alacağı ve 38,25.-TL.işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.788,25.-TL alacak için icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın 29.03.2021 tarihli dilekçesi ile itirazı sonucu takibin durduğunu, davalıların istifa ettikleri için ortaklıklarının sona erdiğini ve bu borcun istifa dönemi sonrasına ait olduğunu ileri sürdüklerini ve bunun gerçek dışı olduğunu, istifanın kooperatif genel kurulunda kabul edilmediğini, müvekkili kooperatifin tasfiye halinde olup herhangi bir inşai faaliyetinin olmadığını, talep edilen aidat bedellerinin tasfiye giderleri ile site yönetim giderlerinden oluştuğunu, üyelerin kooperatif ile ilişkisi kesilse dahi Kooperatifler Kanunu’nun 81/2 maddesi gereği sorumluluğunun devam ettiğini, yine Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2016/8086 E.,2019/5197 K. sayılı kararı ile de istifa eden ortağın daha sonra oluşacak tasfiye masraflarından sorumlu olduğunu, davalıların tüm borçtan sorumlu olduğunu, aksi düşünülse dahi davalı tarafın istifa talebinin 03.12.2020 müvekkil kooperatife ulaştığını, davalıların tüm borçtan sorumlu olup istifa iradesinin kooperatife ulaşana kadar geçen 2 aylık aidattan mutlak sorumluluğu bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber mahkeme tarafından istifa sonrası aidatlardan davalıların sorumlu olmadığı yönünde kanaate varılsa dahi her ayın birinci günü tahakkuk eden 11/2020 ve 12/2020 aidatlarının istifa tarihi öncesinde tahakkuku ettiği için sorumluluğun devam ettiğini, davalıların üyelikten istifa etseler dahi üye olarak paylarına düşen bağımsız bölümün tapusunu almış olup bağımsız bölümden yararlanmakta olduklarını, kooperatif yönetiminin aynı anda tasfiye memurluğu ve site yönetimi işlerini birlikte yürüttüğünü müvekkili kooperatifin devam eden davalar nedeniyle tasfiye sürecinin sonlandırılamadığını, bağımsız bölümlerin üyelere tahsis edilmesine rağmen site yönetiminin oluşturulamadığını, toplanan aidatların cüzi bir kısmının tasfiye işlemleri için kullanılırken büyük kısmının sitenin güvenlik, temizlik, elektrik ve bakım gibi giderleri için kullanıldığını, davalıların istifa etmiş olsalar dahi kooperatif ana sözleşmesinin 20.maddesi ve Yargıtay kararlarında da kooperatif hizmetlerinden faydalanmaya devam etmeleri sebebiyle istifa sonrası dönem içinde sorumluluklarının devam ettiğini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu fakat anlaşma sağlanamadığını, İcra dosyasına istinaden gönderilen ödeme emrine borçlunun yaptığı itirazın iptali ve takibin devamına, asıl alacağın kooperatif genel kurul kararı gereği aylık 41,5 faizi ile davalılardan tahsiline, haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlular aleyhine 620 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar 26/07/2021 tarama tarihili ortak cevap dilekçelerinde; Davacı vekillerinin “istifa iradesi kooperatif genel kurulunda kabul edilmemiştir” biçiminde bir ifade ileri sürdüğünü, “Ortağın istifa bildirimi, yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur” ibaresinin konuya ilişkin bir çok yargı kararında ve Yargıtay içtihadında mevcut olduğunu, kooperatif ana sözleşmesinin 13.maddesi gereği istifa yolu ile ortaklıktan ayrıldıklarını, 28.09.2020 tarihli ortaklıktan ayrılma dilekçelerinin kooperatif yönetimi tarafından dikkate alınmaması sonucu 23….2020/22350 tarih ve sayılı noter ihbarının yapıldığını, noter ihbarının 03/11/2020 tarihinde kooperatife ulaştığını ve bu durumun kooperatifin borç dökümü tablosunda da görüldüğünü, istifa yolu ile ayrılmalarda kooperatif genel kurul onayının gerekmediğini, 03/11/2020 tarihi itibariyle kooperatif ortaklığından ayrılmalarının sabit olduğunu, davacı vekillerinin dilekçeleri ekinde bulunan Borç Döküm Tablosunda aidat tahakkuk tarihinin 09/11/2020 olduğunu ve istifa tarihinden sonraki bir tarih olduğunu ve borç tahakkuku yapılamayacağını, ayrıca Yargıtay kararlarına göre ortakların kooperatifin tasfiyesine ilişkin masrafları ödemek zorunda olduğunu fakat aidatlar için böyle bir zorunluluğun olmadığını, tasfiye ile ilgili masraflara değil üyeymiş gibi aidat istenilmesine itiraz ettiklerini, Kasım/2020 ayının üç günlük kısmı da dahil olacak şekilde tüm aidat borçlarının ödenmiş olduğunu, buna rağmen dava konusu icra takibinin başlatıldığını, davacı vekillerinin dilekçelerinde “toplanan aidatların küçük bir kısmı tasfiye masrafları için harcanmakta iken esas miktarın sitenin güvenlik, temizlik, bakım, aydınlatma vs. giderleri için harcanmaktadır” dediğin, tasfiye harici esas harcamaların 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu çerçevesinde işlem tesisi gerektirdiğini, kooperatif mevzuatı kapsamında olmadığını, hali hazırda belgesi ibraz edilip te ödenmemiş herhangi bir borcun söz konusu olmadığını, davacı taleplerinin işletme kooperatifi ile ilgili olduğunu, konut yapı kooperatifleri için emsal oluşturmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup sonuç alınamadığını, davacı kooperatifin Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2016/8086 E – 2019/5197K sayılı kararını görmezden gelerek veya eksik/yanlış yorumlayarak ortaklıklarını sonlandırmadığını ve aidat talep ettiğini, kooperatifin geçmiş dönem SGK borcuna karşılık para topladığını, 7256 sayılı kanunla yapılandırmadan faydalanılması sonucu oluşan bakiyeden taraflarına düşen kısmın ödenmediğini, davacı kooperatifin haksız iş ve işlemlerinden dolayı adli soruşturmanın yapılması için 2021/645 CBS dosya numarası ile Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığına ve idari soruşturmanın yapılması için de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na müracaat edildiğini, kooperatifin 634 sayılı Kat Malikleri Kanunu çerçevesinde işlem tesis edilmesi ve site yöneticisi atanması için Gölbaşı Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat edildiğini, davanın reddine, davacı kooperatifin ortaklığından 09/11/2020 tarihi itibariyle ayrılmış olunduğunun tesciline, SGK borcuna kaydıyla aktarılan miktardan kalan bakiyenin faizi ile birlikte iadesini, davacı kooperatifin tasfiye masrafları haricinde harcama yapma salahiyetinin yeterli hukuki mesnede dayanmadığına, iddia edilen borç miktarının %20’sinden az olmamak üzere davacı taraftan haksız takip tazminatı tahsiline ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER;
Davacı Tasfiye Halinde S.S. … … … Evleri Konut Yapı Kooperatifi tarafından düzenlenmiş borç döküm tablosu, davacı Tasfiye Halinde S.S. … … … Evleri Konut Yapı Kooperatifi tarafından düzenlenmiş muavin defteri kayıtları, Davalı üyelik dosyası, kooperatif kayıtları, Faiz oranına ilişkin 21.05.2017 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağı, davacının alacak için uyguladığı faiz oranına ilişkin …04.2016 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağı, Davacı Tasfiye Halinde S.S. … … … Evleri Konut Yapı Kooperatifinin ana sözleşmesi, 20.09.2020 tarihli aidat ve faiz oranını gösterir Genel Kurul Toplantı Tutanak örnekleri dosyada mevcuttur.
Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçluların … ve … olduğu; 1.788,25 TL alacak için 18/03/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara 23/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçluların 29/03/2021 tarihli dilekçeleri ile icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 04/04/2022 tarihli bilirkişi raporda davacı kooperatife Ankara 2.Noterliğinden keşide edilen 23….2020 tarih ve …. yevmiye numaralı istifaname ile kooperatif üyeliğinden çıkma hususunda PTT’den gönderilen 28.09.2020 tarihli dilekçe ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı belirtilerek kooperatif üyeliğinden çıkma işlemlerinin yapılmasını ihtar ettiklerinin anlaşılmadığını, tebliğ şerhi bulunmamakla beraber kooperatifçe davalılara gönderilen 22.01.2021 tarihli yazıda noter kanalıyla gönderilen üyelikten ayrılma konulu tebligatın 03.11.2020 tarihinde ulaştığı bildirilmiş olmakla Anasözleşmenin 13.maddesi uyarınca davalıların ortaklık sıfatlarının ihtarnamenin kooperatife ulaştığı 03.11.2020 tarihi itibariyle sona erdiği sonuç ve kanaatine varıldığını, uygulamada ortak istifa veya ihraç suretiyle ortaklık sıfatının sona erdiği tarihten itibaren kooperatif genel kurulunca alınan kararlar ayrılan eski ortağı bağlamayacağından, istifadan sonraki döneme ilişkin herhangi bir aidat sorumluluğu söz konusu olmayacağını, ancak bu halde kooperatifçe ortağa arsa veya konut tahsis ve ferdileşme suretiyle arsa/konutun tapuda ortak adına geçirilmediği durumlarda istifa sonrası aidat sorumluluğunun olmayacağını, bununla birlikte ferdileşmeyi tamamlamış dolayısıyla taahhüt edilen arsa/konutu ortağı adına tescil ettirmiş kooperatiflerde ise somut olayda tapu kaydı bulunmamakla beraber kooperatifte ferdileşme işlemlerinin tamamlandığını ve kooperatifçe davalılara konutlarının tahsis ve adlarına tescil edildiği anlaşıldığını, davacı kooperatifin 28.04.2019 tarihli genel kurulunda tasfiye kararı aldığını, iş bu davaya dayanak icra takibinde 2020 yılı Kasım-Aralık, 2021 yılı Ocak-Şubat aidatlarının istendiği anlaşıldığını, kooperatifin 20.09.2020 tarihli olağan genel kurulu gündeminin 6.maddesinde, verandaların dahil edilmesi sonucunda artan inşaat m2 si nedeniyle SGK” nın yaptığı hesapta prim borcu faizi ile birlikte 107.421,71.-TL. tespit edildiğini, bu borcun 60.000,00.-TL. sinin ödendiği kalan borcun ödenmesi için üyelerden 2 taksitte 500,00.-TL. olmak üzere toplam 1.000,00.-TL toplanmasına karar verildiğini, yine aynı genel kurul gündeminin 8. maddesinde aylık 450,00 TL. aidat ödemesi ve gecikme halinde aylık %1,5 gecikme faizi kararlaştırıldığını, söz konusu aidatın kooperatifin cari giderlerini karşılamak amacıyla toplanan aidat olduğu anlaşıldığını, mahkemece 20.09.2020 tarihli genel kurulda kararlaştırılan aylık 450 TL. aidatın davalılardan istifa sonrasında da talep edebileceğinin kabul edilmesi ihtimalinde; davalı adına tutulan 131.01.319 ….koduyla muavin defter kayıtlarında aidat ve ara tahakkukların yapıldığını, yine davalı adına tutulan 131.01.319 kodlu muavin hesapta ise hem aidat ve gecikme faizlerinin tahakkuklarının yapıldığını, 25.09.2020 tarihinde 400.-TL. 26….2020 tarihinde 500.- TL., 26.11.2020 tarihinde 500.-TL., 25.01.2021 tarihinde 500.-TL. ödediklerini, hem de ödeme ve mahsuplarının yapıldığını, 28.02.2021 – tarihi itibariyle 1.750,00.-TL. Anapara ve 38,25.-TL. Faiz olarak toplam 1.788,25.-TL. Aidat ve faiz tahakkuku yapıldığının tespit edildiğini, 319 Nolu Üye …’nın 28.02.2021 sonu itibari ile borç döküm tablosunda 03.11.2020 istifa tarihi, Kasım 2020 (27 Günlük) 400,00 TL, Aralık 2020 450,00 TL, Ocak 2021 450,00 TL, Şubat 2021 450,00 TL, Toplam olarak 1.750,00 TL, faizi ile birlikte üyenin toplam tahsil edilecek borcunun 1.788,25.-TL, faiz hesaplama icmalinde Kooperatif genel kurulunca kararlaştırılan aidat ve gecikme halinde aylık ‘41,5 gecikme faizi dikkate alınarak hesap yapıldığını, takip talebinde 38,25.-TL. faiz talep edildiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği talep miktarı esas alındığını, davacı kooperatifin davalıdan 19.03.2021 takip tarihi itibariyle; 1.750,00.-TFL. aidat asıl alacak, 38,25.-TL. işlemiş faiz olmak üzere 1.788,25.-TL. toplam alacak miktarı hesaplandığını belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık, davalıların kooperatif üyesi olup, üyelikten istifa ettiklerinden bahisle kooperatif üyeliğinden doğan borçları bulunduğu ve bu borçlarını ödemedikleri ileri sürülerek başlatılan icra takibine itirazın iptali, icra inkar tazminatı ve haksız tazminat taleplerine ilişkin olduğu,
-Davalıların kooperatif üyesi olup olmadığı,
-Davalıların kooperatif üyesi ise kooperatif üyeliğinden ve istifa edilmişse istifadan kaynaklanan davaya konu borçlarının bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, faizin başlangıcı,
-Kooperatif üyeliğine ilişkin sözleşmenin ve tapu kayıtlarının olup olmadığı,
-Kooperatif üyeliğinden istifa edilip edilmediği, edilmiş ise ihtarat ve tebliğlerin olup olmadığı,
-Varsa istifanın geçerli olup olmadığına ilişkindir.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 81/2 maddesine eklenen cümle ile ortaklıktan çıkan/çıkarılan üyelerden konutları geri alınamayacağı ancak bu ortakların tasfiye giderlerine katılacağı belirtilmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 26.04.2016 tarih, 2015/4508 Esas, 2016/2662 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının bu hususta alacağı açık bir kararla gerçekleşebileceği gibi, bu hususta açık bir karar olmasa bile kooperatifin kişi ile bu sıfatla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsis ve teslim etmesi ve tadilata izin verilmesi şeklinde somut ilişkiler ile zımnen de gerçekleşebilir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2021 tarih, 2018/1329 Esas, 2021/1785 Karar sayılı kararında da Kooperatifler Kanunu’nın 23. maddesinde tüm ortakların hak ve vecibelerde eşit olacağı emredici bir hüküm olarak düzenlenmiştir. Kanunda ve ana sözleşmede düzenlenmemekle birlikte genel kurul kararına dayalı olarak peşin bedelli üyelik şartlı üyelik gibi adlar altında farklı statüde üyelik kaydının da yapılabileceği, Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir durumdadır. Peşin ödemeli üyeliğin geçerli olabilmesi için öncelikle bu konuda genel kurulda karar alınması veya yönetim kurulunca yapılan şartlı üye kaydının genel kurulca zımnen benimsenmesi gereklidir. Kooperatif genel kurul kararları sözleşme niteliğinde olup toplantıya katılmış olsun veya olmasın tüm üyeler yönünden bağlayıcıdır. Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesinde kooperatiflerde en yetkili organın genel kurul olduğu hükme bağlanmış, 42/5.maddesinde de “kanun veya ana sözleşmeyle genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar vermek”, genel kurulun devir ve terk edilmeyeceği yetkiler arasında sayılmıştır. Yine bu madde doğrultusunda kooperatif tip ana sözleşmesinin 23/6.maddesinde “ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek” genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkiler arasında sayıldığı belirtilmiştir.
Kuruluşta en az 7 kurucu ortak tarafından kooperatifin kuruluşunun gerçekleşmesiyle aslen (anasözleşme m. 1.) Ortaklık şartlarını taşıması halinde yönetim kurulunun ortaklığa kabul kararıyla (anasözleşme m. 11.) Ortağın ölümü üzerine mirasçılarının kendi aralarından temsilci tayin ederek ortaklığa devam etmek istemeleri halinde (anasözleşme m. 16.) Ortaklık hissesi devri suretiyle yönetim kurulunca ortaklığa kabul edilmesi halinde (anasözleşme m. 17) Ortaklığı sona erenlerin, ayrılma nedenlerinin ortadan kalkması halinde yeniden ortaklığa kabul edilmeleri (anasözleşme m. 18.) hallerinde ortaklık sıfatı kazanılmaktadır.
…. yevmiye numaralı istifaname ile kooperatif üyeliğinden çıkma hususunda PTT’den gönderilen 28/09/2020 tarihli dilekçe ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı belirtilerek kooperatif üyeliğinden çıkma işlemlerinin yapılmasının ihtar edildiği, kooperatifçe davalılara gönderilen 22/01/2021 tarihli yazıda noter kanalıyla gönderilen üyelikten ayrılma konulu tebligatın ise 03/11/2020 tarihinde ulaştığının belirtilmekle Anasözleşmenin 13.maddesi uyarınca davalıların ortaklık sıfatlarının, ihtarnamenin kooperatife ulaştığı 03/11/2020 tarihi itibariyle sona erdiği, davacı kooperatifin 28/04/2019 tarihli genel kurulunda tasfiye kararı aldığı, davaya konu icra takibinde ise 2020 yılı Kasım-Aralık, 2021 yılı Ocak-Şubat aidatlarının istendiği, 1163 Sayılı Kanun’un 81/2. maddesi uyarınca davacı kooperatifin bu aidatı istifa etmiş davalılardan talep edemeyeceği gibi ortağın istifa veya ihraç suretiyle ortaklık sıfatının sona erdiği tarihten itibaren kooperatif genel kurulunca alınan kararlarda ortaklıktan ayrılan ortağın sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar vermek; icra takibine konu alacağın yargılama gerektirmesi ve takipte kötü niyet tespit edilememesi karşısında yasal koşulları oluşmayan davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalıların yasal koşulları oluşmayan haksız takip tazminatı talebenin reddine,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6102 sayılı TTK 5/A mdsi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14.md ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asil …nin yüzüne karşı davalı asil …’nin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/07/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]